MHP lideri Bahçeli'den fezleke ve yeni anayasa çağrısı

Mondros Ateşkes anlaşması imparatorluğumuzun teslim belgesiydi. Osmanlı İmparatorluğu 1'inci Dünya Savaşı'ndan çıktığında 1 milyon kilometrekare toprağını kaybetmiş, bağımsızlık da elden çıkmıştı. Vatan coğrafyası ateş altına alınmıştı. İlk Meclis Anadolu bozkırından bir güneş gibi parladı. Ulus'ta tadilatı tamamlanmamış Taş Bina'da toplumun her kesiminden ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar bir araya geldi.

Meclisimizin açılışı Türk milletinin tam bir mutabakatla milli bir kimlik ve hedefte buluşmasıyla, teslimiyete son vererek derlenip toparlanmasıyla sağlanan milli meşruiyetin dönüm noktasıdır. 23 Nisan 1920 tarihi 3 yıl sonra varlığını ve bağımsızlığını tüm dünyaya ilan edecek Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki altyapısının yapılmasının başlangıcıdır.

Gerek TBMM'nin açılış şartları, gerekse yaşanan gelişmelerin tamamı bizleri küçümseyen, gücümüzü sınamaya kalkışan mihrakları nasıl bir son beklediğini göstermesi bakımından tarihi bir ibret olmuştur. Tarihin acı ve tatlı hatıralarla kapanmış sayfalarını asla hak etmediğimiz iftiralarla açılmasına heveslenmek dikkat etmemiz gereken bir tehlike olarak karşımızdadır.

FEZLEKE ÇAĞRISI

Bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan devraldığımız emanetin omuzlarımıza yüklediği sorumluluk fazladır. Türkiye'nin yükselişi de 23 Nisan 1920'deki şuurda vuku bulduğu gibi, ayrışmayı değil birleşmeyi, parçalanmayı değil kucaklaşmayı hedefleyen kolektif şuurla mümkündür. Dün olduğu gibi bugün de karadeliğimize musallat olan gelişmeler karşısında dayanma gücümüz siz muhterem milletvekillerinin yüksek iradesinde saklıdır.

TBMM'de biriken fezlekelerin bir an önce görüşülerek karara bağlanması terörle mücadeleyi kamçılayıcı görev üstlenecektir. TBMM'nin irade ve egemenliği temsil kurumudur. Milletin önünde ve üstünde bir güç yoktur. Hiçbir bölücü odağın, hiçbir menfur oluşumun, hiçbir hain örgüt uzantısının gazi Meclis'te yeri olamaz. Her fikre cevaz vardır ama bölücülüğe, bölünmeye izin yoktur.

YENİ ANAYASA ÇAĞRISI

1921 Anayasası'nın birinci maddesi hakimiyetin milletin olduğunu baz almıştır. Demokratik hassasiyet dönemin ortamı dikkate alındığında örnek alınacak bir gelişmedir. Meclis başına buyruk hareket etmemiş, milli egemenlik ilkelerine dayandırmıştır. 1921 Anayasası'nın üzerinden 100 geçmiş olsa da yeni anayasa hazırlıkları, çalışmaları hiç sonlanmamıştır. Son 60 yıla damga vuran darbe anayasaları siyasi ve hukuki kutuplaşmaları tetiklemiştir.

Türkiye'nin sivil, geniş katılımlı, tüm düşünce ve eğilimleri kapsayacak bir anayasaya ihtiyacı olduğunu görmek ve gereğini yapmak lazımdır. Yalın ve anlaşılır, çelişkilerden ayıklanmış, kısa, net, bize özgü, gelecek ile geçmişi birleştirmiş, gerçekleri yakalamış bir anayasa ile cumhuriyetimizin 100'üncü yılını karşılamamız kaçınılmaz bir görevdir. MHP ön şartsız hazırdır.

Anayasa konusunu köksüz anlaşmazlıkların, siyasi polemiklerin dışında tutmalıyız. Herkes darbe anayasasından rahatsızlığını dile getirmektedir. Bazı siyasi zihniyetlerin oyunbozanlık yapmaları, tutarsızlık ve samimiyetsizlik değil de nedir? CHP'nin kaçak güreşmesi, İP'in ucuz bahanelere sığınması nasıl okunmalıdır? Kabaran beklentilere kulak tıkamak siyaset ahlakının neresiyle bağlaşmaktadır?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne abuk sabuk gayelerle, eften püften mazeretlerle karşı çıkmak cehalet değilse, işbirlikçilik ve ilkesizliktir. Yönetim sistemiyle çatışmayan ve çelişmeyen yeni bir anayasa Türkiye'nin gücüne güç katacaktır. Bundan rahatsız olanların iyi niyetinden, vatan sevgisinden bahsetmek akıl tutulmasıdır. Cumhuriyet'in 100'üncü yıldönümünü yeni anayasa ile taçlandırmak hakikaten bu ülkeye yapılacak en önemli hizmetlerden birisidir.

MHP, yeni anayasa vizyonunu kavramış ve kararlılıkla çalışmaya koyulmuştur. Yakın bir tarihte çalışmalarımız nihayete erecektir. CHP'ye sesleniyorum gelin siz de destek verin, İP'e sesleniyorum gelin bu onurun içinde siz de yer alın. Gelin işbirliği yapalım darbe anayasasından kurutulalım.

DIŞ POLİTİKA

Türkiye bugün dört taraftan sıkıştırılmak istenmektedir. Rusya-Ukrayna arasında yükselen tansiyon, ABD'nin Karadeniz'e savaş gemisi göndermekten vazgeçip İngiltere'nin devreye girmesi bölgenin her ihtimale açık olduğu göstermektedir. Artan gerilimin yatıştırılması konusunda Türkiye'den başka öne çıkan ikinci bir ülke yoktur. Ukrayna ve Rusya arasında çıkacak muhtemel bir savaşın diğer taraf ülkelerin dahil olmasıyla büyüyecek savaş Karadeniz'i kana boğması mümkündür.

Yunanistan tahrik kampanyasını yoğunlaştırmaktadır. Yunan ve Fransa gemisi kara sularımıza tecavüz etmiştir. Deniz Kuvvetlerimiz müsaade etmemiştir. Yunan Dışişleri Bakanı'nın kaba ve gerçeklerle ilgisi olmayan suçlayıcı ifadeleri, Türkiye'ye kriz çıkarmak için gönderildiğine işaret etmektedir. Dendias'ın gevşeyen ayarlarını sıkıştıran Sayın Çavuşoğlu'nu tebrik ediyorum. Türkiye'nin itibar ve saygınlığını gölgelemek isteyen Yunan Bakan parmak sallayım derken Türk pençesini yemiştir.

Akdeniz'in güvenliğini tehdit eden yegane ülke Yunanistan'dır. Yunanistan hem suçlu hem korkaktır. 150 bine ulaşan Batı Trakya Türk azınlığının kendi müftülerini seçmemeleriyle Lozan Anlaşması çiğnenmektedir. Soydaşlarımız asla yalnız, sahipsiz değildir. Yunanistan tarihten hiç ders almamıştır. Densiz Dendias'a, Başbakan Miçotakis'e sopayla kovalanacağını birilerinin anlatması gerekmektedir. Yunanistan aklını başını almazsa boynundan da mahrum kalacaktır. Akdeniz'de fitnenin fermanı okunamaz. Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı provoke edenler hunhar emperyalistlerdir.

Aynı Yunanistan İsrail'le savunma anlaşması imzalamıştır. Hani Avrupa değerleri, nerede İnsan Hakları? AB ve ABD'nin arkasına gizlenerek terör estiren, zulüm yağdıran Yunanistan unutmasın ki mazlumların ahı kimsenin yanına kalmayacaktır. Türkiye alerjisi ortak paydaları olan Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve BAE'nin dışişleri bakanları düzeyinde bir araya gelmeleri bu cephenin faal olduğunu göstermektedir.

EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ

Akdeniz ve Karadeniz'de Türkiye'nin milli güvenliği risk ve tehditlere maruz kalmışken, 104 emekli amiralin bildirisi karanlıktır. Donanmamız üzerine gölge düşürmeleri ahlaksız bir tertiptir. Bu tertibe sahip çıkanlar Yunanistan'ın hizasındadır. Bildiriyi anayasal hak gören, düşünce özgürlüğüyle izah eden cunta sevdalıları neyin ön hazırlığıyla tembihlenmişlerdir? Yargıya yuvalanmış bir ucubenin ağızını açması nereye kadar olağan karşılanacaktır? 367 düğümüyle krize sokan Kanadoğlu'ndan sonra şimdi de devreye beyni sulanmış eski Yargıtay Başkanı mı girmiştir?

"128 milyar dolar nerede" sorusu ihanetin maskesi olarak mı kullanılmaktadır? CHP, İP, HDP ağız birliği etmişçesine 128 milyar doların akıbetini soruyor. 128 milyar doları bırakın da 104 amiralin bildirisinin hesabını verin. Alayınız işin içindedir. Ardağınız para devletin kasasında, siz neredesiniz?

KKTC'NİN KURAN KURSU KARARI

KKTC'nin kararı kepazeliktir. Kuran'ı Kerim'in öğretilmesi laikliğin neresine aykırıdır? Anayasa Mahkemeleri her yerde çıban başıdır. KKTC Anayasa Mahkemesi'nin bu ilkel kararından dönmesi insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Söz konusu mahkeme kararını kınıyorum."