Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Amerika Trump’ın azli Biden’ı da azledebilir

        2014 yılında, dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden, kokain testinde pozitif yakalanıp ihtiyat personeli olarak görev yaptığı deniz piyadeliğinden atılalı henüz iki-üç ay olmuştu. Habere göre Ukrayna’nın özel gaz şirketi Burisma’nın yönetim kurulu üyeliğine getirilmişti. Yarı zamanlı deniz piyadeliği yanı sıra New York’taki bir yatırım firmasının avukatı olan oğul Biden’ın yeni işindeki görevi, şeffaflık ve kurumsal yönetim alanında şirketin uluslararası imajını tazelemekti. Çünkü kara para aklama iddiasıyla soruşturma açılmıştı Burisma hakkında.

        Washington’da medyanın gündemi, Hunter Biden’ın yeni iş sahasıydı. Ancak Beyaz Saray’a göre, üzerinde konuşmaya değecek bir konu değildi. Başkan Obama’nın sözcüsü Jay Carney; “Hunter Biden ve Biden ailesinin diğer fertleri özgür vatandaşlardır. Mesleki uğraşları ne Başkanı ne de yardımcısını ilgilendirir” demişti. Başkan Yardımcısı Biden ise oğlu ile iş meselelerini hiç konuşmadığını söylemişti.

        Belki de konuşsa iyi ederdi! Çünkü oğlunun Kiev’deki iş bağlantısı, 2020 Başkanlık seçimi için Demokrat Parti adaylık yarışında önde giden Biden’ın şansını bir ölçüde baltaladı.

        Trump’ın, Ukrayna’nın yeni lideri Vladimir Zelenski’ye telefonda, “Biden ve oğlunu soruşturun” dediği ve iddiaya göre “direktifin” yerine getirilmesi için Ukrayna yardımını bir süre askıya aldığı malum. Beyaz Saray’la yakın ilişkisi olan, şu an anonim bir istihbaratçının ihbarıyla ortaya çıkan skandal nedeniyle Demokratlar Trump’ın azil süreci için düğmeye basmak zorunda kaldı. 2016 seçimindeki Rus parmağından ötürü Trump’ın azli yönündeki baskılarına direnen Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Başkanı Nancy Pelosi daha fazla ayak diretemedi. Azil soruşturmasının 2020 seçiminde Demokratlara zarar vereceği düşünülüyordu. Ancak artık başka çare kalmamıştı. Çünkü Trump, siyasi ikbal uğruna yabancı bir devlet nezdinde makamından elde ettiği gücü kullarak görevi suiistimalle suçlanıyordu.

        REKLAM

        Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat çoğunluğa karşın Senato Cumhuriyetçilerin kontrolünde olduğu için Trump’ın azli zor. Senato’da üçte iki çoğunluk gerekiyor azil kararı için. En son Clinton olmak kaydıyla daha önce de azil soruşturmaları açıldığı halde Trump, Amerikan tarihinde en fazla haksızlığa uğrayan başkan olduğunu, vahşi Demokratlarla istihbarat camiası tarafından sürekli hırpalandığını iddia ediyor. İhbarcıyı ABD başkanı aleyhinde casusluk yapmakla suçluyor ve "sonuçları büyük olur" diye tweet atıyor. Taraftarları da Başkan’ın mağdur olduğu görüşünde.

        Fakat şu an Trump marifetiyle Biden daha mağdur durumda gibi. Trump’ın Kiev’de yeniden açılmasını istediği kapanmış soruşturmanın detayları için beş yıl önceye gitmek gerekiyor.

        “ŞAİBELİ OLİGARKIN ORTAĞI”

        Hunter Biden, Ukrayna gaz şirketi Burisma Holding yönetim kuruluna girdiğinde, “Şaibeli bir oligarkın ortağı oldu” yorumları yansımıştı medyaya. Oligark denilen şahıs, Burisma’yı perde arkasından yöneten eski Ukrayna Ekoloji Bakanı Mikola Zloçevski’ydi. Forbes’un Ukrayna edisyonunun yazdığına göre holdingi perde gerisinden yöneten başka bazı eski siyasetçi ve bürokratlar da vardı. 2010 yılında firmayı kuran Zloçevski, kendi bakanlığınca verilen çok sayıda gaz sondaj ruhsatı sayesinde üretimi artırdıkça artırmış, 2012 yılında görevi suiistimalden bakanlıktan alınmış ve kara para aklama suçlamasıyla soruşturma açılmıştı. Yurtdışında bulunan Zloçevski arananlar listesine konulmuş, İngiliz bankalarındaki 23 milyon dolarlık hesabı da dondurulmuştu.

        Yeni bir işe girmek için ideal ortam değildi Ukrayna. Rusya kıskacının Kiev’i iyice boğduğu bir dönemdi. 2013’de başlayan sokak protestolarında yaklaşık 100 kişi güvenlik güçlerinin ateşi altında hayatını kaybetmiş, 2014’te Moskova yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in istifasıyla “Maidan Devrimi” gerçekleşmiş ve Rusya Kırım’ı ilhak etmişti. Ukrayna’da Rusya yanlısı basına göre protestoların ardında Amerikan parmağı ve parası vardı; devrim denilen vaka, Ukrayna’nın doğalgaz kaynaklarına göz diken ABD darbesinden ibaretti!

        Ukrayna’da Petro Poroşenko liderliğindeki yeni yönetim Rusya’dan doğalgaz bağımsızlığını kazanmak için çabalarken devlet şirketi Naftogas’ın yanı sıra faaliyet gösteren Burisma’nın yönetim kurulunda tek bir Ukraynalı yoktu ve ABD’nin ağırlığı hissediliyordu. Hunter Biden dışında dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin üvey oğlunun yakın dostu Devon Archer ve CIA’dan emekli bazı isimler de yönetim kurulundaydı mesela. Ancak Kerry’nin oğlu, Burisma yüzünden hem Biden hem de Archer’la iş ilişkisine son vermişti.

        Uluslararası lobi çalışmaları bakımından ABD’lilerin varlığı geçerli bir sebepti. Şirketten ayda 50 bin dolar kazandığı söylenen Hunter Biden hukuki mevzuatın yanı sıra uluslararası ortaklıklar için lobi faaliyetlerini yürütüyordu.

        Aynı dönemde Başkan Yardımcısı Biden, Obama’nın yolsuzlukla mücadele için Ukrayna’ya baskı politikasının kilit adamı konumundaydı. Acil reform mesajı vermek üzere düzenli olarak Kiev’e gidiyordu Biden. Ancak oğlunun yolsuzluk soruşturması geçiren bir şirkette çalışmasını engellememişti. Bir süre sonra Burisma soruşturması takipsizlikle sonuçlandı. Zloçevski uzun süre yurtdışında kaldıktan sonra geçen yıl Ukrayna’ya döndü ve el konulan malvarlığı iade edildi.

        OĞLUNU NEDEN ENGELLEMEDİ?

        Ancak Burisma’nın aklanması şaibe iddialarına hedef oldu. Zloçevski’nin Amerikan bağlantısının savcıların gözünü korkuttuğu ileri sürülürken Trump’ın avukatı Rudy Giuliani daha somut bir iddia attı ortaya. Eski New York Valisi Giuliani’ye göre Joe Biden 2016 yılında, Burisma’yı soruşturan başsavcının görevden alınması için 1 milyar doların üzerindeki ABD yardımını kesmekle tehdit etmişti Poroşenko’yu. Başsavcı Viktor Şokin görevden alınmıştı ancak sadece ABD değil, Avrupa Birliği ve IMF’nin baskıları sonucu olmuştu. Bu bakımdan Giuliani’nin iddiası mesnetsiz bulunuyor.

        REKLAM

        Fakat Giuliani’nin, Burisma soruşturmasının yeniden açılması için Ukrayna Başsavcısı Yuri Lutsenko ile görüştüğü bir gerçek. Trump’ın Zelenski ile telefonda görüştüğü 25 Temmuz tarihinde başsavcı olan ve ağustos sonu görev süresi biten Lutsenko’nun dediğine göre Giuliani, “Biden ve oğlunu Ukrayna’da yargılamak mümkün mü?” diye sordu. Savcı da “Ukrayna yasalarına göre onları soruşturacak bir gerekçe yok. Bu Amerikan yargısının alanına gider” cevabını verdi.

        Bu arada Biden, Demokrat Parti’deki başkan adaylığı yarışında rakiplerinden Senatör Elizabeth Warren tarafından giderek daha fazla sıkıştırılıyor. Partide aday adaylığını ilk açıklayan ve Trump’a azil sürecinin başlatılmasını isteyen ilk aday olan Warren eyaletlerdeki önseçim anketlerinde yükseliyor; bazılarında puan farkını kapatırken, iki ankette Biden’ın 2-3 puan önüne geçmiş bulunuyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ