Seçil Erzan davasında takipsizlik kararına itiraz
Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık davasının 13 müştekisi, dosyada "bankacılık zimmeti" suçundan verilen takipsizlik kararına itiraz etti
ABONE OLİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Seçil Erzan'ın da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında "bankacılık zimmeti" suçundan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) "yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığı" yönündeki hükmüne istinaden verildiği belirtilen takipsizlik kararına itiraz edildi.
Müştekiler Burhan Taşpolat, Bülent Çeviker, Emrah Çolak, Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Evrim Pınar Güzel, Musa Mert Çetin, Nestor Fernando Muslera, Selçuk İnan, Uğur Gözaçan, Volkan Bahçekapılı, İbrahim Kocabaldır ve İsmail İbrahim Çağlar'ın avukatları, İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine başvurarak, takipsizlik kararının kaldırılmasını istedi.
Bu talep üzerine soruşturma savcılığı, takipsizlik kararını ve 12 klasörden oluşan dosyayı İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine gönderdi.
Öte yandan, müştekiler Uğur Gözaçan ve Nurettin Gözaçan, avukatları aracılığıyla şüpheliler hakkında ilgili kanun gereği "bankacılık zimmeti" davası açılabilmesi için soruşturma izni vermeyen BDDK'nin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle İstanbul 9. İdare Mahkemesine dava açtı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.