Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Erbakan Hoca coştu

        Yaz tatilini, oğlu Fatih Erbakan ile birlikte Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesindeki yazlık evinde geçiren Erbakan, 'Erbakan Camii' olarak ünlenen Ayvalıburun Camii'nde, Cuma namazı çıkışında sohbet yaptı.

        Her Cuma namazı çıkışında yaptığı gibi, cimi bahçesindeki kamelyaya oturan Erbakan, sohbet esnasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. yakınları ve korumalarının yardımıyla güçlükle ayakta durduğu gözlenen Necmettin Erbakan, bu kez gündemdeki sıcak gelişmeler yerine, halkı suçlayan sözler sarf etti.

        Yaklaşık bir saat süren konuşmasına, küresel mali krizin açılımını yaparak başladı. Erbakan, "Vatanın savunmasından tutunuz, tezgahın başındaki işçi, ne yapayım da şu adama hissettirmeden şu adama sabotaj yapayım diye düşünen insan olmak yerine, ahireti düşünerek, Allah bunun hesabını bunu benden sorar, tam tersine ben Allah rızası için ne yapayım diye düşünen işçi olursa, o takdirde üretim artar, ekonomi gelişir, refah artar. Bu maneviyat sayesinde mümkündür. Maneviyat olmadan saadet olmaz. Çok önemli bir nokta da refah meselesidir. Bugün nüfusumuzun 3'ta 2'si fakirlik sınırının altında. İşsizlik bütün milleti kasıp kavuruyor. Hayvancılık, ekonomi maf olmuş. Kimse borcunu ödeyemiyor. Herkes kredi kartlarından, birinden öbürüne aktararak mücadele veriyor. Türkiye'de böyle acı çekildiği gibi tüm dünyada böyle acı çekiliyor. Dünyanın en zengin ülkeleri tamamen sömürülmüş ve bu düzen içerisinde, faizci kapitalist düzen içerisinde aç bırakılmış, ezilmiştir" dedi.

        "ÖDENEN HAKSIZ VERGİLER SİYONİZME VERİLİYOR"

        Konuşurken titreyen elleriyle dikkat çeken Erbakan, sert ifadeler kullanarak sözlerine devam etti. Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "Bu böyle gitmez! Bu düzenin mutlaka değişmesi lazım. Siyonizm, dünyayı kendisine köle yapmak için para kuvvetini eline almak bakımından bu düzeni destekledi, yaydı ve bütün dünyanın düzeni haline getirdi. Şimdi bugün dünyada kim nerede ne satın alsa, almış olduğu malın bedelinin 3'te 1'ini faiz olarak ödüyor. Bu, bankalar arasında dolaşıp bir zümreye, gruba gidiyor. Bir Siyonist gruba gidiyor. Dünyayı bunlar yönetiyorlar. Ödediğimiz malların 3'te 1'i haksız vergilerdir. Bu vergilerin yarısı yine götürülüp Siyonizm'e veriliyor. Böylece, dünyada 75 trilyon dolarlık alışveriş yapılıyor ve bunun 37 buçuk trilyonu Siyonizm'e ödenmiş olunuyor. Bu düzen insanları bu şekilde sömürüyor, aç bırakıyor, öldürüyor. Bu böyle gitmez! Bu mutlaka değişecektir. Çünkü buna tahammül mümkün değildir. Bu nasıl dünya yahu? 6 milyar insan bunların oyuncağı. Oynadıkları bütün oyunlar aldatmacadan ibarettir" diye konuştu.

        "KAPİTALİZM'İN İÇERİSİNDE 5 TANE MİKROP VAR"

        Komünizm ve Kapitalizm'in kardeş olduğunu söyleyerek, birinin yok olması halinde diğerinin de yok olması gerektiğini savunan Erbakan, "Komünizm ve Kapitalizm birbirinin ikiz kardeşidir. Bunlar, ezen - ezilen düzenlidir. Komünizm'de devlet ezer, Kapitalizm'de ise bir zümre eziyor. Bütün insanları sömürüyor. Arada bir fark yok. Adil bir düzen değildir. Sömürü düzenidir. Şimdi Kapitalizm bir iflas noktasındadır. Bu ekonomik krizler falan hep bu iflasların alametidir. Kapitalizm de aynen iflas etmeye mecburdur. Söyledikleri gibi, her şey kontrol altında. Kapitalizm'in içerisinde 5 tane mikrop var. Bu Siyonist grup, bu mikroplara hükmediyor. Bu mikroplardan bir tanesi haksız vergiler. Anayasamızda devlet adil olacak diyor. Ama bunun şartlarından hiçbir tanesi yazılmamış. Ve böylece fakir fukaradan vergi alınıyor. Zengin vergi vermiyor. İnsanlar eziliyor ve zulüm meydana geliyor. Vergiler yanlış yerde alınıyor. Bütün sistem vergi mikrobu vasıtasıyla ekonomiyi çökertiyor. İnsanlar refah bulamıyor. Köleleştiriliyor ve sömürülüyor. Birinci mikrop budur" dedi.

        "PARAYI DENİZE ATSAK DAHA İYİ"

        "Faizlere ödenen parayı denize atsak daha iyi" diyerek faizi bir mikrop olarak nitelendiren eski Başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "İkinci mikrop faizdir. Her şeyin içerisinde faiz olmuş. Her şey faiz yüzünden pahalılaşmış. Biz Siyonizm'in köleleriyiz. Ekmek alırken bile, 3'te 1'i dönüyor, dolaşıyor İsrail'e uçak, tank oluyor. Gel yarın bizi al diye. Denize atsak parayı daha iyi. Bizi kendine vilayet yap diye parayı götürüp onlara parayı veriyoruz. Faiz mikrobu 40 çeşit belanın sebebidir. Ekonomiyi engeller, köleleştirir, sömürür ve insanlıkta hürriyet diye, saadet bir şey bırakmaz. Üçüncü bir mikrop, darphane mikrobu. Bir yandan boyna açıktan para basıyor. Karşılığı yok. İntizamı yok, bir sistemi yok. İstediği gibi insanları eziyor. Paranın değerini devlet tayin ediyor. Padişah olsan kul hakkına dokunamazsın. Ama bütün bu hakların hepsi bunlar vasıtasıyla çiğneniyor ve kredi dağıtımı da kendi ahbabı yararlanarak dağıtılıyor. Toplanan krediler İstanbul'a ve bazı bölgelere gidiyor. Kapitalist nizamın 5 tane mikrobu var demek ki. Bu mikroplar; Faiz, haksız vergiler, darphane, kambiyo yani açıktan para basılması, paranın değerini devletin tespit etmesi ve kredi dağıtımındaki haksızlıklar. Bu 5 mikrop bizi fakirleştiriyor, eziyor, köleleştiriyor, yok ediyor. Bu 5 mikrobun ortadan kaldırılması lazım. Bu adil düzenle olur" diye konuştu.

        "NİÇİN GİTTİĞİNİZ YOLA BAKMIYORSUNUZ?"

        Halkın sömürüldüğünü öne sürerek, neden sömürgecilere oy verdiklerinin hesabını soran Erbakan, "Komünizm çöktü. Bu kapitalizmin haklı olduğunu göstermez. İkiz kardeşten birisi öldü. Öbürü de ölmeye mahkumdur. Biri öldü diye öbürü de yaşayacak değildir. O haksızdı diye öbürünün haklı olduğunu göstermez. İnsanların yaşama hakkı 20 seneye düşüyor. Bu mutlaka bir yerde patlak verecek. Sizler inançlı insanlarsınız. Sizlerden bahsetmiyorum. Türkiye'nin geneli bakımından söylüyorum; Niye gidip de sizleri sömürenlere oy veriyorsunuz? Diye seslenmek bir vazifedir. Bu gittiğiniz yolda maneviyat yok. Buradan saadet gelmez. Niçin gittiğiniz yola bakmıyorsunuz? Bu yol, faizci Kapitalistlerin hizmetkarıdır. Bunlardan hayır gelmez. Bu gittiğiniz yol, sizi Avrupa Birliği'nin kapısına bağlamak istiyor. Bizim gibi şerefli bir tarihe sahip olan bir millet Avrupa kapısında ne arıyor? Biz dünyanın öncüsü olmak mecburiyetindeyiz. Niçin köleliği tercih ediyorsunuz? Bizim medeniyetimiz Avrupa medeniyetinden çok daha üstündür. Bizim Avrupa'dan alacağımız bir şey yoktur. Avrupa'nın nesi varsa zaten onların hepsini onlara biz verdik. İlimlerin sahibi bizim ecdadımızdır" şeklinde konuştu.

        "SEN KİMSİN, HABERİN VAR MI YAHU?"

        Türkiye'nin Avrupa Birliği süreci konusunda da görüşlerini belirterek, ülkede yaşayanların Avrupa'yı tanımadığını örneklerle belirten Necmettin Erbakan, "Temizliğin sahibi Müslümanlardır. Avrupa temizlik nedir hala bilmez. Vaftizden sonra yıkanmayı günah sayıyorlar. Böyle bir inançtan, böyle bir medeniyetten hayır gelir mi? Bir insan ne kadar şuursuz olmalı ki, bizim mübarek Müslüman dinimizin insanlığa saadet getiren medeniyetini bırakacaksın, gideceksin gavurun medeniyetini benimseyeceğim diyeceksin. Dünyada bundan büyük akılsızlık olur mu? Bu ne Avrupa'yı tanımak, nede bizi tanımamak demektir. Ee peki, nasıl oluyor da ey millet; gidip bunlara oy veriyorsunuz yahu? Sizin ne yaptığınızı bildiğiniz yok. Almıyorlar beni içeriye, ben Avrupa Birliği kapısına gidip zincirle bağlanacağım. Sen kimsin, haberin var mı yahu? Sen tarihin en büyük milletisin. 3 kıtanın hakimisin. Yeryüzünde 11 asır hakkı, adaleti korumuş bir ecdadın evladısın. Ne olur yahu bir sefer de benim ne dediğimi Yahudilerden evvel bir kerede siz anlayın. Siz anlayıncaya kadar Yahudi anlıyor, her türlü tedbirini alıyor, sen anladığın zaman iş işten geçiyor. Onun için yanılgıları düzeltmek mecburiyetindeyiz" diye konuştu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ