Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar Türk Hava Kurumu şanlı tarihini arıyor
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kurban bayramlarında çocukların kendi kendilerine edindiği bir görev vardı.

        Kaldırımda oturur, Türk Hava Kurumu'nun kurban derisi toplayan kamyonetinin sokağımıza girmesini beklerdik.

        Kamyonet sokağa girdiği anda da evlerin kapılarını çalar, büyük bir heyecanla 'Geldiler' derdik.

        Tuzlanmış bir halde kurban derilerini kamyonete taşıyan görevlilere kendimizce yardım ederdik.

        İlkokul ve ortaokullarda yılda iki kez sarı zarf dağıtılırdı.

        Biri Türk Hava Kurumu, diğeri Kızılay için...

        Evlerimize götürdüğümüz zarfların içine babalarımız para koyardı.

        Sonra da onları öğretmenlerimize teslim ederdik.

        Onlar da müdüre, o da görevlilere...

        Kızılay zarfını teslim ettiğimizde içindeki paranın değeri kadar pul verilirdi.

        1925'ten itibaren Türk havacılığına büyük hizmetler veren ülke çapında büyük saygınlığa sahip Türk Hava Kurumu, günümüzde şanlı tarihini arıyor.

        .png
        .png

        Orville Wright'ın 1903'te 12 saniye süren ilk motorlu uçuşundan sonra havacılık hızlı bir gelişme içine girdi. Ne var ki bu ilk gelişmeler, insanlığın yararına yönelik değildi. İnsanoğlu, bir kez daha yeni bir icadı savaş makinesi haline dönüştürmekte geç kalmadı. Birçok Avrupa ülkesi, uçağın öldürücü gücünü kullanmak için birbirleriyle yarışmaya başladı.

        Uçakların savaşları kazanmakta etkin bir rol üstleneceğini öngören ülkeler, kaynaklarını güçlü bir hava ordusu oluşturmak için seferber etti.

        19'uncu yüzyılı 6 savaş ve Yunan ayaklanmasıyla kapatan Osmanlı Devleti, ekonomik açıdan bir hayli yoksun, psikolojik olarak ise bir hayli yorgun olunca uçak üretiminden uzak kaldı.

        Ülke sınırları içinde havalanan ilk uçağı Belçikalı pilot Baron Pierre de Caters kullandı. 2 Aralık 1909'da Taksim'den havalanan uçak, Pangaltı'da bir evin damına indi. Başarılı bir iniş olmasa daBaron Pierre de Caters'ın uçuş denemesi İstanbulluları ziyadesiyle heyecanlandırdı.

        Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, 1911'de pilot yetiştirme ve hava kuvvetleri oluşturma çalışmasına başladı. İlk pilotlar İngiltere, Fransa ve Almanya'da eğitim gördü. Satın alınan uçaklardan birine Muâvenet-i Milliye diğerine Prens Celaleddin adı verildi. O günkü adı Sofraköy olan Sefaköy'de de ilk uçak tesisi kuruldu.

        Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın yemin töreni.
        Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın yemin töreni.

        1914'te havacılıktaki hünerlerin sergilenmesi adına bir proje oluşturuldu. Süleyman Fethi Bey - Sadık Bey, Muâvenet-i Milliye ile Nuri Bey - İsmail Hakkı Bey ise Prens Celaleddin ile yaklaşık 2500 kilometre olan ve 14 duraktan oluşan İstanbul - Kahire yolculuğu yapacaktı.

        Sofraköy'den havalanan uçaklar, ilk molayı Eskişehir'de verdi. Günümüzde İsrail sınırları içinde yer alan Taberiye Gölü civarında kuvvetli hava akımına kapılanMuâvenet-i Milliye düştü. Süleyman Fethi Bey ile Sadık Bey, Türkiye'nin ilk şehit pilotları oldu.

        Süleyman Fethi Bey  - Sadık Bey
        Süleyman Fethi Bey - Sadık Bey

        Görevi tamamlamak için Nuri Bey ile İsmail Hakkı Bey, Prens Celaleddin ile yola çıktı. Günümüzde İsrail sınırları içinde yer alan Yafa'dan yapılan kalkış sırasında uçak denize düşerken Nuri Bey şehit oldu. 3 hava şehidimiz de Şam'da Selahaddin Eyyübi'nin mezarının yanına defnedildi.

        Süleyman Fethi Bey'in şehit düşerken üzerinde bulunan üniforması.
        Süleyman Fethi Bey'in şehit düşerken üzerinde bulunan üniforması.

        Görevi tamamlamak üzere satın alınıp Ertuğrul adı verilen uçakla Salim Bey ve Kemal Bey yola çıktı. Ne var ki uçak, havada arızalanınca Edremit yakınlarına zorunlu iniş yaptı. Uçak kullanılamaz hale gelince Edremitlilerin aralarında topladığı parayla yeni bir uçak satın alındı. Edremit adı verilen uçak, Beyrut'a kadar gemiyle götürüldü. Edremit, Beyrut'tan Kahire'ye uçarak gitmeyi başardı. Edremit'in Çanakkale Savaşları'nda Türk ordusuna hizmet etmesiyle de Türk Hava Kuvvetleri'nin temeli atıldı.

        Salim Bey - Kemal Bey
        Salim Bey - Kemal Bey

        Türkiye'nin havacılık çalışmaları bu şekilde başlarken 1914'ten itibaren Osmanlı Devleti, bazı uçakları satın alma ve hediye edilme, bazı uçaklarıysa düşman kuvvetlerinden ele geçirilmek suretiyle hava kuvvetlerine kattı.

        Cumhuriyet'e kadar olan süreçte Türkiye'nin sahip olduğu uçak sayısı 21 modelde 100'ü geçti.

        Uçakların ülke savunmasında ne ölçüde önemli olduğunu önce Çanakkale Savaşları'nda, sonra Kurtuluş Savaşı'nda gören Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in kurulmasından hemen sonra havacılığın geliştirilmesi ve pilot yetiştirilmesi için Bolu Milletvekili Cevad Abbas Gürer'i görevlendirerek şu talimatı verdi; "Havacılık askeri bakımdan olağanüstü önemli, Avrupa, Amerika havacılığı ayrıca bir spor konusu olarak görmeye başladı, iyi düşünün. Biz de geç kalmayalım, bilgili, yürekli, kanatlı bir gençlik yetiştirelim. Hayalini geniş tut. Uçak yapmayı bile düşün. Cemiyeti kur ve bana çalışmaya başladığınızı bildir."

        Mustafa Kemal Atatürk - Cevad Abbas Gürer (1922)
        Mustafa Kemal Atatürk - Cevad Abbas Gürer (1922)

        Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Cevad Abbas Gürer'in başlattığı çalışmalar sonrasında 16 Şubat 1925'te Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu.

        Mustafa Kemal Atatürk tarafından tespit edilen Türk Tayyare Cemiyeti'nin tüzüğü Yüzbaşı Fazıl, Üsteğmen Şakir Hazım, Fehmi Yemenli, Mazlum Keyüsk ve Vecihi Hürkuş tarafından hazırlandı.

        Vecihi Hürkuş (1896 - 1969)
        Vecihi Hürkuş (1896 - 1969)

        İlk başkanı Cevad Abbas Gürer olan Türk Tayyare Cemiyeti'nin ilk yıllardaki en büyük gelir kaynağı Tayyare Piyangosu'ydu.

        Türk Tayyare Cemiyeti'ne nakit piyangosu tekelini veren 9 Ocak 1926 tarihli kanunun 2'nci maddesi, bilet ve ikramiyelerden vergi alınmamasını öngörüyordu. Cemiyet, Tayyare Piyangosu'ndan elde ettiği gelirle 10 yıl içinde aldığı uçakları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağışladı.

        Tayyare Piyangosu'nun ilk örneklerinden biri.
        Tayyare Piyangosu'nun ilk örneklerinden biri.

        23 Nisan 1926'da teknik personelin eğitilmesi amacıyla Tayyare Makinist Mektebi'ni açan Türk Tayyare Cemiyeti, 1929'da havacılık faaliyetlerinin dünya çapında gelişmesini sağlayan ve sportif havacılık konusunda uluslararası boyutta en üst düzeyde organ olan Uluslararası Havacılık Federasyonu'na (FAI) üye oldu.

        Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti'nin açılış konuşmasında havacılığın önemini ifade etti.
        Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti'nin açılış konuşmasında havacılığın önemini ifade etti.

        1935'te Türk Hava Kurumu adını alan cemiyet, aynı yıl cemiyetin bölümlerinden Türkkuşu'nu kurdu. İlk müdürü Abdurrahman Türkkuşu olan Türkkuşu, planör ve paraşüt okullarıyla faaliyetlerine başladı.

        Türkkuşu'nun öğretmenlerinden Pilot Emrullah Yıldız, 12 Haziran 1938'de 14 saat 20 dakika süren planör uçuşuyla dönemin dünya rekorunu kırdı.

        Türk Hava Kurumu, 1936'da Tayyare Okulu'nu açtı. Okulun öğrencilerinden Sabiha Gökçen, Türkiye'nin ilk kadın savaş pilotu olarak tarihe geçti.

        Paraşüt ve planör okullarını motorlu uçuş, model uçak okulları takip ederken 1936'da İnönü Planör Kampı, 1937'de Etimesgut Motorlu Uçuş Kampı, Ankara ve İzmir Paraşüt kuleleri hizmete girdi.

        Sabiha Gökçen (1913 - 2001)
        Sabiha Gökçen (1913 - 2001)

        II. Dünya Savaşı öncesinde Genelkurmay Başkanlığı'nın da isteğiyle Etimesgut Uçak Fabrikası'nı kuran Türk Hava Kurumu, Magister uçaklarının yanı sıra, THK-1, THK-3, THK-4, THK-7, THK-9, THK-13 planörleri ile THK-2, THK-5 ve THK-10 tiplerinde eğitim, sağlık ve nakliye uçakları üretirken Gazi Orman Çiftliği'nde motor fabrikası da kuruldu.

        1953'te Uluslararası Hava Öğrenci Mübadelesi Teşkilatı'na üye olan Türk Hava Kurumu'nun edindiği önemli görevlerden biri 1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı'na destek vermek oldu. O dönemde askerlik görevini paraşütçü olarak yapan kurumun yetiştirdiği gençler, hava indirme harekâtında yer aldı. Harekât esnasında kurumun uçak ve pilotlarına da önemli görevler verildi.

        Türk Hava Kurumu'nun ilk kursiyerleri.
        Türk Hava Kurumu'nun ilk kursiyerleri.

        1998'de Avrupa Hava Sporları Birliği'ne (EASA) üye olan Türk Hava Kurumu, 2019'da atanan yönetim kayyumu başkanı Cenap Aşçı'ya kadar 26 başkan tarafından yönetildi.

        Türk Hava Kurumu, 1986'dan itibaren yeni bir misyon edindi.

        Orman yangınlarıyla mücadele...

        Tarım ve Orman Bakanlığı orman yangınlarına karşı havadan mücadele etmek için Türk Hava Kurumu'nun uçaklarını kullanmaya başladı.

        Orman Genel Müdürlüğü, ihaleyle Türk Hava Kurumu'nun yangın söndürme uçaklarını kiralıyordu.

        Orman yangınlarını söndürmede etkin bir rol üstlenmesiyle de Türk Hava Kurumu'nun saygınlığı daha da arttı.

        Ülke genelinde büyük saygınlığa ve sempatiye sahip olan, bir dönem kurban derilerini bağışlamayanların ayıplandığı Türk Hava Kurumu'nda işler, 1996'dan itibaren tepetaklak gitmeye başladı.

        1996...

        Dönemin Türk Hava Kurumu başkanı Atilla Taçoy ile yönetim kurulu üyelerinin eşleriyle birlikte Cannes Film Festivali'ne gezi düzenlemesi Türk Hava Kurumu'nun saygınlığını derinden sarstı. Kamuoyunda "Türk Hava Kurumu'nun Cannes Film Festivali'nde ne işi var?" düşüncesi oluşurken dönemin Refah Partisi İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in hazırladığı 'THK Dosyası'nda düzenlenen gezinin maliyetinin 175 milyar 327 milyon lira olduğu belirtildi.

        1997...

        Yunanistan ile Fransa'nın verimli bulmayarak organize etmekten vazgeçtiği dünyadaki ilk hava olimpiyatlarına Türk Hava Kurumu talip oldu. Türk Hava Kurumu, sponsor bulması için bir şirkete 185 bin dolar ödedi.

        Ne var ki şirket, sponsor bulamadı. Bunun üzerine sponsor arayışı basına verilen ilanlarla gerçekleşti. PTT'nin hatıra pullar da bastırdığı I. Dünya Hava Oyunları'nda 'uluslararası ilişkiler harcamaları' olarak 786 milyar 195 milyon harcanırken oyunların beklenen etkiyi yaratmadığı, ülke tanıtımına katkı sağlamadığı yönünde eleştirilerde bulunuldu.

        1997...

        Ziraî ilaçlamada kullanılan Türk Hava Kurumu uçakları sık sık kaza kırıma uğramaya başladı. Bunun üzerine TBMM'de konuyla ilgili birçok soru önergesi verildi. Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, soru önergeleri üzerine Türk Hava Kurumu'nda pilotluk eğitiminin arzu edilen seviyede olmadığını, 1990'dan 1997'ye kadar meydana gelen uçak kazalarının maddi kaybının 2 milyon dolara ulaştığını, o tarihe kadar 7 pilotun hayatını kaybettiğini açıkladı.

        Bu olayların yanı sıra dönemin Anasol-M ve Anasol-D Hükümetleri'ne Türk Hava Kurumu'nda yolsuzluklar olduğu yönünde birçok ihbar gelmeye, suçlamalar yönetilmeye başlandı. Bunun üzerine 2 Kasım 1999'da dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Başbakanlık kararıyla, Türk Hava Kurumu'nun başkanı Atilla Taçoy ile yöneticilerini görevden alarak iki asker emeklisi ve bir avukatı kayyum heyeti olarak kuruma atadı.

        Mülkiye başmüfettişlerinin hazırladığı rapor şöyleydi;

        "Ziraî ilaçlama ve orman yangınlarıyla mücadele uçağı üretim projesinin, proje yeterliliği ve tecrübesi olmayan ve iflası uluslararası mali denetimlerle de belgelenen İngiliz EPA firmasına verildiği, bu firmanın dört adet personelinin bulunduğu, üretim tesisi ve teknik personelinin olmadığı, dünya piyasalarında tanınan, güvenirliği ve deneyimi kanıtlanmış firmalar bulunmasına rağmen EPA firmasının seçiminin uygun tercih olmadığı ve bu nedenle Türk Hava Kurumu'nun büyük oranda zarara uğratıldığı konusunda yapılan inceleme sonucunda, THK Genel Başkanı Atilla Taçoy ile diğer sanıkların, malvarlığı devlet malı sayılan THK'yı gelinen noktada, 4 milyon 300 bin dolar ödemek zorunda bırakarak zarara uğrattıkları saptanmıştır. Anılan ihaledeki usulsüzlük nedeniyle sanıkların (17 kişi) TCK uyarınca yargılanmaları ve THK zararının kendilerinden tazmini için yargı yoluna gidilmesi değerlendirilmektedir."

        2014...

        Türk Hava Kurumu Başkanı Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 9 kişi, kurumda bazı usulsüz işlemler yapıldığı iddiasıyla başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alındı. Ardından yapılan sorgulamalardan sonra Osman Yıldırım ile oğlu Emre Yıldırım olmak üzere 5 kişi rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak ve mal varlığı değerlerini aklamak suçlamasıyla tutuklandı. Türk Hava Kurumu'nu batırmakla suçlanan isimler daha sonra tahliye edildi.

        2019...

        THK Merkez Denetleme Kurulu, THK'ya temsil kayyumu atanması talebiyle Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın açılma nedeni şöyle açıklandı; "Türk Hava Kurumu yönetim kurulu üyelerinin birçoğu yönetimden ayrılmıştır. Yönetim tek başına idare edilmektedir. Bu da hukuksuzluklara neden olmaktadır."

        THK başkanlığı ise karşı dava açarak yönetim kurulu üyelerinin ayrılmış olması nedeniyle Türk Hava Kurumu'na yönetim kayyumu atanmasını talep etti. Talepleri değerlendiren mahkeme, 16 Ekim'de THK Merkez Denetleme Kurulu'nun açtığı davayı reddedip THK Başkanlığı'na Cenap Aşçı, Adnan Zengin ve Abdullah Kaya'dan oluşan üç kişilik yönetim kayyumu atanmasına hükmetti.

        Yönetim kayyumu başkanı Cenap Aşçı, göreve geldikten sonra yaptığı açıklamada şöyle dedi; "2019'da yönetim krizi vuku bulmuş, mali kriz had safhaya gelmiş, biz de Medeni Kanun'a göre kayyum heyeti olarak buraya atandık. Kurumun 10 bankaya 1.5 milyar lira borcu bulunuyor. Borçlarımızı yapılandırdık ve bunları belli bir takvime göre ödeyeceğiz."

        Yapılandırma şöyle; 2023'e kadar ödeme yok. 2023'ten itibaren 1.5 milyar lira 8 yıl içinde ödenecek.

        Cenap Aşçı, 63'üncü hükümette Gümrük ve Ticaret bakanı olarak görev yapmıştı.
        Cenap Aşçı, 63'üncü hükümette Gümrük ve Ticaret bakanı olarak görev yapmıştı.

        Cenap Aşçı, Türk Hava Kurumu'nun uçaklarının orman yangınlarında yer almamasına yönelik eleştirilere şöyle karşılık verdi; "Bu mücadele kanunla Orman Genel Müdürlüğü'ne verilmiş. Biz onlarla yaptığımız sözleşmelerle bu faaliyetleri yürüttük. Sözleşme karşılığında ücretimizi aldık. İhale kanununa göre bu işlemler yürütülüyor."

        Cenap Aşçı, uçakların kullanılamaz olduğuna ilişkin eleştirileriyse "İlk getirildiği yıllarda kullanım hatasından 1988, 1987 ve 1971 model olmak üzere 3 uçağımız kullanılamaz hale gelmiş. İniş takımları kırılmış ve motorları bakımsızlıktan körelmiş. 1986'da filoya katılan diğer uçaklar 2015'e, CL215'ler de 2019'a kadar yangın söndürmede kullanıldı. 2019'da tekrar Orman Genel Müdürlüğü ile Türk Hava Kurumu arasında görüşme yürütülmüş ama uzlaşma sağlanamamış. Bu sebeple uçaklar yangın söndürmede kullanılamamış. 6 uçağın ayağa kalkması için gereken para 4 milyon dolar. Bu parayı herkes verebilir. Hatta yardım kampanyası bile düzenlenebilir. Bunun için kimsenin beklemesine gerek yok."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ