Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya 2010'lu yıllarda dünyayı sarsan 10 olay!

        2010'lu yıllar artık geride kalıyor. Akıllı telefonlar ve sosyal medyanın hayatımızı domine etmesiyle başladığımız on yılı, dünyanın dört bir yanında yaşanan siyasi çalkantılar, değişen ittifaklar, etkisinin gelecek yıllarda da hissettirecek uluslararası gelişmeler eşliğinde geride bırakıyoruz.

        Yakın tarihe damga vurmaya aday olan 2010'lu yılların kapanmasına günler kala, geçtiğimiz on yıllık dönemde dünyayı sarsan ve şekillendiren on olayı masaya yatırdık.

        10. CASUS SAVAŞLARI

        2010'lu yıllar, dünyanın soğuk savaş ortamına yeniden göz kırptığı bir dönem olarak geride kalıyor.

        Dünyanın dört bir yanından yaşanan casusluk savaşları, ucu ABD seçimleri ve Brexit referandumuna kadar uzanan siber casusluk iddialarının yanı sıra istihbarat örgütlerinin içerisinden sızan belgeler geride bıraktığımız yıllara damga vurdu.

        2010 yılında, Amerikan ordusunun 2004 ve 2009 arasından Afganistan Savaşı'nda tutmuş olduğu 92 bin belgeyi dünyanın önde gelen medya kuruluşlarına sızdıran Wikileaks ve kurucusu Julian Assange on yıla damga vuran isimlerden biri olurken, eski CIA ve NSA çalışan Edward Snowden'ın 2013'te sızdırdığı 'ABD'nin kirli çamaşırları' da geçtiğimiz yılların önemli gündem maddelerinden biri oldu.

        Rusya'nın ABD seçimlerine siber casusluk yöntemleriyle müdahale ettiği iddiası, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde suikasta uğrayan Rusya karşıtı isimler, İstanbul'da işlenen Cemal Kaşıkçı cinayeti, Çin'de öldürüldüğü iddia edilen CIA bağlantılı kişiler ve Rus Büyükelçi Karlov suikastı gibi olaylar da 2010'larda yaşanan Soğuk Savaş atmosferinin arka planını oluşturan gelişmeler oldu.

        9. SOSYAL MEDYA

        22 Ekim 2010 tarihinde vizyona giren David Fincher imzalı The Social Network (Sosyal Ağ) filmi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg ve arkadaşlarının öyküsünü anlatıyordu. Film aynı zamanda gelecek on yılın sosyal medyayla iç içe geçeceğinin de bir işaretçisiydi.

        Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya devleri 2000'li yılların son bölümünde zaten birer fenomene dönüşmüş ve bir hayli popülerleşmişti. Ancak 2010'lu yıllar sosyal medyanın işlevlerinin çeşitlenmesi ve kavranması açısından çarpıcı önemdeydi.

        2010'lu yılların ilk yarısında dünyanın dört bir köşesindeki sokak hareketlerinin simgesi 'Twitter'ın kuşu' olurken, on yılın ikinci yarısında Cambridge Analytica gibi ciddi skandallar patlak verdi. Kullanıcı verilerinin ticari hedeflerin yanı sıra siyasi yönlendirme amacıyla seçim kampanyalarıyla paylaşıldığı yönündeki iddialar Mark Zuckerberg'i ABD Kongresi'nin karşısında ifade vermeye zorladı.

        Bilginin ve düşüncelerin sosyal medya aracılığıyla daha önce görülmemiş hızda dolaşıma girmesi, 'post-truth'(gerçek sonrası) ve 'fake news' (yalan haber) gibi kavramları 2010'lu yılları anlatmak için popüler ifadeler haline getirdi.

        8. BREXIT

        ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'ın yeni ev sahibi olmasının ardından, geçtiğimiz 10 yılın en çarpıcı siyasi gelişmelerinden bir diğeri de İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararıydı.

        2016 yılında ülkede yapılan referandumda İngiliz seçmen sürpriz bir şekilde Brüksel'le yolları ayırma kararı verdi. Bu referandum Birleşik Krallık'ı halen net bir çözüme kavuşmayan derin bir siyasi kaosun içine iterken, önce David Cameron ardından Theresa May'i başbakanlık koltuğundan etti.

        Brexit'in İngiltere'yi kıta Avrupa'sından uzaklaştıracağı, Avrupa Birliği'nin dağılma sürecine sokacağı ve Birleşik Krallık'ta peş peşe 'bağımsızlık referandumlarına' neden olabileceği yorumları 2010'ların ikinci yarısının popüler siyasi öngörüleri arasına girdi.

        7. KRİPTO PARALAR

        Hızla dijitalleşen ve bir veri imparatorluğuna dönüşmeye başlayan dünyada, paranın da bunun dışında kalması beklenemezdi.

        22 Mayıs 2010'da Laszlo Hanyecz isimli bir kişi, siparişini verdiği pizzaların ücretini Bitcoin'le ödeyerek kripto parayla ilk online alışverişi yapan kişi oldu. Hanyecz bir pizza için o dönem yaklaşık 25 doların karşılığı olan 10 bin Bitcoinle ödeme yaptı. Bugün bu ödemenin, 7 milyon 173 bin dolara denk olduğunu hesaba katarsak, kripto paraların 2010'lu yıllarda ne ölçüde değer kazandığını ve geride bıraktığımız 10 yılın en iyi yatırım aracı olduğunu da ortaya koymuş oluruz.

        Kripto paralar 2010'lu yılların özellikle ikinci yarısında herkesin bildiği bir yatırım aracına dönüşürken, bir yandan da kullanım alanları hızla artmaya başladı. Ancak Bitcoin başta olmak üzere kripto paraların 2010'lu yıllarda estirdiği rüzgar sadece bir başlangıçtan ibaret olabilir...

        6. MÜLTECİ KRİZLERİ

        2010'lu yılları birkaç fotoğrafla anlatmaya çalışırsanız masaya koyacağınız birkaç fotoğraftan birisi, kucağında çocukları, sırtında çantalarıyla birbiri ardına yürüyen yüzlerce kişinin görüntüsü veya üzerlerinde turuncu can yelekleriyle küçük bir şişme bota doluşmuş insanların fotoğrafı olacaktır.

        Suriye'den Avrupa'ya, Myanmar'dan Asya'ya ve Latin Amerika'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne yaşanan göç dalgaları 2010'lu yılların en çok konuşulan konularındandı. Bazı Avrupa devletleri sınırlarını tel örgülerle çevirse de, yaşanan göçmen akını Avrupa siyasetini derinden etkiledi. Göçmen karşıtı akımlar ve aşırı sağ İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ilk kez Avrupa'da yeniden güç kazanmaya başladı.

        Bir göçmen ülkesi olan ABD ise tel örgü yerine duvar örmeyi tercih etti. Meksika sınırına duvar vaadiyle seçim kazanan Donald Trump, göçmen karşıtı tutumunu başkanlığının her geçen gününde daha da sertleştirerek devam ettirdi. Ortaya ABD sınırına doğru yürüyen veya ABD içerisindeki gözaltı merkezlerinde tutulan mültecilerin fotoğrafları çıktı.

        Sadece 2014 ile 2019 yılları arasındaki 5 yıllık periyotta, yarısından fazla Akdeniz üzerindeki göç rotalarında olmak üzere, 33 bin 686 göçmen hayatını kaybetti. Geriye, kıyılara vuran cansız çocuk bedenleri kaldı.

        5. KADIN HAREKETLERİ

        2010'lu yılların öne çıkanlarından biri de kadınlar ve kadın hareketleri oldu. Dünyanın bir çok ülkesinde kadınları taciz, tecavüz ve cinayetlere karşı bir araya gelerek ortak ses çıkardı.

        Feminizm, 2010'lu yıllara küresel ölçekte damgasını vuran akımlardan biri oldu.

        İlk yarısına ağırlıklı olarak FEMEN eylemlerinin damga vurduğu 2010'lu yılların ikinci yarısında, Amerikan televizyon ve sinema endüstrisinden kadınların, kariyerleri boyunca yaşadıkları cinsel saldırıları sosyal medya üzerinden anlatarak başlattıkları #MeToo hareketi en çok konuşulan konulardan biri oldu.

        Fiziksel ve cinsel şiddetle mücadelenin yanı sıra, 'eşit işe eşit ücret' gibi ekonomik talepler de kadın hareketlerinin geçtiğimiz 10 yıla damga vurmasını sağladı.

        4. İKLİM KRİZİ

        2010 yılının son günlerinde NASA, tarihin en sıcak yılını geride bıraktığımızı açıklamıştı. Ancak 2010'lu yılların sonuna geldiğimizde 9 yıl önce açıklanan bu rekor artık tarihe karışmış durumda.

        Küresel sıcaklık ortalamaları 2014'ten bu yana her yıl artış gösterirken, Kasım 2019'da yayınlanan Birleşmiş Milletler raporu sera gazı emisyonlarının da halen artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

        İlk olarak 1980'li yılların sonunda tartışılan iklim değişikliği konusu, 2010'lu yıllara damgasını vuran konulardan biri oldu. Birçok buzulun hızla erimeye başladığı, dünyanın dört bir yanında seller ve aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybeden insan sayısının giderek arttığı 2010'lu yılların ikinci yarısında 'iklim değişikliği' kavramı yerini 'iklim krizi'ne bıraktı. İnsanlık 'en sıcak on yılı' geride bırakırken, okyanuslar endüstriyel çağın başlangıcına kıyasla yüzde 26 daha asidik bir yapıya büründü ve Antarktika geçtiğimiz yıl içerisinde birkaç kez buzul seviyesinde düşüş rekoru kırdı.

        2016'da imzalanan Paris İklim Anlaşması da iklim kriziyle mücadelede istenen etkiyi yaratamadı. Anlaşmayla birlikte belirlenen küresel hedefler yakalanamazken, ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesini anlaşmadan çekmesi iklim kriziyle mücadele için bir başka önemli darbe oldu.

        2010'lu yılların son çeyreğinde ise iklim kriziyle mücadelenin yüzü 16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg oldu. Bugün dünya iklim krizinin daha fazla farkında ve çözüm önerileri daha fazla konuşuluyor ancak insanlığın 2020'li yıllardaki en büyük soru işaretlerinden ve krizlerinden birinin iklim olacağı da aşikar.

        3. ABD SEÇİMLERİ

        2010'lu yılların ilk aylarına New Yorklu bir emlak zengini olarak giren Donald Trump, 2010'lu yılları dünyanın en güçlü insanlarından biri olarak tamamladı. 2016 yılının Kasım ayında yapılan başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olan Trump, Obama'nın ardından ABD Başkanı seçilen isim oldu.

        Öngörülemez çıkışları, ABD'deki yerleşik düzenle girdiği güç mücadelesi ve 'politik doğruculuktan' uzak duruşuyla tartışma yaratan Trump'ın başkanlığı ilk günden itibaren dünya gündemine damga vuran konulardan biri oldu. Washington'da uzun süre Trump'ın Rusya tarafından seçimlere müdahale edilmesiyle başkanlık koltuğuna oturduğu iddialarını içeren bir soruşturma yürütüldü ancak Trump'ın 'cadı avı' olarak tanımladığı soruşturmadan herhangi bir sonuç alınamadı.

        ABD'yi birçok uluslararası anlaşmadan çeken Trump, NATO'yu ve Avrupa ile ABD arasındaki ilişkileri tartışmaya açarak Amerikan dış politikasında önemli değişimlere yol açtı.

        2010'lu yılların son günlerinde ise Ukrayna Devlet Başkanı Zelinskiy ile yaptığı telefon görüşmesinden dolayı, Richard Nixon ve Bill Clinton'ın ardıdnan hakkında azil süreci başlatılan üçüncü ABD Başkanı oldu. Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Senatosu tarafından azledilmesi beklenmeyen Trump'ın, 2020 Kasım ayındaki seçimlerde elde edeceği sonuç 2020'lerin kaderi için de belirleyici olabilir.

        2. ARAP BAHARI

        26 yaşındaki Tunuslu Muhammed Buazizi, 2010 yılının son günlerinde işsizdi ve ekonomik sıkıntılarla boğuşuyordu. 17 Aralık 2010 günü, ruhsatı olmadığı için sebze satışı yaptığı tezgahına polis tarafından el konuldu. Tartıştığı polis memuru tarafından darp edildi, hakarete uğradı. Yaşananlara tepki göstermek için kendini ateşe verdi ancak yaktığı ateşin geniş bir coğrafyaya yayılarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kasıp kavuracağının farkında değildi.

        Muhammed vücudundaki yanıklara dayanamayarak 2 hafta sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybederken, Arap dünyasında yoksulluk ve baskıcı yönetimlere karşı bir isyan dalgası başladı.

        İlk olarak Tunus'ta Zeynel bin Abidin'in 23 yıllık iktidarı yıkılırken, isyan dalgası Bahreyn, Mısır, Yemen, Libya ve Suriye'ye yayıldı. Hüsnü Mübarek ve Muhammer Gaddafi gibi isimlerin iktidarları son buldu. Sosyal medyanın etkisiyle hızla yayılan isyanlar dünyada 'Arap Baharı' ve 'Arap Uyanışı' gibi isimlerle anıldı.

        Ancak Libya, Yemen ve Suriye'deki isyanların yıllar sürecek kanlı iç savaşlara dönüşmesi ve Mısır'da yaşanan kanlı darbenin ardından elde kalan 'Arap Kışı' oldu.

        1. SURİYE İÇ SAVAŞI

        Arap dünyasındaki isyan dalgasının en kanlı duraklarından biri Suriye oldu. Mart 2011'de Suriye başlayan gösteriler, hızla silahlı çatışmalara evrildi ve ülke yıllar sürecek bir kaosun içine sürüklendi.

        İrili, ufaklı bir çok örgütün alan kazandığı Suriye'deki savaşa, ABD, Rusya, Türkiye, İran, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve İsrail'in de içlerinden bulunduğu birçok ülke müdahil oldu.

        Yıllar boyunca silahlı muhaliflerin kazanımlarıyla devam eden savaş, 2015'te Rusya'nın Esad rejiminin yanında savaşa dahil olmasıyla seyir değiştirdi. 2010'lu yılların ikinci yarısında Esad rejimi, kaybettiği topraklarda neredeyse tamamında yeniden hakimiyet kurmayı başardı ve 2010'ların son günlerinde muhalefeti sadece İdlib çevresine sıkıştırdı.

        2019'un son günlerinde Suriye'deki savaş da artık bir sona yaklaşırken, geride kalan süreçte yol açtığı göç dalgaları ve içerisinden çıkan DEAŞ ile Suriye'deki iç savaşın etkileri İstanbul'dan Paris'e, Londra'dan Barselona'ya Avrupa'nın dört bir yanında hissedildi.

        8. yılı geride kalan savaşta şu ana kadar yaklaşık 600 bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bu süreçte 5.7 milyon Suriyeli ülkeyi terk etmek zorunda kalırken, 6.1 milyon Suriyelinin de ülke içinde göçe zorlandığı biliniyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ