Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Zuhruf Suresi Okunuşu ve Anlamı: Zuhruf Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
        3

        Zuhruf Suresi Türkçe Anlamı

        Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

        1.Ha Mim.

        2, 3.Apaçık Kitab'a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'an yaptık.

        4.Şüphesiz o, katımızdaki ana kitapta (Levh-i Mahfuz'da) mevcuttur, çok yücedir, hikmetlerle doludur.

        5.Haddi aşan bir topluluk oldunuz diye vazgeçip Zikir'le (Kur'an'la) sizi uyarmaktan geri mi duralım?

        6.Halbuki daha önceki toplumlara da nice peygamberler göndermiştik.

        7.(Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.

        8.Biz, onlardan daha çetinlerini de helak ettik. Öncekilerin örneği geçti!

        9.Andolsun, onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka, "Onları mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen (Allah) yarattı" diyeceklerdir.

        10.O, yeryüzünü size beşik yapan ve gideceğiniz yere ulaşasınız diye sizin için orada yollar var edendir.

        11.O gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz.

        12, 13, 14.O bütün çiftleri yaratan, üzerlerine kurulasınız, sonra da, kurulduğunuzda, Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve "Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz" diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları yaratandır.

        15.Böyle iken ("melekler Allah'ın kızlarıdır" demek suretiyle) kullarından bir kısmını O'nun parçası saydılar. Şüphesiz insan apaçık bir nankördür.

        16.Yoksa, Allah, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı?

        17.Onlardan biri, Rahman'a örnek kıldığı (isnad ettiği kız çocuğu) ile müjdelendiği zaman, öfkesinden yüzü simsiyah kesilir.

        18.Süs içerisinde (narin bir biçimde) yetiştirilen ve tartışmada (delilini erkekler gibi) açıklayamayanı mı Allah'a isnad ediyorlar?

        19.Onlar, Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların (yalan) şahitlikleri yazılacak ve sorgulanacaklardır.

        20."Eğer Rahman dileseydi biz onlara kulluk etmezdik" dediler. Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.

        21.Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı sarılıyorlar?

        22.Hayır! Onlar sadece, "Şüphesiz biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, ve biz onların izlerinden gitmekteyiz" dediler.

        23.İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar.

        24.(Gönderilen uyarıcı,) "Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?" dedi. Onlar, "Biz kesinlikle sizinle gönderilen şeyi inkar ediyoruz" dediler.

        25.. Biz de onlardan intikam aldık. Yalanlayanların sonu, bak nasıl oldu!

        26.Hani İbrahim babasına ve kavmine şöyle demişti: "Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım."

        27."Ben ancak O, beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir."

        28.İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı.

        29.Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur'an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.

        30.Fakat kendilerine Hak gelince, "Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkar ediyoruz" dediler.

        31."Bu Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilseydi ya!" dediler.

        32.Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.

        33.Eğer bütün insanlar (kafirlere verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak olmasalardı, Rahman'ı inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık.

        34, 35.Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O'na karşı gelmekten sakınanlarındır.

        36.Kim, Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.

        37.Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.

        38.Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der.

        39.Onlara, "(Bu temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız" denir.

        40.Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?

        41.Ya biz seni (bu dünyadan) alır götürürüz de, onlardan intikam alırız.

        42.Yahut da, onlara yaptığımız tehdidi sana gösteririz ki, bizim onlara gücümüz yeter.

        43.Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin.

        44.Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.

        45.Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahman'dan başka kulluk edilecek ilahlar var etmiş miyiz?

        46.Andolsun, biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarına göndermiştik de o, "Şüphesiz ben alemlerin Rabbinin elçisiyim" demişti.

        47.(Musa) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!

        48.Onlara gösterdiğimiz her bir mucize önceki benzerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye, onları azaba uğrattık.

        49.(Onlar azabı görünce) "Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz" dediler.

        50.Fakat biz onlardan azabı kaldırınca bir de bakmışsın sözlerinden dönüyorlar.

        51.Firavun kavmine seslenerek dedi ki: "Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hala görmüyor musunuz?"

        52."Yoksa ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan bu adamdan daha hayırlı değil miyim?"

        53."(Eğer doğru söylüyorsa) ona altın bilezikler atılmalı, yahut onunla beraber bulunmak üzere melekler gelmeli değil miydi?"

        54.Firavun kavmini küçük düşürdü (ezdi). Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplumdu.

        55.Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince biz de onlardan öc aldık, hepsini suda boğduk.

        56.Onları, sonradan gelecek inkarcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık.

        57.Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar.

        58."Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?" dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur.

        59.İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları'na örnek kıldığımız bir kuldur.

        60.Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık.

        61.Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.

        62.Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.

        63.İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

        64.Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur.

        65.Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline!

        66.Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir.

        67.O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.

        68, 69.(Allah şöyle der:) "Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de."

        70."Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz."

        71.Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız.

        72.İşte, bu yapmakta olduklarınıza karşılık size miras verilen cennettir.

        73.Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz.

        74.Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır.

        75.Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.

        76.Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zalim idiler.

        77.(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) "Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin." O da, "Siz hep böyle kalacaksınız" der.

        78.Andolsun, size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmayanlarsınız.

        79.Yoksa (gerçeği kabul etmeme konusunda) bir işe kesin karar mı verdiler? Şüphesiz biz de (onları cezalandırmakta) kararlıyız.

        80.Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler) yazmaktadırlar.

        81.(Ey Muhammed!) De ki: "Eğer Rahman'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum."

        82.Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden uzaktır.

        83.Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar.

        84.O, gökte de ilah olandır, yerde de ilah olandır. O hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.

        85.Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin hükümranlığı kendisine ait olan Allah yücedir! Kıyametin bilgisi de yalnız O'nun katındadır ve yalnızca O'na döndürüleceksiniz.

        86.Onu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilirler.

        87.Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, "Allah" derler. Öyleyken nasıl döndürülüyorlar?

        88.Onun (Muhammed'in), "Ya Rabbi!" demesine andolsun ki, şüphesiz bunlar iman etmeyen bir kavimdir.

        89.Şimdilik sen onları hoş gör ve "size selam olsun" de. Yakında bilecekler.

        4

        Zuhruf Suresi Konusu

        Asıl konu Kur’an-ı Kerim’in mucize olma niteliğinden yola çıkarak Hz. Peygamber’in gerçek peygamber, tebliğ ettiği dinin de hak din olduğunu kanıtlamaktır. Bu ana konu çerçevesinde münasebet düştükçe şirkin çelişkilerle dolu bir inanç biçimi olduğuna, daha önce gelip geçmiş milletlerin hak din karşısındaki tavırlarına göre aldıkları sonuca, dünya ve ahiret nimetlerinin mukayesesine, ebedi olanın geçici olana tercih edilmesi gereğine işaret edilmiş, dikkat çekilmiştir.

        Zuhruf Suresi Nuzül

        Sure Mekke’de, geliş sırası bakımından Şura’dan sonra, Duhan’dan önce vahyedilmiştir. 45. ayetin Hz. Peygamber’in mi‘racında Kudüs’te Mescid-i Aksa’da nazil olduğuna dair bir rivayet varsa da bu, surenin Mekki niteliğini değiştirmez; çünkü tefsirciler hicretten önce nazil olan bütün surelere Mekki demektedirler.

        5

        Zuhruf Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

        “Ayrılmış, tek başına harfler” manasındaki “huruf-ı mukattaa” hakkında, ikinci surenin başında gerekli bilgi verilmiştir. Burada alfabeden iki harfin zikredilerek sureye giriş yapılmasının şöyle bir özel hikmetinden söz edilebilir: Kur’an Arapça’dır, sizin konuştuğunuz Arapça nasıl ha, mim gibi harflerden oluşuyorsa bu da o harflerden oluşturulmuştur. Onu anlamanız ve üzerinde düşünerek, aynı harflerden benzerini yapmayı deneyerek eşsizliğini kabul etmeniz için hiçbir engel yoktur.

        6

        Zuhruf Suresi Kaç Ayet?

        Zuhruf Suresi 89 ayetten oluşmaktadır.

        Zuhruf Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

        Zuhruf Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 488. Sayfada başlayıp 494. Sayfada biter ve 25. cüzde yer alır.

        7

        Zuhruf Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

        Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

        Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Zuhruf suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

        Keza, başörtüsü olmadan da Zuhruf suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

        Zuhruf Suresi Adetliyken Okunur Mu?

        Zuhruf suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        8

        EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

        • Ayetel Kürsi
        • Kunut Duaları
        • Sübhaneke Duası
        • Nasr Suresi
        • İnşirah Suresi
        • İhlas Suresi
        • Asr Suresi
        • Felak Nas Suresi
        • Yasin Suresi
        • Kadir Suresi
        • Alak Suresi
        • Al-i İmran Suresi
        • Beyyine Suresi
        • Cuma Suresi
        • Hümeze Suresi
        • Fatiha Suresi
        • Müzzemmil Suresi
        • Duha Suresi
        • Fetih Suresi
        • Kevser Suresi
        • Kehf Suresi
        • Müddessir Suresi
        • Münafikun Suresi
        • Bakara Suresi
        • Sebe Suresi
        • Muhammed Suresi
        • Nisa Suresi
        • Duhan Suresi
        • Salli Barik Duaları
        • Kaf Suresi
        • Nebe Suresi
        • Tur Suresi
        • Ahzab Suresi
        • Enfal Suresi
        • Abese Suresi
        • Hac Suresi
        • Rad Suresi
        • Fatır Suresi
        • Necm Suresi
        • Tebbet Suresi
        • Maun Suresi
        • Fussilet Suresi
        • Mürselat Suresi
        • Furkan Suresi
        • Kasas Suresi
        • Nur Suresi
        • Mümin Suresi
        • Zümer Suresi
        • Fil Suresi
        • Hakka Suresi
        • Şura Suresi
        • Casiye Suresi
        • İbrahim Suresi
        • Ankebut Suresi
        • Kıyamet Suresi
        • Saffat Suresi
        • Tekasür Suresi
        • Zilzal Suresi
        • Neml Suresi
        • Kureyş Suresi
        • Kalem Suresi
        • Mearic Suresi
        • Şifa Duası
        • Rızık Duası
        • Dilek Duası
        • Nazar Duası
        Haberi Hazırlayan: Mehmet Kerem Hançer
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ