Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Contemporary Istanbul’un CI Dialogues etkinliği iki önemli ismi ağırladı

        Contemporary Istanbul, 12. kez sanatseverlerle buluştu. Çağdaş sanat galerilerinin eserlerini tek bir çatıda toplayan fuarın en çok ilgi çeken etkinliklerinden biri, yarının hikâyesini anlatan CI Dialogues konferans serisi... 10 yıldır düzenlenen CI Dialogues, bu yıl ‘Movement / Hareket’ temasıyla yola çıktı. Teknoloji, mimari, mekân ve tasarım konularını işledi. Program boyunda uluslararası alanda önde gelen mimar, tasarımcı, akademisyen, teorisyen, sanat profesyoneli, sanatçı ve koleksiyonerler bir araya geldi. Katılımcıların merakla beklediği iki isim vardı. Dijital sanata yoğunlaşan dünyanın en etkili 200 sanat koleksiyonerlerinden biri olan Çağdaş Sanat Koleksiyoneri Alain Servais ve Sanat - Yapay Zekâ Laboratuvarı Kurucusu ve Direktörü Prof. Ahmad Elgammal... İki isimle yapay zekânın ve dijitalin sanata etkisini konuştuk. HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un haberi...

        REKLAM

        Alain Servais:

        Türkiye’de muhteşem sanatçılar var

        “Sanat, kalbini diğerine açan bir dildir” felsefesini savunan Servais, dijital sanatların dünya çapında gelişmesine büyük katkı sundu. Küresel sanat endüstrisini bütüncül bir bakış açısıyla ele alan çalışmalara imza atan koleksiyoner, “Dijital Sanat Nedir?”, “Sanat Eseri ve Finansı”, “Sanat Koleksiyonerliği Nasıl Olmalıdır” sorularına sanat endüstrisi içinde yanıt arıyor.

        Yapay zekâ çalışmalarının sanat alanına nasıl bir etkisi var ve şimdilerde dijitale kaymış sanat ne şekilde etkilenecek?

        Bunu önceden tahmin etmek çok zor. Çünkü teknoloji çok büyük bir hızla değişiyor ve o kadar büyük bir alanı kapsıyor. Teknoloji sürekli geliştiği için sadece şu anı değerlendirebilirim. Ve bu gelişmelerden bütün sanatçıların büyük bir hızla etkilendiğini söyleyebilirim. Artık eski stil sanat diye bir şey kalmadı.

        REKLAM

        Sanatçılar toplumla iç içe olsa da üretirken bir miktar izole olabiliyorlar. Dijital sanatsa sanki ister istemez daha çok yalnızlaşmayı getiriyor.

        Sanatçıların izole olduğunu düşünmüyorum. Aksine teknoloji sanatçıları daha çok birbirine bağlıyor. Çoğu insan geçmişten kopamıyor. Yeniliklere adım attıkça insanlar çağdaş sanat fuarlarında ya da bienallerde daha çok elle boyanmış eserlerle bağ kurabiliyorlar. Grafik ağırlıklı işlerle çok yakınlık hissetmiyorlar. Ben ve benim gibi sanatçılar, bu algıyı değiştirmeye çalışıyoruz.

        ‘SANAT FUARLARINDAN ÖNCE MÜZE VE BİENALE GİTMELİSİNİZ’

        Büyük sanat fuarlarını gezerken, dijital eserlerine nasıl yaklaşmalıyız?

        Sanat şahsi bir şey, çok özel bir durum. Alışveriş merkezine gidip alışveriş yapmaya benzemiyor. İnsanlar değişime karşı konforlu bir zemin ister. Her zaman yeniliklerden korkar. Toplumun her alanında bunu hissedebilirsiniz. Oysa sanat yeni kapılar açmaktır. İster Contemporary’ye ister Art Basel’e gidin, bir sanat eserini incelemeden önce kendinizi sorgulayın. Bir eser bir sürü insanın gülüp geçeceği bir eser de olabilir ya da kendi bakış açısına uymayacak bir eser de... İnsanlar genelde bugüne kadar bildikleri sanat bilgisine çekilirler. Mesela günümüzde birçok insan Picasso gibi resim yapıyor. İnsanlar neden Picasso’nun stiline çekiliyor, çünkü o tarzı biliyorlar. Ama ilk başlarda kimse Picasso’nun eserlerini almazdı. Biz sanatçıların bugün yapacağı en önemli şey, yeni bir şey bulabilmek ve öncü olabilmek. Sanatla ilgilenmek istiyorsanız kafanızın mental olarak sanatla bağlantı kurabilmesine izin vermelisiniz. Sanat fuarlarına gitmeden önce müzelere ve bienallere gitmelisiniz. Çünkü orada bir fark görüp meydan okuyabilirsiniz. Unutmayalım ki sanat fuarları ticari bir işletme ve onların tek bir hedefi var, satış yapmak.

        REKLAM

        Picasso, dediğiniz gibi ilk çıktığı dönemde ilgi görmese de bugün bir klasik. Peki dijital sanatlar kalıcı olabilir mi?

        Dijital sanatlar da günümüzün Picasso’su. Picasso’nun yaşadığı dönemdeki kritikleri okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Çağdaş sanatın en çok uğraşması gereken konsept bu. Bütün çoğunluğun beğenmediğini beğenmeniz lazım. Esas olan odur, sanat bakış açısı o zaman değişir.

        Türkiye’ye ilk gelişiniz değil, buradaki çağdaş sanat ortamını nasıl buluyorsunuz, takip ettiğiniz sanatçılar var mı?

        Gülsüm Karamustafa, Cengiz Çekil, Halil Altındere gibi sanatçıların eserlerini topluyorum. Türkiye’de muhteşem sanatçılar var.

        Dünyayı çok geziyorsunuz, dijital sanat işlerini nasıl yorumluyorsunuz?

        Sanatçının ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Sizce de Google toplumumuzun bilinçaltı gibi hareket etmiyor mu? Dijital dünyada bir sanatçı arama motoruna girdiği zaman her 30 dakikada en çok tıklanan görseli bulabiliyor. Oradan gözlemleyebiliyorsunuz. Masadan kalktığınız anda tüm imajlar değişiyor. Ben de böylece bu dünyanın ne düşündüğünü o an anlayabiliyorum.

        REKLAM

        Ahmad Algammal:

        Yapay zekâ sanatçının kendini geliştirmesine yardımcı olacak

        “Yaratıcılık Ölçülebilir mi?” sorusuna yanıt aradığı araştırmayla 2015’te dünya kamuoyunun dikkatini çeken Sanat ve Yapay Zekâ Laboratuvarı’nın kurucusu Dr. Ahmed Elgammal, yaptığı çalışmalar sonucunda yaratıcılığı ölçebilecek bir denklem yarattı. Bu sayede sanat tarihinde kendine yer edinmiş kült yapıtlar, özgünlüklerine ve etkileyiciliklerine göre sıralanabiliyor. Çalışmanın ortaya çıkardığı en heyecan verici sonuçlardan biri de robotların günün birinde sanat eleştirmeni olabileceği fikri. Bu teknolojinin amacı eleştirmenlere destek olmak.

        Yapay zekâ ile sanat eseri değerlendiriyorsunuz. Bu nasıl bir uzmanlık alanı?

        İkisini yan yana koymak çok zor gözüküyor. Çünkü sanat, insanın yaradılış yeteneği ve gözlem yeteneğinin önündedir. Yapay zekâ da yaratıcılık yok ama insan da var. Bu ikisini birleştirip insanlığın seviyesini bir nebze artırmak lazım. Mesela yapay zekâ ile daha güzel müzik nasıl yapılır, kitap nasıl daha güzel yazılır diye bakıp entegre edilebilmesi üzerine çalışıyoruz.

        REKLAM

        Neler yapılabilir mesela?

        Günümüzde elektronik müzik gibi bilgisayar tarafından yapılan ve insanlar tarafından çok beğenilen müzikler var. Onlar insanların bestelediği müziklerden daha çok dinlenebiliyor. Mesela yakın zamanda bir makinenin yaptığı sanatı insanlara gösterdiğimizde inanmadılar. Ortaya çok kaliteli sanat çıkardı. Hatta onu birçok insan yüksek derece sanat olarak değerlendirdi. Bu arada her makinenin yaptığı eser insanın yaptığından daha iyi olacak diye bir şey yok elbette. Ama bu bize çok önemli entegrasyon olabileceğini gösterdi. Dünya artık öyle bir noktaya geliyor ki insanlar yavaş yavaş algılamaya başlıyor. Burada sorgulamamız gereken şey sanatçının gerçekte kim olduğu.

        Esas olan yapay zekâ mı olacak?

        Yapay zekâya “Geçmişten bugüne sanat tarihini çıkar ve bana yeni bir şey ver” dediğimde bir sınır çiziyorum. Yaratıcılık en önemli nokta. Makine sanatçının daha çok kendini geliştirmesine ve yenilik yaratmasına yardımcı olacak.

        REKLAM

        Böylece yeteneksizler de yetenekli hale gelecek. Peki burada değer ne olacak?

        Hiç yeteneğiniz yok ama çok güzel fikirleriniz var diyelim. Sanata ilginiz ve sevginiz de var. Bu sizi sanatla birleştirecek. Bazı artistler çok yeteneklidir ama uygulayamaz, kafasındaki hayata geçiremez. Ama çok yetenekli ve ünlüdürler. Bizim amacımız insanları sanatla özdeşleştirmek. İlerde ne olacağını bilemeyiz ama akıllı bir sanatçı, teknolojiyi zaten kullanmak zorunda.

        Dünyada hangi ülkelerde yapay zekâ çalışmalarından çok yararlanılıyor?

        New York, Berlin ve Hollanda sanatla en çok teknolojik gelişmeleri kullanan ülkeler arasında yer alıyor. Yapay zekâ emir bazlı çalışıyor. “Arabayı kullan” diye komut veriyorsan sadece onu kullanabiliyor, bir sonraki aşamasını yapamıyor. Oysa biz filmlerdeki gibi bazı işleri kendiliğinden yapabilmesini bekliyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ