Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC dönüşü konuştu: "Terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC ziyareti dönüşünde Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yeşilkaya'nın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan Savunma Bakanı Dendias'ın açıklamalarına ilişkin, "Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakis'in bu bakanına haddini bildirmesi lazım." dedi. Milli Savunma Bakanlığı'nın Kuzey Irak'a ilişkin operasyonları hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Önünde sonunda kazanan inşallah yine biz olacağız. Artık onları bekleyen son yakındır" ifadelerini kullandı
ABONE OLCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 50. yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleşirdiği ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.
KKTC ziyaretine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı;
"Bu tarihi günde Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağları bir kez daha vurguladık. Bundan 50 sene önce olduğu gibi bugün de ana vatan ve garantör devlet olarak Kıbrıs Türkünün yanındayız. İktidar ve muhalefet olarak verdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma tablosunu bu bakımdan kıymetli görüyorum.
Kıbrıs davasının sadece bizim değil, 85 milyonun davası, kırmızı çizgisi olduğu böylece anlaşılmıştır. Şunun bir defa anlaşılması gerekir. Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez. Bugünkü ziyaretimizde bunu adeta perçinlemiş olduk. İki devletli modelin Kıbrıs meselesinin yegane çözüm yolu olduğu gün geçtikçe daha net ortaya çıkıyor. Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı, çözüm yolunda bugüne kadar her türlü fedakarlığı göstermiştir. Annan Planına ‘evet’ diyen taraf, Kuzey Kıbrıs olduğu halde takdir edilen maalesef yine Rumlar oldu. Bu anlayışla artık bir yere varılması mümkün değildir. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri tescil edilmeden bir yere varılamaz. Her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz.