Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Derin Akademi 'Yeşil Rehber' dedi

        Dün gece “Yeşil Rehber”in (Green Book) 91. Akademi Ödülleri Töreni'nde en iyi film Oscar'ını kazanacağını tahmin edenler var mıydı? Elbette vardı. Yapımcılar Birliği Ödülü'nü (PGA - Producers Guild Awards) kazanmıştı ve çoğu kişiye göre “Roma”nın en güçlü rakibiydi...

        Dolayısıyla, öyle büyük bir sürpriz olduğu söylenemez... Ama yine de birçok sinemaseverin son yılların en büyük şaşkınlıklarından birini yaşadığı kesin...

        Aslında 20 yıl önce de benzer bir şey olmuştu. 1999 yılında ödüller dağıtılmadan hemen önce “Âşık Shakespeare”in (Shakespeare in Love), daha önce benzeri görülmemiş bir halkla ilişkiler ve tanıtım çalışmasıyla gümbür gümbür geldiğini söyleyenler vardı.

        REKLAM

        Peki, kampanyada hangi mesajlar verildi?

        “Roma”nın aslında bir “televizyon filmi” olduğu savunuldu ve Oscar'lardaki varlığı tartışmaya açıldı. “Roma” ve onun temsil ettiği zihniyetin sinema kültürünün düşmanı olduğu ima edildi... Seyircilerin aynı anda hem sinema salonlarında hem evde seyredebileceği filmlerin Oscar gibi değerlendirmelere kabul edilmemesi gerektiği söylendi.

        Özellikle Steven Spielberg gibi saygıdeğer ve önemli bir yönetmenin “Roma” ve yapımcısı Netflix aleyhindeki açıklamaları tam bir dönüm noktasıydı.

        Bir noktadan sonra “Roma”nın ne kadar iyi bir film olduğu konuşulmuyordu artık... Sinema salonlarında film izleme geleneğini tehdit eden yeni bir eğilim vardı ve “Roma” Oscar'lara uzanmak için kullanılan Truva atıydı... Tam da bu günlerde “Roma”nın tanıtıma 25 milyon dolar para harcadığı haberi çıktı... Gerçekten güzel haberdi ama geçtiğimiz yıllarda filmlerin tanıtım bütçesiyle ilgili çok fazla haber hatırlamadığımı itiraf edebilirim. Tüm bunlar, “Roma”yı gözden düşürdü.

        Sonuçta, “Roma” herkesin tek tercih yaptığı “yabancı dilde film”, “görüntü” ve “yönetmen” kategorilerinde salt çoğunluğa ulaşarak ödül kazansa da en iyi film Oscar'ında yüzde 50'yi geçemedi. Aleyhindeki fikirlerden etkilenenler, “Roma”yı en iyi film kategorisinde uygulanan ve her üyenin tercihlerini birden sekize doğru sıraladığı oy pusulası sistemi nedeniyle son sıralara koydular ve “Yeşil Rehber” ikinci ya da üçüncü turda kazandı. “Yeşil Rehber” belli ki üyelerin üzerinde anlaştığı, 2'nci ve 3'ncü sıraya en çok konulan filmdi.

        “Yeşil Rehber”, bence kötü film değil. Irkçılık eleştirisinin yanı sıra çok rahat seyredilen, alçakgönüllü ve duygusal bir dostluk filmi... Ama sineması “Roma”, “Sarayın Gözdesi”, “Vice” ve “BlacKkKlansman”e oranla hayli eski ve demode...

        Ayrıca “yeni Akademi'nin” imajına uygun bir film değil...

        Bize söylenen Akademi'de çoğunluğun artık yaşlı, beyaz erkeklerde olmadığı... Kadın üyelerin ve Afrika, Asya, Latin kökenlilerin sayısının sürekli arttığı...

        Akademi'nin içini bilemem ama vitrini, gerçekten de çokkültürlü bir zihniyeti temsil ediyor. Sözgelimi, dün geceki törende sahneye çeşitli vesilelerle birçok Afrika ve Latin kökenli Amerikalı, Uzakdoğulu, Asyalı sinemacı çıktı; “Oscar Çok Beyaz” imajı yerle bir edildi...

        Kostüm tasarımında Ruth E. Carter (Black Panther), prodüksiyon tasarımında ise Hannah Beachler (Black Panther), bu kategorilerde ödül kazanan ilk siyahi kadınlar olarak resmen tarih yazdılar...

        Bir anlamda kadınların, Meksikalıların ve Afrika kökenli Amerikalıların yılıydı... Ama “Yeşil Rehber”e verilen özgün senaryo ve en iyi film Oscar'ları eski Akademi ruhunun derinlerde bir yerde yaşadığının açık kanıtıydı...

        REKLAM

        Dün gece “Yeşil Rehber”in kazanmasına çok kişi şaşırdı.

        Gelecekte daha da çok şaşırabilirler. “Roma”nın klasikleşeceğini tahmin etmek zor değil. “Yeşil Rehber” ise sinemasal niteliklerinden ziyade bu filmlerin arasından sıyrılıp Oscar kazanmasıyla konuşulacak.

        Törenin sunucusuz ve önceki yıllara göre daha kısa ve ruhsuz olması unutulabilir.

        Ama Glenn Close'un değil Olivia Colman'ın kazanması da galiba yıllarca unutulmayacak...

        Bir de Spike Lee'nin içten sevinci... Galiba gecenin en güzel anıydı

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ