Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Babacan muhalefete yüklendi! - Makro Ekonomi Haberleri

        Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB ekonomi ve maliye bakanlarının toplantısında masa etrafında toplanan otuz iki ülkenin gıptayla baktığı bir ekonomiye sahip Türkiye'de muhalefet yapmak isteyenlerin "bol keseden vaat dağıtmaktan başka çıkar yol bulamadıklarını" söyledi.

        Babacan, diyalog toplantısının ardından Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi. Yirmi yedi AB üyesi ve beş aday ülkeden bakanları buluşturan toplantıda herkesin Türkiye ekonomisine gıptayla baktığını ve toplantının açılışında AB Ekonomi Komiseri Olli Rehn'in Türkiye'yi "ekonomide Avrupa'nın parlak noktası" olarak tanımladığını anlatan Babacan, Avrupa'da geçen yıl kamu borç yükünü düşüren tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekti.

        Ali Babacan, herkesin bölgesinde Türkiye'yi ekonomide başarı örneği olarak gördüğü bir dönemde mali istikrarın sürdürülmesinin önemini vurguladı.

        Ekonomiyle ilgili muhalefet partilerinin vaatlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Babacan, "Bakıyoruz maalesef eski alışkanlıklar bu seçimde biraz hortladı gibi. Artık o işler bitti filan derken çok yanlış dönemlerin, yanlış uygulamalarının tekrar ettiğini görmeye başladık. Muhalefet partileri biraz da çaresizlikten olsa gerek, çünkü alternatif üretemeyince bu sefer direkt parasal ifadelerle kime ne kadar para dağıtacaklarını açıklamaya başladılar" diye konuştu.

        "Kime derseniz (ben sizin cebinize ayda şu kadar para koyacağım) diye tabii sempatik. Gelen para niye kabul etmeyesiniz? Bunlar belki kulağa hoş geliyor. Belli kesimler üzerinde de olumlu hava oluşturuyor" diyen Babacan, "keşke partiler bu projelere harcadığı vaktin onda birini kaynak üretimi için harcasalar, kaynak oluşturma projesi hazırlayıp açıklasalar" dedi.

        Babacan, vaatlerin hangi kaynakla yerine getirileceğine dair herhangi bir çalışma yapılmadığını belirterek, şunları kaydetti:

        "Projelerin şöyle bir toplamını alıp da 'toplam ne kadar kaynak gerekiyor' ve bu kaynağı nereden nasıl sağlayacaklarına dair hiçbir çalışma yok. Açık söylüyorum, tek bir partinin tek bir çalışmasını görmedim. Ne yapıyorlar? Bol bol 'şunu dağıtacağız, bunu dağıtacağız' diyorlar. 'Peki parayı nereden bulacaksınız' denildiğinde cevap yok.

        Ben bunu şöyle düşünüyorum. Herhalde kendi iktidarda oldukları dönemlerde para yetmeyince dönüyorlardı Merkez Bankasına, 'bas'... Herhalde yine o günleri hatırlıyorlar. Mesela önceden emekli maaşlarına ne kadar zam yapacağımızı söyleyelim, ondan sonra para olmazsa ne olacak? Biz eskiden öyle yapıyorduk. Dönüyorduk Merkez Bankası'na 'bas' diyorduk. Biraz kağıt biraz mürekkep. Zaten bir banknotun maliyeti kağıt, mürekkep, işçilik, makina amortismanı her şey dahil 10 kuruştur. Üzerine 100 lira yaz, 200 lira yaz piyasaya sür, maaş diye dağıt. Bunun sonucu Türkiye'de enflasyon olmuş yıllarca. Enflasyon niye Türkiye'de bizim dönemimize kadar hiç düşmedi? Sebebi bu, karşılıksız para basmak. Ben üzülüyorum tabii ki, keşke Türkiye'de daha aklı başında, ayağı yere basan, gerçekleştirilebilir projeler öne süren partiler olsa."

        Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, "Tabii şu anda gelmiş olduğumuz noktada, bütün Avrupa'nın gıptayla baktığı bir ekonomik tablo var Türkiye'de. (AB ekonomi ve maliye bakanları toplantısında) oturduğumuz masada yirmi yedi üye, beş de aday ülke toplam 32 ülkenin en başarılı ekonomik performansını Türkiye göstermiş. Peki böyle bir performansa siz muhalefet yapmak isterseniz nasıl yapacaksınız? Bol keseden vaat dağıtacaksınız. Başka bir çıkar yol bulamıyorlar demek ki" şeklinde konuştu.

        "İZLENİR AMA SATMAZ"

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün yaptığı "genel merkezimizi bir üniversite gibi çalıştırdık" açıklamasını da değerlendiren Babacan, şunları söyledi:

        "Ben de dedim ki 'keşke bir odada da bunun kaynağını çalıştırsaydınız da hiç olmazsa bütün bir çalışma haline gelseydi'. On tane proje kitabı gösteriyor bir tane de kaynak projesi kitabı keşke gösterseydi. Vergileri mi artıracak? Nereden, ne kadar para kesecek? Türkiye'nin borcu mu artacak? Yoksa dönüp Merkez Bankasına para mı bastıracak? 'Kaynağın nereden nasıl olacağını da keşke gösterselerdi' diyorum.

        Ama halkımız artık bu tür yaklaşımlara kolay kolay prim vermiyor. Bazen reklamlar sırf reklam olduğu için izlenir ama satmaz, dolayısıyla bu tür projeleri de ben hani öyle merak uyandıran, izlenen ama sonuçta satış getirmeyen reklamlar gibi görüyorum. İzlerken tamam hoşunuza gidiyor ama sonuç var mı? O malı satabiliyor musunuz? Alıcısı var mı? Yok. Artık Türkiye'nin, biliyorsunuz 400'ün üzerinde televizyon kanalı, bin 100 tane radyo kanalı var. Halk her an, her türlü bilgiye kolay ulaşıyor. Herkesi dinliyor, bütün tartışmaları izliyor ama en sonunda sağduyuyla vicdanının sesini dinleyip gidip tercihini kullanıyor. Dolayısıyla bizim bu konuda bir endişemiz yok. Biz hep doğruları söyledik, hep yapabileceğimiz şeyleri söyledik. Yapamayacağımız hiçbir şeyin vaadini vermedik. Aynı şekilde de devam edeceğiz."

        "AVRUPA MERKEZ BANKASI YANLIŞ YOLDA"

        Ali Babacan, AB'nin küresel krizde zora düşen üyelerinin piyasada alıcı bulmayan tahvillerini Avrupa Merkez Bankası (AMB) eliyle almasını da eleştirerek "Bizim 1990'larda yaptığımız ne kadar yanlış iş varsa AMB bugün aynısını yapıyor" dedi.

        Merkez bankalarının bastığı karşılıksız paraların enflasyon ve başka ekonomik sorunlar olarak halka geri döndüğüne dikkat çeken Babacan, ortak para kullanan Avro Bölgesi'nde fazla bütçe açığı veren ülkelerin az açık verenlerin sırtından geçinmeye çalıştığını ve bu dengesizliğe Almanya başta olmak üzere birçok ülkede halkın tepki gösterdiğini hatırlattı.

        Her ülkenin ayağını yorganına göre uzatarak ürettiği kadar tüketmesinin önemini vurgulayan Babacan, AB içindeki örneklerde de görüldüğü şekilde hak edilmeyen refahın bir gün kaybedildiğini anlattı.

        Babacan, "Ben açık söyleyeyim, ekonomik konularda artık AB'den alacağımız, öğreneceğimiz çok bir şey kalmadı. Zaten buradan Türkiye'ye doğru bakanlar, Türkiye'de pek çok işin daha iyi yapıldığını, daha iyi yürüdüğünü görüyorlar. Ama siyasi reformlar konusunda daha çok eksiğimiz var. Siyasi reformlarda daha atacağımız çok adım var. AB hedefi, bizim işte o adımlarımız için bir yol gösterici, bir ölçüt, bir çapa ve bir standart ve norm. Dolayısıyla sürekli kendimizi o normlarla mukayese edeceğiz, o noktalara ulaşmak için adımlar atacağız. Buradan bakınca ekonomi başarı örneği olarak görülüyoruz. Kuzey Afrika'dan, Ortadoğu'dan bakınca bir demokrasi başarı örneği olarak görülüyoruz. Ama buradan bakınca da bir demokrasi başarısı örneği olarak görülmemiz lazım. Sadece ekonomide başarı yetmiyor, sürdürülebilir de değil. Ekonomiyle demokrasinin, Başbakanımızın tabiriyle atbaşı olarak yanyana gitmesi gerekiyor. Özellikle o açıdan yani siyasi reformlar ve demokrasimizin kalitesi açısından baktığımızda AB hedefimizin sapasağlam yerinde durması gerekiyor" dedi.

        Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın tutuklanmasının ardından Türkiye'nin IMF başkanlığına bir aday önerip önermeyeceğinin sorulması üzerine, bu konuda hükümet içinde değerlendirme yapmadıklarını belirtti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ