Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika CHP lideri Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuşuyor

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumunun ardından partisinin ilk grup toplantısında konuştu.

        Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

        "Bu referandum nasıl yapılmalıydı? Nasıl yapılacağını ben belirleyemem."

        "Anayasa şöyle söylüyor: Seçimlerle halk oylaması serbest eşit gizli tek dereceli genel oy ve döküm esaslarına göre yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Soru şu: Gerçekten de referandum anayasanın öngördüğü bu kurallar altında mı yapılıyor? Anayasada öngörülen bu kurallara göre bir halk oylaması yapılmadı. Biz bütün bunlara rağmen sandığa gidip oyumuzu kullandık. Bütün baskılara rağmen oyumuzu kullandık. Eşit olmayan koşullarda bir referandum yapıldı. Bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum, hangi partiden olursa olsun, elinizi vicdanınıza koyup düşünün, evlatlarınızı düşünün: Bu referandum adil miydi?"

        REKLAM

        "Devletin bütün bürokratlarını kullandılar. Valileri, kaymakamları, savcıları hepsini kullandılar. Devletin bütün mali imkanlarını kullandılar. Arabalarını, uçaklarını, televizyonlarını her şeyi kullandılar. Buna rağmen yılmadık, yılmayacağız, yolumuza devam edeceğiz."

        "Sadece bununla da yetinmediler. OHAL'den yararlanarak bir kanun çıkardılar. Çünkü OHAL çerçevesinde çıkan kanun dolayısıla anayasa mahkemesi de ben buna bakmam diyor. Bütün özel televizyonların tek taraflı yayın yapmasına her türlü imkanı sağladılar. Aşağı yukarı bütün televizyon kanalları kendiler için çalıştı."

        "Ne oldu biliyor musunuz? Kampanya evet için devlet kampanyası, hayır için millet kampanyası haline dönüştü. Devletin televizyonları, özel televizyonlar, bürokrasisi, özel yasalarla bizim elimizi kolumuzu bağlamaya ve sandığa gitmemeye... Sadece bu mu hayır. Özel anketörler buldular, evet yüzde 60 çıkacak diye açıklama yaptırdılar. Acaba onların sandığa gitmesini engeller miyiz diye her türlü yola başvurdular. Ama biz kararlı bir şekilde gittik ve yüzde 50 üzerinde bir hayırı sandıkta ifade ettik."

        "Bu başarı tek başına CHP'nin başarısı değildir. Bu başarı demokrasiyi savunan herkesin ortak başarısıdır."

        "Demokrasiden, ahlaktan yana olan bütün vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum, gidip hayır oyu kullandıkları için."

        "Türkiye'nin bekasını her şeyden üste tutan ülkücülere ve milliyetçilere de teşekkür ediyorum."

        "Hiç kimse unutmasın, bir ülkü etrafında hepimiz birleştik, demokrasimiz, Türkiye'nin bekası için, düşüncelerimizi özgürce ifade etmek için. Biz gerçekten de bir tarih yazdık. Ve bu tarih bir demokrasi destanıdır. Hep birlikte yazdık bu destanı."

        "Hepimiz demokrasi için gece gündüz çalıştık. Kucaklayıcı bir dil kullandık. Saldırıya uğradık ses çıkarmadık. Kurşunlandık, bıçaklandık ses çıkarmadık, sırf demokrasi için. Kılıçdaroğlu bize tuzak kuruyor dediler, hiç kimseye tuzak kurmadık."

        "Hiç kimseye zulüm yapmadık. Hiç kimse benim hoşlanmadığım düşünceleri dile getirdi diye onu ötekileştirmedik. Bu ülkede birlikte yaşıyoruz, demokrasiyi birlikte güçlendireceğiz."

        "Meşruiyeti tartışmalı olan bir anayasa değişikliğini referanduma götürdük. Demokrasiyi reddeden bir anayasa değişikliğinin meşruiyeti olmaz. Örnek 1982 anayasası. Hala yürürlükte, maddeleri değişti. Ama 1982 anayasası meşruiyetini evet ve hayır diyenler de tartışıyor. Demokrasiyi yok eden bir anayasa değişikliği olamaz. Yürürlükte olamaz ama tartışmalıdır."

        "Bakın 1982 anayasası referandumunda yüzde 91.4 evet çıktı. O dönem de baskılar vardı.Bugün bu baskı yasasına hayır diyenlerin oranı yüzde 50'nin üzerinde."

        "1982 anayasası oylanırken Kenan Evren Çankaya'da bir ilkokulda oyunu kullanıyor. Hayır pusulası üzerinde şöyle bir not var: Korku üzerine hakimiyet inşa edilemez. M.Kemal Atatürk-Nutuk. Öyle egemen bir kokru var ki, hayır pusulasının üzerine bu notu düşmek zorunda kalıyor üst düzey bir bürokrat."

        "Referandum sonrası pazar günü büyük bir dikkatli izliyorum. Bir haber geldi: YSK mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayacak. Hemen arkadaşları aradım, nedir durum dedim doğru dediler. Akşam bir basın toplantısı yapıp YSK'yı uyardım: Referandumun meşruiyetini gölge düşürüyorsunuz. O gün başka bir açıklama yapmadım. Nedeni YSK inşallah bu kararından geri döner diye bekledim. Daha henüz sayımlar bitmemişti. YSK yasaları çiğnemiştir. YSK üstüne düşen görevi yapmamıştır. YSK gücünü haktan, hukukun üstünlüğünden değil belli bir siyasi otoriteden almaktadır. Belli bir siyasi otoriteden alınan güç, güç değildir, demokrasiye ihanettir. Seçim yasası gayet açık ve net: 98. madde: Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mühürü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır. Bunu anlamayan bir vatandaş var mı?"

        "Peki siz hangi anlayışla, hangi talimatla, hangi hukuk anlayışıyla bunu geçerli sayarsınız? 101. madde: Arkasında sandık kurulu mühürü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir. Daha ne desin? Siz 11 kişi sizi oraya getiren iradenin temsilcisi olarak kendinizi görüp onların arzularına göre mi karar veriyorsunuz? Yoksa siz anayasa ve yasalara göre mi karar veriyorsunuz. Bizi buraya getiren iradenin arzsuna göre karar veriyoruz diyorsanız, hakim cüppesini çıkarın ve o binadan ayrılın."

        "Bu kanun geçirsiz sayılır diyor, sayılabilir demiyor. Siz 11 kişi kendinizi ne sanıyorsunuz da TBMM üzerinde bir güçle kendinizi konumlandırıyorsunuz?

        "Bu referandum şaibeli bir referandumdur. Şaibeyi besleyen de Yüksek Seçim Kurulu'dur."

        "Nedir bu biliyor musunuz? Maç ortasında kuralları değiştirmektir. Maç ortasında kurallar değişirse o maç şaibeli bir maçtır. Bu seçimin adı mühürsüz seçimdir. Bu seçimin mühürü yoktur."

        "Gerekçe üretiyorlar. Zaten bu karar da henüz yayınlanmış değil. Gerekçelerini kimse bilmiyor.

        "Bugün başvuruyoruz. 24 milyon oyun namusu için bugün başvuruyoruz."

        "Diyarbakır'dan bir vatandaşım aradı: Sayın Kılıçdaroğlu siz niye bir şeyler söylemiyorsunuz? Şunu söyle: Ey YSK üyeleri, sizlere milletvekilliği sözü mü verildi? Ben de sorayım, size oraya getiren bakan tarafından milletvekilliği sözü mü verildi yasaları çiğniyorsunuz?"

        "YSK, 'Ben meclisi zaten takmıyorum, onların çıkardıkları kanunlara da uymuyorum. Ben kimi takarım? Beni buraya getiren siyasi iradeye bakarım' diyor. Sen öyle kararı veremezsin kardeşim."

        "Hakim dediğiniz kişi yargıç dediğiniz kişi hukukun üstünlüğüne göre karar verir. Siz üstünlerin hukukuna göre karar veriyorsunuz. O koltuklardan indireceğiz sizi."

        "Mühür yazıların altına basılır. Oy pusulalarına basılır. Çünkü mühür basılırsa, mühür sözün bittiği yerdir. Bir diğer anlamı da sona erdirmektir. Mühür insanlık tarihi kadar eskidir. Mühür adaletin güvencesidir. Siz bütün bu gerçekleri reddederek mühürsüz zarfları kabul ediyorsunuz. Neye göre? Birilerinin arzusuna göre yapıyorsan bunu sen hakim olamazsın, o koltuğundan ineceksin."

        "Bu seçimin sağlıkl iradesi yoktur. Milli irade sabote edilmiştir. Sabote edenler de birilerinden talimat alan ve kendisine yargıç diyenlerdir. Bütün makalelerde bu seçimin mühürsüz seçim olduğunu artık herkes, bütün dünya kabul edecektir."

        "Hiç kimse unutmasın, söyleyecek söz bitmemiş anlamına gelir çünkü o belgenin altında mühür yoktur. Mühür yoksa sözümüz bitmemiştir. Üsküdar'a geçen çalınan atını geri alan Köroğlu'dur. Tarih çalınan atını geri alan Köroğlu'nu yazar. Tarih atı çalan hırsızları asla yazmaz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ