Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar 'Meşgul Şehir' sergisi İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nde

        Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün yeni sergisi, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz, Fransız ve İtalyan orduları tarafından işgale uğrayan İstanbul’u yazılı ve görsel arşivlerin ışığında izleyiciye aktarıyor. Kasım 1918 - Ekim 1923 arasında süren işgal; sergide, askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alınıyor. Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 başlıklı sergi, Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun küratörlüğünde, uluslararası bir danışma kuruluyla birlikte hazırlandı.

        İşgal donanmasını Haliç girişinde gösteren hava fotoğrafı, 3 Ağustos 1919. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        İşgal donanmasını Haliç girişinde gösteren hava fotoğrafı, 3 Ağustos 1919. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        REKLAM

        İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinin yanı sıra Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan ve Rusya’daki çeşitli kütüphane, arşiv ve koleksiyonlardan seçilmiş, birçoğu ilk kez sergilenecek belgeler arasında, resmi yazışmalardan resimlere, film ve fotoğraflara, bir dizi yazılı ve görsel malzeme yer alıyor. İtilaf devletlerinin İstanbul’dan ayrılışının ve Türk ordusunun şehre girişinin 100. yılı, kelimenin her anlamıyla meşgul bir şehri tanımlayan ama çoğu zaman unutulmuş olan bireylere, olaylara ve hareketlere yeniden bakmak için önemli bir fırsat sunuyor.

        İngilizce, Fransızca, Yunanca ve Osmanlı Türkçesiyle yazılan “Motorlu Taşıtlar için Hız Sınırı” tabelası. Arka planda Huber Köşkü görülüyor, 1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri
        İngilizce, Fransızca, Yunanca ve Osmanlı Türkçesiyle yazılan “Motorlu Taşıtlar için Hız Sınırı” tabelası. Arka planda Huber Köşkü görülüyor, 1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri

        İşgal döneminde bir şehrin portresi

        Meşgul Şehir, işgal yılları boyunca yalnızca siyasal anlamda değil, toplumsal ve kültürel anlamda da sürekli bir hareketlilik halinde olan İstanbul’a ayna tutuyor. İstanbul o yıllarda kelimenin her anlamıyla meşgul (Ar. Başkası tarafından kullanılır, işletilir, çalıştırılır durumda olan, tutulmuş, işgal edilmiş) bir şehirdi. Kimin kentte kalacağı ve kenti kimin yöneteceği söylenti ve spekülasyon konularıydı ve bunlar İtilaf devletleri başkanlarının, birbirini izleyen Osmanlı kabinelerinin ve Ankara Hükümeti’nin çelişen beyanlarıyla daha da şiddetleniyordu.

        REKLAM
        Karaköy’de geçit töreni yapan Britanyalı askerler. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        Karaköy’de geçit töreni yapan Britanyalı askerler. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

        Yıkıcı kaosun ortasında

        Şehrin sakinleri, şiddeti ve işgali protesto eden kitlesel eylemlere; daha iyi ücret ve koşullara erişmek umuduyla yapılan ve tramvay, vapur, havagazı hizmetlerini felç eden grevlere; savaş suçu işlemekle, yahut da İtilaf devletlerine veya padişaha karşı gelmekle suçlanan subay ve görevlilerin evine yapılan seher vakti baskınlarına; kahvehane müdavimlerinin silah ve yasak neşriyat nedeniyle aranma ve tutuklanmasına; İtilaf devletlerinin askerleriyle siviller arasında barlarda ve genelevlerde kopan kavgalara; silahlı çetelerce işlenen cinayetlere, linçlere ve adam kaçırmalara tanık oluyor veya katılıyordu. Bu çalkantının ortasında insanlar hayatlarını ve başkalarınınkini iyileştirmek için çabalamaya devam ediyordu. Okullar, kurumlar ve cemaat dernekleri kuruluyor; muhtelif yetenekli kişilerin ve hamilerin katkılarıyla konserler ve sergiler düzenleniyor; yeni siyasal, edebi ve sanatsal fikirler canlı basın ve yayın hayatının sayfalarını renklendiriyor; hayır kurumları mültecilere, savaş malullerine, yetimlere ve kentin yoksullarına destek olmak için para topluyordu.

        REKLAM
          İtilaf Devletleri kumandanı, bir sünnet düğününde. Suna ve İnan kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        İtilaf Devletleri kumandanı, bir sünnet düğününde. Suna ve İnan kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

        İstanbul’da hayata tutunanlar

        İşgal döneminde İstanbul’un demografisi, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya dünyanın çatışmalı coğrafyalardan gelip İstanbul’a sığınan mülteci, göçmen, esir ve işçilerle katmerlenerek baştan aşağı değişti. Birinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden 500 bin Osmanlı askerinin yanı sıra siviller de öldürülmüş; nüfusun önemli bir kısmı ise hastalık ve açlık gibi zor koşullar nedeniyle hayatını kaybetmişti. Öte yandan İstanbul cepheden, esaretten veya sürgünden dönenlerin sığınacakları bir liman olmuştu. Yabancı basın temsilcileri şehrin sokaklarında hasarlı ve yaralı bedenleriyle dolaşan askerlerin görüntülerini “yürek parçalayıcı” olarak niteliyordu. Yardım dernekleri çaresiz insanlar için hummalı biçimde çalışıyordu. İstanbul’a ulaşan en savunmasız kafileler ise yetim çocuklardan oluşuyordu.

        REKLAM
        Karelin Mitritch, Müttefik polis devriyesi karikatürü, 1923. Zeynep Çulha Koleksiyonu
        Karelin Mitritch, Müttefik polis devriyesi karikatürü, 1923. Zeynep Çulha Koleksiyonu

        İşçi ayaklanmaları

        İşçi hareketleri açısından tarihin her döneminde merkez olan İstanbul, bu anlamda işgal yıllarında da hareketliydi. Meşgul Şehir sergisi, dönemin öne çıkan siyasi oluşumu Osmanlı Sosyalist Fırkası’nın liderliğinde işgal İstanbul’unda işçi örgütlenmelerinin seyrini izleyerek önemli belgeleri ziyaretçilere sunuyor.

        Galata Kulesi tepesinde dalgalanan Britanya bayrağı,1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri
        Galata Kulesi tepesinde dalgalanan Britanya bayrağı,1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri

        İşgal İstanbul’unda yaşamanın bedeli

        Birinci Dünya Savaşı ve devamında süregiden çatışmalar, kentin ekonomik anlamda yıkımına yol açtı. Ekonomik istikrarsızlık ve enflasyonun ezdiği kitlelerin iki yakayı bir araya getirmesi imkânsızdı. İşgal yıllarında kentin çeşitli noktalarında çıkan yangınlar binlerce İstanbulluyu evsiz bırakmıştı. Azalan konut sayısı, göçmenler ve sığınmacılarla artan nüfusun barınma talebi, İstanbul’da yaşam maliyetini dünya ortalamalarının üstüne çıkartmıştı.

        REKLAM

        Salgın hastalıklarla boğuşan şehir

        1920’lerde tüm dünyayı sarsan İspanyol Gribi başta olmak üzere, olağanüstü nüfus hareketliliği nedeniyle oraya çıkan tifo, tifüs, verem, kolera gibi salgın hastalıkların yanı sıra cinsel yolla bulaşan hastalıklar da hem kent otoritelerini hem de işgal güçlerini endişelendiriyordu.

        .png
        .png

        Yeni sanat akımları ve mecralar

        İstanbul’un müzikal eğlence sektörü askerlerin ve aralarında birçok müzisyenin ve önemli hamilerin de bulunduğu mültecilerin gelişiyle canlanmıştı. Klasik müzik İtilaf devletlerinin ve Osmanlıların hamiliğinde serpilip gelişiyor; Taksim Meydanı’nda kurulan Maxim gibi kulüplerde caz ve yeni müzik türleri çalınıyordu. Bu yıllar, Darültalim-i Musiki, Darülelhan, Bahriye Musiki Mektebi ve Darülbedayi’nin müzik bölümü gibi ateşkes öncesinde kurulmuş okullardan müzisyenleri bir araya getiren Şark Musiki Cemiyeti’nin ortaya çıkmasıyla alaturka müzik alanında da önemli gelişmelere sahne oldu. Resim alanında ise yerli ve göçmen sanatçılar icraları ve öğretimleriyle İstanbul’un sanat dünyasına ciddi katkılarda bulundu. Geleneksel konular çoğu ressamı meşgul etmeye devam etse de birçok sanatçı kentin yaşadığı dönüşümle etkileşime girdi. Mehmed Ruhi (Arel), Karelin Mitritch ve Georgios Theotokas çalışmalarında müttefik askerlerini betimlerken, Ermeni sanatçıların ortaya koyduğu birçok sanat eserinin konusu mülteciler ve yetimlerdi.

        REKLAM
        Harington Kupası sırasında Zeki Rıza’nın (Sporel) Fenerbahçe adına Britanya karmasına attığı gol, 29 Haziran 1923. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        Harington Kupası sırasında Zeki Rıza’nın (Sporel) Fenerbahçe adına Britanya karmasına attığı gol, 29 Haziran 1923. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

        Silahların gölgesinde spor ve eğitim

        Taksim Stadyumu’nda gerçekleştirilen olimpik etkinlik, Maslak’ta kurulan tilki avı kulübü, Kilyos ve Yeniköy’de düzenlenen yaz spor kampları, İtilaf devleti askerlerinin kentteki varlığının da yaygınlaşmasını tetiklediği spor dallarında müsabakalar, işgal İstanbul’unun bilinmedik öteki yüzünü gösteriyordu. Öte yandan, Birinci Dünya Savaşı’nın eğitim hayatında bıraktığı yıkıcı etki işgal döneminde de sürüyor; İmparatorluk şehrinde savaş zamanı Osmanlı’nın müttefikleri tarafından kurulan okullar kapatılıyor; bir bölümüne ise el konularak hastane ve kışlaya dönüştürülüyordu.

        Maslak’ta bulunan İtilaf Devletleri’ne ait askeri hastane. Fotoğraf: Sebah & Joaillier. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu.
        Maslak’ta bulunan İtilaf Devletleri’ne ait askeri hastane. Fotoğraf: Sebah & Joaillier. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu.
        REKLAM

        Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisi, neredeyse beş yıl işgal altında kalan bir imparatorluk başkentinin askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla yaşadığı tüm bu travmalara ve köklü dönüşümlere yeniden bakmak ve yorumlamak adına önemli bir fırsat sunuyor. Sergi, 11 Ocak – 26 Aralık 2023 tarihleri arasında Beyoğlu, Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde ziyarete açık olacak.

        “Boğaz ve Haliç’in Girişi.” Arka planda savaş gemileri gözüküyor. Alexandre V. Pankoff, Constantinople. Original Designs and Paintings of Alexandre Pankoff, 1922–1924. Fotoğraflar: Hadiye Cangökçe. Ömer Koç Koleksiyonu
        “Boğaz ve Haliç’in Girişi.” Arka planda savaş gemileri gözüküyor. Alexandre V. Pankoff, Constantinople. Original Designs and Paintings of Alexandre Pankoff, 1922–1924. Fotoğraflar: Hadiye Cangökçe. Ömer Koç Koleksiyonu

        Sergiye eşlik eden özel dosya YILLIK 4’te

        Meşgul Şehir sergisi, işgalin farklı yönlerini ele alan akademik yazıların derlendiği özel bir dosyaya da vesile oldu. Sergi küratörleri Daniel-Joseph MacArthur-Seal ile Gizem Tongo’nun editörlüğünde hazırlanan dosyaya, Enstitü’nün akademik yayını YILLIK: Annual of Istanbul Studies’in geçtiğimiz günlerde yayımlanan 4. sayısından ulaşılabilir.

        İstiklal Marşı. Söz: Mehmet Akif (Ersoy). Beste: Ali Rıfat (Çağatay). Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu
        İstiklal Marşı. Söz: Mehmet Akif (Ersoy). Beste: Ali Rıfat (Çağatay). Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

        Beyoğlu Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü sergi salonu pazar günleri hariç haftanın her günü 10.00 – 19.00 saatleri arasında gezilebilir.

        İstanbul Araştırmaları Enstitüsü aynı zamanda bir kütüphane! Kütüphane çalışma saatleri hakkında ayrıntılı bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz. http://www.iae.org.tr

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ