Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Bingöllü 'canlı bombalar 'Sakallılar' grubundan

        Mahmut BOZASLAN / GAZETE HABERTÜRK

        Diyarbakır, 26 Ekim’e silah ve bomba sesleriyle uyandı. 17 farklı adrese eşzamanlı operasyon düzenleyen Özel Harekât timlerine, baskın yapılan bir villada IŞİD’li canlı bomba, üzerindeki bombaları patlatarak karşılık verdi. 2 polis şehit olurken, 5 polis ise yaralandı. Canlı bomba ile yanındaki IŞİD militanı öldü. Başka bir villadaysa 6 saat süren çatışmada 5 IŞİD’li terörist öldürüldü. Yetkililer, ölenlerin IŞİD’in intihar saldırısı düzenleyen grubunun üyeleri olduğunu açıkladı. Öldürülen 7 kişiden kimliği belirlenebilen 5 kişinin Bingöllü olması, gözleri bu kente çevirdi.

        YİNE ÇAY OCAĞI

        Bingöl’de 200 ila 300 kişinin terör örgütü IŞİD’e katıldığı iddia ediliyor. Resmi verilere göre, çocukları radikal örgütlere giden 90 aile emniyete başvurdu. Radikal örgütler, Adıyaman’da olduğu gibi Bingöl’de de çay ocakları ve medrese benzeri binalarda gençleri devşirip beyinlerini yıkıyor. Bazı aileler çocuklarına ya da kendilerine zarar gelir endişesiyle sessiz kalmayı tercih ediyor.

        ‘SAKALLILAR’ ŞEHRİN MERKEZİNDE BULUŞUYOR

        Diyarbakır’da ölen 5 intihar bombacısı Bingöl’de “Sakallılar” olarak bilinen gruptan. Bingöllüler, grup üyelerinin ağırlıklı olarak bir çay ocağında buluştuğunu söylüyor. Çay ocağı şehrin göbeğindeki İnönü Caddesi’nde bulunuyor. 14-30 yaş arasındaki gençler, çay ocağının müdavimlerini oluşturuyor. Şehrin belli noktalarında bulunan ‘medrese’ diye tabir ettikleri binalarda da ‘hoca’ denilen kişiler tarafından dini sohbet adı altında toplantılar yapıldığı belirtiliyor. Diyarbakır’daki operasyonda öldürülen ve ‘Sıddık Hoca’ olarak tanınan Sıddık Bünül’ün de benzer toplantılar düzenlediği kentte konuşuluyor. “Sakallılar” grubunun kullandığı bir bina, geçen yıl 6-7 Ekim olayları sırasında saldıya uğradığı için kapatılmış.

        "BİNGÖL’DE BİLİNİYORLAR"

        Queen Mary Londra Üniversitesi’ndeki doktorasının ardından araştırmalarını “Doğu ve Güneydoğu’da İslamcı sivil toplum ve radikalleşme” konusunda yürüten Bingöl Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt, bölgede bu tür yapılanmaları iyi bilen isimlerden biri. Kurt, 5 militanın Bingöllü olmasına şaşırmıyor. Adıyaman’daki ‘Dokumacılar’ grubunun benzerlerinin Bingöl’de de olduğuna dikkat çeken Kurt, şu değerlendirmede bulundu: “Bunlar bilinmeyen tipler değil. Halkla konuştum, mesela diyorlar ki: ‘Şurada dükkânı var falancanın.’ Millet gayet iyi biliyor, şehirde biliniyorlar. Şehirde biliniyorlarsa, bunların faaliyetleri konuşuluyorsa, sıradan vatandaşın bildiğini devlet de bilir. Bingöl’de radikalizmin, cihadi Selefizm’in bir temeli var zaten. Bingöl ve Adıyaman’da bu mesele sık sık dile getiriliyor. Adıyaman’da ‘Dokumacılar’ grubunun etrafında örgütlenenler var. Bingöl’de de belli hücre yapılanmalarının, belli kişiler etrafındaki vaziyetlerinden bahsediliyor. Özellikle bu konuda ekstra çalışan birimlerden veya birkaç birimden bahsedebiliriz.”

        "KÜRT SİYASAL HAREKETİNİ SEVMEYEN CİDDİ NÜFUS VAR"

        Sorunun yalnızca Bingöl ve Adıyaman olmadığını ifade eden Kurt, “Sorulması gereken: ‘Neden daha çok Kürtler arasında?’ Kürt toplumu travmatik bir toplum. Tarihsel olarak çok ciddi sıkıntılar çekti. Çeşitli tepkiler nedeniyle bu tip radikal fikirler doğuyor. Haksız mağduriyet, gerici tepkiler veren oluşumları ortaya çıkarıyor ve gayet de taban buluyor. Diyarbakır’daki herkes Kürt siyasal hareketi taraftarı değil. Onlarla çelişen, çatışan, onları sevmeyen oldukça ciddi bir nüfus var. Haliyle sadece şu anda daha çok gündeme gelen Bingöl, Adıyaman belki Diyarbakır ama her yerde böyle bir tabanın varlığından bahsedebiliriz” diyor.

        IŞİD’İN STRATEJİSİ ETNİK VE DİNSEL ÇATIŞMA

        Örgütün Türk-Kürt çatışması çıkarmayı amaçladığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt, IŞİD’in stratejisini ise şöyle anlatıyor: “Toplumsal harekete dönüşecek taban olmaz ama hücreler olur, olacaktır ve vardır. Hepsi yok edilmemiştir. 90’larda biraz İslami radikallikti. Şimdi Selefi radikalliğe döndü. Bu tür etkiler giderek artıyor, gittikçe daha da radikalleşiyor. Yeraltına çekilip başka bir canavara dönüşüp geri geliyor. IŞİD’in stratejisi şöyle: Ulus devletlerinin kılcal damarlarını, etnik çatışmaları, dini-mezhebi çatışmaları, gerginlikleri iyi analiz edip oradan devşirdikleri tipleri aynı alana sürüp kontrolsüz şiddet, kaos ve gerginlik yaratmak. Tarafları mezhepler, din, inanç, yaşam biçimi ve etnik temeller üzerinde birbirine düşürmeye yönelik stratejileri var. Bunun için en uygun zemin ne yazık ki Diyarbakır.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ