Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Genelkurmay Başkanlığı Erdoğan'ın basın ofisi mi, kemal kılıçdaroğlu, chp, genelkurmay başkanlığı

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen haftanın, siyasal tarihte, ulusal kurtuluş savaşı tarihinde önemli bir hafta olduğunu, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı hep beraber kutladıklarını söyledi.

        Gençlere hak ettikleri önemin hiç bir zaman verilmediğini, lafa gelince çok şey söylenildiğini ancak işe gelince bir şey yapılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, gençlere '' kininizi unutmayın'' dediğini kaydetti.

        Kılıçdaroğlu, kin tohumlarının ekildiği bir gençlikten ülkeye yarar gelmeyeceğini ifade ederek, ''Yarar sevgi, barış, dostluk üzerine olursa gelir. Gençleri kucaklayacağız, toplumun vazgeçilmez unsuru kabul edeceğiz" dedi.

        Partisinin, gençler için güzel şeyler düşündüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, gençleri denetlediğini, kendilerinin denetlemeyeceklerini ve destekleyeceklerini anlattı. Gençlere ''Siz susun, konuşmayın'' denildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Susmayın konuşun, çünkü söz sizde diyeceğiz. Gençleri baskı altına alıyorlar, CHP olarak gençlerin önündeki bütün engelleri, YÖK belasını kaldıracağız, gençler üniversite yönetiminde hem söz hem karar sahibi olacak."

        'TOPLUMSAL UZLAŞMA' POLEMİĞİ

        Erdoğan'ın, TOBB Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptığını, CHP'nin toplumsal uzlaşmadan neyi kast ettiğini bir türlü anlayamadığını söylediğini kaydetti. Türkiye'nin son 40 yılda en temel, çözemediği, neredeyse bir kuşaktan ötekine aktaracağı sorunun terör olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, terörle mücadelede geçmiş hükümetlerin çaba harcadığını, emek verdiğini ancak sorunu çözmediğini kaydetti.

        Kılıçdaroğlu, ilk raporu, öneriyi getiren, ''Toplumsal uzlaşmayla bu sorun çözülür'' diyen parti olduklarını vurgulayarak, buna rağmen Erdoğan'ın, ''CHP, toplumsal uzlaşmadan neyi kast ediyor anlamıyorum'' dediğini söyledi.

        CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: ''Toplumsal uzlaşmadan kast ettiğimiz şudur: Bu sorun, bir partinin tek başına çözeceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Bütün siyasi partilerin, bu sorunu çözmek için ortak çaba harcaması gerekir. Anayasayı değiştiriyoruz, komisyon kurduk, adına uzlaşma komisyonu dedik. Terör konusunda böyle bir komisyon niye kurmuyoruz, önümüzde ne engel var? Bir toplumsal uzlaşmayla anayasayı değiştiriyoruz, bir toplumsal uzlaşmayla Türkiye'nin en temel sorununu çözmeye yanaşmıyoruz. O zaman şu sorunun yanıtını birileri vermek durumunda: Türkiye'nin en temel sorununu 40 yıldır çözemeyen organ ve sorumlusu kim? Organ da sorumlu da siyaset kurumudur. İşi askere, başka yerlere havale ettik, silahla çözmeye çalıştık; olmadı, 40 yıldır denedik. Şehit analarının bize söylediği tek cümle var; 'bu ne zaman bitecek, benim çocuğum öldü, başkaları ölmesin.' Kim çözecek; siyaset kurumu çözecek. Çözümü söyledik, toplumsal uzlaşmayla parlamentoda komisyon kuralım. Yetmiyor ikinci komisyon kurmamız lazım parlamentonun dışında. Yine siyasi partilerin seçtiği kişiler olacak; akademisyen, kanaat önderi de olacak, insanlar bir araya gelecek. Bir diyalog kuracağız, toplum, parlamento, milletvekilleri, siyasal partiler...''

        ULUDERE OLAYI

        Kılıçdaroğlu, 28 Aralık 2011'in, tarihlerinde kara bir leke olduğunu, Uludere'de 34 vatandaşın öldürüldüğünü söyledi.

        Defalarca, ''Bu istihbaratı nereden aldınız?'' diye sorduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Bu soruyu arkası oldukları yabancı devletlerin istihbarat servislerinin oyuncağı olup olmadığını öğrenmek için soruyorum. Siz istihbaratınızı yabancı bir ülkenin istihbaratına endekslemişseniz, ülkenin güvenliğini de onlara endekslemiş oluyorsunuz'' dedi.

        Kılıçdaroğlu, MİT'in, ''Ben istihbarat vermedim'', Genelkurmay'ın, ''Bize dışardan geldi'' dediğini belirterek, şöyle devam etti: ''Meclis'te komisyon kuruldu, komisyonda bilgiler geldi. Genelkurmay, Uludere için parlamentoya rapor gönderiyor, 'istihbaratın tamamı milli kaynaklardan' diyor. Ben 3-5 aydır Başbakan'a soruyorum, cevabı Genelkurmay Başkanlığı'ndan 3 ay sonra alıyorum. Merak ediyorum, Genelkurmay Başkanlığı, Recep Tayyip Erdoğan'ın basın ofisi mi, niye o cevap veriyor? Soruya yanıt verecek olan siyasi otorite, Başbakan'dır. O cevap vermiyor, onun sözcüsü konumunda olan Genelkurmay veriyor. Demokrasilerde böyle bir şey yoktur, herkesin sorumluluğu vardır, önce siyasetçinin sorumluluğudur, çünkü ülkeyi yöneten siyaset kurumudur, diğerleri bürokratlardır. Siyaset kurumu cevap vermeyecek, cevap vermemek için çaba harcayacak, Genelkurmay onun basın sözcüsü gibi 'Ben bunu milli kaynaklardan aldım' diyecek. Ne oldu, tamamının yalan olduğu çıktı meydana.''

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ