Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika İşte AK Parti'nin TBMM başkan adayı

        Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada, "AK Parti'den Meclis Başkanlığı için tek aday Cemil Çiçek'tir" dedi.

        CHP'NİN ADAYI KORUTÜRK

        CHP İstanbul Milletvekili Osman Taney Korutürk, TBMM Başkanlığı'na aday oldu. Korutürk, adaylık başvurusunu TBMM Başkanlığı'na sundu.

        MHP Konya Milletvektili Faruk Bal da daha önce TBMM Başkanlığı için adaylığını açıklamıştı.

        Adaylık süreci bugün saat 24.00'te sona eriyor. TBMM Genel Kurulu'nda, Meclis Başkanlığı seçimleri, 2 Temmuz 2013 Salı günü yapılacak.

        Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AK Parti'nin Meclis Başkanı adayı ile ilgili, "Büyük ihtimalle Cemil Bey'in ismi üzerinde yeni bir karar çıkabilir diye tahmin ediyorum ama bu tamamıyla AK Parti grubunun vereceği bir karardır" dedi.

        TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesini içeren tasarının, muhtemelen ekimde yasalaşacağını belirten Bozdağ, bu konunun gündeme getirilmesinde geç kalındığı kanaatinde olmadığını söyledi.

        Bozdağ, "Önemli olan doğru adımı doğru zamanda atmaktır. Türkiye bu konuları geçmişte doğru dürüst konuşmasını, tartışmasını bile yapamıyordu. Ama artık Türkiye, bunun geç kaldığını, bunu daha önce yapmamız gerektiğini söyleyecek noktaya gelmiştir. Bu da çok önemli bir demokratik zihinsel dönüşümün somut göstergesidir. Bu noktada artık 35. maddenin değişmesine karşı çıkan neredeyse yok denecek kadar az insan kalmıştır" diye konuştu.

        "Büyük bir adımdır bu bizim demokrasimiz adına" ifadesini kullanan Bozdağ, demokrasiye karşı harekete geçen, darbe yapan, darbe teşebbüsünde bulunan ve muhtıra verenlerin, her defasında kendilerini meşru göstermek için bu maddeye dayandıklarını anımsattı.

        Bekir Bozdağ, "Dolayısıyla bütün darbecilerin ve darbe sevdalılarının meşruiyet kaynağı gördüğü bir maddeyi değiştirmek, esasında demokrasiye güç ve kuvvet vermektir. Demokrasiye ayar yapmak isteyenlere, demokrasiye ayar yapamayacakları bir hukuksal altyapısıyla takviye etmektir. Bu düzenlemeden sonra hiç kimse bundan böyle durumdan vazife çıkararak bir tasarruf içerisine giremeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

        Bozdağ, tasarının, hukuk devleti ve demokrasiyi güçlendiren bir adım olduğunu, durumdan vazife çıkarmak isteyenlerin dayandığı yapıyla iç tehdit algılamasını ortadan kaldırdığını belirtti.

        "Türkiye'de darbe dönemleri bana göre kapanmıştır" diyen Bozdağ, bundan sonraki süreçte, Türkiye'de askeri bir darbenin, muhtıranın olma şartlarının ortadan tamamen kalktığını vurguladı.

        "SÜRECE İLİŞKİN KONUŞMALARINA DİKKAT EDİLMESİ LAZIM"

        "Biz çözüm sürecinin kaçıncı aşamasındayız" sorusu üzerine Bozdağ, çözüm sürecinin birinci aşamasının silahların susması ve Türkiye'deki terör örgütü mensuplarının ülke topraklarını tamamen terk etmesi olduğunu ve 6 aydır bir terör saldırısı nedeniyle şehit verilmediğini anlattı.

        "Türkiye topraklarını terk süreci henüz tamamlanmış değil" ifadesini kullanan Bozdağ, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamasının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Akil insanlar Heyeti'ne yaptığı değerlendirmeyi doğruladığını, teröristlerin yüzde 80'inin, daha terk işlemini tamamlamadığının ifade edildiğini aktardı.

        Bozdağ, "Yani tamamen terk etti. Haziranın sonuna kadar bu iş yüzde yüz bitecek algısı, tamamıyla yanlıştır. O nedenle biz bu ortamın güven içerisinde yürümesinin son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini her aşamada ifade ediyoruz. Kamuoyu doğru bilgilendirilirse daha faydalı olur. Şu anda çözüm süreciyle alakalı kısımda Türkiye topraklarını terk etme süreci devam ediyor" dedi.

        Şu anda birinci aşamada bulunulduğunu ifade eden Bozdağ, teröristlerin tamamen ülke topraklarını terk etmesinin ardından yeni bir aşamaya geçileceğini söyledi.

        "Demirtaş'ın 'sürecin gidip geldiğini' belirttiği" hatırlatılarak, "Siz böyle bir algıya sahip misiniz" diye sorulması üzerine Bozdağ, "Ben böyle bir algıya sahip değilim. Sürece ilişkin herkesin konuşmalarına da dikkat etmesi lazım" dedi.

        Bozdağ, süreç devam ederken yaşanacak somut olayların, pozitif havaya katkı sağlayacağına inancını dile getirerek, hem BDP'den hem de basından bir takım değerlendirmeler yapanların, süreçle ilgili somut olaylar üzerinden konuşmasının daha faydalı olacağına işaret etti.

        Akil İnsanlar Heyeti ile TBMM'deki konuyla ilgili araştırma komisyonunun olumlu katkılarda bulunduğunu dile getiren Bozdağ, kamu görevlilerinin serbest bırakılmasının, silahların susmasının, şehit verilmemesinin ve teröristlerin ülkeyi terk etme sürecinin başlamasının herkesi memnun ettiğini belirtti.

        Bekir Bozdağ, TBMM'nin çalışma takviminin BDP'nin de mutakabatıyla belirlendiğine işaret ederek, dolayısıyla bütün yeni düzenlemelerin ekime kaldığını belirtti.

        "Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın hapis şartlarının iyileştirilmesi konusunda çalışma var mı? Karayılan'ın 3. aşamada herkes serbest kalacak' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu Bozdağ, şöyle yanıtladı:

        "Öcalan'ın hapis şartlarında biliyorsunuz geçmişten bu yana birtakım değişiklikler oldu. Yanında bazı mahkumların bulunması, televizyon verilmesi vs... Bir takım iyileştirmeler yapıldı. Şu anda yeni bir iyileştirme çalışması söz konusu değil. Öte yandan zaman zaman hem BDP'den hem de başka yerlerden Öcalan ile ilgili başka açıklamalar da yapılıyor. Bu tür açıklamaları işin doğrusu kendi tabanlarına dönük bir açıklama olarak görüyorum, değerlendiriyorum. Ama bu süreçler içerisinde bir takım çalışmalar devam ederken zaman zaman toplumun önemli bir kesimini rahatsız eden değerlendirmeler de yapılıyor. Sayın Başbakanımızın da açıklamaları oldu, diğer bakanlarımızın da açıklamaları oldu. Bu anlamda bir affın söz konusu olmayacağını müteaddit kereler ifade ettik. Buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum."

        CİZRE'DE KURULDUĞU İDDİA EDİLEN SÖZDE ASAYİŞ BİRİMİ

        Terör örgütünün kurduğu iddia edilen sözde asayiş birimine yönelik operasyonla ilgili güvenlik zaafiyetinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, "Güvenlik zafiyeti söz konusu değil. Bunun altını özellikle çizmem lazım. Türkiye'nin neresinde olursa olsun, hangi ilinde, ilçesinde, beldesinde olursa olsun, kamu düzenini ve kamu güvenliğini sağlamak devletin, Hükümetin birinci görevidir. Güvenlik güçleri de bu görevi yerine getirmekle mükelleftir" dedi.

        Bozdağ, herhangi bir yerde polisin, askerin, güvenlik birimlerinin izin verdiği böylesi bir hadisenin kesinlikle söz konusu olmadığını vurguladı.

        Güvenlik güçlerinin haberdar olup, olay yerine intikal edene ve müdahalede bulunana kadar birtakım şeylerin olabileceğini dile getiren Bozdağ, "Ama haberdar olduktan sonraki süreçte, vakıf olur olmaz, gereken müdahalelerin her yerde yapılması söz konusudur. Oradada gerekli müdahaleler yapılmıştır, gerekli adımlar atılmıştır. Bu noktada güvenliği ihlal eden, kamu düzenini bozan kim olursa olsun herkese karşı hukuk neyi emderiyorsa onu güvenlik güçlerimiz yapıyor, bundan sonra da yapmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.

        Silahların sustuğunun çok net şekilde görüldüğüne dikkati çeken Bozdağ, ancak olumsuz bazı hadiselerin de yaşandığını söyledi. Olayları yakınen takip ettiklerini ifade eden Bozdağ, nedenini, kimlerin yaptığını, nasıl gerçekleştiğini, organize olup olmadığını araştırdıklarını kaydetti.

        GEZİ PARKI ODAKLI OLAYLAR

        TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın, Gezi Parkı odaklı olaylarda yaralananların Divan Oteli'ne alınmasıyla ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine Bozdağ, söz konusu otelin sadece sığınmak için gelenlerin uğradığı bir yer olmadığını belirterek, "Divan Oteli'nin bu olaylar içerisindeki konumu, merkez konumudur" dedi.

        Divan Oteli'nin olayların bir nevi merkez üssü gibi olduğunu ifade eden Bozdağ, Yılmaz'ın erken seçim ve yeni anayasa çalışmalarına ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin sermaye kesiminin, her zaman kendisine uygun bir iktidar arayışı içinde olduğunu belirtti.

        Türkiye'nin geçmişine bakıldığında hükümetleri değiştiren medya patronları görüldüğünü, gazete genel yayın yönetmenlerinin bakanlarla pazarlığına şahit olunduğunu anımsatan Bozdağ, sermayenin dediği gibi adım atan, karar alan bir hükümetin bazı çevrelerin işine geldiğini ama son 10 yılda AK Parti iktidarlarının bu anlayışı tamamen ortadan kaldırdığını söyledi.

        AK Parti Hükümetinin dayandığı yegane gücün milletin iradesi olduğunu vurgulayan Bozdağ, seçimlerin ne zaman yapılacağına ilişkin kararı Parlamentonun vereceğini anımsattı. Bozdağ, şunları kaydetti:

        "Türkiye'de erken seçim iklimi, ortamı yoktur. Eğer seçim diyorlarsa Sayın Başbakanımız da ifade etti, ben de buradan yinelemek isterim, şurada 8 ay sonra yeni bir seçim var. O zaman 'seçim iklimi var' diyenler de orada gayret ederler, çalışırlar ve netice de ortaya çıkar. Orada bütün partiler seçime girecek, belediyeler girecek, muhtarlık, il genel meclisi, belediye seçimleri olacak. Milletin sandıkta hem iktidarı hem yerel iktidarı hem de muhalefeti denetleme imkanı olacaktır. Seçim sahtı mailine zaten girilmiştir. Seçim sathı mailine girildiği bir ortamda başka bir seçim arzu etmek, ifade etmek pek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Kaldı ki yarın böyle bir seçim yapılmış olsa AK Parti'nin oyunun yüzde 50'den fazla olduğunu TÜSİAD'ın Başkanı görmüyorsa, bilmiyorsa orada boşuna oturuyor demektir. Türkiye'yi bu kadar okuyamayan, takip edemeyen birisi orada oturuyor demektir."

        Bütün anketlerin AK Parti'nin oyunun yüzde 50'nin üzerinde olacağını gösterdiğini ifade eden Bozdağ, son olayların AK Parti'nin gücünün artmasına vesile olduğunu dile getirdi.

        Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Gezi Parkı odaklı olaylarda Ethem Sarısülük'ün hayatını kaybetmesiyle ilgili polis memurunun tutuksuz yargılanması konusundaki bir soruya karşılık, bu konuların gazete haberleri üzerinden değerlendirilmesinin doğru olmadığını, dosyanın ve delillerin incelenmesi gerektiğini söyledi.

        Hiçbir vatandaşın hayatını kaybetmesini istemediklerini vurgulayan Bozdağ, polisin bu olaylarda kasti hareket ettiğine ihtimal vermediğini ancak bunu sonuçta hukukun soruşturacağını belirtti.

        Olaylar sırasında camide içki içilmesi ve başörtülü bir kadının saldırıya uğraması konusundaki tartışmaların hatırlatılması üzerine Bozdağ, her iki olayı da "çirkin hadise" olarak yorumladı.

        Başörtülü kadının saldırıya uğraması konusunun adliyeye intikal ettiğini, eldeki bütün bilgilerin değerlendirildiğini, bunun kısa sürede sonuca ulaşmasını umduklarını belirten Bozdağ, camiye yapılanların da "saygısızlık ve densizlik" olduğunu söyledi. Bozdağ, camiye ayakkabıyla ve bira kutularıyla girilmesi, cami adabıyla bağdaşmayan işlerin yapılmasının son derece yanlış bulduğunu kaydetti.

        Diyanet İşleri Başkanlığının kendi içinde idari soruşturma yürüttüğünü, adli soruşturmanın da yapıldığını anlatan Bozdağ, böyle bir hadisenin Cumhuriyet tarihinde görülmediğini ifade etti.

        ALEVİ AÇILIMI

        Alevi açılımı ve İstanbul Boğazı'na yapılacak 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesiyle ilgili tartışmalar da sorulan Bozdağ, bu ismin verilmesiyle ilgili hiçbir kastın olmadığına işaret etti. Bozdağ, "Milletimizin tarihinde, geçmişinde hizmeti olan bir devlet büyüğünün, ülkemizi yönetmiş birinin, tarihte yeri olan birinin ismini vermekti. Herkes açısından iyi bir şey olarak değerlendirildi" diye konuştu.

        Önemli eserlere isim verilmesi konusunda atılacak adımlarla ilgili bilgi de veren Bozdağ, "Hacı Bektaş da Pir Sultan Abdal da bizim insanımız. Yani Alevi kardeşlerimizin çok sevdiği, değer verdiği isimler, Türkiye'de herkesin takdir ettiği bazı eserlere bundan sonraki süreçte verilebilir, bu konuda adımlar da atılabilir" şeklinde konuştu.

        Sabiha Gökçen Havalimanı'nın adının bu süreçte değişmesinin söz konusu olup olmayacağı sorusu üzerine Bozdağ, Alevilerin sorunlarının çözümüne ilişkin yeni bir süreç başladığını, bu süreçte nelerin olacağına ilişkin haberler, yorumlar, değerlendirmeler yapıldığını ancak bunların kaynağının kendileri olmadığını bildirdi.

        Üzerinde çalışılan, düşünülen şeyler olduğunu ama şu anda açıklamayı doğru bulmadığını dile getiren Bozdağ, bunların iştişare edilip yeniden değerlendirildikten sonra gündeme gelmesi gerektiğini söyledi. Bunların Alevilere sorulmasının yerinde olacağını kaydeden Bozdağ, usule ilişkin yol haritası belirleneceğini, sonrasında çalışmalar yapılacağını, o çalışmalar bitince de atacakları adımları kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi.

        DANIŞTAY BAŞKANLIĞI SEÇİMİ

        Yeni anayasa ile ilgili de Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğünü anımsatan Bozdağ, kimsenin bu işte zamana oynamaması gerektiğini belirtti.

        Danıştay başkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmesi de sorulan Bozdağ, yüksek mahkemelerde seçimlerin kısa sürede bitmediğini ama bu işin uzamasının doğru olmadığını kaydetti.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ