Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Moda ‘Moda, İstanbul’da deneyim tasarımı’

        HT PAZAR / Aysun ÖZ

        Moda tasarımı eğitimi aldı, üstüne eğitimini vermeye başladı. Desen tasarlamadan tutun ev tekstiline, aktif spor giyimden ünlü markalara koleksiyon hazırlamaya elini atmadığı alankalmadı. Moda tasarımcısı Özlem Süer'le Türk modasının koşar adım ilerlediği son 25 yılını, eksilenleri, olması gerekenleri ve güzellikleri konuştuk.

        25 yılda moda tasarımı nereden nereye geldi?

        25 yıl önce sokaktaki insanın Türk tasarımcılardan satın alma potansiyeli düşüktü. Doğru beslenerek, basının da desteğiyle çok güzel bir alan yarattık. Bugün insanlar bir dünya markasına gitmek değil, bir Türk tasarımcının özgünlüğüne kendini emanet etmek istiyor.

        Üstelik Türk tasarımcılar, artık sadece Türkler için tasarlamıyor...

        Özlem Süer olarak, 40 kişilik bir ekip ve çok büyük heyecanla, 4 mağaza ve dünyada 150 noktada satış yapıyoruz. Hazır giyimin dışında davet kostümleri alanında tanınıyoruz ve alternatif gelinliklerimiz var. Çin'de de, İspanya'da da, Rusya'da da satılıyorlar. Birbirinden çok farklı kültüre ve fiziğe sahip kadınlar aynı ortak duygularla alıyor bu kostümleri. İstanbul'un süreç içindeki gelişimi, turizme açılımı, kentin dokusu, davetkârlığının da etkisiyle dostlarımız geldiklerinde tasarımcıların peşinde oluyor.

        Dünyada son akım, lokal tasarımcıları keşfetmek mi?

        Dev markalarının alıcısı olmak değil, kendi keşfettiği tasarımcıların çantalarını takmak, gelinliklerini giymek, takılarını kullanmak önemli... İstanbul iç mimarlıktan endüstri ürünlerine kadar sanatın içinde. Ama endüstriyel malzeme ve üretim konusunda sıkıntılı. Bir de ustalarımızı kaybediyoruz. En büyük tehlike bu. Herkes tasarımcı olmaya meraklı ama tasarımcıyla çalışacak ustalar yok artık.

        Ustalar nasıl yetişecek peki?

        Sevindirici olan, tasarımın alt yapısını oluşturacak kadrolaşma için meslek liselerinde ve yüksekokullarda bölümler var. Oradan kıymetli öğrenciler çıkıyor. Mezunları hemen kadroya almak istiyoruz ama çok da aday olmuyorlar çünkü herkes star olmak istiyor.

        Nasıl yönlendirilecek bu çocuklar zanaatkâr olmaya?

        O çocuklara hayal kurma şansı vermeliyiz. "Sürekli kalıp mı hazırlayacağım" diyorlar. Hayır, hep kalıp çıkarmayacak, bir gün kendi atölyesini kurabilir. Zira tasarımcılara üretim yapan atölye yok. İyi eğitimli kişilerce modelhaneli atölyeler kurulabilir.

        Ve yeni lüks ustalık değil mi?

        Lüks kongrelerinde geleceğin en pahalı ürünleri, el yapımı olanlar diye gösteriliyor. Louis Vuitton'un bu kadar özel olmasının arkasında her zanaat ve tasarımın sanatla birleşmesi yatıyor.

        'İstanbul, Paris'e tercih ediliyor'

        İstanbul artık moda bir şehir. Bu yükselişte modanın payı nedir?

        10 yıldır deneyim tasarımı diye bir kavram var. İçine ağırlama tasarımı, servis tasarımı giriyor. Tasarım alanları üründen kopup deneyime odaklandı. Artık dünyada kalite, iyi vakit geçirmek olarak adlandırılıyor. İyi bir alışveriş duygusu yaşatmak için bahçemizde el yapımı limonatalar, antika İstanbul porselenleriyle ikramlarda bulunuyoruz. Başkaları da yapıyor bunu. Tasarım giyim kuşam kültürüyle sınırlı değil. Müşterilerimiz İstanbul'a alışverişe gelmeyi Paris'e tercih ediyor. Biz de onları koleksiyonu destekleyecek, o ruhu anlatacak duraklarda ağırlıyoruz. İstanbul'u deneyimlemek artık moda. Müzikler muhteşem, sanat eseri gibi galeriler ve club'lar var.

        Peki İstanbul modaya nasıl hizmet ediyor?

        Londra'dan da Roma'dan da Bursa'dan da geliyorlar. Şimdi birkaç Fransız, bir de Rus gelinimiz var, dün geldiler. 3 gün sonra gelinliklerini alıp gidecekler. Hızlı servis almayı önemsiyorlar; burada şiir gibi bir hafta geçirmek de anlamlı geliyor onlara.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ