Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Beyninizi besleyin!
        .png
        .png

        Beyin sağlığı, özellikle yaşımız ilerledikçe çok önemli bir unsur haline dönüşüyor. Fakat, yaş ilerledikçe beyin sağlığımız için aldığımız sorumluluk aslında çok daha erken yaşlarda başlamalı, çünkü ancak gençken güçlü tutulan bir beyin yaşlandığında da gücünü korur. Araştırmalara göre; dejeneratif hastalıkların başında gelen Alzheimer, herhangi bir belirti göstermeden 30 ile 50 yıl önce beyinde başlıyor, yani hastalık belirti verdiğinde maalesef ileri safhalarda oluyor. Alzheimer her 10 yetişkinden birini(65 yaş ve üzeri) etkiliyor. Alzheimer gibi beyinsel dejeneratif hastalıkları düzeltmek için bunlarla bağdaşan bütün rahatsızlıkları tedavi etmemiz gerekiyor. Yani bir bireyde; diyabet, hipertansiyon, depresyon, kanser, uyku apnesi gibi rahatsızlıklar mevcut oldukça Alzheimer riski de artıyor.

        BEYİN SAĞLIĞI İÇİN BU 4 FAKTÖRE DİKKAT!

        New York Times Bestseller, Psikiyatr Dr. Daniel Amen beyin sağlığı için ilaçlar yerine hayat şeklimizi değiştirmemiz gerektiğini vurguladığı “Beyninizi Değiştirin Hayatınız Değişsin” adlı kitabında, beyin sağlığı için neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Örnek olarak; depresyonu ilaçlarla çözmek yerine, hastalarının beslenmesini değiştiren Dr. Amen, gluteni ve süt ürünlerini keserek hastalarındaki depresyon semptomlarının azaldığını gözlemlemiştir.

        Dr. Amen, beyin sağlığı için 4 faktör vurgulamaktadır: biyoloji, psikoloji, iletişim ve maneviyat. Bu dört unsurumuz tam oldukça beynimizde o kadar güçlü kalır.

        Biyolojiye baktığımızda ilk olarak aklımıza genetik geliyor, fakat genetik özellikler bizleri sadece hastalıklara karşı daha savunmasız kılarken, asıl hayat tarzımız hastalıkların oluşumunu tetikliyor.

        GÜNDE 7 SAATTEN AZ UYUYANLARA KÖTÜ HABER!

        Hayat tarzımızı uyku, beslenme ve egzersiz olarak düşünebiliriz. Günde 7 saatten az uyuyan bireylerde beyindeki kan dolaşımı azalıyor. Kan dolaşımının azalması da beyindeki yaşlanmanın tam tabiridir. Yani az uydukça beyniniz daha çabuk yaşlanıyor. Egzersiz yapmak yine bir o kadar önemli. Fiziksel aktivite depresyonu azaltır, kalbi ve hafızayı güçlendirir. Beslenmeye geldiğimizde, dengeli ve düzenli beslenen bireyler hem kan şekerlerini hem de kilolarını dengede tutabiliyorlar. Vücut ağırlığımız arttıkça, beynimizin fiziksel boyutu ve fonksiyonu aynı oranda olarak azalmaktadır. Bizi hayvanlardan ayıran beyinin on lobundaki prefrontal korteks adlı bölümün boyutunda küçülmeye sebep olan sağlıksız gıdalar ve fazla kilolar; organizasyon, değerlendirme ve muhakeme, dürtü kontrol, planlama, empati kurma, düşünme ve öğrenme yetilerimizi azaltır. Yine fazla kilolar, vücutta enflamasyona yola açarak beyin fonksiyonlarına zarar veren toksik sitokinler yaratmaktadır. Kan şekerimizin dengede kalması çok önemlidir. Sabahları kahvaltı etmeyen insanlarda kan şekeri dengesizleşir ve günün ilerleyen saatlerinde aşırı acıkmalar ve yemeğe saldırma arzusu gerçekleşerek beyindeki dürtü kontrol merkezini yani prefrontal korteksi zedeler.

        BEYİN SAĞLIĞI İÇİN NE YEMELİYİZ?

        Peki, beyin sağlığımız için yememiz gereken gıdalar hangileridir? Cevap doğal ve antioksidan içeren, hormonsuz ve ilaçsız üretilen gıdalardır. Sağlıklı yağlar ve bol meyve sebze içeren Akdeniz diyeti, yaban mersini, avokado, yeşil cay, ceviz, ham kakao gibi besinler bunlara örnektir. Yediğimiz gıdalar dışında, kişisel bakım ürünlerinin (saç boyası, diş macunları, parfümler, temizlik malzemeleri vb.) kimyasal barındırmaması da bir o kadar önemli.

        Alerjiler ve hormon sağlığı da diğer biyolojik faktörler arasına girer ve beyin fonksiyonlarını direkt olarak etkilediği görülür. Gluten veya başka gıda duyarlılıkları olan kişiler bu gıdalara maruz kaldıkça vücutta toksik maddeler ürer ve enflamasyona sebep olarak beyne zarar verir. Hormonlara baktığımızda, menopoz döneminde düşen progresteron hormonu, tedirginlik ve huzursuzluğu artırarak uyku kalitesini ve psikoloji etkileyerek doğrudan beyin fonksiyonlarına zarar verir.

        Dr. Amen, menopoz döneminde olan kadınların doğal progresteron içeren gıdalar olan; brokoli, karnabahar, lahana, kuruyemiş gibi gıdalar tüketmelerini öneriyor.

        MUTSUZ, ÜZGÜN VE DEPRESİF KİŞİLER RİSK ALTINDA

        Dr. Amen’in ikinci faktörü olan psikolojiye döndüğümüzde; mutsuz, üzgün, endişeli, depresif, kompulsif ve dürtü problemi yaşayan insanların prefrontal korteksinde gerileme gözlemlendiği görülmüştür. Yani psikolojik bozukluklar tedavi edilmedikçe beyine doğrudan zarar verir. Son iki faktör olan maneviyat ve iletişim ise direkt olarak insanı rahatlatan ve mutluluk veren unsurlar olup, psikolojiyi olumlu yönde etkileyerek, beyin sağlığına katkıda bulunur. Meditasyon yapmak, insanlarlalar iletişim içinde olup yalnız kalmamak çok önemlidir. Ek olarak bir bireyin ne kadar çok aktivitesi ve hobisi varsa beynini o kadar çok kullanır ve sürekli çalışan beyin de geç yaşlanır.

        Aslında bu dört etken de birbirine çok bağlı ve birini uygulamaya başladığınızda otomatik olarak diğerlerini de uygulamaya başlıyorsunuz. Buradaki önemli nokta, sağlıklı bir hayat tarzını erken yaşlardan itibaren benimseyerek, ilerde oluşabilecek hasarlara engel olmaktır. Unutmamalıyız ki, genetik özellikler sadece bizi hastalıklara daha yatkın yapar, fakat bu demek değildir ki bu hastalığa yakalanacağız. Genetiğimiz kaderimiz değildir. Düzenli beslenerek, egzersiz yaparak, aktif ve dolu bir yasam sürerek, mutlu ve huzurlu olaraktan beyninizi güçlü tutabilir, hastalıklardan uzak, sağlıklı bir yasam sürebiliriz.

        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ