Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Amerika New York Times'tan Trump'a: Gurur duyuyoruz!

        NYT Halkla İlişkiler Birimi Başkan Yardımcısı Danielle Rhoades Ha, çarşamba günü yayımlanan ve ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden tepki toplayan makaleye ilişkin açıklamalarda bulundu.

        Ha, Trump'ın söz konusu makaleyi "yüreksiz" olarak nitelendirmesine ilişkin, NYT Sözcüsü Eileen Murphy'nin "Bu makaleyi yayımlamaktan son derece gurur duyuyoruz. Bu makale, kamuoyunun, Trump yönetiminde, bilen bir konumda olanlardan neler olup bittiğini anlamasına büyük bir değer katıyor." ifadelerini paylaştı.

        Daha önce de isimsiz makaleler yayımladıklarını vurgulayan Ha, gazetede isimsiz ya da takma isimle yayımlanan makalelerden de örnekler verdi.

        Ha, "Yazarın güvenilirliği ve makalenin olası yasal sonuçları konusunda bir endişeniz var mı?” sorusunu ise yanıtsız bıraktı.

        REKLAM

        Öte yandan gazetede 15 Ocak 1977'de "Bayan Gandi'nin Ekonomik Başarılarını sorgulamak" başlıklı makale yayımlanmış, burada Hindistan’da dönemin lideri İndira Gandi’nin ekonomik politikaları sorgulanmıştı.

        25 Haziran 2018’de de güvenlik nedeniyle ismini açıklamayan Latin kökenli göçmen bir annenin "6 Yaşındaki oğlum ve ben aile tutuklamasında nelere katlandık" başlığıyla yayımlanan makalede ise Trump yönetiminin göçmen politikasında yaşadıkları anlatıldı.

        MAKALEYİ YAYINLAYAN EDİTÖR: TEHDİTLERE MARUZ KALMAK İSTEMİYOR OLABİLİR

        New York Times gazetesinin makale editörü James Dao, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi içinde bir direnişin olduğunu iddia eden ve yönetiminde üst düzey bir görevli tarafından yazıldığı öne sürülen makale hakkında açıklamalarda bulundu.

        Dao, çarşamba günü gazetede "isimsiz" olarak yayımlanan "Trump yönetimi içindeki direnişin bir parçasıyım" başlıklı makale hakkındaki soruları podcast yayınında cevapladı.

        Makaleyi yazan kişiyle direkt teması olmadığını belirten Dao, çok iyi tanıdığı ve güvendiği aracı biri üzerinden makalenin yayınlanmasının teklif edildiğini anlattı.

        Dao, makalenin "açık dilinden" ve "duygusal tesirinden" etkilendiğini dile getirerek, önce makaleyi yazan kişinin geçmişini araştırdığını ve daha sonra bu kişiyle doğrudan iletişime geçerek konuşmaları neticesinde gerçekten Trump yönetiminde üst düzey bir görevli olduğuna inandığını belirtti.

        Makaleyi yazan kişinin kimliğini açıklayamayacağını söyleyen Dao, "The New York Times'ın diğer birimlerinde olduğu gibi makale bölümü de tehlike içinde olduğunu ve geçim kaynağını kaybedebileceğini düşündüğünde o kişinin kimliğini açıklamayabiliyor. Söz konusu durum son 3 yılda belki dördüncü kez gerçekleşti." ifadelerini kullandı.

        "FİZİKSEL TEHDİTLERE MARUZ KALMAK İSTEMİYOR OLABİLİR"

        Dao, bu kişiyle yürütülen görüşmelerin ardından makalenin "isimsiz" olarak yayımlanması kararının alındığı bilgisini paylaşarak, bu kişinin adını açıklamayı istememesinin altında birkaç neden olabileceğine işaret etti ve "Bu şahıs, belki yönetimde çalışmaya devam etmek istiyor, işini ve itibarını kaybetmek istemiyor, bu durumun sonuçlarıyla yüzleşmek istemiyor veya fiziksel tehditlerle duygusal strese maruz kalmak istemiyor olabilir." açıklamasında bulundu.

        Söz konusu kişinin Trump yönetimi içindeki pozisyonu veya sorumlu olduğu görevler hakkında bile yorum yapamayacağının altını çizen Dao, kendini makale yazarının güvenliğinden endişe duyduğu için gergin hissettiğini bildirdi.

        Dao, üst düzey yetkilinin neden muhafazakar yayın kuruluşları yerine Trump'ın "sahte haber" iddiasına maruz kalan gazetelerden biri olan New York Times'ı seçtiği sorusuna ise "Yazarın bizi dürüst ve bütünlüğe sahip bir kurum olarak gördüğüne inanıyorum. Onun kimliğini ve gizliliğini koruyacağımızı biliyordu." yanıtını verdi.

        The New York Times gazetesinde yazarın gerçek kimliğini kaç kişinin bildiği hakkında net sayı vermeyeceğini söyleyen Dao, bu soru için "sadece çok az kişi" dedi.

        "TRUMP'IN POLİTİKALARINI BAZI YETKİLİLER UYGULAMAYA KOYAMIYOR"

        Dao, makalede yer alan, "Trump'ın tam olarak anlayamadığı şey, kendi yönetimindeki birçok üst düzey görevli gündeminin bazı kısımlarını ve en kötü heveslerini bozmak için özenle çalışıyor. Bunu biliyorum çünkü ben de onlardan biriyim." ifadeleri hakkında ise şöyle konuştu:

        "Makaleyi yazan kişi Başkan Trump'ın gündemini nasıl bozacağı hakkında detaylara girmiyor. Ancak şurası açık, Trump'ın yaptığı toplantıların ardından uygulamak istediği politikaları bazı yetkililer uygulamaya koymuyor. Makaleyi yazan kişinin bu konuda verdiği örneklerden biri Rusya. Trump, Rusya ve Vladimir Putin hakkında sıklıkla olumlu şeyler söylese de yönetim sürekli olarak Rusya'ya yönelik sert politikalarda ısrar ediyordu."

        "TRUMP'A YETİŞKİN NASİHATİ"

        Dao, makaleyi yazan kişinin Trump yönetimi içindeki bazı yetkililerin başkanın tavırlarını, Twitter'daki paylaşımlarını veya toplum içindeki konuşmalarını onaylamadığını anlatmak istediğini vurgulayarak, "Yönetim içindekiler Trump'a yetişkin nasihati vermeye çalışıyor, yönetimi daha sağlıklı bir yöne götürmeye uğraşıyor. Makaleyi yazan kişiden bunları algılıyorum." dedi.

        İsimsiz yazarın, makalesinde, Trump yönetimi içinde kendisi gibi başka şahısların da olduğunu söylediğini kaydeden Dao, bu kişilerin yönetimin kaos içinde gösterilmesinden hayal kırıklığı duyduğunu aktardı.

        "ESASEN AHLAK DIŞI"

        Makaleyi yazan kişinin yönetimde kendisiyle aynı düşüncede olan yetkililerin Trump'ı "esasen ahlak dışı" bulduğunu belirttiğinin altını çizen Dao, "Bu kişiler Trump'ı demokratik olmayan eğilimlere sahip bir lider olarak görüyor. Hükümet yetkilileri olarak, ülkenin iyiliği için bu tür eğilimlerle mücadele etmeyi görevleri arasında hissediyorlar." şeklinde konuştu.

        Dao, bu kişinin, yönetim içinde işlerin uzun zamandır yolunda gitmediğini düşünmesinin ardından "kırılma noktasına" gelerek makaleyi "ahlaki ivedilikle" kaleme aldığına inandığını ifade ederek, yönetim içinde kendisi gibi düşünen insanların da sesi olduğunu dile getirdi.

        ABD'nin kıdemli gazetecilerinden Bob Woodward'un Trump hakkındaki "Korku: Beyaz Saray'da Trump" başlıklı yeni kitabının bazı bölümlerinin Washington Post gazetesinde yayınlanması hakkındaki soruya ise Dao, bu bölümlerle "isimsiz" makalenin aynı dönemde yayınlanmasının tamamen tesadüf olduğunu söyledi.

        Dao, makaleyi "ulusal güvenlik meselesi" olarak tanımlayan Trump'ın neden bu şekilde bir tanımı kullandığını açıklaması gerektiğini ifade ederek, yazarın makalesinde Trump yönetimi içindeki kişisel hislerini anlattığını belirtti.

        Dao, The New York Times'ın hiçbir koşul altında makaleyi yazan kişinin gerçek kimliğini açıklamayacağını da sözlerine ekledi.

        SENATÖRLERDEN FARKLI YORUM

        ABD’de New York Times gazetesinin "Trump Yönetimi İçindeki Direnişin Bir Parçasıyım" başlıklı isimsiz makaleyi basması Donald Trump yönetiminin sert tepkisini çekerken, bazı Senato üyeleri "makalenin Trump’a dolaylı olarak yardım ettiği” görüşünü savunuyor.

        Senatonun önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Parti’den Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "Trump 2020'de yapılacak seçimleri kazanırsa çok kişi kafayı yiyecek." ifadesini kullandı. New York Times’taki makaleye gönderme yapan Graham, “Bu tür olaylar Trump’a yardım ediyor. Bataklığın içerisinde kendisini hedef almış yaratıklarla çevrildiği hissini uyandırıyor.” dedi.

        Graham, kendisinin temsil ettiği eyaleti örnek vererek "Güney Carolina’da New York Times konuşunca kimse dinlemez." sözlerini kaydetti.

        Beyaz Saray'da Trump’a muhalif isimlerin varolduğu iddiaları üzerine de konuşan Graham, “Bunun ne kadar derin olduğunu bilmiyorum. Belki Trump’ın adamı daha azdır fakat en sonunda çevresindeki insanlar Trump’ın başarısı için uğraşıyor.” değerlendirmesini yaptı.

        "BAŞKAN'DAN ZİYADE GAZETECİLİĞİ YARALAR"

        Louisiana eyaleti Senatörü John Neely Kennedy ise imzasız iddialara seçmen nazarında itibar edilmeyeceğini savundu.

        "Washington gibi büyük şehirlerde gizlilik genel bir kültür. İnsanlar kocaman binalarda yaşıyor, yüksek tavanlı, duvarlarında pahalı sanat eserlerinin asılı olduğu bir şehirde bu tür çıkışlar normal karşılanabilir." ifadelerini kullanan Kennedy, "Fakat ortalama bir Amerikalı için bu kabul edilebilir bir tavır değil." dedi.

        Kennedy, "Eğer böyle bir iddiada bulunacaksan, karşındakinin gözüne bakarak konuşman beklenir. Gizlice değil. Bu durum Başkan’dan ziyade gazeteciliği yaralar." ifadelerini kaydetti.

        "İLK GÖRDÜĞÜMDE BU MAKALENİN BAŞKAN'A YARDIM EDECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM"

        Diğer Cumhuriyetçi Senatörler gibi Oklahoma Senatörü James M. Inhofe de NYT'de yayınlanan yazının seçmen nazarında Trump’ın lehine olduğunu düşünen senatörlerden oldu.

        Inhofe, "Yazının amacı Başkan’a zarar vermek, birçok kişi 'ne kadar kötü bir adammış' şeklinde düşünmüş olabilir." ifadelerine yer verdiği açıklamasında aslında seçmen nazarında durumun farklı olabileceğine işaret etti.

        Inhofe, "İlk gördüğümde bu yazının Başkan’a yardım edeceğini düşündüm. İnsanlar bu yazıya bakıp, en kötü ihtimalle, yazıyı yazan kişi çok dönek adammış diye düşünecek." değerlendirmesini yaptı.

        "TRUMP'IN 'HERKES BANA DÜŞMAN' İDDİASINI DESTEKLİYOR"

        İmzasız makalenin Trump’a yardım edeceği yönündeki görüş sadece Cumhuriyetçi senatörlerin savunduğu bir iddia değil. Demokrat Parti’nin Ohio Senatörü Sherrod Brown da makalenin Trump’ın söylemini desteklediğini savunuyor.

        Brown, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

        "Her şey Trump’ı çıldırtıyor. Herkes Trump’ı sinirlendiriyor. Bütün eleştiriler Trump’ın içe kapanmasına sebep oluyor. Evet, bu makale Trump’ın görüşü olan 'Herkes bana düşman' iddiasını destekliyor. Fakat savunduğu tezler zaman içinde iyice azalacak."

        TRUMP YÖNETİMİ SAVAŞ AÇTI

        Kongre’den yapılan yorumlarda, makalenin Trump’a yardım edeceği görüşü ağır basarken, Trump yönetimi New York Times’a ve yazıya imza atmayan Beyaz Saray’daki “üst düzey görevliye” adeta savaş açmış durumda.

        Makalenin ardından Beyaz Saray'da bu yazının kim tarafından yazılmış olabileceği tartışılırken, Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Savunma Bakanı James Mattis ve Trump'ın Özel Kalem Müdürü John Kelly gibi Trump'a yakın birçok isim, makaleyi sert şekilde eleştirdi ve metnin kendileri tarafından yazılmadığını savunan açıklamalar yaptı.

        Trump da söz konusu yazının basılmasını "utanç verici" olarak nitelendirdi ve Adalet Bakanı Jeff Sessions'ın makalenin isimsiz yazarı hakkında soruşturma başlatması gerektiğini ifade etti.

        Yazıyı bir "ulusal güvenlik meselesi" olarak tanımlayan Trump, söz konusu kişinin kimliğini, hangi görevde ne yaptığını ve gazeteye neler verdiğini araştıracaklarını kaydetti ve bu kişinin üst düzey bir yetkili çıkması halinde bu kişiyi kendisinin katıldığı herhangi bir toplantıda görmek istemediğini söyledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ