Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Aram Gülyüz bir yılda 15 filmle Türk sinemasının rekortmeni
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Aram Gülyüz ile meslektaşı Günay Kosova aracılığıyla tanışmıştık.

        2000’lerin başıydı.

        Sinemacıların uğrak yeri olan mekâna sık sık gider, oyuncularla, yönetmenlerle ve yapımcılarla sohbet etmeye çalışırdım.

        Tarık Akan, Kemal Sunal, Savaş Dinçel, Bülent Kayabaş, Arif Keskiner, Abdurrahman Keskiner ve diğerlerinin gündemdeki olaylar ve sinema üzerine tartışmalarını, anılarını dinlemek eşsiz bir deneyim olurdu.

        Günlerden bir gün Günay Kosova ile ayaküstü sohbet ederken mekândakilerin ‘Baba’ şeklinde hitap ettiği Aram Gülyüz geldi.

        Sonradan öğrendim ki meslektaşlarının Aram Gülyüz’e ‘Baba’ şeklinde hitap etmelerinin nedeni sadece deneyimine gösterilen hürmetten değilmiş. Türk sinemasında en çok baba hikâyeli filmi yönettiği için de ‘Baba’ payesi yüklenmiş.

        AYŞECİK: YUVANA DÖN BABA (1968)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Zeynep Değirmencioğlu, Filiz Akın, Ediz Hun, Ömercik

        • Eşi ve iki çocuğuyla mutlu bir hayat süren ‘Osman’ın değişen hayatını konu aldı.

        REKLAM

        YÜZBAŞININ KIZI (1968)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Zeynep Değirmencioğlu, Cüneyt Arkın, Figen Say

        • Babasızlığından dolayı hayatı boyunca bedel ödemiş bir kızın hayatı anlatıldı.

        SEVGİLİ BABAM (1969)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Zeynep Değirmencioğlu, Cüneyt Arkın, Sema Özcan, Ömercik

        • Yıllar önce dağılan bir ailenin tekrardan birleşmesi konu edildi.

        REKLAM

        ÖMERCİK BABASININ OĞLU (1969)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Ömercik, Murat Soydan, Mine Mutlu

        • 1963 yapımı ‘Ayşecik Canımın İçi’nin tekrar çekimi olan film dolandırıcı ‘Fikret’in yıllardır görüşmediği oğluyla bir araya gelmesinden sonra hayatında meydana gelen değişiklikleri anlattı.

        AYŞECİK: YUVANIN BEKÇİLERİ (1969)

        Oyuncular… Zeynep Değirmencioğlu, Ayhan Işık, Belgin Doruk, Ömercik

        • Ayrı olan anne ve babasını birleştirmeye çalışan iki kardeşin hikâyesi.

        REKLAM

        OĞLUM (1972)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Ayhan Işık, Feri Cansel, Fatma Belgen, Aytaç Arman

        • Film, beyazperdeye oğlunu bir kadının pençesinden kurtarmaya çalışan bir adamın yaşadıklarını aktardı.

        REKLAM

        BABAMIN NAMUSU (1986)

        Yönetmen... Aram Gülyüz

        Oyuncular... Sadri Alışık, Bülent Kayabaş, Sevda Ferdağ

        • Bir aile içinde yaşanan miras paylaşımı hikâye edinildi.

        Soyadını yüzüne yansıtan Aram Gülyüz ile saatlerce süren sohbetimiz sırasında sinemaya başlama hikâyesine oldukça şaşırmıştım.

        Aram Gülyüz, 1931’de İstanbul’da dünyaya geldi.

        Koleji bitirdikten sonra ailesinin televizyonun yakın gelecekte tüm dünyayı etkisi altına alacağına yönelik öngörüsü üzerine İngiltere’ye giderek televizyon, kamera, hesap makinesi üreten Londra’daki Electric and Musical Industries Ltd’da dört yıl teknik kurs gördü.

        Aram Gülyüz, vefatından 6 ay önce İstanbul Film Festivali'nden 'Onur Ödülü' aldı.
        Aram Gülyüz, vefatından 6 ay önce İstanbul Film Festivali'nden 'Onur Ödülü' aldı.

        Aram Gülyüz'ün kariyer akışı Türkiye’ye döndükten sonra askerlik görevini yerine getirdiği sırada iyi derecede İngilizce konuşabiliyor olmasından dolayı görevlendirildiği Kore Savaşı’nda değişti. Gülyüz, Kore’de tanıştığı Halit Refiğ’in askerlik dönüşünde yapmayı planladığı sinema çalışmalarından oldukça etkilendi.

        Aram Gülyüz, televizyon tekniği üzerine değil, sinema üzerine çalışmaya karar verdi. Halit Refiğ’den farklı olarak oyunculuk yapmak istiyordu. Bir yandan da iyi derecede gitar çalması ve güzel sesinden dolayı şarkıcılık da yapmayı düşünen Gülyüz, savaşın bitiminden sonra bir yandan İngiliz Havayolları’nda memur olarak çalışırken diğer yandan oyunculuk ve şarkıcılıkla ilgili planlarını hayata geçirmek için fırsat kollamaya başladı. O sıralarda Refiğ, Aram Gülyüz’ün kariyer akışını bir kez daha değiştirdi.

        Halit Refiğ (1934 - 2009)
        Halit Refiğ (1934 - 2009)

        Halit Refiğ, yöneteceği Türkiye - Almanya ortak yapımı ‘İstanbul Macerası’nın Türkiye'deki çekimlerinin idari işlerini Aram Gülyüz’e verdi.

        Sadri Alışık, Carl Möhner, Eva Palmer, Orhan Günşiray, Bianca Breneca ve Öztürk Serengil’in başrollerini paylaştığı filmin idari yapımcısı olmanın hayallerini gerçekleştirmek için iyi bir fırsat olacağını düşünen Aram Gülyüz, sinemaya adım attı atmasına ama oyuncu da olamadı, şarkıcı da.

        Halit Refiğ’in salıklarıyla 1958’de Metro Film'i kuran Aram Gülyüz, yapımcılığı sürdürürken kamera önü için kurduğu hayalleri kamera arkasına taşıyarak senaryosunu da yazdığı; Metin Serezli, Nurhan Nur ve Serpil Gür’ün rol aldığı ‘Sensiz Yıllar’ ile 1960’ta yönetmenliğe başladı.

        Aram Gülyüz'ün Türk sinemasına bulunduğu önemli katkılardan biri de dublajı bırakıp sesli çekime yönelen ilk yönetmen olmasıydı.

        1960 - 1968 arasındaki 8 yıllık süreçte yıllık ortalama 5,5 filmle döneminin en çalışkan yönetmenlerinden olan Aram Gülyüz, 1968 yapımı ‘Ayşecik: Yuvana Dön Baba’ ile birlikte Türk sinemasının baba - çocuk hikâyeli filmlerinin yönetmeni olarak kabul edilmesine yönelik ilk adımı attı.

        Aram Gülyüz, Türk sinemasında bir yılda en fazla film çeken yönetmen unvanına sahip. Gülyüz, 1965’te ortalaması 24 gün olmak üzere 15 film yönetti.

        ‘Ayşecik: Yuvana Dön Baba’nın gişedeki başarısı üzerine Aram Gülyüz, birbiri ardına özellikle baba - çocuk üzerine hikâyeye sahip filmleri yönetirken kendi film şirketi olan Metro Film için de film üretmeye devam etti.

        1970’li yılların ortalarında televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte sinemalara olan ilginin azalması sektörü farklı arayışlara yönlendirdi. Yapımcıların yurt dışında olduğu gibi televizyonda olmayanı sunma adına erotik filmlere yönlenmesiyle ‘Seks Furyası’ dönemi başladı.

        Aram Gülyüz de furyadan fazla uzak kalamayarak yönetmenlik koltuğuna pornografik ögeler içermeyen, kendisinin müstehcen fıkralara benzettiği erotik - komedi türündeki filmler için de oturmaya başladı.

        Belgin Doruk’un eşi Özdemir Birsel’in yapımcısı olduğu; Nur Soylu, Mete İnselel ve Emel Özden’in başrolde olduğu ‘Vur Davula Tokmağı’ ile seks furyasına dâhil olan Aram Gülyüz, döneminden sonra da dillere pelesenk olan isimlere sahip erotik - komedi filmlere imza attı.

        Aram Gülyüz, bir röportajında Yeşilçam ile günümüz Türk sinemasını şöyle karşılaştırmıştı; "Oyuncular, şimdi astronomik ücretler alıyorlar ama o zamanlar nakit para yoktu. Senetle çalışılırdı. O dönem manevi açıdan daha çok tatmin oluyorlardı. Türkan Şoray, Nebahat Çehre ve Fatma Girik'e hayranım, hâlâ bu işi yapıyorlar. Çok zor bir dönemden geçtiler. Çünkü o zamanlar şimdiki gibi makyöz, terzi filan yoktu. Kendileri yapardı makyajlarını, hatta kıyafetlerini bile."

        Vefatından sonra Ediz Hun, Aram Gülyüz için "Kamera karşısındaki sanatçıdan en üstün verimi alabilecek yönetmen" şeklinde söz ederken Ayla Algan, "Komedi oynamayı bana hem sevdirdi hem öğretti" dedi.

        Banu Alkan’ın şöhretini günümüze kadar taşımasında önemli bir paya sahip olan ‘Afrodit’i aslında Remzi Jöntürk yönetmeye başlamıştı. Jöntürk’ün yapımcı Halis Şenol ile birlikte geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi sonucu filmin çekimlerine Aram Gülyüz devam etti.

        1990’lı yıllarda başta ‘Tatlı Kaçıklar’ olmak üzere çizgi üstü dizilerin yönetmenliğini de yapan Aram Gülyüz’ün veda filmi 2014 yapımı ‘Zaman Makinesi’ oldu.

        1 Eylül 2018'de geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat eden Aram Gülyüz, Şişli'deki Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.

        Cenaze törenine katılan Müjdat Gazen, Aram Gülyüz'ün Türk sinemasına olan katkılarını anlatırken anılarını paylaştı.
        Cenaze törenine katılan Müjdat Gazen, Aram Gülyüz'ün Türk sinemasına olan katkılarını anlatırken anılarını paylaştı.

        BABALAR GÜNÜNÜN TARİHÇESİ

        Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, anneler günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünüyordu. Keza Dodd'un babası annelerinin yokluğunda 6 çocuğunu tek başına büyütmüştü.

        Sonora Smart Dodd, babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın babalar günü ilan edilmesi için çalışmalara başlasa da o tarihe yetişememesi üzerine kutlamalar, haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelendi.

        Babalar günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlandı. 1924’te ABD Başkanı Calvin Coolidge, kutlamaları desteklese de babalar gününü resmi bir gün olarak ilan etmedi.

        1966’da ABD Başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının babalar günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımladı.

        1972’de ise başkan Richard Nixon'ın imzasıyla babalar günü yasal olarak ABD'de resmi tatil ilan edildi.

        Daha sonraki yıllarda küresel yaygınlık kazanan babalar günü genelde haziran aylarının üçüncü haftasında kutlansa da bazı ülkelerde kültürel nedenlerden dolayı başka aylara tarihlendi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ