Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Türkiye'nin güneyinde sınırlar yeniden çiziliyor - İş-Yaşam Haberleri

        Abdurrahman YILDIRIM/HT EKONOMİ

        İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan Musul olayı için "Türkiye'nin güneyinde tarih yeniden yazılıyor. 100 yıl önce çizilen sınırlar yeniden çiziliyor. Musul olayları bunun öncü şokları" dedi.

        İSO Meclis üyeleri ile Kastamonu'da iki gün süren yatırım olanaklarını araştırmasının ardından basın mensuplarıyla sohbet eden Erdal Bahçıvan, Irak'ın Türkiye'nin ikinci büyük ihracat pazarı olduğunu ve yıllık 12 milyar dolarlık bir ihracatı bulunduğuna işaret etti. Olayların devam etmesi halinde lojistik engellerden dolayı ihracatın ve ticari ilişkilerin de bundan olumsuz etkileneceğini ifade eden Bahçıvan, sadece Kuzey Irak'a değil daha aşağısına da ihracatın olduğunu, olayların kısa sürede bitmemesi halinde nakliyenin imkansızlaşacağını belirterek şunları söyledi: "Irak Türkiye için muazzam bir pazar. İnşallah bu olaylar kısa sürede biter, devam etmez. Eder ve uzun sürerse bizim için telafi edilmeyecek sonuçlar doğurur. Bugün itibariyle görüntü hiç hoş değil."

        İSO Başkanı Erdal Bahçıvan Kuzey Irak'taki olayları da şöyle yorumladı:

        "Burada giderek netleşen bir durum var. Güneyimizde tarih yeniden yazılıyor. Musul bunun öncü şokları. 100 yıl önce çizilen sınırlar yeniden çiziliyor. Irak'ta da, Suriye'de de tek devletin dışına çıkan bir yapıya doğru gidiyoruz sanki. Zamanlaması 3 senede mi, 5 senede mi olur bilemem ama böyle bir yapıya doğru gidiliyor. Önemli bir tarihsel dönüşüm içindeyiz. 1910'larda dizayn edilen bir harita yeniden şekilleniyor. Bu her zaman olacak, önümüze sık sık çıkacak fırsatlardan değil. Türkiye olarak bizim her türlü duruma hazırlıklı olmamız lazım. Bu hazırlığı yapar ve süreci iyi yönetebilirsek, sınırlarımızın güneyindeki bu oluşumları kesinlikle fırsata çevirebiliriz. Türkiye'nin bu gücü ve potansiyeli vardır."

        Göç Kastamonu’nun kaderi olamaz

        Osmanlı döneminde sipahi ocağı olan İzbelli Çiftliği'ndeki basın toplantısında Kastamonu gezisinden çıkan sonuçları da değerlendiren Erdal Bahçıvan şu noktaların altını çizdi:

        - "Kastamonu ulaşıma açılan havaalanı, genişletilen karayolları, tünelle 50 km kadar kısaltılacak ve 170 km indirilecek Ankara yolu ile lojistik imkanları artıyor. Ankara'ya en yakın liman İnebolu oluyor. Doğru hedefler, tarımsal, hayvansal, ormansal potansiyeli ile zengin turizm potansiyeli ile burası kısa vadede olmasa da orta vadede bir yatırım bölgesi olması mümkün.

        - Kastamonu, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar en büyük şehirlerden biriydi. Bir yerde bir kopukluk olmuş. Küçülme ve göç dönemi başlamış. İstanbul'a en çok göç veren ikinci şehir Kastamonu. Göç bu şehrin kaderi olmamalı. Tarihinden ve doğasından gelen zenginlik ve özelliklerle burada bir çok fırsat var. Ancak bu şehrin bir hedefi yok. Gelen bir vali vizyonunu ve enerjisini koyuyor ortaya. Bir şeyler yapıyor ve gidiyor. Gelen başka bir şey yapıyor. Hedeflerde ve icraatlarda süreklilik ve istikrar yok. Bir taraftan diğer tarafa savruluyor kent. Halbuki kamu yöneticileri kentlerin kaderi üzerinde bu kadar belirleyici olmamalı. Tıpkı şirketlerde CEO'lar değişip ama şirket politikalarının değişmemesi durumu, burada da geçerli olmalı.

        - Kentin imarı da böyle. 535 tarihi konak tescil edilmiş. Cumhuriyet'in ilk valilik binası burada ve çok görkemli. Ancak yeni binalar tam tezat teşkil ediyor. Medeniyet bulacağız diye şehirleri talan etmişiz.

        -İnebolu Limanı'dan Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'ya cephane taşınan yolun ilk 75 km'si İstiklal Yolu diye düzenlenmiş. Bunun ilk 25 km'sinde yola paralel 1960 yılında teleferik kurulmuş. Küre'deki bakır madeni çıkarılarak İnebolu Limanı'na teleferikle taşınması daha ekonomik bulunmuş. Ancak sonra maden de teleferik hattı da unutulmuş. Onarım sonucu yeniden faaliyete geçirilebilir gördük.

        - İlk uçak 1954'de Kastamonu'ya inmiş. Ancak devamı gelmemiş. 2013 yılında havaalanı yeniden açıldı. Günde bir seferler artık dolu, ikinci seferi koymanın zamanı geldi.

        - Dünyanın en büyük 4. kanyonunun burada olduğu pek bilinmez. Ben de yeni öğrendim. Valla Kanyonu'nu öne çıkartmalıyız.

        - Taşköprü sarımsağı gibi alanında dünyanın öncüsü bir ürün var. Ancak bunun tanıtımı ve pazarlaması yetersiz, gıda dışı değerlendirilmesi, ilaç sanayinde kullanılması gibi araştırmalar yapılmalı.

        - Üniversitenin kurulması bu kent için bir şans. 17 bin öğrencisi var. Ancak bu ilin en önemli potansiyellerinden biri tarım, üniversitede bir bölümü yok. Kent bir konaklar ve eski eserler kenti ama onarım ve sanat mimarlığı bölümü yok. Kastamonu en zengin ormanlara sahip ilimiz ama orman endüstrisi bölümü yok. Sanki devlete memur yetiştirmek üzere kurulmuş. Üniversite bölgede girişimciliği ve ekonomiyi geliştirme ve planlama merkezi olmalı. Eğitimdeki bu hedefsizlik insanı üzüyor. Halbuki İstanbul'da mutsuz olan gençleri dahi geri getirme hedefi olmalı.

        - Biz İSO olarak üniversite-sanayi işbirliğini sağlamak için somut adımlar attık. İstanbul'daki 5 büyük devlet üniversitesi ile çalışma platformu oluşturduk. 5 rektör imzayı attı ve üç aydır da çalışmalar başladı. İşbirliğinin nerede kilitlendiğini ve nasıl açılabileceğini araştırıyor, tartışıyoruz. Bu işin finalinde bir metodoloji ortaya çıkaracağız. İSO'yu da bir bilim, ilim borsası haline getirmek istiyoruz. Biz İstanbul'da bunun doğru bir modelini kurarsak Anadolu'ya ve vakıf üniversitelerine de bunu yaygınlaştırabiliriz."

        ‘Hikâye yaratıp arkasından kararlılıkla gidin’

        İstanbullu sanayicileri buraya götüren nedenlerden biri de İSO Meclis üyelerinin yüzde 10'unun Kastamonulu olmasıydı. Gezinin en etkileyici bölümü de şapka ve kıyafet devriminin Atatürk tarafından ilan edildiği İnebolu'daki Türk Ocağı binasıydı.

        235 yıllık geçmişiyle Türkiye'nin en eski şirketi Ali Muhittin Hacıbekir Kastamonu'lu. Kastamonu'da Organize Sanayi Bölgesi'nde de Kastamonu Entegre Sanayi gezildi. Bugün en büyük şirket bu ve ağaç ürünleri üretiyor. Ramsey Kastamonu'da üretip Türkiye'ye ve dünyaya satış yapan bir hazırgiyimci. Sanayi Bölgesi'nde gömlek fabrikasında yılda 400 bin adet üretim yapılıyor. Yarısı iç pazara, yarısı ihracata gidiyor. Dünyanın en tanınmış marka gömleklerini üretim bandında görmek heyecan verici. 30 markaya üretim yapan fabrikada 350 kişi istihdam ediliyor.

        Gezi sırasında Sanayi ve Ticaret Odası'nda Kastamonulu ve İstanbullu sanayiciler bir araya geldi. Burada konuşan İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, her ilin bir gelişme vizyonu olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Burada ahşap oymacılığı, ormancılık, turizm ve tarımda çok ciddi bir potansiyel var. Yaptığımız işten dolayı İspanya ve İtalya'yı iyi biliyorum. Her ilin bir gelişme vizyonu var. Bizde de gelişme için şehirlerin bir hikaye yaratması ve kararlılıkla bunun arkasından gitmesi gerekiyor. Buradaki talihsizlik ulaşım ve altyapı eksikliği. Bu eksiklik şimdi kısmen gideriliyor. Yanına bir de vizyon koydunuz mu, rahatlıkla diğer kentlerle yarışa girersiniz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ