Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ÖZGÜR UĞUR / HABERTURK.COM (ÖZEL HABER)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada 12 Eylül döneminde idam edilen 4 gencin mektuplarını okurken ağlaması tartışmaları da beraberinde getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "12 Eylül'ün ürünü olan 12 Eylül'le hesaplaşamaz" derken, Erdoğan'ın konuyu istismar ettiğini ve 'numaradan' ağladığını söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaptığı yazılı açıklamada "Başbakan'ın senaryo gereği gözyaşı dökmesi tarihe sahtekarlık örneği olarak geçecek" ifadelerini kullandı. Biz de Erdoğan'ın grupta yaptığı konuşmadaki o bölümü uzmanlara izlettik ve sorduk: Erdoğan gerçekten içlenerek ağladı mı? Yoksa Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi 'numaradan' mı ağladı? İşte yanıtı:

SİYASAL İLETİŞİM UZMANI SÜLEYMAN SATAL:

"Sesi titriyor, alnında kasılmalar var. Rol yapmıyor"

İki farklı açıdan ele alınması gereken bir konu. Birincisi, okuduğu mektuptan satırlar sıradan bir mektup değil. İdam edilen bir insanın son yazdığı cümleler. Bu özelliği nedeniyle, mektubun içeriğinin etkilemediği söylenemez. Eğer bu mektup, idam edilen değil de örneğin yurtdışından veya askerden annesine mektup yazan bir kişinin mektubu olsa, aynı duyguları hissetmeyecekti. Mimiklerinden içten etkilendiği görülebiliyor. Gözyaşlarını tutmak için harcadığı efor, sesinin titremesi, kendisini toparlamak için sözlerine ara verip duraklamaları, alnındaki kasların gerilmesi gibi bazı detaylar rol yapmak olarak nitelendirilemez. Başbakanın da sıradan bir vatandaş gibi gözyaşı dökmesi, halka "ben de sizden biriyim" mesajını verdiği bilinen bir gerçektir.

Halkla iletişim açısından bakacağımız diğer tarafı, anayasa paketinin, halk tarafından kolay anlatılabilecek yanı olan, 12. Eylül. 1980 askeri darbesinin en acı ve etkili tarafı Sn Başbakan tarafından öne çıkarılıyor. Pazarlama iletişiminde yer alan "lokomotif ürün" dediğimiz, bir kavram vardır. Bir firmanın en kolay sattığı ve en çok faydayı sağladığı, ürüne verilen isimdir. Firmalar, lokomotif ürünü almak isteyene, yanında da daha az satılan veya hiç satılmayan bir ürünü almayı zorunlu kılabilir. Anayasa paketinin tanıtım stratejisi de buna benzer bir yöntem üzerine kurulmuş. 12 Eylül gibi acılara yol açan bir konu sürekli öne çıkarılıp işlenerek, paketin içerisindeki asıl incelenmesi gereken "yargının yapılandırılmasındaki değişiklikler" gibi hayati maddeler geri plana atılıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ