Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Fatma Girik’in 10 unutulmaz filmi
        1

        KEŞANLI ALİ DESTANI (1964)

        Türk tiyatrosunun yurt dışında da sahnelenen klasik eserlerinden ‘Keşanlı Ali Destanı’nın sinema uyarlamasının senaryosu, oyunun yazarı Haldun Taner ve filmin yönetmeni Atıf Yılmaz’ın imzasını taşır. Film kahramanlara gereksinim duyan toplumsal yapının eleştirisini ince bir ironiyle yapar; adaletsiz düzenin yarattığı zorbalığın altını çizer. Biraz daha derinlerinde, insanın kendi olma çabasıyla ilgili bir filmdir… Gecekondu mahallesine sıkışmış Zilha (Fatma Girik) ve Ali (Fikret Hakan), çevrelerindeki insanlar nedeniyle gerçekte olmadıkları kişiliklere dönüşür, duygularını bastırmak zorunda kalırlar. Film, iyi ile kötünün masalsı mücadelesine odaklanan Yeşilçam melodram geleneğine anlamlı bir müdahaledir. Ana karakterlerinin zaaflarını, zayıflıklarını gösterir, kadercilikten uzak durarak dikkatimizi birey-toplum ilişkisine çeker. Film, 1965 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Fatma Girik’e En İyi Kadın Oyuncu dalında ilk Altın Portakal ödülünü getirir.

        2

        ZİLLİ NAZİFE (1966)

        Yönetmen Memduh Ün’ün senaryosunu Bülent Oran’la birlikte yazdığı ‘Zilli Nazife’, İstanbul’da Anadoluhisarı’nda çekilir. Film, Bahriyeli Ahmet’le (Kuzey Vargın) aşk yaşayan balıkçı Nazife’nin (Fatma Girik) hikâyesini anlatır. Nazife balık pişirip satarak ailesini geçindirmektedir. Ahmet’le Nazife birbirlerini sever, fakat yoksulluk yüzünden evlenemezler. Memduh Ün, anılarında hataları ve eksikliklerine rağmen en sevdiği filmlerden biri olarak gösterir ‘Zilli Nazife’yi… Özellikle Fatma Girik, Semih Sezerli ve Ayla Algan’ın filmde çok iyi olduklarını belirtir ve şöyle yazar: ‘Fatma’nın bu kadar güzel olduğu başka bir film yok gibi geliyor bana. O kısacık saçlarıyla, cam gibi gözleriyle. Rolünü de harika oynamıştı.’

        3

        BOŞ BEŞİK (1969)

        Necati Cumalı’nın ilk kez 1949 yılında tiyatro sahnelerinde seyirci karşısına çıkan oyunundan sinemaya uyarlanan, Orhan Elmas’ın yönettiği filmde Fatma Girik, göçebe bir Yörük ailesine gelin giden Fatma’yı canlandırır. Fatma ve eşi Yörük Beyi Ali (Tugay Toksöz) yedi yıl boyunca çocuk sahibi olamaz. Bir süre sonra Fatma, soyun devamı adına erkek çocuk sahibi olmayı her şeyin önüne koyan geleneklerin baskısını üstünde hisseder. Eşinin annesi, oğlunun başka bir kadınla evlenmesinde ısrarcıdır. Çevresindekilerin kısır ve hastalıklı gördüğü Fatma, hamile kaldığında bu kez bebeğini sağ salim doğurma endişesine kapılır. Feodal düzende kadının yalnızlığını anlatan film, Fatma Girik’e Adana Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırır.

        4

        YARIN SON GÜNDÜR (1971)

        Yılmaz Güney’in yazıp yönettiği film, gösterime girdiğinde çok ses getirmez. Bunun en önemli nedeni, Yılmaz Güney’in o yıllarda büyük ilgi gören filmlerinin gölgesinde kalmış olmasıdır. Belki de bu yüzden yıllar sonra televizyon gösterimleri üzerinden keşfedenler tarafından ‘gizli hazine’ gibi değerlendirilir. Sürgünden dönen entelektüel ve solcu çift Kara Çocuk (Yılmaz Güney) ve Mavi Çocuk (Fatma Girik) polis tarafından takip edilirken bir soygun planlarlar. Aynı zamanda bir çete de peşlerindedir. Bütün bu süreçte ikisi ilkokul, ortaokul kitaplarını okur ve okuduklarıyla ülke gerçeklerini karşılaştırırlar. Dönemin sinema yazarlarından Engin Ayça’ya göre eleştirmenlerin gözünden kaçmış kayda değer bir filmdir.

        5

        KAMBUR (1973)

        Fatma Girik, oyunculuk hayatında cesaretiyle tanınan bir isimdi. Senaryosunu Ayşe Şasa’nın yazdığı, Atıf Yılmaz’ın yönettiği ‘Kambur’ filminde oynaması, farklı rolleri deneme konusundaki cesaretinin göstergesiydi. Film, bir sahil kasabasında babasıyla yaşayan, çevresindekilerin çoğu tarafından hor görülen, hatta lanetli kabul edilen kambur Azize’nin öyküsünü anlatır. Azize ile kasabaya yeni gelen kör kemancı Ali (Kadir İnanır) arasında duygusal bir bağ kurulur. İkisi birbirlerinde sevgiyi bulurlar… Fatma Girik’in en iyi oyunculuk performanslarından birini sergilediği ‘Kambur’, eski usul Yeşilçam melodramlarıyla 1970’lerin gerçekçi geleneğini birleştiren bir filmdir.

        6

        KIZGIN TOPRAK (1973)

        Osman Şahin’in öyküsünden Feyzi Tuna ve Tarık Dursun’un sinemaya uyarladığı ‘Kızgın Toprak’, sahip oldukları bereketsiz toprakları ekip biçmeye çalışan ama bir türlü istedikleri verimi alamayan, maddi açıdan giderek zor duruma düşen Şirvan (Tamet Yiğit) ve Sultan çiftinin hikâyesini anlatır. Fatma Girik’in canlandırdığı Sultan’ın önerisiyle gölde salla adam taşıma işine girdiklerinde ise karşılarında köyün ağası Cello’yu (Hayati Hamzaoğlu) bulurlar. ‘Kızgın Toprak’ Feyzi Tuna’nın yer yer westernleri hatırlatan biçimci anlatımı ve kadrajlarıyla öne çıkar. 1970’li yıllardaki birçok köy filmi gibi feodalizm eleştirisi taşıyan ‘Kızgın Toprak’ yabancı festivaller de de gösterilmişti.

        7

        AĞRI DAĞI EFSANESİ (1975)

        Yaşar Kemal’in romanından Duygu Sağıroğlu, Lütfi Akad ve Memduh Ün tarafından sinemaya uyarlanan ‘Ağrı Dağı Efsanesi’, Memduh Ün’ün 1970’li yıllardaki en iyi filmi olarak anılır. Eleştirmenlerin sezon sonu listelerinde yılın en iyi yerli yapımlarından biri olarak gösterilen film, 13. Antalya Film Festivali’nde Gani Turanlı’ya en iyi görüntü yönetmeni ödülünü kazandırır. Atilla Dorsay film için ‘…bir başeser, yıllarca anılacak bir film değilse bile çok temiz, çok dürüst, çok özenilmiş bir çalışmadır ve sinemamızın bugünkü ortamı içinde de yüz ağartacak bir filmdir’ diye yazmıştı. Film, Çoban Ahmet (Hakan Balamir) ile han kızı Gülbahar (Fatma Girik) arasındaki aşkı anlatır. Her şey bir atın Ahmet’in kapısında beklemesiyle başlar. Ahmet’in danıştığı bilge Sofi Dede, kapısında duran atın ona Tanrı’dan bir armağan olduğunu söyler. Atın varlıklı ve güçlü Mahmut Han’a ait olduğu anlaşılır ama Ahmet töre gereği atı vermeye yanaşmaz. Ağrı halkı da Ahmet’in arkasında durur. Tüm bunlar yaşanırken, Ahmet ile Mahmut Han’ın kızı Gülbahar arasında bir aşk filizlenir.

        8

        İNTİKAM MELEĞİ / KADIN HAMLET (1976)

        1970’ler sinemasının en ayrıksı ve tuhaf filmlerinden biridir… O yılların basınında Fatma Girik’in Hamlet’i canlandırmasıyla büyük ilgi gören film, William Shakespeare’in klasik eserinin ana karakterini bir kadın olarak çıkarır karşımıza. Metin Erksan’ın uyarlayıp yönettiği film, özellikle Fatma Girik’in performansıyla dikkat çekicidir. Dünya sinemasında Hamlet’i bir kadının canlandırdığı ilk film değildir ama Shakespeare uyarlamalarının çok sık görülmediği Yeşilçam için orijinal bir nitelik taşır. Erksan’ın yorumunda Hamlet, amcasının simgelediği erkek iktidarına karşı bir kadın olarak mücadele eder. İlk çıktığı dönemde bir Metin Erksan fantezisi olarak görülen ‘Kadın Hamlet’in son yıllarda çok farklı okuma ve yorumlamalarla değer kazandığını belirtelim.

        9

        YILANLARIN ÖCÜ (1985)

        Fakir Baykurt’un eserinin ilk uyarlaması, Metin Erksan imzasını taşır ve 1960’lı yılların önemli köy filmleri arasında yer alır. Irazca Ana’da Aliye Rona’nın performansı çok beğenilir. 1980’li yıllarda senaryosunu Yavuzer Çetinkaya’nın yazdığı yeniden çevrim, Fakir Baykurt’un eserine ilkine oranla daha farklı bir yorum getirir. Köyün muhtarının evinin hemen önündeki araziyi Haceli’ye (Erdal Özyağcılar) satmasına Kara Bayram (Kadir İnanır) tepki gösterir. Haceli’nin ev yapma ısrarı, iki aileyi birbirine düşürür. Kara Bayram’ın annesi Irazca’yı oynayan Fatma Girik, her zamanki gibi etkileyici bir performans sergiler. Senaryo ve Şerif Gören’in yönetmenliği olumlu tepkiler alır. ‘Yılanların Öcü’, 1986 Antalya Film Festivali’nde ikincilik dahil üç ödül birden kazanır.

        10

        SİNEMA BİR MUCİZEDİR (2005)

        Fatma Girik ve Memduh Ün’ün birlikte yaptıkları son film olma özelliğini taşıyan ‘Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener’, Ülkü Tamer’in hikâyelerinden esinlenilerek Memduh Ün tarafından senaryolaştırıldı. Film, 1950’li yıllarda Gaziantep’de Demokrat Parti’nin iktidara geldiği ilk yıllarda geçer. Şehirdeki insanlar için sinema, başka dünyalara açılan bir kapıdır. 11 yaşındaki sinema tutkunu Ümit’in (Batuhan Levent) hikâyesini anlatan filmde Kadir İnanır, Antep’in ünlü sinema salonu sahibi Nakip Ali’yi, Fatma Girik ise Sacide karakterini canlandırır. Memduh Ün’ün hastalığı nedeniyle çekimlerini tamamlayamadığı filmi Tunç Başaran bitirir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ