Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Cemiyet Hayatı ÇABA Derneği'nin muhteşem organizasyonu

        “Tiyatrocuya en çok şu soru sorulurmuş: “Her gece aynı şeyleri söylemekten nasıl bıkmıyorsunuz?” Biri de demiş ki: “Yahu zaten herkes her gün aynı şeyi yapmıyor mu? Onlar hiç olmazsa karşılığında para alıyorlar!” Bu sözü ilk duyduğum anda bayılmıştım, ama kazın turuncu ayakkabıları her zaman öyle değilmiş. Geçen akşam öyle bir oyuna gittim ki, sahnedekilerin hiçbirinin paraya zırnık kadar ihtiyacı yoktu, ama iki aydır provalara gelip aynı lafları ezberlemeye çalışıyorlarmış. Efendim uzatmadan söyleyelim, Türkiye’nin en zengin, en ünlü insanları soylu bir proje için bir araya geldiler ve Lütfi Kırdar’da hiç kompleks duymadan sahneye çıkıp en komik hallerini sergilediler. Komik dediğime bakmayın, oyun zaten bir komediydi.

        KUTLAMA GÜNÜ DEĞİŞTİ

        Çağdaş Bağımsız Yardımlaşma Derneği’nin (ÇABA) sokak çocukları yararına düzenlediği bu geceyi zaten günlerdir okudunuz ve okuyacaksınız da. Oyunun yönetmeninin Ali Sunal olduğunu ve gösterinin ünlü televizyon dizilerinden üretilen skeçlerden oluştuğunu bilmeyen varsa, herhalde o bir sultandır. Tabii Sağır Sultan.... Şimdi gelelim kulis dedikodularına ve o geceki izlenimlere... Söze Abdurrahim Albayrak’la başlayalım... Abdurrahim Bey, bu işi öylesine ciddiye almış ki, tek bir prova bile kaçırmamış. Bu konuda öyle bir şey öğrendim ki şaştım kaldım. Cumartesi gecesi derbi maçından sonra Galatasaray’ın kupayı Şükrü Saracoğlu’nda alması için Albayrak’ın gösterdiği çaba hepimizce malum. Başbakan’a bir rica telefonu açıp onu Fatih Terim’le konuşturup, takımına kupayı oracıkta aldırmıştı. İşte o gece asıl kutlama törenlerinin pazartesi günü yapılacağı açıklanmıştı. Bir iki saat sonra bu karar değişti ve kupa töreni pazar gecesine alındı. Bu değişiklik de Abdurrahim Bey sayesinde olmuş meğer. Çünkü pazartesi günü sahneye konulacak bu ‘kutsal’ projenin kutlamalardan etkilenmesini istememiş.

        Türkan Sabancı ‘İffet’ dizisindeki ‘çakma’ falcı nineyi oynuyor. Aslında kimler kimleri oynamıyor ki... Abdurrahim Albayrak’ın Kuzey’i, Necmettin Eliyeşil’in Güney’i, Ertuğrul Özkök’ün Batı’yı, Erol Aksoy’un Sami’yi oynadığı bir ‘Kuzey Güney’ skeci var ki, Abdurrahim Abi hepsinin arasında yaptığı doğaçlamalarla resmen malı götürüyor.

        Sabancı’ya ‘YAVRUM’ diyeceğimi düşünmezdim

        BİZİM sosyetiklerimizi ve ünlü işadamlarımızı bir tiyatronun provasında düşünmek, Ali Şen’in uzay yolculuğu gibi fantastik bir fikirdi benim için. Meğer hepsi sokak çocukları için ellerini taşın altına soktuktan sonra yönetmen Ali Sunal’ın karşısında süt dökmüş kediye dönmüşler. Düşünsenize bir holdingi yöneten koskoca patron, kuliste saatlerce prova sırası bekliyor, sonra da yarı yaşındaki Ali’nin karşısına çıkıp onun her dediğini yerine getiriyor. Üstelik Ali Sunal da bayağı sert ve acımasız bir öğretmenmiş. Mişli, muşlu konuşuyoruz ama bu kez harbiden olay yerindeydim. Gündüz son provalara gittim, gece de kuliste ‘onların’ arasına karıştım. Gerçekten de sağı solu belli olmuyor, gerektiğinde bağırıp çağırıyor. Ama hepsi de çok seviyorlar onu. Sedef Karamehmet, “Bu işe bayıldım. Artık oyunculuk tekliflerine açığım. Ders alacağım” diyor. Ali’ye provalar sırasında “En iyi öğrencin kim?” diye sordum, “İnsan yavruları arasında seçim yapabilir mi?” dedi, sonra bir an düşünüp patlattı bombayı: “Yahu bir gün Türkan Sabancı’ya ‘Yavrum’ diyebileceğim hiç aklıma gelmemişti!”

        Birkaç kulis dedikodusu daha...

        * YASEMİN Kamhi, “Yanlış bir şey söyleyeceğim ya da söyleyeceklerimi unutacağım diye ödüm kopuyor” diyordu. Belki de bunun için Jefhi Kamhi provalar boyunca eşini hiç yalnız bırakmamış. “Allah herkese böyle bir eş nasip etsin” diye konuşuyordu diğer hatunlar. Necmettin Eliyeşil de resmen sanatçılığın işadamlığından daha güç olduğunu itiraf etti.

        * BİR DE benim şahit olmadığım ama bizim kulis faresinin anlattıkları var... ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin çakma Metehan’ı Cem Başar’ın, “İsyan, isyan” diye bağırıp alkış alması gereken yerde bu repliği unutması kuliste kıkırdaşmalara yol açmış.

        Çakma Hürrem DİNÇKÖK

        MUHTEŞEM gecenin ilk skeci ‘Muhteşem Yüzyıl’ın parodisiydi. Dizinin çakma jeneriğindeki tek gerçek isim Meral Okay’dı ve ayakta alkışlandı rahmetli. Kanuni’yi oynayan Cihan Kamer’in, Pargalı doktor Hakan Akıncı’ya “Mahidevran Sultan’ı Facebook’ta dürtmüşsünüz” demesi ne kadar çok alkış aldıysa da çakma Hürrem Ayşegül Dinçkök, bu tezahüratı ikiye katladı. İlginç bir geceydi vesselam. Açılışta 40 kişilik bir kadınlar korosu harika bir şarkıya başlamıştı ki, birden smokinleriyle bu çiçeklerin arasına bir böcek gelmez mi? Tabii ki Barbaros Şansal bu... Ellerini çırparak birden salonu havaya sokuverdi. Barbaros’un o gece asli görevi İffet’in Cemil’ini oynamak. Ama defilelerinden dolayı hiç ezber yapamamış; tabii Ali Hoca’dan da “Misafir misin, oyuncu mu?” diye sıkı bir fırça yemiş. Sonra bir tiyatrocu arkadaşını çağırmış provalara diyaloglarına yardım etmesi için. Çocuk etraftaki baklavaları börekleri görünce, “Böyle tiyatro mu olur abi!” demiş. Neyse fazla anlatmayalım ama o gece harikaydı Barbaros...

        Ve huzurlarınızda Mustafa Sarıgül

        PROJENİN bir de gerçek mimarı var... ‘Pis Yedili’ dizisinin başöğretmeni Mustafa Sarıgül... Sarıgül, Çağdaş Bağımsız Yardımlaşma Derneği’nin çabalarına gönül ve destek vermiş. Lütfi Kırdar salonunu ve prova yapılacak bütün mekânları da o ayarlamış. Tüm bu çabasına rağmen provalara yeteri kadar gelmeye vakit bulamamış, ama o geceki kısa performansıyla yine karizmasını ispat etti. Kulise dönünce “Başkan, çok heyecanlandınız mı?” diye sordum. “Yok, benim asıl mesleğim sınıf öğretmenliği zaten, ondan sonra başkan olduk” dedi. “Burada sınıf öğretmenliğinden başöğretmenliğe terfi ettiniz. Siyasette var mı devamı?” dedim... “Kim bilir” dedi gülümseyerek ve ‘Gümbür gümbür geliyorum’ mesajını verdi bence... Ama son derece alçakgönüllüydü. İki oğluyla beraber gelmiş. Emir ve Ömer’i göstererek “Asıl önemli olan insanın çocuklarıdır” dedi; yavrular mutluysa, babalar da mutludur...

        Personel yemekleri Borsa’dan

        O GECE ve daha öncesi, herkes sokak çocukları için el ele verdi. Bütün provalar boyunca personel yemeği Borsa lokantasından gelmiş. Personel yemeği dediysek enginarından dönerine, balığından kaymaklı ekmek kadayıfına kadar tam bir sofra şöleninden bahsediyorum. Rasim Özkanca’nın kusursuz ev sahipliği dillere destan olmuş ve üstat her ayrıntıyla bizzat ilgilenmiş. Gecenin bir gizli kahramanının da sihirli dokunuşlarıyla bütün organizasyonu çekip çeviren Monik İpeker olduğunu belirtmeliyim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ