Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Fenerbahçe-Feyenoord maçı yazar yorumları - Futbol Haberleri

        FAİK ÇETİNER

        YOLA DEVAM MAÇI

        Rakip Feyenoord, Kadıköy’e gelene kadar arka arkaya oynadığı 9 maçı da kazanmıştı. Bu ister istemez Fenerbahçe’yi tedirgin ediyordu. Maçın ilk 45 dakikası bittiğinde ise Hollanda ekibinin tek gol pozisyonuna giremediğini gördük. Fenerbahçe ise sabırlı, sakin ama istekli bir oyun oynayıp golü de Emenike ile buldu.

        Dick Advocaat, sahaya son lig maçının 11’ini sürmüştü. Sadece cezalı Volkan Şen’in yerine Moussa Sow oynuyordu. Korkulan bir rakip olarak Kadıköy’e gelen Feyenoord ilk yarı boyunca sadece kendi alanında kaldı, çok yan pas yaptı ve Fenerbahçe’nin üzerine gelmesini bekledi. Ancak Hollanda ekibi, Fenerbahçe’nin üzerine gelse de ani atak yapma becerilerinde bulunamadı. Fenerbahçe de bu yarıda çok pozisyon bulamadı ama bir Emenike klasiği ile golü buldu.

        Son iki lig maçında kolay rakiplerle oynadığı söylenen Fenerbahçe’nin, Feyenoord karşısındaki motivasyonu, mücadelesi ve isteği yabana atılır cinsten değildi.

        İkinci yarıda da önde baskı kuran Fenerbahçe, rakibine pek göz açtırmadı. Feyenoord’un yakaladığı iki net gol pozisyonunda ise Mehmet Topal ve Simon Kjaer’in katkıları vardı. Son 15 dakikada rakibin baskısı, Advocaat’ın ise hamleleri vardı. Yorulan Hasan Ali’nin yerine İsmail Köybaşı, Emenike’nin yerine ise Robin van Persie’yi oyuna aldı.

        Sonuçta zor bir rakip karşısında ve de yola devam maçında F.Bahçe istediğini elde ederken bu galibiyetle ‘Avrupa Ligi’nde de varım’ dedi.

        Dünkü oyunda galibiyet kadar, Ozan Tufan, Hasan Ali ve Lens’in yükselen performansları da ilerisi için tribünlere umut ve moral oldu.

        Bir paragraf da Dirk Kuyt’a açalım. Fenerbahçe’nin golü öncesinde pas hatası yapan Kuyt, tahmin ediyorum ki dün sahada farklı duygular içerisindeydi. Kendisini maça pek veremediğini gördük.

        BİLAL DÖKTÜRDÜ

        Son yarım saatte oyuna giren Feyenoordlu Bilal bizden biri. Oynadığı dakikalarda sağ kanatta inanılmaz işler yaptı. Süratli, adam eksiltiyor ve topa iyi vuruyor. İnsan ister istemez, ‘Bu Bilaller neden bizde değil de onlarda’ diye düşünüyor.

        HANGİ MAÇA GELECEKLER?

        Kuyt’un Feyenoord’u Kadıköy’e gelmiş. Avrupa Ligi’nde ‘devam mı tamam mı’ maçı sayılır. Ama tribünlerin yine yarısından fazlası boş. Fenerbahçe seyircisi bu sezon hangi maça gelecek merak ediyorum.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER

        DİCK'İNE OYUN İYİDİR

        Dick Advocaat’ın gelişinden bu yana en iyi Fenerbahçe’yi seyrettik dün akşam. Hollandalı hoca, tam anlamıyla damga vurdu dünkü maça.

        Kalitesi tartışılır, hatta tartışılmaz, kalitesi açıkçası yetersiz olan bir takım için doğru bir mantalite ile sahadaydı. Bir kere ilk defa 4-2-3-1 gibi dizildiler; Josef’in de öne geçmesiyle 4-1-4-1’lere dönen; önde baskı yapmaya çalışan atletizmin hakkını veren bir takım vardı sahada. Ama benim açımdan en önemlisi, en sevindiricisi oyun stratejisiydi. Dick, ilk defa orta alanda pasla masla uğraşmayıp DİKİNE OYUN’a döndü. Antep maçının ilk yarısında da görmüştük bu sistemi ama o maçta tam uygulanamamıştı. Dün ayağında fazla top tutmayan Şen de olmayınca Kjaer’den, Skrtel’den, beklerden uzun gönderilen top, seken ribaundlara baskı ve Lens ile hücum alanında yetenek beklentisi.. Takipçilerim de bilir ki ben bu futbolu seviyorum. İlk 35 dakikalık futbol Avrupa’nın önemli takımlarında gördüğümüz tempoya, driplinge, önde baskı anlayışına, pozisyon bulma iştahına, rakibin ensesinde nefes hissettirip basmaya kadar tüm özelliklere haizdi. Bu anlamda hem Advocaat’ı hem de candan oynayan oyuncuları kutlarım. Bu devrede Hollanda ligi lideri kaleye gelemedi. Golün Kuyt’ın hatasıyla başlaması da tatlı bir tesadüftü. 65’e kadar görüntü sürdü ama tıpkı Antep maçı gibi Fener yine yoruldu. Kondisyon, bu oyun tarzında şart. Bu konuda eksik varsa da Pereira’nın mirasıdır. 65-75 arası Feyenoord Bilal’in de oyuna dahli ile oyuna ağırlığını koysa da rakibi heyecanlandıran 3 pozisyonun 3’ü de bireysel hatalar (2 Kjaer, 1 Topal) sonucu oluştu. Yani tempo yapıp dikine oynamaya çalışan, önde basmaya çalışan F.Bahçe hiç pozisyon hatası yapmadı. Antep maçından farklı olarak bu kez Advocaat da uyumadı ve zamanında oyuncu değişikleri ile kontrolü de sağladı. Maçla ilgili 2 eleştirim var. Birincisi bu kadar pozisyona girip atamıyorsanız hep endişeli oluyorsunuz. İkincisi Topal-Kjaer’in bireysel hataları. Ve belki 70 civarında Sow yerine Alper hamlesi olabilirdi. Böylelikle orta alan direnci de biraz daha artabilirdi. Sonuç olarak artık DİKEY OYUN’a meyleden bir genel stratejisi, 4-2-3-1 gibi durup rakibin ön orta alan oyuncularına baskı yapma gibi maça özel planı olan F.Bahçe’yi beğendim. Maçı hak ederek kazanıp lider oldular. Bakalım kapanan takımlara karşı bu oyun tarzı nasıl iş yapacak?

        - ZEMİN: Bu kadar kalitesiz bir zemin F.Bahçe’ye yakışmıyor.

        + LENS: Harika top oynadı.

        + HASAN ALİ: O da şahane oynadı. Alkışı hak etti.

        + BİLAL: O girmese Feyenoord, Fener yarı alanından Fener kalesine gelemeyecek gibiydi. Çok beğendim.

        BÜLENT YAVUZ

        ERIKSSON UCUZ KURTARDI

        İsveçli hakem Jonas Eriksson ülkesinde medya patronuymuş. Hem de çok zenginmiş. Tamam da bu bizi hiç enterese etmez. Sahada zengin olsun, sahada patron olsun! Dün akşam F.Bahçe galip geldi, Eriksson ucuz kurtardı. 21’de Ozan’ın ayağına net bir şekilde basan Jörgensen’e sarı vermesi gerekirdi! 23’te Lens’e Al Ahmadi’nin yaptığı gaddarca müdahale sarı kartı da gerektiriyordu ama büyük bir avantaj doğmuştu. Bu çok zengin İsveçli hakem avantajın içine etti! Acemice bir hata ile faul çalıp F.Bahçe’nin atağını ve gol şansını engelledi. Son dakikalarda Alper’e ceza alanı yakınlarında yapılan çok açık faule İsveçli hakem, kayıtsız kalarak korner verme zahmetine katlandı! Son Avrupa kupası finallerinde düdük çalan Eriksson, Kadıköy’de maalesef kötü bir hakemlik yaptı. Ben hiç beğenmedim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ