Dünyada sanat ne âlemde?

Ece ULUSUM/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da her yıl 100’ü aşkın sergi açıldığı tahmin ediliyor. Köklü müze ve galerilerin dışında, küçük çaplı, butik galerilerin pek ilgi görmediği biliniyor. Durum vahim değil elbette. Ama memlekette sanatın içeriğine dair kafalar karışık. Ne hayata dokunan belirgin bir akımdan, ne de özgün bir estetik zenginlikten bahsedebiliyoruz. Pek çok alanda olduğu gibi... Peki ya dünyada durum ne? Sanatın başkentlerinde hangi sergiler ilgi görüyor, hangi akımlar öne çıkıyor ve nasıl yorumlanıyor

ABD: GÜNDEM, İSLAMFOBİ VE IRKÇILIK

İslamofobi ve ırkçılık epeydir sanatçıların beslendiği çözülmez meseleler. ABD’nin gözde müzeleri Amerikan kültürünü dolaylı dolaysız şekillendiren “öteki” kimliklere yer veriyor

İslam sanatı

ABD’de ilgi gören sergilerden biri, Los Angeles Country Museum of Art’taki (LACMA) “Günümüzde İslam Sanatı: Ortadoğu’da Çağdaş Sanat” sergisi. Eski İslam anlayışından yeni İslam anlayışına doğru bir yol izleyen sergi, dünyanın dört bir yanından gelen sanat eleştirmenlerinin anında ilgi odağına girdi. Birçok Müslüman ve Ortadoğulu sanatçının yer aldığı serginin en çok ilgi gören eseri Suudi sanatçı Nasser Al Salem’in “God is Alive, He Shall Not Die” (“Tanrı yaşıyor, o ölemez” diye çevrilebilir) adlı mavi neon eseri. Arapça yazıların olduğu eser, sanatçının deyişine göre “kaotik çağdaş dünya”yı tasvir ediyor. Sergi aslında bu ay bitecekti ama tarihi önümüzdeki ay ortasına kadar uzatıldı. Farklı etnik kimlikleri tanıma hevesi ABD’de her geçen gün artıyor belli ki. Çünkü müzenin bir diğer ilgi gören sergisi de “Afrikan Tekstili ve Süsleme”. Marcel ve Zaira Mis Koleksiyonu’ndaki yöresel kıyafetlerin yer aldığı seçki ekim sonuna kadar görülebilecek.

MoMa’da Ono

Sanata dair bir ağırlığı olduğu ne kadar şüpheli olsa da haber, New York’taki modern sanat müzesi MoMA’dan... Yazar ve aktivist Yoko Ono’nun sanattaki 50. yılını kutlamak için açtığı “Yoko Ono: Bir Kadın Sergisi” var. ABD’li bir sanat eleştirmeni “Pazarlama sanattan da üstün” der... Sergi, 7 Eylül’e kadar gezilebilecek.

Çinili elbise

New York’taki Metropolitan Museum of Art’ta “China Through the Looking Glass” sergisi 7 Eylül’e kadar açık. 140’tan fazla parçanın bulunduğu sergide 16. yüzyıldan kalma cam eserlerden esinlenerek yapılan elbiseler var. Sergi, belgeseller ve fotoğraflarla destekleniyor. Uzakdoğu’nun Batı modasını nasıl etkilediğini ve popüler kültürde romantik formlarda kendine nasıl yer bulduğunu merak edenler için...

İNGİLTERE: LÜKS VE ZEVK

İngiltere’nin metropol şehirlerinde neredeyse her adımda bir müze ya da galeri bulabilmeniz mümkün. Bu sıralar geçmiş ve gelecek kontrastı üzerinden ilerleyen ve bu noktada popülerlikten de çok uzaklaşmayan sergiler ön planda.

Lüks nedir?

Londra’daki Victoria and Albert Müzesi 27 Eylül’e kadar “What is Luxury” (Lüks Nedir?) başlıklı ilginç bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi günlük hayatta kullanılan eşyalardan yola çıkarak döneme ve tasarıma göre lüks kavramını sorguluyor. Antikacıların koleksiyonlarından derlenen sergide en çok ilgi gören eşyalar arasında taraklar var. Fildişi ve altından taraklardan plastiğe doğru yol alan şık taraklara... Günümüzde lüksün artık nesnelerden çok deneyimle alakası olduğu açıkça gözlemlenebiliyor.

Bitmeyen güzellik arayışı

Müzenin bir diğer sergisi de “Zevk ve Acı”. Marilyn Monroe, Kraliçe Victoria, Sarah Jessica Parker ve Daphne Guinness’in giydiği ayakkabıların yanı sıra eski Mısır ve Victoria dönemine ait kadın ayakkabıları da yer alıyor. Seçkide güzel olduğu kadar giymesi zahmetli ayakkabılar var. Anlaşılan kadınların çektiği, model değiştirse de zahmeti hep var...

Londra’da Afgan sanatçı

Malina Suliman, Afganistan’ın Kandehar şehrinde yaptığı sokak resimleriyle tanınıyor. Sanatçının çalışmalarının ana temalarını, burka içindeki iskeletler ve savaş sonrası engelli kalan çocuklar oluşturuyor. Zaten bu çalışmalar, sanatçının Taliban tarafından hedef haline gelmesine neden olmuştu. Taliban’ın baskısından kaçarak yıllardır Afganistan’da yaşayan genç sanatçının eserleri, Londra’da bulunan ve sorunlu bölgelerdeki sanatçıları destekleyen Art Represent’te sergileniyor. 27 Ağustos tarihine kadar devam edecek

Manchester’ın mavi yakalıları

Britanya’nın ilk kadın sokak fotoğrafçısı olarak anılan Shirley Baker, ziyaretçileri 1961-1981 yılları arasının Manchester’ına götürüyor. Yokluklarla mücadele eden işçi sınıfının yaşamını gözler önüne seriyor. 17 Temmuz’da başlayan sergi 20 Eylül’e dek Londra’da, The Photographers’ Gallery’de gezilebilir.

KITA AVRUPA'SI

Kıtanın her bölgesinde farklı akımlara ve formlara rastlamak mümkün. Ama gelin görün ki klasik ve popüler arasında mekik dokunuyor...

Kongo tasvirleri

Fransa Paris’teki Fondation Cartier’nin sergi salonunda “Beauté Congo” sergisi var. André Magnin’in küratörlüğünü yaptığı sergide 1920’lerden 2000’lere uzanan resim, karikatür ve fotoğraflar bulunuyor. Seçki, özellikle Kongo halkını ve güzellik anlayışını irdeliyor. Chéri Samba, Chéri Chérin ve Moke gibi uluslararası alanda tanınan ressamların eserleri sergileniyor. 15 Kasım’a dek görülebilir

Biri Madrid biri Amsterdam’da

Bu yaz boyunca Avrupa’daki müzelerin bir diğer odak noktasında moda tarihi var. İlk olarak Madrid’deki Museo Thyssen- Bornemisza’da “Vogue Like a Painting” ile moda tarihindeki gelişimi gözler önüne seren bir sergi açıldı. Şimdi de Amsterdam’daki Rijksmuseum’da “New for Now” sergisi var. Her iki sergide de moda dergilerinin kapakları ele alınıyor. Madrid’deki sergi, 1700’lü yıllardaki çizimlere kadar uzanıyor. Amsterdam’da ise Vogue Dergisi’nin en iyi kapaklarından bir seçki sergileniyor. “Geçmiş ve günümüz”e her iki sergide de moda tarihi perspektifinden bakıyoruz.

Zero akımı sardı dünyayı

Warhol’un öncüsü olduğu Pop- Art İngiltere ve ABD’de hâlâ yüzünü gösteriyor. Fakat sınırlarını iyice aştı. Özellikle de sokak sanatına taştı. Yeniden canlanan bir diğer sanat akımıysa Op-Art. Optik sanat anlamına gelen akım özellikle de resimde üçüncü boyut etkisini verme eğilimini gösterir. Bu nedenle geometrik biçimlere eserlerde çok sık rastlıyoruz.

Bir diğer sık karşılaşılan ve üzerine çok yazılıp çizilen akım Zero. Üstelik yakında İstanbul’a gelecek! 1950’lerde, savaş sonrası Avrupa’ya umut aşılayan Heinz Mack ve Otto Piene’nin öncülüğündeki Zero akımı, geçen yıldan beri Berlin ve Almanya’nın önemli sanat galerilerinde tekrar gündeme geldi. Ardından New York’taki Guggenheim Müzesi de Zero’ya yer verince aldı başını gitti. “Sıfır özgürlüktür, rahatlıktır. Her zaman geri dönebileceğiniz bir noktadır. Sıfır bir kapıdır” sloganıyla Zero akımı, gelenekçilikten uzak ve sade anlatımlar içeriyor. Zero’nun öncülerinin eserlerinin yer aldığı bir seçki eylül ayında Sabancı Müzesi’nde sergilenecek.

Eylül is coming!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14. İstanbul Bienali, Carolyn Christov-Bakargiev direktörlüğünde “TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” başlığıyla 5 Eylül’de başlıyor.

4-6 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek uluslararası çağdaş ve modern sanat fuarı ARTINTERNATIONAL, Türkiye’nin en seçkin 12 galerisini bir araya getirecek. Fuarda, Nil Yalter’in yurt dışında büyük ses getirmiş işleri Türkiye’de ilk kez gösterilecek.

Nasıl haberdar olalım?

ArtNewspaper

Çevrimiçi gazete gibi işleyen uygulama, dünyada yeni açılan sergiler ve içerikleri hakkında bilgi veriyor. Ücretsiz uygulama, dünyanın sanat gündemini kullanıcılarına sunuyor.

Artsy

Bir sitenin uzantısı olan Artsy uygulaması cep telefonunuzda sanat takvimi oluşturmanızı sağlıyor. Ücretsiz olarak her uygulama marketinden indirebileceğiniz aplikasyon her türlü etkinliğin haberini veriyor