Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Son zamanların popüler kişilik bozukluğu narsizm, bir aşk hikayesinden doğdu! "Narkissos ve Ekho'nun karşılıksız aşkı"
        1

        Narsisizm, psikanalitik kuramla ilgili bir kavramdır ve kökeni Yunan mitolojisindeki Narkissos (Narcissus) hikâyesine dayanır. Adını narsisizme, nergiz çiçeğine hatta narkoza bile veren mitolojik bir kahraman olan Narkissos; narsizmin ortaya çıkış nedeninin ta kendisidir. Narkissos’un en iyi bilinen özellikleri kibir ve kendini beğenmişliktir.

        Ekho ve Narkissos'un dillere destan aşkı Yunan mitolojisinden günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Bu efsanevi aşk hikayesinin prensesi ise su ve orman perisi olan Ekho'dur. Bu mit aslında Ekho ve Narkissos’un öyküsüdür. Ekho, ormanlar ve dağlarda yaşayan ve burada yaşarken karşılaştığı insanlarla sohbet eden bir peri kızıdır.

        2

        Aşk hikayesinin prensi ise ismini ileriki dönemlerde büyük bir hastalığa verecek olan Narkissos'tur. Narkissos, herkes tarafından ilgi gören ve dikkat çeken bir yakışıklılığa sahiptir.

        Mitolojiye göre Narkissos ve Ekho'nun aşkının başlaması Ekho'nun Narkissos'a ilk görüşte aşık olması ile başlar.

        Ekho kendine âşık olanları umursamayan ve karşılık vermeyen su perisidir. Ekho her ne kadar ona âşık olanlara karşılık vermese de, bir gün ormanda avlanan bir avcı görür ve anında ona tutulur; çünkü bu avcı onun hayal edebileceğinden çok daha asil ve zariftir. Bu zarif prens Narkissos’dan başkası değildir.

        Ekho bu prense görür görmez aşık olur. Aşktan gözü kör olan bu prenses hemen etrafa haber gönderir ve Narkissos hakkında bilgi toplamaya başlar. Diğer su perileri Ekho'nun Narkissos'tan bahsettiklerini anladıklarında prensesi bir konuda uyarmak isterler. Su perilerinin Ekho'ya uyarısı ise şu şekildedir; Narkissos, ölümlü prenslerin en yakışıklısıdır. Tüm tanrılar, tanrıçalar ve faniler onun peşinde koşarlar ancak o kimseye bakmaz. Sen de bu umutsuz aşk ile vaktini sakın kaybetme...

        Peki gönül ferman dinler mi? Tabii ki dinlememiş ve Ekho Narkissos'un peşinden gitmeye devam eder.

        3

        Ekho kalbine söz dinletemez ve her gün Narkissos'u uzaktan izlemeye başlar. Artık aşkına karşılık almak isteyen Ekho, her sonucu göze alır ve Narkissos'a giderek aşkını ilan etmeye karar verir. Bu uğurda yola çıkan Ekho, giderken Hera ile karşılaşır ve sohbet etmeye başlar. Ancak tanrıça Hera'nın başka işleri varmış ve bu yüzden de acele ediyormuş.

        Hera, o sırada kocası Zeus'un su perileri ile görüştüğü haberini almış ve aslında onu yakalamaya gidiyormuş. Ekho ise konuşmayı çok severmiş ve Hera'yı saatlerce lafa tutmuş.

        4

        Hera, Ekho ile konuşurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamış ve Zeus'u yakalamak için gittiğinde ise artık çok geçmiş. Hera, kocasını yakalamak için geç kaldığına çok sinirlenmiş ve bu durumdan Ekho'yu sorumlu tutarak ona büyük bir öfke beslemeye başlamış. Bu öfke sonucunda Hera, Ekho'nun yanına gitmiş ve onu cezalandırmış. Ekho'nun cezası ise konuşma becerisinin elinden alınması ve kekelemek ile lanetlenmesiymiş.

        5

        Ekho, artık karşısındaki insanın yalnızca son sözlerini tekrar edebilen birine dönüşmüştür. Bu şekilde Narkissos'un yanına giden Ekho, aşkını her ne kadar çok itiraf etmek istese de bunu başaramamıştır.

        Narkissos, karşısında kekeleyen Ekho'ya git başımdan beni yalnız bırak şeklinde karşılık vermiş ve onu kovmuştur. Ekho ise karşısındaki insanın son sözlerini tekrar etmek ile lanetlendiği için Narkissos'a git başımdan, beni yalnız bırak diyerek oradan uzaklaşmış. O günden sonra Ekho çok üzülmüş ve kendini dağlara vurmuş. Uzun zaman boyunca yaptığı tek şey ise dağlarda ve mağaralarda yaşayan kişilerin son sözlerini tekrar etmek olmuş...

        6

        Aşkına karşılık bulamadığı için kahrolan Ekho kalbinin acısından günden güne erir. Son isteği ise ondan sesini alan tanrılara olur. "Tanrım o da çok sevsin! Sevsin de sevdiğine kavuşamasın." diye yalvarır. Artık yaşamaya dayanamayan Ekho can verdiğinde ölü bedeni toprağa döner, geriye ise sadece kayalara karışan sesi kalır. 'Eko' yani günümüzde kullandığımız yankı kelimesine de böylelikle ismini vermiş olur.

        7

        Narkissos'un Ekho'ya olan tavırları ise aşk tanrısı Afrodit'in hiç hoşuna gitmemiş ve Narkissos'un kendine olan hayranlığından hiç hoşlanmamıştır.

        8

        Afrodit en sonunda karşısına çıkan her kıza aynı tavırla karşılık veren Narkissos'u cezalandırmak istemiştir. Bu ceza için ise oğlunu yani Eros'u görevlendirmiş ve Narkissos'u en çirkin ölümlüye aşık etmesini istemiş. Bu karardan sonra Eros, Narkissos'u takip etmeye başlamış ve Narkissos av sonrasında su içmek için gölete eğildiği sırada Eros'un oku yanlışlıkla yerinden fırlamış. Narkissos tam da kendi yansımasına bakarken Eros'un oku tarafından vurulmuş.

        9

        Narkissos vurulduktan sonra suda yansıyan görüntüsüne aşık olmuştur. Bu durum Narkissos için takıntı haline gelmiş ve sürekli sudaki yansımasını izlemeye başlamıştır.

        10

        Aradan kısa bir süre geçtikten sonra yine sudaki yansımasını izleyen Narkissos, kendine daha yakından bakmak isterken göle eğilmiş ve suya düşerek boğulmuştur. Narkissos'u sevenler onun ölümüne o kadar üzülmüşlerdir ki Afrodit'e onu ölümsüz yapması için yalvarırlar. Afrodit, bu isteği karşılık bırakmaz ve Narkissos'un suya düştüğü yerde onun bedeninden nergis çiçeklerini yaratır.

        11

        Bir diğer efsaneye göre ise, Narkisos’un ölümüne üzülen su perileri ona bir cenaze düzenlemek isterler. Suya düşen bedenini almak için pınara ulaştıklarında tek görebildikleri taç yaprakları sarı ve beyazdan oluşan güneş gibi parlak bir çiçek olur. Şaşkına dönen su perileri bu güzel çiçeği Narkissos’un şerefine adlandırmaya karar verir ve ona 'Nergis (Nercissus)' adını koyarlar. Böylelikle Narkissos’un ölüp nergise dönüştüğü miti yayılır.

        12

        Nergis çiçeği birçok kültürde yeniden doğumu ve yeni başlangıçları simgelemektedir. Kokusunun sarhoş edici güzellikte olduğu bilinen nergis çiçeği literatürde 'süresiz yaşayan' olarak geçmektedir. En can alıcı olan ise nergis çiçeğinin karşılıksız sevgiyi sembolize etmesidir. Narkissos’un efsanesinin; bu tanımlamaları, inançları etkilediği şüphesizdir.

        13

        Hem narsisizm hem de nergis çiçeklerinin ortaya çıkışı işte tam da bu şekilde olmuştur. Hem hüzünlü hem de takıntılı bir aşk hikayesi sayesinde...

        1944 yılı Tercüme Mecmuası sayısında çıkan Can Yücel’in çevirisinden kısa bir örnek olarak bu kısmı verebiliriz:

        Şunlar oldu son sözleri, gözlerini ayırmadan sulara bakan Narkissos’un:

        Ey boş yere sevdiğim çocuk: yer tekrar iletti dediklerini.

        Elveda deyince o, bağırdı Ekho: Elveda

        Yorgun başını dayadı sık çayırlığa, ölüm kapadı efendilerinin güzelliğine hayran gözlerini.

        Hala bakıyordu kendine, yer altına göçtükten sonra bile;

        Bakıyordu Styks sularına. Dövündüler bacıları Naias’lar

        Kesik saçlarını yanı başına koydular; dövündüler Dryas’lar,

        Ekho’da katıldı onlara. Tam sedyeyi, odun yığınını, titreyen meşaleleri hazırladılar,

        Vücut yoktu hiçbir yerde, yerinde sarı göbeğini beyaz yaprakların kucakladığı bir çiçek buldular.

        Haberi Hazırlayan: Hacer Tonay

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ