Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik TSK Afrin'e düzenleyeceği olası operasyon için kente giriş yapacağı 7 nokta belirlendi

        Ankara ile Moskova arasındaki Afrin diplomasisi sürerken, Rusya’nın Türkiye sınır hattına yakın 3 bölgedeki 61 askerini kentin güneyindeki Minnig Askeri Üssü’ne çektiği öğrenildi. Ancak kritik 6 bölgede toplam 102 Rus askerinin hâlâ yerlerini koruduğu belirtildi. Fırat Kalkanı operasyonu ile güvenli hale getirilen Cerablus ve Azez hattında ise dün gün boyu hareketli saatler yaşandı. 4 ayrı gruptan oluşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri bölgeye sevk edilirken, Afrin’in doğu kanadında Türk askerinin ÖSO ile birlikte kente giriş yapacağı 7 nokta belirlendi. Türkiye-Afrin sınır hattında da 12 noktada operasyon için sınır duvarlarının kaldırıldığı kaydedildi.

        Afrin/Azez-Cerablus hattında da hazırlıkların sonuna yaklaşıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı askeri birlikler, topçu bataryaları ile 191 kilometre sınır hattı boyunca 7 kritik noktada konuşlanmış durumda. Diğer taraftan 4 farklı gruptan oluşan ÖSO birlikleri de TSK’nın operasyonuna destek için bölgeye nakledildi. Aynı saatlerde 2 kez taciz atışı yapıldığı belirtilirken, TSK’ya bağlı topçu bataryalarından terör örgütü YPG mevzilerine verilen cevap üzerine YPG’ye bağlı grupların Afrin hattında 6 kilometre geri çekildiği öğrenildi.

        Azez hattına oranla daha zorlu bir alan olarak görülen İdlib hattında TSK’nın kurduğu 4’üncü kontrol noktasında da hazırlıkların tamamlandığı ifade edilirken, İdlib hattındaki iki farklı muhalif grup ile görüşmelerin devam ettiği, grupların Afrin operasyonuna destek için hazır oldukları ancak koordinasyon için belli şartların yerine getirilmesi ile sürece dahil edilecekleri kaydedildi. Askeri kaynaklar, İdlib hattındaki askeri birliklerin operasyon sürecinin ilk iki aşamasında sadece topçu birlikleri ve saha güvenliği konsepti ile destek verecekleri bilgisini paylaştı.

        PKK’LILAR GETİRİLDİ

        TSK’nın en zorlu parkur olarak gördüğü hattın Hatay-Hassa hattı olacağı dile getiriliyor. Zira Afrin’in Kürt Dağı diye tabir edilen bölgesinin fiziki koşullar itibarıyla zorlu olması nedeniyle bölgeden 12 farklı noktadan geçişin hazırlıklarının yapıldığı vurgulandı. Dün akşam saatlerinde iş makinelerinin sınır hattında geçişlerin yapılacağı bölgelerde çalışmalara başladıkları öğrenildi. Bu bölgelerde özellikle PKK’nın Kandil’den getirdiği teröristlerin olduğu belirtiliyor. Alınan bilgilere göre, Kobani, Serikaniye ve Derik kentindeki 390 PKK’lı son 2 ayda buraya taşındı.

        Gazete Habertürk'ten Çetiner Çetin'in haberine göre Afrin operasyonunda, Doğu ve Güneydoğu’daki çukur operasyonlarında aktif görev alan askerler ile Cerablus ve El Bab’da DEAŞ’a karşı mücadele eden askeri birlikler görev alacak.

        SINIR KÖYÜ KIRMIZI-BEYAZ

        Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ne bağlı, Suriye sınırında bulunan Oğulpınar Mahallesi sakinleri, olası Afrin operasyonunda askerlere destek vermek adına evlerini Türk bayraklarıyla donattı. Mahalle sınıra gönderilen tankların ve zırhlı araçların geçiş güzergâhı üzerinde bulunuyor.

        SEVKIYAT SÜRÜYOR

        ABD’nin Türkiye’nin güney sınırında 30 bin kişilik bir güç oluşturacağını açıklamasının ardından TSK tarafından bölgeye yapılan birlik takviyesi hareketliliği sürüyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Mardin, Hatay ve Kilis bölgesine çok sayıda zırhlı araç ve tank sevkıyatına dün de devam etti.

        AZEZ’DE HAZIRLIK

        TSK’nın Suriye sınırına askeri araç sevkıyatı sürerken, Afrin’e komşu Azez’deki muhalifler de olası operasyon için hazır bekliyor. Azez’de, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleri mevzilerinde eli tetikte görev yapıyor ve Türkiye’nin olası bir operasyonunda görev almak istiyor. Kilis’in karşısında bulunan Suriye’nin en büyük şehirlerinden Halep’e bağlı Azez’in kontrolü, iç savaşla birlikte rejim güçlerinden ÖSO’ya geçmişti. Kimi zaman DEAŞ ve PYD’nin saldırılarına maruz kalan Azez’deki terör unsurları, Fırat Kalkanı Harekatı ile birlikte temizlenmişti.

        ÖZCAN TİKİT / AFRİN SORULARI

        SURİYE krizi 2011’de başladığında“Kim, ne yapmak istiyor?”sorusunun cevabı özellikle Türkiye açısından uzunca bir süre havada kaldı. Oysa hem Rusya’nın hem de ABD’nin üzerinde büyük ölçüde uzlaştıkları bir Suriye planlarının olduğu gerçeği başından beri ortadaydı.

        Rusya, Suriye’de Fırat’ın batısındaAkdeniz’deki varlığını tahkim edecek, kendisine bağlı kalacak Baas rejimini de iktidarda tutacakbir plan yaptı ve ona göre hareket etti.ABD’nin planıkarmaşa ortamındaOrtadoğu’da Türkiye’nin önünün açılmasını engellemek, Ankara’yı eskiden olduğu gibi güvenlik kaygılarıyla kendisine mecbur kılmaktı.Bunun için Rusya’yla anlaşmakla kalmadı, cihana“Bu benim düşmanımdır”diye pazarladığı İran’ın önünün açılmasına da göz yumdu.

        REKLAM

        ABD planının en önemli halkasında PKK, Kobani ve Hendek planlarıyla çözüm sürecinden çekildi. ABD aynı örgütü eşzamanlı olarak Suriye sınırında palazlandırırken Türkiye’yi daha da vahim bir hal alacak bir beka sorunu hissiyatına hapsetti. İran ise bu iki büyük devletin oynamasına izin verdikleri oranda mezhepçilik kılıfıyla sakladığı Pers İmparatorluğu hayalinin hâkimiyet alanını genişletme planına göre hareket etti.

        Ne yazık ki tüm önemli aktörler planlarını adım adım hayata geçirirkenTürkiye, Gezi eylemleri, vahşi DEAŞ saldırıları ve FETÖ’nün 17-25 Aralık’la başlayıp 15 Temmuz’a uzanan darbe planlarıyla uğraştı.Bunların doğal bir sonucu olarak da Suriye’de kendi planını kurup hayata geçirecek adımları atmakta yetersiz kaldı. Arada bazı çözüm planları da üretildi aslında. Özellikle 2013 yılı başlarında son derece ciddi hazırlıklar yapıldığını biliyorum. O günün siyasi atmosferinden alınan cesaretle tabuları yıkamasa bile sarsan bazı“yarım yürekli”adımlar da atıldı. Gelgelelim o gün yapılan plan da ne yazık ki“müttefik bildiğimiz ABD’nin”Suriye’de Rusya ve İran’la hareket ettiği realitesi gözardı edilerek hazırlanmıştı. Sonuçta da bugünden geriye dönüp bakıldığında çok da şaşırtıcı olmayacak bir şekilde o planlar Washington merkezli gizli ayak oyunlarının kurbanı oldu.

        REKLAM

        Şimdi gelelim bugüne. Önce karşımızdakileri“gerçekleri görmezden gelmeden”tanımlayalım. Afrin’de Rusya’nın ve Esad’ın himayesinde olan PKK’nın Suriye kolu YPG var. Münbiç’te de manzara aynı. Fırat’ın doğusundaysa ABD’nin desteklediği PKK/SDG bulunuyor.ABD ve Rusya, bugüne kadar Türkiye’yi kendi aralarında paslaşma suretiyle Suriye’de frenleme yoluna gittiler.Doğrusu bunda büyük ölçüde başarılı da oldular. Türkiye bugün bir kez daha Suriye’de PKK’ya müdahale hazırlığı yaparken yine kendisini frenleme konusunda paslaşan bu iki aktörle karşı karşıya. Mevzu Türkiye olunca çıkarları büyük ölçüde örtüşüyor.

        Bununla birlikte Türkiye’nin yine de Münbiç’e veya Afrin’e yönelik operasyonlarda kararlı olduğu görülüyor. Yapılan açıklamalar, Türkiye’nin Suriye’nin hiçbir bölgesinde PKK’ya“otorite alanı oluşturtmama”planını hayata geçirmek istediğine işaret ediyor. ABD ve Rusya’yla yürütülen müzakerelerde yaşanan hayal kırıklığının da Türkiye’nin bu kararında ve öfkesinde etkili olduğuna şüphe yok.

        Peki bu plan“her ne pahasına olursa olsun”mantığıyla mı hazırlandı yoksa başka hesaplar da işin içine dahil edildi mi? Ankara dış destek olmadan da kendi planını hayata geçirmekte kararlı mı? Aldığı bu karar, daha büyük bir sorumluluk üstlenmek olarak da okunabilir. Bu şartlar altında Suriye’de üretilecek çözümden Türkiye ne kadar pay istiyor? Daha da önemlisi, askeri seçeneğe başvurarak bunu alabileceğine inanıyor mu?

        REKLAM

        Bana kalırsa bu sorulara verilecek cevaplar Afrin’e operasyon yapılıp yapılmayacağından çok daha büyük önem taşıyor. Bunların yanıtlarını verebilmek için de evvela sahaya sürülecek askeri seçeneğin niteliğini, niceliğini görmek ve diğer aktörlerin pozisyonlarının da süreçle birlikte olgunlaşıp netleşmesini beklemek gerekiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ