Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 15 unutulmaz salgın filmi
        1

        SALGIN FİLMLERİ

        Yedinci Mühür 1957
        (Det sjunde inseglet)

        İsveçli yönetmen Ingmar Bergman'ın imzasını taşıyan bir sinema klasiği... Bergman'ın kendi tiyatro oyunundan yola çıkarak yazdığı senaryo, Ortaçağ'da veba salgını sırasında geçen bir yolculuğun hikâyesini anlatır... Haçlı Seferleri'nden dönen umutsuz şövalye ve nihilist silahtarı, anavatanları Danimarka'ya ulaşmaya çalışırken yolda vebanın trajik sonuçlarıyla yüzleşir.

        2

        Yakınlarda kaybettiğimiz İsveçli usta oyuncu Max Von Sydow'un canlandırdığı şövalye, Ölüm'le karşılaşır. Ölüm ona satranç oynamayı teklif eder. Şövalye ve Ölüm'ün satranç maçı, yolculuk boyunca devam eder... Yolculuğa eşlik eden veba salgını, insanın hiç bitmeyen ölüm korkusunun bir simgesi gibidir...

        3

        Cassandra Geçidi 1976
        (The Cassandra Crossing)

        Gerçekleştirdikleri eylem sırasında çok tehlikeli bir virüsle enfekte olan 3 teröristten biri hayatta kalır ve Cenova’dan Stockholm’e giden trene biner… Hava yoluyla bulaşan ölümcül virüsün trendeki tüm yolcuları bulaşması ihtimalini göz önüne alan yetkililer, trenin güzergâhını değiştirirler.

        4

        Hiçbir ülkenin kendi sınırları içinde durmasını istemediği bir karantina trenidir artık… Tren, 1948’den beri kullanılmayan, yıkılma tehlikesi olan Ukrayna – Polonya arasındaki Cassandra Geçidi’ne yönlendirilir… Tüm bu süreçte, trenin içindeki yolcular, kurtulmak için ellerinden geleni yaparlar. Oyuncu kadrosunda Sophia Loren, Richard Harris, Ava Gardner, Martin Sheen, Burt Lancaster gibi starlara yer veren filmi George Pan Cosmatos yönetmişti.

        5

        Tehdit 1995
        Outbreak

        Ölümcül ateşli bir hastalığın yol açtığı sorunlara odaklanan, büyük bütçeli, yıldız oyuncuların yer aldığı, gösterişli Hollywood yapımlarının sayısı çok fazla değildir… O yüzden, salgın deyince akla gelen ilk filmlerden biridir. Sanatsal açıdan nitelikli, bilimsel açıdan sağlam bir film olduğu söylenemez. Ama 1967 yılında geçen unutulmaz açılış sahnesi dahil olmak üzere, konuyu işleme biçimi itibarıyla rahatsız edici ve korkutucu olmaktan çekinmeyen bir filmdir.

        6

        Ebola benzeri Motaba adında bir virüsün Zaire’den ABD’ye gelişini ve yayılışını anlatan film, Richard Preston’un bir kitabından sinemaya uyarlandı. Wolfgang Petersen’in yönettiği filmde Dustin Hoffman, Rene Russo, Morgan Freeman ve Kevin Spacey gibi isimler rol aldı.

        7

        Körlük 2008
        (Blindness)

        Nobel ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago'nun aynı adlı romanından uyarlanan filmde körlük, salgın bir hastalık gibi kişiden kişiye bulaşıyor. Saramago'nun romanı bilimkurgu motiflerinden çok ilk kurbanların karantinaya alınma sürecine odaklanmayı tercih ediyor. Fernando Meirelles'in yönettiği filmde karantina, uygarlığın, hümanizmin bittiği noktadan başka bir şey değil aslında. Sorunu çözemeyen devlet, sınırları belli bir alan oluşturup hastaları kendi haline bırakıyor...

        8

        Filmin ana kahramanı doktor ve gözleri gören karısı, “medeni” olmanın gereklerini yerine getirip içeride insani bir düzen, iyi kötü işleyen bir sistem kurmaya çalışsalar da, karşılarında kaba kuvveti buluyorlar. Bu karanlık ve sert masalın varmaya çalıştığı yer belli: “Yasaların ve otoritenin işlemediği yerde, medeniyet ve hümanizm biter, kaba kuvvetin iktidarı devreye girer.” Filmde körlük aslında bir metafor; insanların açık gözleriyle dahi bir şey göremediği ima ediliyor.

        9

        Salgın 2011
        (Contagion)

        2011 yılının sonbaharında gösterime giren film, aldığı olumlu eleştirilere karşın gişelerde kayda değer bir başarı yakalayamamış, seyirciler arasında ses getirememişti... Şimdi ise koronavirüsün yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medyada sık sık adı geçen bir filme dönüştü. Son haftalarda internette en çok izlenen ve indirilen filmlerden biri olduğu kesin. Senaryosunu Scott Z. Burns’ün yazdığı, Steven Soderbergh’in yönettiği film, olası bir grip salgınını gerçekçi bir yaklaşımla ele alıyor; bulaşıcı ve ölümcül virütik hastalığın kısa sürede nasıl bir küresel kâbusa dönüşebileceğini anlatıyor.

        10

        Bildiğimiz felaket filmi klişelerini bir yana bırakan “Salgın”, uzmanların en ciddiye aldığı ve gerçekçi bulduğu salgın filmlerinden biri. Gwyneth Paltrow, Matt Damon, Kate Winslet, Jude Law gibi yıldız oyuncuların yer aldığı film, 9 yıl öncesinden tüm dünyaya yapılmış bir uyarıdan farksız… Uyarının işe yaradığını söylemekse çok zor.

        11

        Flu 2013
        (Gamgi)

        Kim Sung Su’nun yazıp yönettiği Güney Kore yapımı “Flu” (Grip), Seul’un 19 km uzağındaki Bundang’ı etkisi altına alan bir grip virüsünü konu alıyor… Kardeşiyle birlikte insan kaçakçılığı yapan Byung-woo, sığınmacıları taşıdıkları konteynırda yakalandığı hastalık nedeniyle hayatını kaybeder. Onun ölümünün hemen ardından bilinmeyen bir virüsten kaynaklanan hastalık, Bundang’ta yaşayanları etkilemeye başlar.

        12

        Kurbanlarını 36 saat içinde öldüren ve havadan bulaşan H5N1 virüsü karşısında insanlar çok çaresizdir. Hastalık kısa bir sürede salgın boyutuna ulaşır. Yaklaşık 500 bin insanın yaşadığı şehrin dış dünyayla bağlarının tümüyle koparılması düşünülürken doktorlar da çözüm arayışlarını sürdürürler. Hem eleştirmenlerin hem de tıp otoritelerinin çok ciddiye almadığı salgın filmlerinden biri… Ama seyirciler üzerinde yarattığı etki itibarıyla epey rahatsız edici…

        13

        DİSTOPİK SALGIN FİLMLERİ

        12 Maymun 1995
        (Twelve Monkeys)

        Kısa filmleri ve belgeselleriyle tanınan Fransız sinemacı Chris Marker'ın “La Jetée” adlı 28 dakikalık filmi, nükleer savaş sonrası yeraltında yaşayan insanların hikâyesini zaman makinesiyle geçmişe dönen bir mahkûmun gözünden anlatır... Çoğunlukla siyah beyaz fotoğraflardan oluşan deneysel nitelikli bir iştir. Senaryo yazarları David Webb Peoples ve Janet Peoples, aynı hikâyeyi alıp, Bruce Willis, Madeleine Stowe ve Brad Pitt gibi yıldızların oynayacağı 129 dakikalık distopik bir bilimkurgu haline getirirler.

        14

        Nükleer savaş yerine virüslerin neden olduğu bir kıyamet fikrini işleyen film, karanlık, sofistike bir filmdir. Sürprizli hikâyesi ve finaliyle de dikkat çeken “12 Maymun”, yönetmen Terry Gilliam'ın özenle kurduğu görsel atmosferle salgın temasını en iyi işleyen distopik filmlerden biri haline gelir.

        15

        28 Gün Sonra 2002
        (28 Days Later)

        Bilimsel deneyler için kullanılan şempanzeleri özgür bırakmak isteyen hayvan severler, eylemleri sırasında enfekte olur ve şiddete yol açan bir hastalığa yakalanırlar… Virüs öylesine bulaşıcı ve güçlüdür ki 28 gün sonra Londra, insansız bir şehre dönüşür. Londra’nın bu halini terk edilmiş bir hastanede gözlerini açan Jim’le (Cillian Murphy) birlikte keşfederiz… Jim, zombiler tarafından yakalanmak üzereyken enfekte olmamış kişiler tarafından kurtarılır…

        16

        Filmin geri kalanı, kıyamet oratmında geçen bir yaşam mücadelesi üzerine kurulu. Zombilerin farkı ise son derece hızlı ve seri hareket edebilmeleri. Dolayısıyla, çok daha tehlikeliler… Senaryosunu Alex Garland’ın yazdığı, Danny Boyle’un yönettiği film, aldığı olumlu eleştirilerin yanı sıra gişede başarılı olmuş, devamı çekilmiş ve resimli romanları da yayımlanmıştı.

        17

        Son Umut 2006
        (Children of Men)

        Yıl 2027... Kadınların 18 yıldır çocuk doğuramadığı karanlık bir gelecekteyiz. En genç insanın 18-19 yaşlarında olduğu bir dünya var artık. Ama tek sorun kısırlık değil. Salgınlar da insanları kırıp geçiriyor...

        18

        İngiltere dünya üzerindeki en güvenli ülkelerden biri ve salgınlardan kaçan sığınmacılara karşı aldıkları önlemler nedeniyle bir polis devletine dönüşmüş durumda... Hikâyenin merkezinde sığınmacıların haklarını savunan militan bir grup var... Liderleri ise grip salgınında oğlunu kaybeden bir kadın... P. D. James'in 1992'de yayımlanan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmi Alfonso Cuaron yönetmişti. Başrollerde Clive Owen ve Julianne Moore vardı. “Son Umut”, yaklaşık 4 dakika süren, bir otomobilin içindeki uzun çekim bir saldırı sahnesiyle de hatırlanır...

        19

        I Am Legend 2007

        1954 yılında yayımlanan Richard Matheson’un “I Am Legend” adlı romanı 1964’te “The Last Man on Earth”, 1971’de ise “The Omega Man” adıyla sinemaya uyarlanmıştı. Francis Lawrence’ın yönettiği romanla aynı adı taşıyan üçüncü uyarlama genelde en iyisi olarak kabul ediliyor… Will Smith filmde New York’ta yaşayan son insanı oynuyor.

        20

        Kanseri yenmek için laboratuvarda yaratılan virüs, tam tersi bir etki göstererek insanların çoğunu yok eder. Bir de geceleri ortaya çıkan saldırgan mutantlar vardır. ABD ordusu için çalışan viroloji uzmanı Robert Neville (Will Smith) virüse karşı tedavi geliştirmeye çalışırken mutantlardan uzak durmaya çalışır. Gündüzleri şehir ona aittir ama geceleri evine kapanmak zorundadır… İnsansız New York görüntüleri başta olmak üzere ses tasarımı ve yönetimiyle de öne çıkan başarılı bir kıyamet sonrası hikâyesi… Gişelerde de çok başarılı olmuştu.

        21

        Maymunlar Cehennemi: Başlangıç 2011
        (Rise of the Planet of the Apes)

        Maymunlar Cehennemi’nin (Planet of the Apes) 1968’de başlayan ilk serisi, zeki ve konuşan maymunların yaşadığı gezegene inmek zorunda kalan bir astronotun hikâyesi olarak başlar… Rupert Wyatt tarafından yönetilen yeni serinin ilk filmi ise insanlar tarafından yetiştirilen süper zeki maymun Caesar'ın hikâyesini anlatıyor. Kendilerinden daha zeki, başka bir canlı türüne katlanamayan insanlar, Caesar’ı dışlıyor ve ötekileştiriyor. Caesar’ın modern dünyada kendine yer bulamaması kuşkusuz çarpıcı bir metafor…

        22

        Caesar iletişime açık, uyumlu biri olmasına rağmen insanlar, Caesar'a hükmetmek istiyor ve onu kendi eşitleri olarak kabullenemiyorlar. Bu filmin bizi ilgilendiren yanı ise laboratuvarda üretilen bir grip virüsünün insan uygarlığının sonunu getirmesi ve zeki maymunların önünü açması...

        23

        Dünya Savaşı Z 2013
        (World War Z)

        Max Brooks’un 2006 tarihli romanından sinemaya uyarlanan film, tek ısırıkta bulaşan ve insanı anında kudurtan bir hastalığı anlatıyor. Zombi filmleriyle klasik salgın hikâyelerini birleştiren “World War Z”de Brad Pitt, salgın için çözüm arayan Birleşmiş Milletler görevlisi Gerry Lane’i canlandırıyor. Lane’in farklı ülkelere doğru çıktığı yolculuk, kıyamet sonrası bir dünyadan karanlık ve umutsuz görüntülerle dolu…

        24

        Ailelerin, ülkelerin içe kapandığı, dış dünyayla iletişimi kestiği, bir çağdan manzaralar seyrediyoruz. Tedavisi bulunmayan bir virüsün dünyayı ne hale getirebileceğini görmek gerçekten ürpertici… Filmin, “kıyamet”in nasıl koptuğunu anlatan ilk 3 sahnesi de çarpıcı. Marc Forster’ın yönettiği 190 milyon dolarlık bütçeli film, 540 milyon dolar hasılat getirmeyi başarmıştı. Filmin devamının çekileceği açıklandı ama 2019 yılının şubat ayında ertelendiği duyuruldu.

        25

        ZOMBİ SALGINLARI

        Dawn of the Dead 1978

        Modern zombi filmlerinin öncüsü Amerikalı yönetmen George A. Romero'nun 1968'de çektiği düşük bütçeli siyah beyaz kültleşmiş filmi “Night of the Living Dead”, insanların sınırlı bir alanda zombilere karşı verdiği yaşam mücadelesini anlatır.

        26

        ABD – İtalya ortak yapımı olarak gerçekleştirilen “Dawn of the Dead” ise insanların zombi haline geldiği bir salgın ortamında geçer. Bir grup insan, zombilere karşı korunmak için banliyödeki bir alışveriş merkezine sığınır... Dışardaki zombiler taze insan eti özlemiyle beklerken, onlar da kurtulma planları yaparlar...

        27

        Shaun of the Dead 2004

        Seçkinin en eğlenceli filmi... İngiliz yönetmen Edgar Wright'ın başrolde oynayan Simon Pegg'le birlikte yazdığı “Shaun of the Dead”, George A. Romero'nun zombi filmlerine selam gönderen bir komedi... Shaun (Simon Pegg) ve Ed (Nick Frost) adlı Londralı iki arkadaş, enfekte olmuş zombilerin dünyayı ele geçirdiği bir kıyamet ortamında sevdikleri insanlarla yerel bir pub'a sığınırlar... Shaun’un başı zombiler olmadan da derttedir zaten. Sevgilisi, arkadaşı ve ailesiyle sorunları vardır.

        28

        Peki zombilerin gelişiyle gerçek bir kahramana dönüşüp bütün sorunlarından kurtulabilir mi? Yanıt için finale kadar beklemeniz gerekiyor. Sizi psikolojik dram ile zombi filmi klişelerinin yan yana geldiği, İngiliz usulü ince bir durum komedisi bekliyor. Gösterime girdiğinde eleştirmen ve seyircilerden olumlu tepkiler alan “Shaun of the Dead”, Channel 4'ün yaptığı bir ankette “50 Muhteşem Komedi Filmi” arasına girmeyi başarmıştı.

        29

        Rec: Ölüm Çığlığı 2007
        (Rec)

        Gelmiş geçmiş en iyi “buluntu korku” filmlerinden biri… Barcelona itfaiyesinin gece mesaileri üzerine televizyon belgeseli hazırlayan bir muhabir ve kameraman, gelen imdat çağrısı üzerine itfaiyecilerle birlikte bir apartmanı keşfe giderler… Bir süre sonra apartman sakinlerinin çok tuhaf ve saldırgan davranışlar içinde olduğunu anlarlar.

        30

        Filmin karakterlerinden biri olan kameramanın çektiği görüntü kayıtlarından oluşan “Rec”, enfekte olmuş saldırganlara karşı verilen bir yaşam mücadelesini anlatıyor. Jaume Balagueró ve Paco Plaza’nın yönettiği İspanyol yapımı film, gösterime girdiği yıl, içerdiği klostrofobi ve karanlık duygusuyla çok beğenilmiş, sonraki yıllarda 4 filmlik bir seriye dönüşmüştü. Hollywood’da 2008’de “Quarantine” adıyla yeniden çevrimi yapıldığını da belirtelim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ