Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Sinema tarihinin unutulmaz film müzikleri
        1

        İdam Sehpası (1958)
        (Ascenseur pour l’échafaud)

        Fransız yönetmen Louis Malle’ın yönettiği film metresinin eşini öldüren bir adamın öyküsünü anlatır. Miles Davis’in müziği, kara film estetiğinde çekilmiş bu suç geriliminin siyah beyaz dünyasına mükemmel uyum sağlar, karakterlerin marazi özelliklerinin altını çizer. Cazın en büyük isimlerinden Miles Davis’in Parisli müzisyenlerle yaptığı kayıt, büyük oranda emprovize bölümler içerir. Miles Davis kendine özgü hüzünlü ve derin trompet sound’unun yanı sıra sahnelerin duygusuna eşlik eden müziklerde de 1950’lerin popüler caz müziğinden örnekler verir.

        2

        Sapık (1960)
        (Psycho)

        Alfred Hitchcock, ‘Sapık’ın hazırlıklarına başladığında daha önce benzeri yapılmamış bir korku gerilim filmi çekmek istiyordu. Özellikle duş sahnesi, onun için filmin zirvesi olmalıydı... O yılların sinemasında, duş alırken bıçak darbeleriyle öldürülen çıplak bir kadını göstermenize imkân yoktu. Ama Hitchcock bir yolunu bulmaya kararlıydı. Asıl önemli olanın bıçağın bedene saplanması değil, o duyguyu seyirciye hissettirmek olduğunu düşündü. Bunun için öncelikle montaja ve müziğe ihtiyacı vardı. Kompozitör Bernard Herrmann, kendisinden beklenenin çok daha iyisini yaptı ve seyirciyi yerinden zıplatacak, bir korku müziğiyle sahneyi ölümsüzleştirdi.

        3

        Breakfast at Tiffany’s (1961)

        Sizi alıp 1960’lı yılların New York’una götürecek hüzünlü, nostaljik ve romantik bir müzik istiyorsanız, Henry Mancini’nin Blake Edwards’ın klasik filmi ‘Breakfast at Tiffany’s’ için yaptığı müzikleri dinlemenizi öneririm. Başrollerinde Audrey Hepburn ve George Peppard’ın oynadığı filmde Henry Mancini, dönemin New York’unun ruhunu caz tınılarından yararlanarak ustalık ve incelikle yakalıyor. Bu filmde ilk kez Audrey Hepburn tarafından seslendirilen Mancini bestesi ‘Moon River’ daha sonra birçok şarkıcı tarafından yorumlanarak unutulmaz bir klasik haline geldi.

        4

        Pembe Panter (1963)
        (The Pink Panther)

        Genç kuşakların Pembe Panter serisinden, başroldeki Peter Sellers’in oynadığı efsane Müfettiş Clouseau’dan ve filmin yönetmeni büyük usta Blake Edwards’dan haberi olmayabilir ama eminim birçoğu Henry Mancini’nin jenerik müziğini duyar duymaz hatırlayacaktır. Çok değerli bir elmasın peşinde koşan insanların hikâyesini anlatan ‘Pembe Panter’ bugün bir komedi klasiği olarak kabul ediliyor... Mancini’nin seriye damgasını vuran müziği, jenerikte tanıştığımız panterin maceralarını anlatan ‘Pembe Panter’ adlı bir çizgi dizide de kullanılmıştı.

        5

        İyi, Kötü ve Çirkin (1966)
        (The Good, The Bad And The Ugly)

        Sinema tarihinin en iyi film müziklerinden söz ederken çoğu kişinin aklına gelen ilk filmlerden biri… ‘İyi, Kötü ve Çirkin’e iki İtalyanın bir araya gelip yarattığı bir western mucizesi demek mümkün… Yönetmen Sergio Leone ve besteci Ennio Morricone daha önce ‘Bir Avuç Dolar’da birlikte çalışmış ve tüm dünyayı dolaşan bir spagetti westerne imza atmışlardı. ‘İyi, Kötü ve Çirkin’de ise kendilerini aştılar, film diliyle müziği ilham verici bir görsel-işitsel şölene çevirdiler. Özellikle finaldeki üçlü düello sahnesi muhteşemdir.

        6

        Batıda Kan Var (1969)
        (Once Upon A Time In The West)

        Sinema severler için ‘Ennio Morricone’nin en iyi film müziği hangisi?’ sorusuna hemen yanıt vermek kolay değildir… Tüm dünyada ‘İyi, Kötü ve Çirkin’in müziğini sevenlerin sayısı az olmasa da, başta ABD ve İngiliz eleştirmenleri olmak üzere, genel çoğunluğun favorisi ‘Bir Zamanlar Batı’da’dır… Filmden bağımsız olarak dinlediğinizde sizi başka alemlere sürüklemesi itibarıyla, sadece Morricone’nin işleri arasında değil, tüm film müzikleri içinde çok ayrı bir yeri vardır. Armonikalı sahneleri de hesaba kattığınızda, ‘Bir Zamanlar Batı’da’nın olmadığı bir en iyi film müzikleri listesi hazırlamak açıkçası biraz zordur.

        7

        Baba (1972)
        (The Godfather)

        Francis Ford Coppola’nın, Mario Puzo’nun mütevazı suç romanını büyük bir mafya destanına dönüştürmesinde İtalyan besteci Nino Rota’nın şüphesiz azımsanamayacak bir payı vardır. Rota’nın müziği trajediyi hissettirir. Yer yer buram buram İtalya kokan ezgiler ise Corleone ailesinin köklerini ve hiç bitmeyen yolculuğunu akla getirir. Oğlu Michael Corleone için çok farklı bir gelecek düşünen Don Corleone’nin hüznü ve ailesinin kirli işlerine bulaşmak istemeyen Michael’ın trajedisi Rota’nın notaları üzerinden bize ulaşır. Öylesine meşhur bir müziktir ki filmi seyretmediği halde müziği hemen tanıyan birçok kişi vardır.

        8

        Jaws (1975)

        Basitlik bazen sanatta mükemmelliğe giden yoldur. ‘Jaws’ın çoğu kişinin hemen hatırladığı o meşhur müziği de birkaç notanın tekrar edilmesinden ve giderek daha yüksek bir şekilde çalınmasından ibaret olabilir. Ama daha önce hiç kimse yaklaşan bir tehdidi müzik kullanımıyla belki bu kadar iyi anlatamamış ve belleklerde bu kadar güçlü bir yer edinememişti. Hollywood’a yıllarca emek veren usta kompozitör John Williams, ikinci Oscar’ını bu filmle almış, yönetmen Steven Spielberg’in oluşturmak istediği gerilim duygusuna önemli bir katkı sağlamıştı.

        9

        Rocky (1976)

        Başroldeki Sylvester Stallone’nin senaryosu, işleri çok da yolunda gitmeyen yalnız boksör Rocky’nin hikâyesini gerçekçi ve hüzünlü bir tonda anlatır. Şampiyon Apollo Creed’in yeni rakibi olacağını öğrendiğinde, kazanacağına asla inanmaz… Ama bir süre sonra sevgilisi Adrian ve antrenörünün moral desteği sayesinde ringde sonuna kadar mücadele etmeye karar verir. Şehrin sokaklarında koşturduktan sonra Philadelphia şehrinin simgelerinden Sanat Müzesi’nin merdivenlerine hızla tırmanan Rocky’ye eşlik eden Bill Conti imzalı o şahane müzik, bize ilk kez boksörün içindeki azmi hissettirir ve büyük maçın heyecanına hazırlar.

        10

        Star Wars: Bölüm IV: Yeni Bir Umut (1977)
        (Star Wars: Episode IV: A New Hope)

        John Williams’ın ilk ‘Star Wars’ için yaptığı müzik, Hollywood’un geçmişiyle geleceği arasında bir köprü gibidir. Williams, Hollywood usulü büyük orkestraya dayalı epik fon müziği geleneğini alır ve onu daha hızlı, enerjik, ritmik bir hale getirir. Bugün çağdaş aksiyon filmleri için bestelenen müziklerin çoğu genelde aynı fikri takip eder. Williams’ın ilk film için yaptığı müzik, akılda kalıcı melodisiyle Star Wars hayranları için bugün artık nerdeyse sözsüz bir marşa dönüşmüştür. Star Wars hâlâ çok kazandıran bir eğlence markası ise bunda John Williams’ın müziğinin de mutlaka bir payı vardır.

        11

        Halloween (1978)

        Korku gerilim türünün mihenk taşlarından biridir ‘Halloween’… Çoğu sinema tarihçisi ‘teen-slasher’ denen alt türün öncüsü olduğunu söyler. Geniş perde formatını tercih eden yönetmen John Carpenter’ın, hareketli kamerayla çektiği karanlık genel planlar, gerilimi yükseltirken müzik de tekinsizliği ve korku duygusunu zirveye çıkarır. Carpenter’ın bizzat yaptığı müzik, elektronik tınılarla piyano tuşlarını bir araya getirir ve tehdidin hiç bitmeyeceğini hissettirir. Öyle bir müziktir ki filmi izlemenize gerek kalmadan sizi ürpertir…

        12

        Ateş Arabaları (1981)
        (Chariots Of Fire)

        Sinema tarihinin en iyi spor filmlerinden biri olarak kabul edilen ‘Ateş Arabaları’ndan söz ederken filmin müziklerine imza atan Vangelis’in adını anmadan geçmek zordur. Özellikle İngiliz ulusal takım atletlerinin sahilde koştukları sahne, Vangelis’in müziğiyle belleklerdeki yerini korur. 1924 Paris Olimpiyatları’na katılan atletlerin hikâyesini anlatan bir dönem filminde modern çağın enstrümanı olan synthesizer temelli elektronik müzik kullanmak o dönem için kuşkusuz büyük cesaretti. Ama yönetmen Hugh Hudson, ne istediğini çok iyi bildiği için filmin müziğini Vangelis’e emanet etmekten çekinmedi. Sonuç, en iyi film ve müzik dalları dahil olmak üzere gelen 4 Oscar ödülü oldu.

        13

        Blade Runner (1982)

        Philip K. Dick’in romanından Ridley Scott’un gerçekleştirdiği ‘Blade Runner’, distopya filmlerinde yeni bir sayfa açmakla kalmadı, bilimkurgu türünü de derinden etkiledi. Yunan besteci Vangelis’in elektronik tınıları kullanan müziği ile dönemin sinemasında çığır açan o karanlık görsel atmosfer arasında benzersiz bir ruh birliği vardır. Geleceğin hayali Los Angeles’ında geçen bu melankolik filmi Vangelis’in müziği olmadan düşünmek bugün artık imkânsız. Özellikle de uçan araçlarla gökyüzünde dolaştığımız sahneleri…

        14

        Bir Zamanlar Amerika (1984)
        (Once Upon a Time in America)

        Sergio Leone’nin özene bezene çektiği 3 saat 49 dakikalık bu mafya destanı, zamanlar arasında gidip gelen şahane bir hikâye kurgusu eşliğinde 1918’den 1960’lı yıllara kadar uzanır. Her şey 1930’lu yıllardaki içki yasağı sırasında işleri yolunda giden bir grup çocukluk arkadaşı gangsterle ilgilidir. İşin içinde aşk, ihanet, yıllarca açığa çıkmayan yalanlar ve pişmanlık vardır. Ennio Morricone’nin pan flüte yer veren müziği, her çaldığında zamanın akışını ve çocukluğun kaybolan masumiyetini hatırlarız… Öykünün anlaşılmasını engelleyen 2 saat 19 dakikalık kısa versiyonu nedeniyle ABD’de yıllarca değeri teslim edilmeyen filmin müziği, nedense Morricone’nin spagetti westernleri kadar önemsenmez. Ama ne zaman dinlemeye başlasanız özlediğini hissettiğiniz bir müziktir bu…

        15

        Yağmur Adam (1988)
        (Rain Man)

        Alman besteci Hans Zimmer’in 1980’lerde Avrupa’da başlayıp Hollywood’da devam eden görkemli kariyerinin her döneminde birbirinden iyi film müziklerine imza attığı kesin. Klasik gelenekle elektronik müziği, kendisine özgü enerjik ritimlerle birleştiren Zimmer’in en iyi çalışması konusunda herkes farklı düşünür. Kimisi ‘Kara Şövalye’yi kimisi Oscar kazandığı ‘Aslan Kral’ı öne sürer. Bense Hollywood kariyerinin ilk yıllarında yaptığı filmlerden olan ‘Yağmur Adam’ için yaptığı müziğin yenilikçi ve ilham verici olduğunu düşünürüm. Zimmer, eski usul Hollywood fon müziğini çağın ruhuna uyduran öncü bestecilerden biri olarak ‘Yağmur Adam’da en iyi işlerinden birine imza atar.

        16

        Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı (1989)
        (The Cook, the Thief, His Wife, and Her Lover)

        İngiliz yönetmen Peter Greenaway’in başyapıtı olarak kabul edilen film, stüdyoda hazırlanmış büyük ölçekli dekorların önünde geçer… Her bir rengin ve ışık huzmesinin özenle planlandığı kadrajlar, Jean-Paul Gaultier’nin çizdiği kostümlerin katkısıyla birer tablo güzelliğindedir. Film, restoran sahibi kaba saba Londralı bir gangsterin yaptığı kötülükler etrafında döner. Adı minimalist müzik akımıyla anılan besteci Michael Nyman’ın kompozisyonları, filme barok bir derinlik getirir. Avrupa klasik müzik geleneğine çağdaş bir yorum getiren müzikler, filmi defalarca seyretme arzusu uyandırır.

        17

        Terminatör 2: Mahşer Günü (1991)
        (Terminator 2: Judgment Day)

        İlk filmde John Connor’ın peşine düşen Teminatör, bu kez insan dostu bir koruyucu olarak çıkıyor Sarah ve John Connor’ın karşısına… Düşmanları ise likit metalden yapılma, istediği kılığa giren mükemmel ötesi bir siborg… Brad Fiedel’in müziği, filmin aksiyon duygusunu daha da öne çıkarmanın yanı sıra geleceğin karanlığını, yapay zekâların insanlık üzerinde estirdiği terörü ve hiç bitmeyen tehditlerini çok iyi anlatır. Huzur bulmanıza izin vermeyen bir müziktir bu… Ve Fiedel’in ana teması filmden çıktıktan sonra uzun süre peşini bırakmaz, beyninizde dolaşır durur.

        18

        Son Mohikan (1992)
        (The Last of the Mohicans)

        Özellikle ABD’de hazırlanan en iyi film müzikleri listesinde adına rastlamak nedense biraz zordur. Ama Türkiye sınırları içinde ‘en iyi film müzikleri’ deyince akla ilk gelenlerden biridir. Bunda, 1990’lı yıllarda Beyoğlu’nda CD ve kitap satan bütün mağazaların bıkmadan usanmadan ‘Son Mohikan’ın müziğini çalmasının da büyük payı olabilir. Geçtiğimiz haftalarda en iyi savaş filmleri seçkisinde de yer verdiğim Michael Mann’ın yönettiği ‘Son Mohikan’, 1757 yılında Amerikan yerlileriyle Fransa arasındaki savaş sırasında geçen bir kahramanlık hikâyesi anlatır. Filmin müziklerinin altında Randy Edelman ve Trevor Jones imzası vardır.

        19

        The Virgin Suicides (1999)

        Sofia Coppola, Jeffrey Eugenides’in karanlık romanını sinemaya uyarladığı ilk uzun filminde Amerikan sinemasının alışkanlıklarına aykırı bir iş yaptığının farkındaydı ve belki de bu yüzden müziklerini yapması için Fransız elektro pop ikilisi Air’i seçti… Coppola ve Air, yapılan işe alışılmış bir film müziğinden ziyade grubun yeni albüm çalışması gibi yaklaşmaya karar verdiler. Filmi seyreden birçok kişi Coppola’nın hazır şarkıları kullandığını düşünse de aslında her şey film için yapılmıştı. Bir albüm olarak çıktığında da ilgi gördü. Özellikle ‘Playground Love’ mükemmeldi…

        20

        Saatler (2002)
        (The Hours)

        Michael Cunningham’ın aynı adlı romanından usta senaryo yazarı David Hare’in sinemaya uyarladığı, Stephen Daldry’nin yönettiği ‘Saatler’, üç farklı dönemde üç farklı şehirde yaşayan üç kadının hikâyesini anlatır. İçlerinden biri İngiliz yazar Virginia Woolf’tur ve film onun intiharıyla başlar. Başrollerinde Nicole Kidman, Meryl Streep ve Julianne Moore’un oynadığı ‘Saatler’de Philip Glass’ın müziği, farklı dünyalarda yaşayan üç kadının hikâyesini birleştirir, filme anlamlı bir bütünlük kazandırır. Çağdaş klasik müziğin önde gelen temsilcilerinden biri olan Glass’ın sinemadaki en iyi işlerinden biridir.

        21

        Kara Şövalye (2008)
        (The Dark Knight)

        Film müziği konusunda iki büyük ustayı, James Newton Howard ile Hans Zimmer’i bir araya getiren ‘Kara Şövalye’, özellikle Zimmer’in ana temasıyla hafızalara çakılı kalmıştır. Dinlemeye başladığınız anda ritmini ve melodisi hemen hatırladığınız bir müziktir. Christopher Nolan’ın Batman Üçlemesi’nin en iyi filmi olarak gösterilmesinin nedeni hiç şüphesiz Heath Ledger’ın canlandırdığı Joker karakteridir. Howard ile Zimmer’in müziklerini dinlediğinizde de Joker’in çılgınlığını, kötülüğünü ve şehirde estirdiği terörün karanlığını hissedebilirsiniz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ