Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Ahmet Yıldırım: "Mastürbasyon sahnesine hiç zorlanmadım" - Magazin haberleri
        1

        AYTEKİN TEKER / ateker@haberturk.com

        Sinan Çetin'in "Berlin in Berlin" filminden uyarlanan gerilim ve dram filmi "New York in New York" 22 Şubat'ta sinemaseverlerle buluşacak. Filmde Mürtüz karakteriyle dikkatleri çekecek olan Ahmet Yıldırım, "New York in New York"u anlattı.

        2

        Filme nasıl dahil oldunuz?

        Rafael Cemo Çetin, 'New York in New York' filminin yapımcısı; Biz Rafael ile Craft Atölye'de beraber eğitim aldık, orada tanıştık. Bana hep "Birgün film yapacağım ve o filmde senin de oynamanı istiyorum." diyordu. Ama bahsettiği film 'New York in New York' değildi. Okul bitti, yollar ayrıldı, aradan 2 yıl geçti. Ben çalışıyorken beni aradı ve Cihangir'de görüşmek istedi. Cihangir'de Rafael'in yanında yönetmenlerimiz Serdar Gözelekli ve Muammer Koçak da vardı. 2 saat sürdü toplantı, heyecanlıydık hepimiz bana da senaryodan bahsetiler ben de çok heyecanlandım ve bu işte olmayı çok istedim. Toplantı sonrası 'New York in New York' filminin bir parçasıydım artık.

        3

        'Mürtüz' karakterini bize anlatır mısınız?

        Mürtüz kültürel olarak göç ettiği New York’a asla alışamamış ve kendini yalnız hissediyor. Yengesine karşı sapkın bir duygusu var. Eve sığınan düşmanın yengeyle aralarında bir ilişki doğacak olması onu duygularının esiri haline getiriyor. Sağlıklı düşünemiyor ve düşmanına zarar vermek istiyor ama orada da devreye töre giriyor. Töreye göre yengesiyle evlenebiliyor oluşu onu güçlendirirken aynı törenin düşmanını sana sığınmasıyla koruyacaksın demesi töreye karşı gelmesine neden oluyor.

        4

        Sizi bu filmde en çok ne etkiledi?

        Beni en çok etkileyen kültürümüzün naif öğretileri... Düşmanın dahi olsa sana sığınmışsa ona asla zarar veremezsin. Bunun gibi öğretiler beni cezbediyor. Bizim filmimizde de bu durum işlendi gerçi, benim çatışmamı da oluşturan bu öğreti. Çünkü ben ona zarar vermek istiyorum töreyse hayır sana sığındı zarar veremezsin diyor.

        5

        Filmde sapkın bir rolün var...

        Ben her insanın seçimler yaparak hayatını şekillendirdiğine inanıyorum. Bu seçimlerde iyiliğin ya da kötülüğün, isteyerek ya da istemeyerek ortaya çıkmasına neden oluyor. Kendimizden yola çıkarak anlayabiliriz. Bazı hastalıklar dışında her şeyin seçimlerimizden kaynaklandığını görebiliriz. Bu da bizim duygularla hareket etmemizden kaynaklanıyor. Seçimlerimizi yaparken duygulara göre hareket edersek hatalara düşebileceğimizi inanıyorum. Mevlana hazretlerinin bir cok güzel öğütü var biri de: ''Hangi duygunu beslersen o seni yönlendirmeye başlar.'' Seçimi biz yaparız. Hangi duyguya bindiğimiz çok önemli. Bindiğimiz duygunun esiri olmak bize ve herkese zarar verir. Duygunun esiri olmamak için duygudan sıyrılıp bakmayı öğrenmeliyiz. O zaman seçimlerimizin daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Neyse tabi bu başka bir konu gibi algılanabilir ama sapkınlığı da ben bu çerçevede değerlendiriyorum. Bu birbirimizi de anlamanın birincil koşulu gibi geliyor. Ve işim gereği bu tarz durumların üstüne fazlaca eğiliyorum. Bu yüzden bu sahnelerde zorlanmadığımı belirtmek isterim. Bu bakış açısının faydasını görüyorum. Örnek verecek olursam: Othello, Iago'nun laflarıyla kıskançlık duygusuna binmiş ve bu bindiği duygunun esiri haline gelince Desdemona'yı yani aşkını öldürmüştür.

        6

        Filmde Mine Kılıç'ın ve senin bir mastürbasyon sahnen var. O sahnede zorlandın mı?

        Hiç zorlanmadım. Çok eğlendim aksine.

        7

        Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde de rol alıyorsun. Maço ve sert karakterleri canlandırıyorsun genelde. Bu konu hakkında ne söylemek istersin? Gerçek hayatında nasıl birisin...

        Maçoluk bizden sorulur. Hahahah degil tabi ama anamızın fırlattığı bir terlik, bizde maçoluğu ortadan kaldırır. Büyüdüğümüz köy yemyeşil ormanlar o narin, büyüleyici doğa yırtıcı değil ya da tüm hayvanlar o incelik mucizevi yapı, bizi de etkiledi. Bu doğada ki hassasiyetin, saygının, şükrün sirayeti kabalığa maçoluğa izin vermez. Bu naziklikte büyüdüğümüz icin bizim ayarlarımız güzel oldu. İncelikten anlarız. Odunluktan da yer yer keyif aliriz. Şaka bir yana ama işimiz bu, maço da oluruz Don Juan'da. Gerçek hayatta nasıl biri olduğumu bana sorarsanız cevap veremem ama ben eğlenmeye ve kendi kalıbımın içinde doğru ve yanlışlarımla kalıplarımdan kurtulmaya çalışarak yürümeye ve yaşamaya çalışıyorum...

        8

        Dizi nasıl gidiyor?

        Çok iyi gidiyor. Bu tarz işlerin yorucu olduğu söylenir. Benim için okuldan farkı yok. Bu yüzden keyif alıyorum. Muhteşem ustalarla bir arada olmak çok kıymetli. Değerlendirmeye çalışıyorum.

        9

        Bir tiyatro oyunun var sanırım...

        Evet, Alper Kul ve Özgür Özgülgün'ün kaleme aldığı yönetmenliğini Muharrem Uğurlu'nun yaptığı Aut, Asmalı Sahne tarafından farklı bir bakış açısıyla sahnelenen bir oyun, seyirci fuaye girdiği anda içine alıyor. Film tadında aksiyon sahneleri var. Oyun, ilk dakikasından son dakikasına kadar seyirciyi sarsıyor, kilitleniyorsunuz. Futbolda şiddetin, kirli para ilişkilerinin, arkadaşlık ve takımdaşlık üzerinden anlatıldığı oyunun finalinde hiç ummadığınız bir sonla karşılaşıyorsunuz.