Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem “AKP, Türkiye’yi muhafazakârlaştırmıyor.”

        Bir haftaya yakın süredir İstanbul dışında, Anadolu’nun “muhafazakâr” diye bilinen kentlerinde gezdim.

        Sadece kentlerini değil, ilçelerini, çevresini dolaştım.

        Yüzlerce kişiyle görüştüm, yemek yedim, sohbet ettim. Bakın şimdi size söyleyeceğim şey çok ters gelebilir ama gerçek budur.

        “AKP, Türkiye’yi muhafazakârlaştırmıyor.”

        Bazılarınızın “Ha şunu bileydin” dediğini, bazılarınızın ise kızıp “Sen de mi döndün, jöle mi sürdün” dediğini duyar gibiyim.

        AKP, bizim baktığımız yerden bakınca Türkiye’yi muhafazakârlaştırıyor gibi görünüyor. Çünkü Türkiye’nin “ileri derece modernleşmiş” kesimleri, AKP’nin politikalarını muhafazakârlaştırma olarak algılıyorlar, yaşam biçimlerine doğrudan olmasa bile müdahale olarak görüyorlar.

        Bu algı doğru.

        Ancak Türkiye’nin geri kalan bölümü için bu durum tam tersi.

        Aşırı muhafazakâr hayat tarzının hüküm sürdüğü kentlerimize, bölgelerimize AKP modernleşme getiriyor.

        Mesela Urfa.

        AKP Urfa’da, Mardin’de ve Anadolu’nun daha birçok kentinde ciddi bir dönüşüm meydana getirmiş.

        Kentler değişmiş, yaşam tarzı değişmiş.

        Modern kentler yapılmış, yollarla her yer birbirine bağlanmış. Doğu’da görmeye pek alışık olmadığımız türde binalar, mahalleler inşa edilmiş.

        Sosyal alanlar yapılmış.

        Halk evden çıkmış. Kadınlar günlük hayatın içine katılmış. Kadın kendini değerli hissetmeye başlamış. Sosyal yardımlardan pay alan kadın ekonomik güç olmuş. Başı örtülü de olsa sokağa çıkmış.

        AVM’ler açılmış. En ucuzları, en basitleri de olsa markalar kentlere ulaşmış. Halk bunlara erişebilir olmuş. Kendini daha zengin, daha varlıklı, daha sosyal, daha eşit hisseder olmuş.

        BDP’nin etkisiyle feodalitenin yıkılmaya başlaması bireyin önemini artırırken, AKP akılcı bir yaklaşımla bu bireyi kendine çekmiş. Bireyin ekonomik varlığı 1 artarken, sosyalleşmesi 3 artmış.

        Alışık olmadıkları, daha önce görmedikleri bir hayat tarzına geçmişler.

        Yaşam biçimleri daha Batılı bir tarza dönmeye başlamış.

        İşin özü şudur:

        AKP muhafazakârlıktan uzak bölgelerimizi “muhafazakârlaştırırken”, muhafazakâr bölgelerimizi “modernleştiriyor”.

        Biz kendimizi muhafazakârlaşmış hissederken, onlar kendilerini modernleşmiş hissediyorlar.

        Sonuç olarak “modernleşme” oy kazandırıyor, “muhafazakârlaştırma” oy kaybettiriyor.

        Bunu da “yola nereden çıktığınız” belirliyor...

        AKP'ye kızıyor ama kopmuyor

        BİR haftalık Anadolu turumda gördüğüm çok önemli bir şey var.

        Kayseri'den sonra gittiğim Güneydoğu Anadolu'da da aynı şeyi gördüm.

        Bundan birkaç yıl öncesine kadar eleştirilmeyen AKP çok ciddi biçimde eleştirilmeye başlanmış.

        AKP'nin izlediği politikalar, Başbakan'ın söylemleri çok yakından takip ediliyor.

        Bunlar arasındaki tutarsızlıklar ciddi ve sert biçimde eleştiriliyor. Hatta yer yer öfkeye bile neden oluyor.

        Hem de AKP seçmeni arasında.

        Ancak bu eleştiriler, hatta kızgınlıklara rağmen, seçmen AKP'den kopmuyor, uzaklaşmıyor. Oyunu yine AKP'ye veriyor.

        Orta ve Doğu Anadolu'da toplumsal karşılığını kaybeden CHP'ye seçmen gitmiyor. "Yeni CHP" oldukça dikkat çekiyor, hatta beğenilmeye başlandığını görmek mümkün ama seçmen henüz AKP'den kopacak ölçüde CHP'ye inanmıyor. Bekliyor, samimiyetini görmek, geçmişteki tarzını unutacak kadar zaman geçmesini istiyor.

        Urfa demokrasisi

        ZANNEDERİM Şanlıurfa, Türk demokrasi tarihine geçecek bir kent olmaya aday.

        Biliyorsunuz, AKP'nin 11 milletvekili çıkardığı Urfa'da belediye başkanlığını bağımsız aday olarak Fakıbaba kazandı.

        Fakıbaba'nın Urfa'ya neler yaptığını anlatmak güç.

        Kenti baştan yaratmış. İnanılmaz bir gelişme, inanılmaz bir kentleşme.

        Son gidişimde "leş" gibi olan kent pırıl pırıl olmuş.

        Kentin turistik "kutsal mekânlarını" pırıl pırıl yapmış. Turizme açmış.

        Varoşlara bile yeşil alanlar kazandırıp, buralardaki halka kent kültürü aşılamış. Büyük başarıyla hem de.

        Eski Urfa'nın yanında, modern bir yeni Urfa inşa etmiş.

        Yollar pırıl pırıl, asfalt pürüzsüz, her yer yemyeşil.

        Ama AKP'li vekillerle yıldızı barışmamış.

        Şehir içinde kalan stadyumun yerine yenisi yapılınca milletvekilleri eski stadyum alanına göz dikmişler.

        Ancak Fakıbaba burayı milletvekillerine yedirmemiş.

        Bunun üzerine vekillerin baskısıyla belediye başkan adayı yapılmamış.

        O da çıkmış bağımsız aday olmuş.

        AKP'ye, aşiret reisi milletvekillerine rağmen.

        Ve seçilmiş.

        Feodal baskıyı, iktidar gücünü, her şeyi altüst ederek.

        Sonuç olarak halk karşısındaki güçsüzlükleri ortaya çıkan milletvekilleri bu dönem aday bile gösterilmemişler.

        Bana göre gerçek demokratik güç bu.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Hiç değilse sağlık bakanları halden anladığı zaman.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ