HT Gastro
Arkeoloji

Magnesia'daki kazılarda Zeus Tapınağı'nın giriş kapısına ulaşıldı

Aydın'ın Germencik ilçesindeki antik kent Magnesia'da süren kazılarda, Berlin Pergamon Müzesi'nde kopyası sergilenen Magnesia Zeus Tapınağı'nın giriş kapısına ulaşıldı

Giriş: 06.10.2021 - 02:55 Güncelleme: 06.10.2021 - 02:55
Anadolu Ajansı
Haberler Gastro Arkeoloji Magnesia'daki kazılarda Zeus Tapınağı'nın giriş kapısına ulaşıldı

Ortaklar Mahallesi'ndeki Magnesia Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Görkem Kökdemir başkanlığında yürütülüyor.

İlk olarak Cumhuriyet dönemi öncesinde Alman arkeologlar tarafından kazılan antik kentte, bugüne değin Artemis kutsal alanı, stadyum ve tiyatro alanı ortaya çıkartıldı. Kazılarda 80 heykel ile çeşitli eşyalar da bulundu.

Dönemin en önemli dinsel etkinliklerinden Artemis Festivali'nin burada yapıldığına dikkati çeken Kökdemir, "Dini yönüyle burası çok önemli bir kent. 'Tanrılar ve tanrıçalar' şehri diyebiliriz. Bu zamana kadar yapılan çalışmalarla da bu ortaya koyuldu. Burada birçok tanrı ve tanrıça için özel kutsal alanlar inşa edilmiş" dedi.

Bu yılki kazı çalışmalarında çok heyecanlandıklarını aktaran Kökdemir, "dinsel agora" olarak anılan 26 bin metrekarelik alanda yapılan kazılara başladıklarını kaydetti.

Kökdemir, bu alanda Zeus Tapınağı'nın giriş kapısına ulaştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu alanda ulaştığımız tapınağın, yine Magnesia'da yer alan Anadolu'daki 4. büyük Artemis Tapınağı kadar mimarlık tarihinde yer etmiş bir tapınak olduğunu düşünüyoruz. Zeus'a adanmış bir tapınak. Cumhuriyet öncesi dönemde burası Almanlar tarafından kazılmış. Bu tapınaktan Almanya'ya parçalar götürülmüş ve Berlin Pergamon Müzesi'nde, Bergama Zeus Sunağı gibi, tapınaktan parçalar da kullanılarak, Magnesia Zeus Tapınağı'nın birebir replikası yapılmış, halen sergileniyor. Dünyanın her yerinden bu repkilakayı görmek için insanlar gidiyor. Biz şimdi orijinal yerini ortaya çıkartıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar tapınağın orijinal mimari parçalarının burada korunduğunu gösteriyor. Önümüzdeki yıl Berlin'deki müzede sergilenen yapının orijinalini, burada ortaya çıkaracağız. Bu muazzam bir şey. Hem arkeoloji literatürü için hem de buranın turizme katkı sağlaması için çok önemli. Dolayısıyla çok heyecanlıyız."

"ARKEOLOJİ CAMİASININ GÖZÜ BURADA OLACAK"

Yıl sonuna kadar sürdürmeyi planladıkları kazı çalışmalarıyla tapınağın tamamını ortaya çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Kökdemir, "Bu tapınağı tamamen ortaya çıkardığımızda dünyadaki arkeoloji camiasının gözü burada olacak" diye konuştu.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de yılda 10 bin ziyaretçi ağırlayan Magnesia Antik Kenti'ndeki bu çalışmayla bu eserin ortaya çıkartılmasının, kendilerini de motive ettiğini belirterek, yerli ve yabancı çok sayıda turistin bu bölgeye geleceğine inandığını dile getirdi.

Magnesia - Aydın

Aydın İli Germencik İlçesi Ortaklar Bucağı’na bağlı Tekin Köyü sınırları içinde, Ortaklar-Söke karayolu üzerinde bulunmaktadır. Kent efsaneye göre Thessalia’dan gelen Magnetler tarafından kurulmuştur. Apollon’un kehaneti ve yol göstermesi üzerine Anadolu’ya gelen Magnetlerin kurdukları ilk Magnesia’nın yeri bilinmemektedir. Diodor, Menderes Nehri'nin sürekli yatak değiştirip taşması sonucu meydana gelen salgın hastalıklar ve Pers tehlikesine karşı Atinalı Thibron’un kenti M.Ö. 400-399 taşıdığını yazmaktadır. Büyük bir olasılıkla Thibron yeni bir kent olmaktan çok, Magnesia kenti sakinlerini bugünkü Magnesia’nın Thorax (Gümüş) Dağı’nın eteklerinde Leukophyr’e getirmiş ve orada korumuş olmalıdır. Bu nedenle bugünkü Magnesia’yı da daha sonraki bir dönemde kurulmuş saymak doğru olacaktır.

Yeni Magnesia çevresi surla çevrili, yaklaşık 1300x1100 metrekarelik bir alanı kapsayan, ızgara planlı cadde ve sokak sistemine sahip bir kentti. Priene, Ephesos ve Tralleis üçgeni arasında ticari ve stratejik açıdan önemli bir konuma sahipti. Magnesia’nın zamanımızdaki ünü tasarım ve uygulamalarıyla günümüze kadar ulaşmış olan mimar Hermogenes’ten kaynaklanmaktadır. Antik yazar, mimar Vitruvius’a göre Hermogenes, Pseudodipteros tapınak planını ve sütun aralıklarına göre tapınak tiplerini belirleyen ilk mimardır. Vitruvius ayrıca Hermogenes’in baş eserinin Magnesia’daki Leukophryne Tapınağı olduğunu da söylemektedir. Hermogenes bu tapınağı arkaik döneme ait ilk tapınağın yıkıntıları üzerine Hellenistik Dönem'de inşa etmiştir. Tapınak İon düzeninde 8x5 sütunlu olup 67,5x40 metre boyutuyla Anadolu’nun Helenistik dönemdeki dördüncü büyük tapınağıdır.

1994-2001 yılları arasında Artemis kutsal alanında yürütülen kazı çalışmaları sonucunda tapınağın önündeki altar ile agora arasında mermer döşemeli tören alanı ortaya çıkartılmıştır. Tören alanı çevresi boyutları 3 metreye ulaşan tanrı kabartmalarıyla kaplı olup, önünde kurban halkaları yer almaktadır. Törenlere katılacak dernek yada grupların duracakları yerleri belirten “Topos” yer yazıtları, alanın iki yanını sınırlayan döşeme blokları üzerinde yer almaktadır. Kutsal alanı çevreleyen stoadan bölümler ortaya çıkartılmıştır. Magnesia’nın diğer önemli yapılarından biri de bugün mil altında kalarak ortadan kaybolmuş olan agorasıdır. Agoraya, Artemis kutsal alanından kutsal bir kapıdan girilir. Propylon tümüyle ortaya çıkartılmıştır. Agora 26 bin ketrekarelik boyutu ve 414 sütunu ile dönemin en büyük çarşıları arasında yer almaktadır. Magnesia’da eski çalışmalarda Bizans Dönemi'ne ait olduğu düşünülen yapının, 1989-2001 yılarında yapılan kazı çalışmaları sonucu Homeros’un “Odyseia” adlı eserinden tanıdığımız köpek bacaklı Skylla’nın macerasını anlatan kabartmalarla betimlenmiş başlıkların kullanıldığı Roma dönemine ait “Çarşı Bazilikası” olduğu anlaşılmıştır.

Dini amaçlı törenlerde kullanılmak üzere yapılmakta iken heyelan nedeniyle yarım kalmış bir yapı olan Theatron, 32 kişilik Latrina (genel tuvalet) ile birlikte Magnesia’nın önemli yapıları arasında yerini almıştır. Magnesia’da bugün kısmen görülebilen diğer yapılar arasında ise Milet’teki Faustina Hamamı'nın bir kopyası olan hamam, Odeon, Stadion, spor ağırlıklı bir eğitim merkezi olan Gymnasion, Roma Tapınağı, Bizans Suru ve 5'inci yüzyıla ait enine planlı Çerkez Musa Camii sayılabilir.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER