ABD eşgüdümünde “Gazze Gücü” arayışı: Doha’da uluslararası konferans
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) koordinasyonunda, Gazze'de "istikrarın sağlanması" amacıyla uluslararası bir güç oluşturulmasına yönelik konferansın önümüzdeki salı günü Doha'da düzenleneceği bildirildi. Konferansa 25 ülke katılacak.
ABD Başkanı Trump'ın öncülüğünde planlanan Gazze gücü, Katar'da şekilleniyor.
Katarlı diplomatik kaynaklar, toplantıya 25’ten fazla ülkeden temsilcinin katılmasının beklendiğini, konferansta komuta yapısı ile teknik ve lojistik ayrıntıların ele alınacağını söyledi. Yetkililer, uluslararası gücün gelecek ayın başlarında sahaya konuşlandırılabileceğini, ilk etapta İsrail’in kontrolündeki bölgelerde görev yapacağını ve Hamas’la çatışmaya girmeyeceğini vurguladı.
Konferans hazırlıkları sürerken, ABD Dışişleri Bakanlığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Gazze’ye insani yardım girişine ilişkin İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı kararını uygulamasını talep eden kararını sert sözlerle eleştirdi.
Washington, kararın “siyasallaştırılmış ve taraflı” olduğunu savunarak, “İsrail’e karşı bir önyargıyı yansıttığını” ileri sürdü.
ABD ayrıca, BM bünyesindeki UNRWA’nın rolünün güçlendirilmesine yönelik girişimlere de karşı çıkarak, herhangi bir devleti belirli bir kuruluşla çalışmaya zorlamanın “egemenliğin açık ihlali” anlamına geleceğini ifade etti.
Buna karşılık BM Genel Kurulu kararı, İsrail’i Gazze’de gıda, su, ilaç ve barınma gibi temel ihtiyaçların sağlanmasına engel olmamaya ve insani yardım faaliyetlerini kolaylaştırmaya çağırıyor.
Katar medyasında temkinli yorumlar
Doha merkezli Katar medyasında ise konferansa ilişkin değerlendirmeler temkinli bir iyimserlikle yapılıyor. Al Jazeera ve Al Sharq gibi yayın organlarında yer alan analizlerde, “uluslararası güç” fikrinin insani yardımların güvenli şekilde ulaştırılması açısından kısa vadede bir rahatlama sağlayabileceği, ancak sahadaki siyasi denklemi kökten değiştirmesinin zor olduğu vurgulanıyor.
Yorumlarda, gücün İsrail kontrolündeki bölgelerde konuşlanmasının “tarafsızlık” tartışmalarını beraberinde getirebileceği, Filistinli grupların ve Gazze halkının bu yapıyı nasıl algılayacağının belirleyici olacağı belirtiliyor.
Katar basınındaki bazı köşe yazarları ise Doha’nın ev sahipliğini, Katar’ın son yıllarda Gazze dosyasında oynadığı arabulucu rolün devamı olarak değerlendiriyor.
Analizlerde, ABD’nin askeri ve diplomatik öncülüğünde şekillenen bu girişimin, kalıcı bir ateşkes ve siyasi çözüm perspektifi sunmadığı sürece “geçici bir güvenlik mekanizması” olarak kalacağı ifade ediliyor. Katar medyasında öne çıkan ortak kanaat ise, Gazze’de gerçek istikrarın ancak insani yardımların engelsiz girişi, sivillerin korunması ve kapsamlı bir siyasi sürecin başlatılmasıyla mümkün olacağı yönünde.