Ununoktiyum nedir, nerelerde kullanılır? Ununoktiyum kullanım alanları, özellikleri ve simgesi

İlk olarak 2002'de, Dubna, Rusya'da bulunan Ortak Nükleer Araştırma Enstitüsünde sentezlenen elemente ununoktiyum geçici adı verilmiştir. Adını Rus nükleer fizikçi Yuri Oganessian'den almaktadır. Oganesson, periyodik tablodaki sıralamanın en sonunda yer alır. Ununoktiyum nedir, nerelerde kullanılır? Ununoktiyum kullanım alanları, özellikleri, periyodik tablodaki simgesi ve yeri nedir? İşte, detaylar.

Giriş: 18.10.2023 - 17:56 Güncelleme: 18.10.2023 - 17:56

facebook
twitter-x
linkedin
whatsapp
mail

Keşfedilen son süper ağır elementlerden biri olan element, sentetik ve oldukça radyoaktif bir yapıdadır. Keşfedilen elementler arasında en büyük atom numarası ve kütlesine sahiptir. Günümüze kadar sadece 3 veya 4 atomu sentezlenebilen elementin özellikleri tahminlerden ibarettir. Ununoktiyum nedir? Nerelerde kullanılır? Ununoktiyum simgesi, sembolü ve periyodik tablodaki yeri nedir? Kullanım alanları ve özellikleri nelerdir? İşte, merak edilen detaylar.

Ununoktiyum Nedir?

Ununoktiyum yani oganesson, 18. gruptaki soy gazlar arasında tek sentetik elementtir. Grubundaki diğer elementler; helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radondur. Bu elementlerin tamamı soy gazken, oganessonun katı olduğu öngörülmektedir. Normal basınç ve sıcaklık altında gaz olma ihtimalinin düşük olduğu tahmin ediliyor. Diğer soy gazlar gibi tek atomlu bir soy gaz olsa bile gaz haldeki en yoğun element olması bekleniyor. Asal gaz grubunda diğer elementlerden çok daha reaktif olabileceği düşünülmektedir. Periyodik tabloda hemen üstünde bulunan radona benzer fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bulunduğu tahmin ediliyor ancak radondan daha reaktif olması bekleniyor. Şu ana kadar herhangi bir oganesson bileşiği sentezlenememiştir.

Ununoktiyum Nerelerde Kullanılır?

Şimdiye kadar sadece birkaç oganesson atomu üretildiğinden, şu anda temel bilimsel araştırma dışında hiçbir kullanım alanına sahip değildir.

Ununoktiyum Simgesi

Elementin “Og” harfleriyle ifade edilmektedir. Laboratuvar ortamında kaliforniyum atomlarının kalsiyum iyonları ile nükleer reaksiyonu sonucu sentezlenenen elementin günümüzde yalnızca bir izotopu bulunmaktadır. Kararsız Og-294 izotopunun yarılanma ömrü 0,89 milisaniyedir.

Ununoktiyum Sembolü

Periyodik tabloda “Og” sembolüyle temsil edilir. Oganessonun canlılar üzerinde bilinen bir biyolojik rolü bulunmuyor. Radyoaktifliği sebebiyle toksik olabileceği tahmin edilmektedir.

Ununoktiyum Periyodik Tablodaki Yeri

Periyodik tablonun 7. periyodunun 18. grubunda yer alan elementin atom numarası 118'dir.

Ununoktiyum Kullanım Alanlar

Şu anda araştırma amacıyla kullanılması dışında herhangi bir kullanımı veya uygulaması bulunmamaktadır.

Ununoktiyum Özellikleri

Yoğunluğu tahmini olarak 13,65 gr/cm3’tür.
Atom numarası 118, atom ağırlığı 294’tür.
Kaynama noktası 30 ila 80 derece olarak tahmin ediliyor.
Oksidasyon durumları “0, +2, +4” olarak öngörülmektedir.
118 protonu ve 176 nötronu bulunmaktadır.
Periyodik tablodaki tüm elementler arasında en yüksek atom kütlesine ve en yüksek atom numarasına sahiptir.
“Oganesson” kelimesi, 118 numaralı elementin İngilizce ifadesidir. Bu kelimenin Türkçe karşılığı, Türk Dil Kurumu (TDK) gibi yetkili kurumlar tarafından henüz belirlenmemiştir.
Periyodik tabloda 7. periyodun son elementi ve p bloğu elementidir. Ait olduğu grupta yer alan elementlerle aynı özelliklere sahip olduğu tahmin ediliyor.
Oganesson, keşfedilmeden önce “ununoctium” olarak biliniyordu. Birçok kaynakta hala bu isimle yer almaktadır. Bu kelime, Latince “bir, bir, sekiz” anlamındadır ve rakamların yan yana getirilmesi ile oluşan “118” sayısını ifade etmektedir.
Rus fizikçi Yuri T. Oganessian, yaşarken ismi bir elemente verilen üçüncü bilim adamıdır.
Oganessonun ilk sentez deneyi 4 ay kadar sürdü; ilk sentezi gerçekleştirmek için kaliforniyum hedefine 2300 saat boyunca yaklaşık 4 kentilyon kalsiyum iyonu çarpıştırıldı. 2017 yılından itibaren elementin yalnızca 3 veya 4 atomu sentezlenebildi.
Sentetik bir element olmasından dolayı bilinen herhangi bir biyolojik rolü bulunmamaktadır. Radyoaktifliği sebebiyle toksik olabileceği öngörülmektedir.