Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Trabzonspor - Fenerbahçe maçı yazar yorumları - Fenerbahçe Haberleri
        1

        MEHMET DEMİRKOL - FANATİK

        SAHADAN SİLDİ FARKI KAÇIRDI!

        Trabzonspor’un, dizilişler gereği kağıt üzerinde orta sahanın merkezinde 3’e 2 üstünlüğü vardı ama sahaya yansıyan fark çok daha büyük oldu. Hem de çok. Topal’ın hamlığı, Ayew ve Valbuna’nın kopuk oyunları ev sahibine kesin bir üstünlük verdi. Fenerbahçe tek planı olan 2. topları hiç alamadı. Ev sahibiyse hızlı bir şekilde rakip yarı alana geçti. İlk yarıda çok fazla uzak şut denemeleri, baskıdan hak ettikleri sonucu çıkarmalarını engelledi. Tabii Harun’un performansı da. Fenerbahçe 2. topları neredeyse hiç alamadı. Trabzonspor, ikinci yarıda bunu değerlendirip ceza sahası içine çizgiye de inmeye de başladılar, Fenerbahçe’yi sahadan sildiler. Olgun akında sağ bekin ortasında sol beke gol attırıyorsanız zaten neyi başardığınız meydandadır. Tarihi farka yaklaştılar. Ama son 10 dakikada oyunu soğutamamaları da beraberliğe patlayabilirdi.

        2

        Gecenin sorusu

        Valbuena neden önde oynamıyor? Bu adama savunma görevlerini hem de kanatta vermek neden?

        Maçın starı

        Yusuf Yazıcı. İlk yarıda skor yapmayı çok istedi. İkinci yarıda iyi oyununu forvet zihniyetinden 10 numaraya evirdi. Fark yarattı. Oyunun merkezinde hep o vardı. Harun ve Novak’la birlikte maçın en iyisiydi.

        3

        Maçın olayı

        Slimani... Bir maç yazısında ‘Frey mi gerçekten mi?’ diye sormuştum Comolli’ye. Frey’i Slimani kurtarıyor. Gol bölgesinde etkisi sıfır. Bir de üstüne 3 metreye pas atamayıp 2. golü yedirdi. Akıl almaz bir hayal kırıklığı.

        Kısa mesaj

        Trabzonspor altyapıdan gelen delikanlılarının gelişimini bu seviyedede devam ettimeyi başarırsa bu ekonomik krizde önümüzdeki dönemde en avantajlı takım olur.

        4

        UĞUR MELEKE - HÜRRİYET

        KOEMAN 88'İN HOLLANDASI'NA BAKMALI

        Euro 88’i alan Hollanda, F.Bahçe gibi 4-4-2 oynuyordu. Bir forveti pivot Van Basten, diğeri oyun da kuran Gullit’ti. Frey veya Slimani’den birinin yerine bağlantı oyuncusu alınmalı.

        Erwin Koeman’ın harika bir futbol oynadığı Euro’88 finalinde de Hollanda, bugünkü F. Bahçe gibi 4-4-2 oynuyordu. Ancak forvetlerden biri pivot Van Basten; diğeri gezen, dolaşan, oyun kuran Gullit’ti. Antrenör Koeman’ın iki tane 1,90’lık santrforla oynattığı şeyse bu değil. Koeman şimdiden transfer çalışmasını yapmalı, devre arasında Frey-Slimani’den birini kulübede oturtacak, bağlantı adamını bulmalı. Ya da Benzia’yı kazanmalı. Koeman’ın F.Bahçe’deki ilk bir ayında yaptığı hamleler bilgelik içeriyordu: Savunmayı dörtlüye çevirmesi, Reyes’ten vazgeçmesi, Eljif’i sabitlemesi ve liderliği Valbuena’ya vermesi. Ancak F.Bahçe’nin limitleri belli. Her şeyi doğru da yapsanız, takımın kapasitesi bu. En önemli sorunu da, ileri ikilisinin iki tane 1,90’lık devden oluşması. Olur da Slimani-Frey ikilisi vurduğunuz yüksek topları indirebilirse oyun var. Oraya o topları atamaz ve indiremezseniz futbol yok.

        5

        Dün Koeman’ın 45’te bir santrforunu çıkarıp Ekici’yi sokmaması, en büyük hatası. Maçın büyük bölümünün tek hâkimi olan, 75 dakika boyunca oynadığı futbolla gözümüzün pasını silen Trabzon’unsa bu sezon bu harika performansı ikinci kez sergilediğinin altını çizmem gerek: İlki G.Saray maçının ilk devresiydi. İkincisi de F.Bahçe önündeki 75 dakika... Ve bu iki maçın ortak özelliği, sahada Burak Yılmaz’ın olmaması. Trabzon’un bu yılki özeti şu: Sahada Burak varsa gol var. Burak yoksa oyun var. Sahada Burak olduğunda Trabzon takımının tamamı ara pası atma yarışına giriyorlar. Burak ara pasını alabilirse gol şansı yüksek. Ofsaytta kalırsa, bir deneme daha! Ama Burak sahada yoksa, bambaşka hücum planları devreye giriyor. Abdülkadir driplingler deniyor, çizgiye inmeye çalışıyor. Nwakaeme içeri çekip tehlikeli şutlar atıyor. Pereira-Novak kenar oyunları oynuyorlar. Daha da önemlisi, Yusuf oyun kuruyor, şut atıyor, sahaya zekâ koyuyor. Trabzon, Burak sonrası bir devrimin kıyısında. Devrim sancılıdır, elbet acı çekilecek. Devrim üzücüdür, bazen kendi evlatlarını da yer. Ama umutluyum ben bu devrimle ilgili...

        6

        MAÇIN RAKAMI

        Mücadelenin ilk 45 dakikasında Trabzonspor tam 12 şut attı Fenerbahçe kalesine! Sarı lacivertli takımın ise Valbuena ile bulduğu 2 serseri şutu vardı sadece. Söz konusu ilk 45’te Yusuf Yazıcı tek başına 6 şut çekti. Biri direkten döndü, biri de penaltı kazandırdı.

        MAÇIN DETAYI

        Dünya futbolunun trend belirleyen koçları bu aralar taç atışlarından çok fazla bahsediyorlar. Süper Lig’deyse taç atışlarıyla fark yaratan belki de tek takım Trabzonspor. Gerek Pereira, gerek Novak’la atılan taçlar bazen korner efekti yaratabiliyorlar.

        MAÇIN ALKIŞI

        Onur-Burak’ın kadro harici bırakılması sonucu kaptanlık bandının Jose Sosa’ya verilmesinin doğru karar olduğunu dün gördük. Geçen sezona göre bambaşka bir Sosa izliyoruz, daha takımdaş, daha akılcı, adeta daha genç. Bant da Sosa’ya yakıştı.

        7

        PENALTININ DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ

        25’te Rodallega’nın kaçırdığı penaltı, bir gariplikler silsilesi. Yusuf’un frikiğinde barajda olan Slimani’nin kolunu neden o yüksekliğe kaldırdığı anlaşılmaz. Slimani’nin hareketi Rus ruleti gibi, top oraya gelirse penaltı olacağı garanti... Ardından topun başına gelen Rodallega’nın vuruşu da bir başka garabet. Kaleye hiç bakmadan, sadece topa bakarak yaptı vuruşunu.

        Top dışarıdan değil, içeriden falso aldı ve sağ direğe 1 metre mesafeye gitti. Yani köşeye filan değil. Harun için yüzde 50/50 penaltıydı bence. Köşeyi doğru seçtiğinizde kurtarmanız garanti gibi. Penaltının sevindirici tek tarafı VAR incelemesinin 3-4 dakika sürmemesi. Nihayet makul bir sürede bitti inceleme...

        MAÇIN ADAMI: YUSUF YAZICI

        8

        ERMAN TOROĞLU - SABAH

        FENERBAHÇE'Yİ BU KADAR ACİZ ÇOK AZ GÖRDÜM

        Dün akşam sanki yıllar öncesinin Trabzonspor'u sahadaydı. Fenerbahçe'yi ise bu kadar aciz bir duruma düşmüş şekilde çok az gördüm.

        Maçı seyretmeyen birisi skora aldanabilir. En az 5-6 farkla Trabzonspor'un kazanacağı maç, son dakikalarda 2-2 de bitebilirdi.

        Mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu! İki hafta bu kulüp önce kalecisiyle santrforunu bir daha oynatmamak üzere kadro dışı bıraktı. Bence uzun zamandır yapamadıkları en doğru işi yaptılar.

        F.Bahçe karşısındaki Trabzonspor için "Takım olmuş" tabirini kullanıyoruz.

        11 futbolcu da birbirine yardım ettiler. Kimse elini kolunu kaldırmadı, arkadaşını tribüne şikâyet etmedi, hakemle uğraşmadı, rakiple dalaşmadı. Müthiş bir top oynadılar. Eğer bu Trabzonspor, bu tarz mücadeleye devam ederse, bu tarz takım oyununu sürdürürse o zaman futbolcuları da alınlarından öperiz, Ünal Karaman'ı da...

        9

        Fenerbahçe'yi de yıllardır bu kadar aciz görmemiştim. O zaman onların da bazı şeyleri artık kesin olarak yapmaları gerekir. Fenerbahçe'de şu futbolcu iyiydi, şu futbolcu şunları yaptı deme şansımız hiç olmadı.

        Ama Trabzonspor'da bir 'bıdık' vardı, o boyuna o posuna rağmen orkestra şefi gibi takımını yönetti.

        Abdülkadir resmen dün gece yıldızlaştı.

        Yusuf fizik olarak iyi duruma gelmiş, zaten gelmezse o şutları atamazdı.

        Oyunun içinde bu kadar kalamazdı.

        10

        Sosa'nın daha fazla sahneye çıkması gerekirdi ama öyle bir anda sahneye çıktı ki müthiş bir gol attı, neticeyi tayin etti.

        Bakınız! Hakemleri eleştiriyoruz ama son zamanların en iyi yönetimini gösterdi maçın hakemi Halil Umut Meler. Her şeyi bırakın, herhalde son 10 dakika içerisinde topsuz alanda Frey ile Onazi, birbirlerine yoklama macunu attılar. Türkiye'deki çok eyyamcı hakem bu pozisyonları görmemezlikten gelir, oyunu çomaklamayım der. Ama oyunu esas çomaklayan o iki futbolcudur. Çünkü bu kıvılcımı görmezsen, biraz sonra yangın çıkar.

        Çoğu hakem burada kartlarını kullanmıyor.

        En doğruyu yaparak iki tane sarıyı alınlarına çaktı hakem ve olay bitti.

        11

        AHMET ÇAKAR - SABAH

        TRABZONSPOR DUVAR TOPU OYNADI

        İLK 85 dakikaya bakıyoruz, Trabzon tarihi farkı kaçırdı. Eğer F.Bahçe kalecisi Harun bu kadar mükemmel oynamasaydı belki de 5-6 gol atan bir Trabzon görecektik. Ama son 8-10 dakikaya baktığımızda da o maç boyu oynamayan sürklase olan F.Bahçe beraberliği bile yakalayabilirdi. İlk yarı tüm kontrol Trabzon'daydı. Adeta duvar topu oynadılar. Top F.Bahçe'ye geçtiğinde çıkmaya çalışıyor ama Trabzon topu kapıp tekrar hücuma başlıyordu. Kanatları kullandılar, araya oynadılar, orta sahada üstünlük sağladılar ve penaltı geldi. Rodallega penaltıyı atsa, biz belki de bugün çok farklı şeyler konuşuyorduk. F.Bahçe'nin yegane ismi, Harun mükemmel penaltıyı kurtardı.

        Trabzon ikinci yarıya golle başladı.

        Düşünebiliyor musunuz, bir takımın sol beki kafayla gol atıyor. Bu olabilir ama aynı sol bek Novak, golden sonra iki tane yüzde 100 gol pozisyonunu cömertçe harcıyor.

        12

        Burada problem Novak'ın gol kaçırması değil, bir takımın sol bekinin art arda pozisyona girmesi ve buna F.Bahçe'nin izin vermesi.

        İkinci yarıda F.Bahçe sahadan silindi.

        Trabzon her gelişinde pozisyon buldu.

        Sonunda da Sosa'nın attığı muhteşem golle iki farklı üstünlüğü yakaladı. Maç 3-4 olur mu derken, F.Bahçe'nin Frey ile golü gelince sanırım Trabzonlu futbolcular laubaliliğin ne demek olduğunu anlamışlardır. Bir de son dakikalarda direkten dönen topu Fenerbahçe gol yapsa dün geceki maç G.Saray-F.Bahçe derbisinin ufak bir kopyası olurdu.

        Hakem Halil Umut Meler'i tebrik ediyorum. Harika bir maç yönetti ama ilk yarıda penaltı kazanılan serbest vuruşta ben bir faul görmedim. Her şeye rağmen çok başarılıydı.

        13

        ERCAN GÜVEN - MİLLİYET

        "KORKMA" FENERBAHÇE

        Kimse telaşlanmasın… Fişek gibi takım bu Fenerbahçe. Hocası da cuk oturmuş… Küme düşerse, o sezon yeniden çıkar Süper Lig’e!..

        Evet… Hollandalılar elinde oyuncak olmuş, kerameti kendinden menkul sportif direktörü ve işin acemisi yönetimiyle koskoca Fenerbahçe artık bu durumda.

        Tüm “negatif” rekorları tek tek kırıyor… Yılların geleneklerini bir bir ters yüz ediyor.

        Dün de sekiz sezonluk Trabzon yenilmezliğine son noktayı koydu hayırlısıyla!

        * * *

        Fenerbahçe’nin avantajı rakibin atan ve tutan en önemli adamlarından yoksun olması, Milli maç arasına ağır bir yenilgiyle girmesi değildi sadece… Son haftalarda hüzünlü futbolundan biraz olsun uzaklaşmış, ve özgüven kazanmıştı sarı-lacivert takım.

        Ama maç başladığında ortaya çıktı ki, Trabzonspor çoktan geride bırakmıştı sorunlarını…

        Fenerbahçe’nin sorunları ise başta teknik direktör olmak üzere yeniden hortlamıştı.

        14

        Maçın ilk yarısı tam anlamıyla teknik direktörlerin başarısıydı!..

        Evet “başarı”… Çünkü neye niyetlendilerse sahada o vardı.

        Ünal Karaman pas orta sahası kurmuş, önlerine hızlı adamlar koymuş ve aralarında bağlantı ile topa sahip olup hızlı hücum istiyordu… Tempo arıyordu; başardı.

        Hızlı, su gibi akan, her bölgede baskı yapan bir Trazonspor karşısında Fenerbahçe soyunma odasına beraberlikle girebildiği için gerçekten şanslı olmalı.

        * * *

        Rodellega’nın kaleci Harun’a nişanladığı ve kaçırdığı penaltı bir yana sadece Yusuf’un dört sert şutu var Fenerbahçe kalesine. Pereira’nın bile var.

        Koeman ise savunmacı orta sahası ile en azından ilk yarıda oyunu tutmak için çıkmıştı sahaya. Beraberliğe dünden razıydı. Ama rakip baskısıyla orta sahası defansın içine girince, Valbuena bile işe yaramaz hale geldi. Fenerbahçe’nin en büyük ümidi Trabzonspor sağ bekini kovalamaya başladı ve Fenerbahçe kum torbasına döndü.

        Her türlü istatistikte Trabzonspor öndeydi. Kararı “jüri” verse, hükmen yenik ilan edilirdi Fenerbahçe!

        15

        İlk yarı ne bir yer değişimi ne hamle geldi Koeman’dan. Ardından Mehmet Ekici’yi monte etti orta sahaya. Ne için?.. Fenerbahçe önde oynamak istiyordu.

        Karaman istedi bir göz, Koeman verdi iki göz…

        Beş dakika sonra cezayı kesti Trabzonspor. Hem de sağ bek Pereira ortaladı, sol bek Novak attı golü. Savunma ve forvet olarak ikiye bölünmüş, boyu uzayıp ortadan kırılmış Fenerbahçe’nin kaçınılmaz sonuydu bu.

        * * *

        Aynı Novak 59. ve 61. dakikada iki gol daha kaçırdı.

        İkinci yarının büyük bölümü Fenerbahçe ceza sahasında 3-4 Trabzonsporlu’nun kaçırdığı pozisyonlarla geçerken önce santraforları teke düşürmek için Barış’ı oyuna sokmak istedi Koeman, sonra vazgeçti ve koşmaktan bitmiş Valbuena’nın yerine aldı Barış’ı… Bu iki tercih arasındaki fark, Koeman’ın akıl karışıklığının ispatıydı.

        Bu şaşkınlığa Trabzonspor’un yanıtı Sosa ile ikinci gol oldu.

        Her zamanki gibi maçın son dakikalarında rakiplerin fizik gücü düşerken parlayıp sönen bir Fenerbahçe Trabzon’da da tekrar etti tabi… Koeman iyi ki Frey’i kenara almamış, Fenerbahçe’nin 82. dakikada şeref golünü Frey attı. İki dakika sonra Frey’in direkten dönen topu beraberlik umutlarını da aldı götürdü Fenerbahçe’nin. Maç Fenerbahçe’nin şuursuz baskısıyla bitti. Geriye kalan düşme hattı etrafında oyalanan Fenerbahçe.

        16

        İLKER YAĞCIOĞLU - TAKVİM

        KOEMAN SINIFTA KALDI

        ÖNCELİKLE şunu söyleyeyim.

        Hatırlayabildiğim kadarıyla Fenerbahçe'nin böylesine ezildiği bir büyük maç izlemedim.

        Maçın başından sonuna kadar Trabzonspor takımı Fenerbahçe'ye resmen havlu attırdı. Her ikili mücadeleyi kazandılar. Hakettikleri bir galibiyet aldılar. Fenerbahçe takımı için kötü bile oynadılar diyemiyorum.

        Maçın bu skorla bitmesi biraz Harun'un gayreti ve Trabzonlu oyuncuların son vuruşlardaki beceri noksanlığından.

        Fenerbahçe takımı bu skora şükretmeli.

        Gelelim Koeman'a... Tek kelimeyle sınıfta kaldı. Maça yine çift forvet başladı. Orta sahayı tamamen Trabzon'a bıraktı.

        17

        OKLAR KOÇ'A DÖNER!

        Valbuena ve Ayew de sahada gözükmeyince bütün yük Mehmet Topal ile Eljif'in omzuna bindi. Böyle olunca da bu iki oyuncu kayboldu. İşin daha da vahimi Koeman'ın sahadaki yanlışı göremeyişiydi.

        Bir diğer hatası da 2. yarıda bir gol atıp 3 tane de pozisyona giren Trabzonspor sol beki Novak'a önlem alamayışıydı. Ali Koç ne yapıp etmeli bir kaynak yaratmalı ve bu takıma ciddi takviyeler yapmalı.

        Böyle giderse oklar eninde sonunda kendisine dönecek.

        18

        MAÇIN EN iYİSi NOVAK-PEREIRA

        Trabzon'un iki beki maçın en iyileriydi.

        MAÇIN EN KÖTÜSÜ AYEW-TOPAL

        Ayew kayboldu.

        Topal ise tam hazır değil.

        19

        ENGİN VEREL - AKŞAM

        REZALETİN SON PERDESİ

        Son haftalarda yardımcı hocasıyla iyi bir çıkış yakalayan Fenerbahçe, çiçeği burnunda Başkanı Ali koç ve yönetimiyle Trabzon’a çıkarma yaptı. Yönetim, futbolcuları motive etmek için tribündeki yerlerini almıştı. Ancak yönetici motivasyonu güncel futbolda pek de fazla rol oynamıyor. Bunu ilk yarıda net olarak gördük. İlk devrenin sonunana kadar Trabzonspor, F.Bahçe kalesini ablukaya aldı. yüzde 63’e yüzde 37 topla oynama oranıyla da soyunma odasına gittiler. Trabzonspor, rakibine nefes aldırmadan 8 şut attı. 3’ünü Harun kurtardı. Valbuena’nın tehlikeden uzak vuruşları da Fenerbahçe’nin oyun anlamında ne kadar düştüğünü gösteriyordu.

        20

        Dakika 24: 1- Faul mü? Hayır.

        2- Penaltı kararı doğru mu? Evet. Slimani’nin kolu açıktı.

        3- Penaltıyı Rodallega mı kaçırdı? Hayır.

        4- Harun mu kurtardı? Evet!

        21

        Yeni hoca Koeman, Trabzon’u ne kadar inceledi bilmiyorum. Ama futboldan pek anlamayan bir kişi bile Trabzon’un en önemli adamlarını bilir. İleride Rodallega, orta sahada Yusuf ve Sosa’nın neler yapabileceği malum. Eğer sen Rodallega’yı ceza sahasında boş bırakırsan başın ağrır. Yusuf gibi uzaktan sert şutlar çeken bir yıldız adayını da marke etmezsen, kazanma şansın bana göre sıfır olur. Savunmanda oyuna top sokamayan futbolcular var. Ön liberoların Eljif ve Mehmet Topal... Ne defansif ne ofansif futbol için tam yeterliler. Doğal olarak Trabzonspor’u durduramadılar. Ayew ve Valbuena ise sahada olanları izliyordu. İlk 11’de adı olan ama sahada pek rastlayamadığımız Slimani’den de gol bekleniyordu! Geçiniz kardeşim! Eğer ilk yarı 2 veya 3-0 sıfır geri düşmediysen önce kaleci Harun’a teşekkür edeceksin. Sonra da rakibin beceriksizliği ve şansın yardımı için dua edebilirsin.

        22

        Trabzonspor, 1974’te 1. lige çıktı. O günden bugüne 44 sene geçti. 44 senedir hem G.Saray hem F.Bahçe formasıyla, Trabzonspor maçlarına çıktım. Bir futbol adamı ve gazeteci olarak da Trabzonspor-F.Bahçe randevularını çok izledim. F.Bahçe’nin bu kadar aciz oynadığını görmedim. Tahminen bundan sonra da görmem. 57 ve 61. dakikalar arasında Novak ve Abdülkadir’in pozisyonlarını gecenin yıldızı Harun kurtarmış olmasaydı, bu maç halı saha maçına dönerdi. Ve skor F.Bahçe aleyhine en az 4-5 farkla biterdi. Bakmayın siz Frey’in golünden sonra kaybedeceği birn şey olmayan F.Bahçe’nin saldırmasına... Son 10 dakikada büyük panik yapan Trabzon’a... Son 10 dakikadaki futbol, bana Trabzon’un Ali Şen dönemindeki F. Bahçe’ye kaybettiği maçı hatırlattı. Bu sefer kazandılar. F.Bahçe adına rezaletin son perdesi oynandı. Perdeyi büyük üzüntüyle kapatan da gecenin kahramanı Harun’du.

        23

        HAMİ MANDIRALI - TAKVİM

        TRABZON SÖKTÜ ALDI

        TRABZONSPOR, F.Bahçe karşısında son oynanan Malatya maçındaki futbolunun tam aksini ortaya koydu. Kalecisinden golcüsüne mükemmel oynadılar.

        Kazanmaktan başka bir düşüncesi olmayan bir Trabzonspor takımı vardı sahada. Özellikle ilk yarıda Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir çok istekliydi. Onların bireysel becerileri ile Fenerbahçe kalesinde etkili ataklar yarattılar.

        NOVAK BÜYÜLEDİ

        İlk yarıda Rodallega'nın kaçırdığı penaltı, gol olsaydı maçın kilidi çok daha erken açılabilirdi.

        Fenerbahçe kalecisi Harun da yaptığı kurtarışlarla devleşti. İlk yarıda çok basıkılı oynayan ancak golü bulamayan Trabzon, ikinci yarıya da aynı iştahla başladı ve devamında Novak'la golü buldu.

        Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi bir takımın sağ beki orta yapıyor, sol beki gol atıyorsa bu Türk futbolu adına çok önemli bir kazanımdır.

        Savunmadaki görevlerini eksiksiz olarak yerine getiren Novak, güzel futbolunu bir golle golle süsledi.

        24

        SOSA ŞOV

        Sosa da harika bir gol attı. Trabzon dün maçı söktü aldı diyebiliriz. Fırtına bu galibiyetle büyük moral kazandı ve zirve yarışında da olabileceğinin sinayallerini verdi.

        Kritik olan Trabzon'un bu oyununu sezonun geneline yansıtabilmesi.

        Bordo-Mavililer, uzun süre sonra F.Bahçe'yi yenerek taraftarlarına bayram yaşattı.

        Bu galibiyet futbolcularla taraftarlarların bütünleşmesi için de büyük bir köprü olacaktır.

        25

        GENÇ OYUNCULAR GÜVEN VERDİ

        Onur'un yokluğunda kaleyi devralan genç Uğurcan, Fenerbahçe karşısındaki performansı ile güven verdi. Özellikle Frey'in golünden sonra yaptığı kurtarışlar kritikti. Defansta oynayan Hüseyin de bu takımda iş yapabileceğini gösterdi.

        MAÇIN EN İYİSİ NOVAK

        Çekyalı güzel oyununu golle süsledi.

        MAÇIN EN KÖTÜSÜ VALBUENA

        Fransız yıldız çok fazla top kaybı yaptı.

        26
        27

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ