Canan Kaftancıoğlu'na hapis cezası!
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yargılandığı davada 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kaftancıoğlu bu cezayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni alenen aşağılama, 'kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, terör örgütü propagandası yapmak suçlamalarından aldı. Kararı değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim üzüntüm bu ülkede adaletin yok olmasıdır" diye konuştu... Hukukçu, yazar ve STK temsilcileri Canan Kaftancıoğlu'na verilen cezayı Habertürk TV'de değerlendirdi...
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 7 yıl önce sosyal medyadan paylaştığı twitleri ile ilgili olarak yargılandığı davada karar çıktı.
Kaftancıoğlu, terör örgütü propagandası yapmak, kamu görevlisine hakaret, cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa sevk toplam 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
YARGITAY ONAYLARSA CEZA KESİNLEŞECEK
Kaftancıoğlu hakkında bir tutuklama kararı verilmedi. Dosya istinaf mahkemesine ve Yargıtay'da onaylandığı takdirde ceza kesinleşecek.
"VAZGEÇMEYECEĞİM"
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, avukatların savunmasını tamamlamasının ardından Kaftancıoğlu'na son sözü soruldu. Asla son sözünün olmayacağını ifade eden Kaftancıoğlu, "Biz mevsimi başladı, o kaybetti. Biz kazandık, 80 milyon kazandı. Karar ne olursa olsun düşüncelerimden ve söylediklerimden vazgeçmeyeceğim. Çünkü biz mevsimi başladı, o kaybetti, biz kazandık." şeklinde beyanda bulundu.
5 AYRI SUÇTAN HAPİS
Son sözün ardından ara veren mahkeme heyeti müzakerenin ardından kararını açıkladı. Mahkeme Heyeti, Kaftancıoğlu'nu "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni alenen aşağılama" suçundan 1 yıl 8 ay, ''kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret'' suçundan 1 yıl 6 ay 20 gün ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçundan 2 yıl 4 ay, ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek'' suçundan 2 yıl 8 ay, ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası olmak üzere toplamda 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı.
KAFTANCIOĞLU: KARAR SİYASİ
Kararın ardından Twitter hesabından kendisini destekleyenlere teşekkür eden Kaftancıoğlu, "Hukuk, kanun, demokrasi, adalet gibi kavramlar bir temenniye dönüştü. Mahkeme kararları kanunlara göre değil siyasi konjonktüre, siyasi iktidarın keyfine göre şekilleniyorsa o ülkedeki tüm duruşmalar birer formalitedir" dedi. Duruşmadaki son sözlerini hatırlatan Kaftancıoğlu, "Bu dava İstanbul’u yeniden halka vermek üzere yola çıkmış bir il başkanını cezalandırma davasıdır. Tekrar ediyorum: O kaybetti, biz kazandık" ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU: ÜZÜNTÜM ADALETE
Her görüşten, her siyasi görüşten olan vatandaşlarıma şunu söylemek istiyorum. Hangi görüşten, hangi kimlikten, hangi inançtan olursa olsun, ben adalet anlayışını mutlaka ama mutlaka sağlayacağım ve gerçekleştireceğim. Bu ülkede adalet olmalı. Bu toprakların ruhuna aykırıdır bu. Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin ruhuna aykırıdır bu. Bir insan düşüncesini ifade etmelidir. Düşünce özgürlüğü zenginliktir. Farklı düşünce olmadığı takdirde o ülke zenginliğini kaybeder. Hepimiz aynı şeyi düşünürsek sonuç alamayız. Farklı düşüneceğiz, farklılıkları göreceğiz. Her bölgenin farklı oyun havaları vardır. Bu bizi zenginliğimizdir. Neden farklı düşünüyorsunuz diye kalkıyorsunuz ceza veriyorsunuz. Niçin? İstanbul seçimlerinde başarılı oldu diye. Kimden intikam alacağız? Canan Kaftancıoğlu'ndan. Hangi gerekçeyle. Mahkemede söylenmesi gereken her şeyi söyledi. Üstelik Nazım Hikmet'in dizeleriyle dile getirildi. Türkiye'nin 21. yüzyılda adaletsizliğe tahammül etmeyen bir ülke olmadığını herkes kabul etmelidir. Adalet dağıtmıyorsanız, dünyada yaşayan ve vicdanı olan herkesi rahatsız eder. Benim üzüntüm bu ülkede adaletin yok olmasıdır. Başka bir şey değil.
ALTAY: HUKUK GARABETİ
Kaftancıoğlu'na verilen hapis cezasını Habertürk TV'ye değerlendiren CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay şöyle konuştu: Karar belliydi, biz bu kararı bekliyorduk. Mahkeme başkanı başından beri ceza verme konusunda eğilim ve isteğini çok açık belli etmiş idi. Yürütmenin yargı üzerindeki vesayeti, baskısı, bası, tasallutu bugün bu kararla cisimlenmiş bir hale herkes bakımdan geldi. 7 yıl önce atılmış bir tweetin, 7 yıl sonra sayın Kaftancıoğlu İstanbul İl başkanımız olunca İstanbul seçimlerinin sıcak atmosferinde bu konuda soruşturma açılıp bir sipariş dosya, sipariş karar gibi mahkemenin hızlı bir şekilde 9 yıl 8 ay ceza vermesi Türkiye'ye şu mesajı vermiştir: "Konuşmayın kardeşim, hükümetten şikayetçi, müşteki olabilirsiniz, uygulamaları beğenmeyebilirsiniz ama konuşmayın. sosyal medyayı kullanmayın. Bence demokrasinin tepki ve protesto rejimi olduğunu kabul etmeyen, buna inanmayan bir yürütme organıyla, bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız. Bu tweetlerin benzerlerini ve çok ağırlarını siyasiler birbirlerine hem Meclis'te hem diğe zeminlerde söylerler, mahkemeye gidilir ve en son Yargıtay şöyle der: siyasetçi ağır eleştiriye açık olacak. Bu hepimiz için geçerli. Bizi de eleştiriyorlar. Biz siyasilerden vatandaşlardan bir eleştiri geldiğinde bunu bir ceza vesilesi sayarsak demokrasiyi rafa kaldırdık demektir.
CEZAYLA İLGİLİ YORUMLAR
Habertük TV'de Hülya Hökenek'in sunduğu Enine Boyuna programında yapılan tartışmalarda CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen cezayla ilgili yapılan değerlendirmeler şöyle:
"31 MART'IN RÖVANŞI ALINMAK İSTENİYOR DİYE BİR ŞEY YOK"
AV. CEM KAYA (TÜRKAD BAŞKAN YARDIMCISI): Canan Hanım'ın yargılandığı davaya konu tweetler bundan 7 yıl önce atılan tweetler değil. İddianamede muhtelif yıllara ilişkin muhtelif tweetler var. Birbirinden farklı, çok sayıda tweetler var. 2012'den başlayarak atılan muhtelif tweetler. Dolayısıyla yanlış bir algı olmasın. 'Devlet hukuk eliyle 31 Mart'ını rövanşını almak istiyor' diye bir şey yok. Cumhurbaşkanının şahsı manevisine hakaret var. Savunmasında Cumhurbaşkanı değildi diyor. Neden 9 yıl 8 ay 21'e gelmesi açısından bunları söylemek lazım. PKK kurucu üyesi olan ve Fransa'da operasyonda öldürülen Sakine Cansız'la atmış olduğu tweetler terör örgütü propagandası. Kamu görevlisinde görevinden dolayı hakaret etmek. Mahkeme heyeti ne indirim uyguladı ne de alt sınırdan verdi. Ne de hükmün açıklamasını geri bıraktı. Sayın Kaftancıoğlu'nun duruşmalardaki tavrı aynı şekilde idame oldu.
"GEÇMİŞE CEZA VERİLİRSE KORKUNÇ BİR SON BEKLİYOR BİZİ"
SEVİLAY YILMAN (HABERTÜRK YAZARI) En son attığı tweet 2017 Ekim. 2018 Ocak'ta soruşturma açıldı. Geriye gidip birilerinin daha önce attığı tweetlerden, yazdığı yazılardan dolayı soruşturma açacaksak hepimiz için geriye dönüş sözkonusudur. Hukuki olarak suç işlemiş olabilir. Ama soru şu ki, kamuoyunun anlayamadığı, algılayamadığı benim de mantığımı zorlayan şey, neden daha sonra? O gün o tweetler atılırken hiç mi kimse farketmedi? Bu yargıya güveni zedeliyor. 'Devlet katil değil seri katil' diyen tweetin aynısını ve daha ağırını bugün Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan atmıştı. Canan Hanım'ın attığı tweetler suç veya değil bir gazeteci olarak söylüyorum çok ağır bunu da söyleyeyim. Çözüm süreci döneminde gerek PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'la ilgili söyleneler, FETÖ'nün muktedir olduğu dönemlerde, 17-25 Aralık öncesi Fetullah Gülen'le ilgili yazılara geri gidilirse korkunç bir son bekliyor bizi. Kaftancıoğlu'nun attığı tweetlerinin doğru olmadığını bir tarafa koyuyorum. Artık il başkanı, üniversite gençliği agresyonu bırakması lazım. O kendisinin sorunu. Ama adalete güveni zedeleyecek duruma suskun kalamam.
"CHP İL BAŞKANI SEÇİLDİKTEN SONRA SORUŞTURMA AÇILIYOR"
BARIŞ YARKADAŞ (CHP 26. DÖNEM MİLLETVEKİLİ): Canan Hanım'ın tweetlerinden biri Sakine Cansız'la ilgili. Canan Hanım, o insanların böyle öldürmemeleri gerektiğini söylemiş. Terör örgütü propogandası yapmaktan ceza aldı. Dönelim tarihi 12 Ocak 2013 bir basın açıklaması. "Yaşanan olay vahşettir. Çok üzüldüm. Onlar böyle bir ölümü hak etmemişti. Kimsenin hayat hakkı vahşice elinden alınamaz". Bunu Bülent Arınç söylemiş. Kaftancıoğlu ile neredeyese bire bir aynı cümleleri söylüyor. Bunlar düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor. Bunun kimse farkına varmıyor. Canan Hanım'ın tweetleri ne zaman fark ediliyor, ta ki CHP İstanbul İl Başkanı olunca. Canan Hanım seçildikten sonra birdenbire savcılarımız atılan tweetleri her ne hikmetse bularak bir soruşturma başlatıyorlar. Bu tweetler Canan Hanım il başkanı olunca fark ediliyor. CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazandıktan sonra kovuşturma yani dava başlıyor. Canan Hanım nerede yargılanmaya başlıyor? Selahattin Demirtaş'ın, Çağdaş Hukukçuların cezalandırıldığı tek mahkemede. Bu siyasi iklimin ne yazık ki yargı eliyle dizayn edilmeye çalışılmasıdır. Karının hukuki hiçbir meşruiyeti yoktur.
"BU İFADELERİN BANA GÖRE SAVUNULACAK BİR TARAFI YOK"
KEMAL ÖZTÜRK (GAZETECİ-YAZAR): Mahkeme hukuken doğru karar vermiş olsa bile siyasi iklim cümlesiyle başlayarak bu kararın hukuki olmadığını Canan Hanım'ı savunan arkadaşlarımız ifade edebilirler. Ortada atılan tweetlerin, ifadelerin, söylemlerin bana göre savunulacak bir tarafı olduğu kanaatinde değilim. Bu ifadeler yenilir yutulur ifadeler değil. Bu tweetler içerisinde sadece bir tanesini inkar etmiştir. Bunun tartışılabilir bir tarafının olduğu kanaatinde değilim. Neticede bir ideolojik görüşü var. Buna da son derece sıkı sıkıya bağlı. Bundan da vazgeçmiyor. Mahkeme heyetine şiir okuyacak kadar cesareti var. Kendisini takdir ediyorum ama bunun hukuken bir bedeli var. Kanunlar var bu ülkede. Siyasi iklimin diye başlayan cümleler aslında en çok yargı ve hukuka zarar veriyor. Bunu nasıl ortadan kaldıracağız bilmiyorum. Bu tartışmanın çabuk biteceği kararındayım. özellikle İstanbul Belediyesi seçimlerinden sonra verilmiş olması bu tartışmaları alevlendiriyor. Yargı niye şimdi karar verdi? Bunu da oturup sorgulayamazsınız. Belki de en çok yargının buna itiraz etmesi gerekiyor. Yargının bağımsızlığını ve özgürlüğünü koruduğunu duymak isterim yargı mensubu, hakimlerden, HSK'dan, Adalet Bakanlığı'ndan duymak isterim.
"CHP'NİN İLERİDEKİ BAŞARISINA SİYASİ ÖN ALMA OLABİLİR"
GÜLAY YEDEKÇİ (CHP 26. DÖNEM MİLLETVEKİLİ): Canan Kaftancıoğlu 2012'den 2017'ye kadar atıyor. İl başkanı olana kadar bu tweetlerle ilgili herhangi çalışma yapılmıyor. İl başkanı olduktan sonra suç duyuruları başlıyor. İstanbul'da 25 yıl aradan sonra CHP zafer kazanarak seçimleri kazanıyor. Bundan sonra iddianame hazırlanıyor. Bunun siyasi olduğu çok açık bir şekilde gözüküyor. Üçüncü celsede karar veriliyor. Bugün duruşmayı takip ettim. Sevgili başkanımız Kaftancıoğlu 'Ben Atatürk'ün makamında oturan birine hakaret etmedim, etmem de' diyor. Siyasi cümle elbette kurabilirim ama Cumhurbaşkanına hakaretinin olmadığını söylüyor. Ayrıca tweetleriyle ilgili herhangi bir incelemenin yapılmamış olduğu. CHP'nin elde ettiği yerel zafer önümüzdeki seçimlerde CHP ve yanyana duran partilerin başarısıyla sonuçlanacak. Burada bir siyasi ön alma olabilir. CHP bu ülkenin ana muhalefet partisidir. Onun İstanbul il başkanına 9 yıl ceza verebilmek diğer insanlara 'konuşma, yazma, tweet atma, senin de başına bunlar gelebilir' demektir. Canan Kaftancıoğlu'nun tek suçu, İstanbul il seçimlerinde çok doğru, örgütlü bir şekilde çalışarak kazanmaktır. Tek suçu budur.
"BİRTAKIM TAKVİMİ ESAS ALARAK ÇOK RAHAT SUÇLUYORUZ"
NASUHİ GÜNGÖR (KONSEY ARAŞTIRMA ŞİRKETİ BAŞKANI): Bu ve benzeri tweetleri yazan siyasetçiler, gazeteciler neden yargılanmıyor, ceza almıyor diye bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Adalet sisteminin birine ceza verip ötekine ceza vermediğini düşünler buyursunlar suç duyurusunda bulunsunlar. Yargıçlar, savcılar, yargılama sistemimizle ilgili konuşurken birtakım takvimleri esas alarak çok rahat suçlamalarda bulunuyoruz. İstanbul İl Başkanı olmak hiç kimseye suç işleme hakkını vermez. Bu takvimin işletildiğine dair bilginiz varsa ortaya koyarsanız. Dünyada birçok dava birçok tarihe rastlamış olabilir. Aralarında ilişki de kurabilirseniz. Ama bu suçlamayı yapabilmeniz için elinizde delil olması gerekir. Bir mahkemede işlediğiniz iddia edilen, hakimin size yönelttiği suçlarla ilgili 'Ben hala o duruşumu koruyorum' derseniz iyi halden yararlanamazsınız. Canan Kaftancıoğlu bugüne kadar ki siyasi çizgisinde Türkiye'nin yakın tarihinde en büyük belası, sorunu, bir terör yapılanmasıyla ilgili bir duruş, bir mesafe sergilemiş. Terör örgütüyle de belli noktalarda yakınlığını ortaya koymuştur. Sonuçta İstanbul seçimleri için kazandırıldı derken Kaftancıoğlu'nun duruşuyla ilgili düşünmek lazım. Cumhurbaşkanının davetine ideolojik gerekçelerle gitmiyorum demek hukuken, vicdanen kabul edilebilir bir durum değildir. Orası şahsa ait bir makam değildir.