İzmir-Kanada arasında sağlık köprüsü

Yurt dışındaki hastaların Türkiye’ye getirilerek tedavi edilmelerine yardımcı olan Mest Group Asistance, ilk şubesini Kanada’da açarak önemli bir attı.

Medifema Hastanesi Başhekimi ve Kurucu Ortağı Op. Dr. Fatih İnmez’in yönetim kurulu başkanlığını yaptığı MestGroup Assistance, ilk şubesini Kanada’da açmanın mutluluğunu yaşıyor. Firma, dünyanın dört bir yanından 3 yıldır Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede hastaların tedavilerini üstlenirken, aynı zamanda turizme büyük katkı sağlayan MestGroup Assistance, Adam Evren Garipoğlu’nun sahibi World17 şirketiyle yaptığı ortaklık sonucu artık İzmir’den Kuzey Amerika’ya şifa dağıtacak.

Tüm dünyadan İzmir’e ve Türkiye’ye hasta getirilmesi konusunda iddialı bir şekilde bu sektörde faaliyete başladıklarını belirten MestGroup Assistance Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Fatih İnmez, “3 yıllık bir geçmişimiz var. Bu geçmişimizde Arap ve Avrupa kökenli hastalarımızın Türkiye veya Türkiye dışında tedavilerini üstlenmekteyiz. Son olarak da Kanada’da ofisimizin şubesini açarak Kanada’da da sağlık turizminin Türkiye ile bağlantılı olarak gelişebileceğine inanmış durumdayız. Kanada’daki ofisimizin açılış hikayesi Kanada kökenli ve bu ülkede şirketi olan Adam Evren Garipoğlu’nun İzmir’de ofis açmasıyla başladı. Kanada ile Türkiye’nin ortak bir çalışma yapıp yapamayacağını araştırdık. Bunun Toronto ve İzmir ile sınırlı kalmaması gerektiğini düşündük ve iki tarafta birbirlerine destek vermek amacıyla Kanada’da faaliyete başladık" dedi.

"Kanada’ya sağlıklı bir şekilde uğurlamak en önemli görevimiz"

İnmez şöyle devam etti:

"Bu sağlık köprüsünü kurmak için şirketimizin her türlü olanakları mevcut; şu an için yaklaşık 38 kişilik bir ekiple tüm dünyada hizmet vermekteyiz. İstanbul’da İzmir’de ve İstanbul’da ağırlıklı olarak anlaşmalı hastanelerimiz mevcut. Aynı zamanda Almanya, Hollanda, Ürdün, Mısır, Tunus gibi ülkelerde anlaşmalı hastanelerimiz vasıtasıyla bu hastalarımız tedavi olmaktadır. Kanada bu konuda bizim için kapalı kutu olarak görünmekteydi; ama incelediğimizde bir Avrupa gibi ciddi anlamda bir ihtiyacın olduğunu gördük. Bu hastalarımızın raporlarını değerlendirdikten sonra hastalıklarının ihtiyacına göre onların oradan Türkiye’ye gelmeleri için uçuş biletlerinden buradaki konaklamalarına, konaklamaları esnasında aynı zamanda şirketimizin turizm seyahat acentesi belgesi olmasından dolayı bunu bir turizm olarak görüp onlara bizim özel değerlerimizi göstermek ve arkasından da ilgili uygun hastalıklarına göre en iyi hastaneyi bulup alanında en uzman doktorlarımızla bu hastaları buluşturmayı görev edindik. Hastaların operasyonlarını, tedavilerini gerçekleştirmek, ardından tedavi sonrasında da kısa bir dinlenmeden sonra hastalarımızı hava alanlarından transferlerini yapıp Kanada’ya sağlıklı bir şekilde uğurlamak en önemli görevimiz. İki şirket bunu kendisine misyon edindi. Bu konuda biz kendimize güveniyoruz, Kanada’daki dostlarımıza güveniyoruz, iki ülkenin birbiriyle olan ilişkilerinin iyiliğine, birbiriyle olan dostluğuna güveniyoruz. En önemlisi de insanımıza misafirperverliğimize güveniyoruz. Bunların hepsi birer artı değer olarak bizlere geri dönecektir. Bu projenin bu şekilde başarılı olmasını canı gönülden talep ediyoruz."

"Bu işi yapacak olanların A sınıfı seyahat acentesi belgesi olması lazım"

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı'nın sağlık turizmi yapacak olan şirketleri denetim altına alabilmek için geçtiğimiz yıl temmuz ayında bir yönetmelik çıkardığını hatırlatan Fatih İnmez, "Bu yönetmelikle bunu lisansa bağladı ve artık eskisi gibi ‘Ben sağlık turizmi yapıyorum’ diyerek 35 hasta buraya getiremeyecek. Bu işi yapacak olanların A sınıfı seyahat acentesi belgesi olması lazım. İkinci önemli husus bünyelerinde bu işi yapabilecek kapasitede tercüman, yeminli tercüman ve ekibin olması gerekiyor. 'Bu ve benzeri kriterler olduktan sonra bu işi yapabilirsiniz' diyor. Biz de Ege Bölgesi'nde sağlık turizmini yapan tek ve ilk lisanslı asistance şirketiz. Daha önce Kuzey Afrika ve Arap yarımadasıyla ilgilenirken, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtasına yöneldik. İlk olarak Amerika kıtasından başladık ve Kanada’daki ofisimizin şubesini açtık. Bu şube vasıtasıyla Kanada’daki ortağımızın orada yaptığı ve birlikte yapacağımız çalışmalarla hastaları tespit edilip bu hastaları Türkiye’ye getirip tedavileri yapmak ve daha sonra bir ufak tanıtım turundan sonra ülkesine geri göndermek" diye aktardı.

İnmez, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet bu konuda bizleri teşvik ediyor. Türkiye’nin ciddi anlamda sağlık turizmini yapabilecek kapasitede olması. Daha önce Ürdün, Hindistan, Tayland gibi bir takım ülkeler önderliğini yapıyordu. Ama Türkiye’deki kalite ve Avrupa’ya olan yakınlık tercih sebebi olmaya başladı. Artı turizm olarak da katkı sağlıyor. Bundan sonraki aşamada devlet desteğiyle hizmet ihracatının bir kademesini de biz başlatmış oluyoruz."