Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Osman Kavala kararı yorumu

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

        Milli irade platformundan güç birliği yapan sivil toplum kuruluşlarımız korkuyu korkutan cesaretle çalışmalarına devam edecektir. Türkiye'nin yakın tarihini sizlerle beraber yazdık, inşallah geleceğin inşasını da sizlerle beraber tamamlayacağız.

         Osman Kavala hakkında karar!
        Osman Kavala hakkında karar! Haberi Görüntüle

        Vefanız, dostluğunuz, fedakarlığınız, azminiz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Büyüklerimiz bize hep hayrı öğütlerken, yapılan hizmetleri takdir etme, hataların üzerini örtme tavsiyesinde bulundu. Ömrümüzü adadığımız dava şahıs değil hak ve hakikat davasıdır.

        Hakka ve hakikate yönelen herkese bu davanın kapıları daima açıktır. Hiç şüphesiz Rabbimiz her şeyin en doğrusunu bilir. Türkiye'nin son 20 yılı, Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerinin yaşandığı dönemdir.

        REKLAM

        "ESKİ TÜRKİYE GÜZELLEMESİ YAPANLAR VESAYET ARTIKLARIDIR"

        Eski Türkiye güzellemesi yapanlar ya dönemi bilmeyenler ya da o dönemde yaşayanların müsebbipleridir. Ya da o karanlık dönemden nemalanan vesayet artıklarıdır. Ekonomide her yıl ülkemizi yüzde 5 büyüterek, dev ihracatlar yaparak tarih yazdık.

        Sağlıkta ülkemizi cenazelerin borcundan dolayı hastanelerden rehin alındığı ayıptan kurtarmaktan kalmadık, vatandaşlarına birinci sınıf hizmeti sunan medeni bir yer haline getirdik.

        Artık ülkemizi kendi silahını, topunu, tankını, helikopterini, gemilerini, insansız hava araçlarını üreten her yıl milyarlarca dolar savunma ihracatı yapan güçlü bir ülke haline dönüştürdük.

        REKLAM

        Terör örgütlerini sınır içinde ve dışında ezme kapasitesine ulaştık. Adalet hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve erişebilir olmasını sağladık.

        "BU ADAM TÜRKİYE'NİN SOROS'U"

        Hukukta, adalete güveni yeniden tesis ederek, adalet hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve erişilebilir olmasını sağladık. Öyle ki herkes dünyada 'Biz hukuk devletiyiz' derken, onlara 'Biz guguk devleti değiliz, biz de hukuk devletiyiz.' İşte en son malum bir zatla ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Peki kimdi bu adam. Bu adam, Türkiye'nin Soros'uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü ve yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu kararda belli çevreleri ki malum çevrelerdir, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var ve bu yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini, hakkın egemen olması için bu kararı verdiler, vereceklerdir

        Şimdi birçok yerden arayanlar var. Yurt dışından arayanlar oldu. Biz de onlara dedik ki kusura bakmayın, bizim ülkemiz bir hukuk devletidir. Siz Avrupa'nın değişik ülkelerinde hukuk devleti olduğunuzu iddia ederek, terör örgütünün sokaklarınızda, caddelerinizde boy göstermesine evet diyorsunuz. PKK kendi paçavralarıyla caddelerinizde boy gösteriyor, herhangi bir şey söylemiyorsunuz, onlara ses çıkarmıyorsunuz. Türkiye'de ise atılan adımlar sizleri rahatsız ediyor. En son AİHM ne dedi, AİHM dedi ki 'İlk derece mahkeme veya üst derece kararını vermediği sürece biz bu noktada adım atamayız' dedi. Buyurun, şimdi karar da verildi. Şimdi bu karar verildikten sonra artık atılan adıma tabi olacaksınız. Olsanız da olmasanız da yargının bu kararı uygulamaya girecektir. Hak ve özgürlüklerde yasakların hüküm sürdüğü bir Türkiye'den, terörü övmediği, şiddeti savunmadığı sürece herkesin fikrini serbestçe ifade edebildiği özgüven sahibi bir Türkiye'ye ulaştık. Kızlarımızın başörtüleriyle okula giremediği veya başörtülü olan kızlarımızın üniversite kapılarında süründürüldüğü, polislerin maalesef kızlarımızın başörtülerini başlarından çekip aldığı dönemden şimdi artık tüm güvenlik güçlerimizin onları teminat altına aldığı döneme geldik

        "TÜRKİYE'Yİ HER FERDİN İFTİHAR EDECEĞİ BİR KONUMA GETİRDİK"

        Tek parti faşizmin ve darbecilerin milli iradeye gizli açık tüm prangaları söküp attık. Enerjide yerli ve yenilebilir üretim kapasitesine eriştik. Sporda en ücra köşelerine kadar modern tesislerle donattık. Tarımdan sosyal politikalara kadar her alanda şahit olmak mümkündür.

        Türkiye'yi her bir ferdin vatandaşı olmaktan iftihar edeceği, pasaportunu tüm dünyada gururla taşıyacağı ülke konumuna getirdik. Elbette pek zorlukla, sınamayla da karşılaştık. Türkiye bu günlere dikensiz gül bahçesinde yürüyerek değil adeta akrebin kıskacında yoğrularak geldi. Vesayet güçlerinden devlet güçlerine çöreklenmiş çetelere, sokak olaylarından terör örgütlerinin saldırılarına kadar sayısız badire atlattık.

        "CAMİDEN MAKAMIMIZA KANAL AÇMAK SURETİYLE..."

        Değerli kardeşlerim, elbette tüm başarı hikayelerini yazarken, pek çok zorlukla, sınamayla da karşılaştık. Türkiye, bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, adeta akrebin kıskacında yoğrularak geldi. Vesayet güçlerinden, devlet içine çöreklenmiş çetelere, pek çok yapının devrede olduğu sokak olaylarından terör örgütlerinin saldırılarına kadar sayısız badire atlattık. İşte Dolmabahçe Camii, o camide hatırlayın o geceyi, bira kutularıyla caminin içinde o oturan müptezeller, camiden buradaki makamımıza kadar kanallar açmak suretiyle geldiler, ondan sonra da gezicilerle beraber buradan Taksim Meydanı'na yürüdüler ve onları özgürlükçü olarak savundular. Bu nasıl bir özgürlükçülük ki bütün oradaki devlete ait otobüsleri yakıp yıkmaktan tutunuz da benim vatandaşlarımın tüm dükkanlarına varıncaya kadar onları yakıp yıktılar. Bunlar mı özgürlükçü? İşte o geziciler maalesef o gün orada kaldılar ve bunu ne adına yaptılar, çevre adına yaptılar. Bu nasıl çevrecilik? Çevreciliğin destanını bu ülkede biz yazdık. Bizler 5 milyon civarında fidan, ağaç dikerek bunu yaptık. Orada 12 tane ağacın bir yerden başka yere naklini kalktılar dediler ki 'bunlar ağaçları söküyorlar.' Bunların hayatı bu, yalan, akşam yalan sabah yalan.

        Cumhuriyet mitinglerinde adeta darbe çığırtkanlığı yaptılar. 27 Nisan bildirisiyle milli iradeyi zaptı rapt altına almaya çalıştılar. Siyasi suikastlerle Türkiye'yi kaosa sürüklemeye kalkıştılar. Uyduruk gazete küpürleriyle partimizi kapatmaya çalıştılar. Tüketmeyin çağrılarıyla ekonomimizi çökertmeye heveslendiler.

        Çukur eylemleri ile vatan topraklarını bölmeye, kardeşlerimizi bizden koparmaya çalıştılar. 15 Temmuz ihanetiyle doğrudan canımıza kast etmeye, darbe teşebbüsüne kadar götürdüler. Yıllardır besleyip büyüttükleri ne kadar yılan varsa hepsini üzerimize saldılar.

        "MARUZ KALDIĞIMIZ SALDIRILARI UNUTMUYORUZ, UNUTMAYACAĞIZ"

        Milletin iradesini, sırtlarını, akbabalara, ruhunu emperyalistlere satmış alçaklara çiğnetmedik. Bedel ödedik, çile çektik, zorluklara göğüs gerdik. Siyasi şiddete maruz kaldık, tehdit edildik. Milletimizin sandıkta verdiği kutlu emanete hiçbir zaman halel getirmedik. Daima dik durduk, sağlam durduk, meşruiyetten, hukuktan bir an olsun ayrılmadık.

        REKLAM

        Milletimizin tek bir ferdinin dahi burnunun kanamasına izin vermedik. Milet iradesini korkutmayla esir almaya çalışanlarla yan sandıkta ya da yargı önünde hesaplaştık. Atalarımız 'Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz' diyor. Biz de son 20 yılda maruz kaldığımız saldırıyı unutmadık, unutmuyoruz, yıllar geçse de hiçbir zaman unutmayacağız.

        Her karışı şehit kanlarıyla yorulmuş bu mubarek vatanı ne teröristlere ne terör destekçilere ne içimizdeki taşeronlara bırakmayacağız. 5 tane şehidimiz oldu, 60 civarında teröristi etkisiz hale getirdik, öldürdük. Parlamentonun içinde ana muhalefetin sesi çıkmadı. Malum parti müsveddesi olanlar 'nasıl böyle yaparlar, nasıl öyle yaparlar' diye önümüzü kesmeye çalıştılar. Ne derseniz deyin, oraya benim komandom girecektir ve girdi.

        Artık bu işlerden taviz yok. Sınır, sınırın ötesinde 30 kilometre, oraya kadar gireceğiz dedik ve girdik. Bundan sonraki operasyonlarımız devam ediyor ve edecek. Millet adına karar veren mahkemelerin darbecileri yargılayarak hak ettikleri cevabı vermesi milletimiz adına kazançtır. Allah razı olsun diyorum.

        "GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ YARGI KARARI VİCDANLARI RAHATLATTI"

        15 Temmuz ihanetinin hesabını hukuk önünde soran yargımız, Yassıada utancından sonra adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Şimdi artık ne Yassı Ada var ne de yaslı ada var. Gezi olaylarıyla ilgili kararda yargımız sadece vicdanlarımızı rahatlamakta kalmamış aynı zamanda hukuk ve adalet dersi vermiştir.

        Şu anda Taksim Meydanı'nda bir tarafta camimiz, diğer tarafta Atatürk Kültür Merkezimiz yepyeni haliyle orada. İnşallah o plan içerisinde daha başka projelerimiz olacaktır. Milletimizle beraber. Yargımız ne Türkiye dışındaki mahvfillerin ve onların yurt dışındakilerin şantajlarına boyun eğmemiştir.

        Kimi kesimlerin buram buram tehdit kokan mülevves dili bu tarihi kararın Türkiye'nin istikbali için ehemmiyetini gölgeleyemeyecektir.

        Siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi milletimizin iradesine zincir vurulmasına rıza göstermeyeceğiz. Türkiye'yi demokrasi, özgürlük ve adaletler temelinde büyütmeye devam edeceğiz. Nasıl bugünlere omuz omuza, yürek yüreğe vererek geldiysek inşallah 2023'ün müreffeh Türkiyesini de birlikte inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ