Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Hande Yener sokakta yetenek avına çıktı - Magazin haberleri

        Hande Yener...

        Röportaj öncesi Galata'taki bir kafede oturup sohbet ediyorduk.

        Bir süre sonra biraz ilerimizde sarışın genç bir kız durdu.

        'Kıza bak, ne güzel bir kız. Bayram'ın klibinde oynatsam mı?' diye sordu.

        Ben, 'İyi de Bayram kim, ne klibi?' dedim.

        Dediğimle de kaldım,

        Yardımıcısı Ömer Sinan Candan'a 'Kıza söyle de geliversin, konuşalım' dedi.

        Bense 'Kız yabancı, turist. Boşuna konuşmayın' dedim.

        Turist sandığım o genç kız bir kaç dakika sonra yanımıza gelerek 'Merhaba, nasılsınız?' dedi.

        Türkmüş. Adı Jasmin...

        Konu konuyu açtı, Jasmin benim bir arkadaşımın yeğeni çıktı.

        Hande Yener, Jasmin'e Bayram adındaki genç bir müzisyenin yeni klibinde rol almasını istediğini belirterek düşüncelerini sordu.

        Opera öğrencisi olan Jasmin ailesiyle konuşması gerektiğini söyledi.

        18 yaşına bir ay sonra gireceği için bu ilginç olayı görüntüleyemedim.

        REKLAM

        Bu arada Bayram kim?

        Hande Yener'in destek verdiği genç bir müzisyen.

        Amiyane tabirle Bayram'ı sokakta keşfetmiş.

        Klibinde rol almasını istediği kişiyi de sokakta buldu.

        Belli ki Hande Yener sokakta yetenek avına çıkmış.

        Belli ki sektöre ilk adımını attığı günleri unutmamış.

        Belli ki o günlere saygı duruşunda bulunuyor.

        Belli ki 'Başkalarına aktarılmıyorsa bilginin, deneyimin anlamı ne? diyor.

        O günler nasıl günlerdi?

        Hande Yener, şarkıcılık hayalleri kurarken Şişli'deki bir mağazada tezgahtarlık yapıyordu.

        Kahve içmek için çıktığı mağazının dördüncü katında yine hayaller kuruyordu.

        O hayallerine ulaşmanın yolu Sezen Aksu ile tanışmaktan geçiyordu.

        'Sezen Aksu, hele beni bir dinlesin' diyordu.

        O esnada aşağıdan seslenirler; 'Hande, aşağıya gel. Hülya Avşar geldi'...

        Dedi ki 'Aman, boş verin. Hülya Avşar şarkıcı değil ki... İşime yaramaz. Bana Sezen Aksu lazım.'

        Arkadaşlarının ısrarıyla aşağıya indi.

        Arkadaşları Hülya Avşar'a Hande Yener'in şarkıcı olma hayallerinden söz etmişti zaten.

        Hülya Avşar, 'Bir şarkı söyle' dedi.

        Kendi şarkısı olan 'Yalnızlık Senfonisi'ni söyledi.

        Hülya Avşar, mağazadan çıktıktan 10 dakika sonra Hande Yener'i aradı; 'Sezen Aksu, yarın seni bekliyor.'

        O telefonun üzerinden 18 yıl geçti.

        Şarkıcı olma hayalleri kuran tezgahtar Hande, oldu 'Pop'un Kraliçesi'.

        Sokak üzerindeki bir mağazada kapısı açılan kariyerini şimdilerde sokakta keşfettiği yetenekli kişilere el vererek taçlandırıyor.

        Hande Yener, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'ın sorularını cevapladı...

        Hande Yener, 18 yıllık kariyerinde 13 albüm çalışmasına imza attı
        Hande Yener, 18 yıllık kariyerinde 13 albüm çalışmasına imza attı

        2018 size neyi ifade etti?

        'Beni Sev' adlı şarkımla Telifmetre'de 2018'in en çok dinlenen, radyolarda şarkısı en çok çalınan sanatçısı seçildim. Kendi kariyerim açısından mutluyum ama müzik sektörü açısından da zor bir yıldı. Çünkü eskisi gibi üretim yok ve tüketim çok arttı. 2017'de de birincilik yaşamıştım. İnanmayanlar olmuştu ve olaylar çıkmıştı. Bu sene de birinci oldum. Bu başarı, 18 yıllık çalışma ve geniş repertuvarın ürünüdür. Zirveye çıkmak zor ama orada kalmak çok daha zor. Çünkü sürekli yeni solistler geliyor. İnsanlar yeniye karşı çok meraklı. Sektörün bazı bölümleri, belli bir kariyere gelmiş kişileri yok saymaya çalışıyor ama kimlerin yok sayılıp sayılmayacağının kararını halk veriyor. Halkın özgür iradesi dışında hiçbir şeyin geçerliliği yok. Bu yıl albüm yapmadığım halde büyük bir başarı elde ettim. Konserlere de devam ettim, İngilizce bir şarkı çıkardım. Şimdi bir tane daha yapıyorum. 2019 için yeni şarkılar toparlıyorum. Benim hayatım müzik. Bu işe belli bir zamanımı değil, hayatımı verdim. Benim için rüya gibi. Müzik sektörünün batmamasını ve kaliteli, yeni işler görmeyi çok isterim. Ne yazık ki çok kaliteli işler göremiyorum. Şu anda şöhret olma ve bir an önce para kazanma üzerine yapılmış işler görüyorum. Yıllardır yeni bir şeyler yapmayı dile getiriyorum ve bu konuda yalnız kalıyorum ama müziği aşkla yaptığım için benim için bir sıkıntı yok. Her zaman yeni şeyler üretmeye devam edeceğim.

        Üretim konusunda sıkıntı nerede? Üretimin hızlı tüketime cevap veremiyor olması mı yoksa üretme tembelliği veya beceriksizliği mi söz konusu?

        Hem çok hızlı tüketim var hem de internet ve sosyal medya gerçek satışların önüne geçiyor. O yüzden yapımcılar da başka işlere para yatırıyor. Çünkü eskiden müzik sektöründe çok büyük para vardı. Yapımcılar bu işten parayı kazanmayı düşünüyordu ama şimdi birçok şirket kapısını kapatıp gitti. Artık menajerlikten kazanç sağlamaya çalışıyorlar, o yüzden yapılan müziğin önemi yok. 'Herkesin ezberleyeceği bir şey yapın, para kazanın' mantığında bir oluşum var. O da müzik kalitesini çok düşürüyor. Artık çok para kazanılmadığı için müziğe çok büyük yatırım da yapılmıyor. Bir albümün maliyeti yaklaşık 1 milyon TL civarında oluyor. Bu yüzden de kimse albüm yapmıyor. Çünkü satış olmadığı için yatırılan paranın karşılığı alınmıyor. Yatırım olmayınca, müzikalite de olmuyor. Bir müzisyen kendi şartlarında stüdyoya girip neyi kaydederse onu dinliyoruz. Ben ülkemin çok daha kaliteli işlere layık olduğunu düşünüyorum ama günlük işler üretiliyor. Ben şartlar ne olursa olsun kalıcı olacak ve ileride de dinlenebilecek müzikler yapmaya çalıştım, çalışıyorum ve çalışacağım. Mesela 17 sene önceki şarkılarım hâlâ dinleniyor. Yeni nesilden beklentim çok daha fazlaydı ama bu katılımı göremiyorum. Müzik sektörünün öldüğünü söyleyebilirim. Bunu son 5 yıldır konuşuyorduk ama artık çok daha belirgin hale geldi.

        Sinema ve müzik sektörü... Bir yükselişteyken diğeri düşüşte oluyor. Şimdi zaman sinema zamanı. Geçiş yapmayı hiç düşünmediniz mi?

        Tabii ki görsel sanatların her alanı çok önemli ama müziğe olan aşkımı hiçbir şeyle kıyaslayamam. Oyunculukla ilgili bir sabrım olduğunu düşünmüyorum. Çünkü o çok sabır gerektiren bir iş. Bir ara gençlere örnek teşkil etmesi açısından kendi hayatımı film yapmayı düşündüm. Çünkü benim hayatım Türk filmi tadındadır. İleride hayatımı film yapabilirim, neden olmasın?

        O gün tezgahtar olarak çalıştığınız mağazaya Hülya Avşar gelmeseydi sizce nasıl bir hayatınız olurdu?

        Benim amacım Sezen Aksu'ya ulaşmak ve ona vokal yapmaktı. Herhalde konserine gidecektim. Bir şekilde kuliste görüşmeye çalışacaktım ama Hülya Avşar konuyu kapattı.

        2019'a nerede ne yaparak gireceksiniz?

        Yeni yıla yine sahnede gireceğim. Yeşilköy WOW İstanbul Hotels Convention Center'da sahnede olacağım. O gece için güzel özel sürprizler hazırladım. Normalde sürekli kendi şarkılarımı söylerim ama yeni yıl gecesinde kendi repertuvarım dışında da şarkılar söyleyeceğim. Her seferinde kendi şarkılarımdan 20 tanesini seslendirdiğim için geri kalan 50 şarkıya zaman yetmiyor ama o gece için farklı bir repertuvar ve konsept oluşturdum. Yeni yıla girdikten yarım saat sonra başka bir sürpriz daha yapacağım.

        2019'da kendinizle ilgili nelerin özellikle gerçekleşmesini istersiniz?

        Ben olaya sadece kendim açısından bakamıyorum. Çünkü ben insanlar mutluysa kendimi iyi hissedebiliyorum. Negatiflik bana çok yansıyor. Çünkü çok duygusal bir iş yapıyoruz, şarkı söylüyoruz. Güncel hayatı ve insanların ruh durumlarını anlatıyoruz. İnsanların üzerinde genel bir negatiflik varsa benim de keyfim yerinde olmuyor. Yine de pozitif şarkılar yaparak, pozitif enerji vermeye çalışıyorum. Misyonumun bu olduğunu düşünüyorum. O yüzden 2019'un hepimiz adına pozitif bir yıl olmasını diliyorum. Umarım maddi ve manevi herkesin mutlu olacağı bir yıl yaşarız.

        Hande Yener, misyonunun insanlara pozitif enerji vermek olduğunu söyledi.
        Hande Yener, misyonunun insanlara pozitif enerji vermek olduğunu söyledi.

        18 yıldır sürekli çalışıyorsunuz. Geri dönüp baktığınızda ne hissediyorsunuz, tatminkar mısınız?

        Bu 18 yılın her yılını birer basamak olarak değerlendirelim. Ben bu basamakların her birini tek tek çıktım. Hiçbir zaman 5'ten 10'a zıplamadım, hak yemedim, sadece hak ettiklerimi kazandım. Adım adım ilerledim ve ilerlerken de öğrendim. Hâlâ da öğrenmeye devam ediyorum. Çünkü müzik çok derindir. Her sene işime yeniden başlıyormuşum gibi hissediyorum. O yüzden 18 yılı 18 dakika gibi hissediyorum. Benim hayatımda müziğin önünde bir şey olmadı. Sabah uyandığımdan gece yatana kadar önceliğim hep müzik oldu. Beni mutlu eden de budur. Diğer normal insanlar gibi bir hayat sürmeyi tercih etmedim. Riskleri ve sürprizleri seviyorum. İnsanlar netliği seviyor ama ben belirsizliği seviyorum. Çünkü bu sürprizler insanı dinamik tutuyor. Her şeyi planlar ve bilirseniz bir kıymeti kalmıyor ve enerjiniz düşüyor. Her şeye çok çabuk teslim oluyorsunuz.

        Sektöre adım attığınız 2000'den bu yana birçok değişim yaşandı. Siz değişimlere adapte olmak için neler yapıyorsunuz?

        Hep çok yoğun bir temponun içinde oldum. O çarkın içinden hiç çıkmıyorum. Eğer ara verip çıkarsanız tekrar girmeniz çok zor. Kendimi bu tempoda tutmak için fiziksel olarak da zihinsel olarak sürekli olarak çalışıyorum. Dinlenmeyi hiç düşünüyorum önümüzdeki 15 yıl da bu şekilde devam etmeyi hedefledim.

        Hayalinizdeki projeyi gerçekleştirdiniz mi?

        Benim hayalim müzisyen olmaktı. Bunu 2000'de başardım ama hedefler hiçbir zaman bitmemeli. Benim için en zoru, başarıya ulaştıktan sonra burada kalabilmek oldu.

        Zirvede kalmak neden zordur?

        Çünkü sürekli yeni birileri gelir ya da başkaları sizi geçebilir. Tabii ki gelsinler ama zirve tek kişiliktir. Benim için zirvede kalmak önemlidir.

        Diyelim ki bir kaç yıl hiç çalışmadınız. Dünyayı gezip döndünüz. Hande Yener algısı değişir mi?

        Artık değişmez. Çünkü içinde 18 yıllık bir emek var ama o tempodan düşüp bilmiyorum. Şimdi bir futbolcuyu düşünün, 3 yıl hiç antrenmana çıkarmadan maça sokuyorsunuz. Performansı aynı olur mu? Bizim işimiz de performansa dayalı. Biz sahnede insanlara enerji vermekle meşgulüz. Ben insanları mutlu etmeyi, eğlendirmeyi çok seviyorum ve işimi çok ciddiye alıyorum. İnsanları eğlendirmek, sanıldığı kadar kolay değil. 'İnsanları güldürmek, eğlendirmek kolay' diyenlerin eline mikrofon verelim ve bir dakikalığına sahneye çıkaralım. Bakalım ne yapacak? 18 sene boyunca dikkat çekebilmek kolay mı? Bunlar gerçekten zor işler. İlk başlarda işime âşık olduğumu zannediyordum ama... Sadece aşk değil, ben bu işle evliyim. Bunun dışındaki hiçbir şey bana işimden aldığım tatmini yaşatmıyor. Dünyayı gezsem, her yerden alışveriş yapsam, hiçbir şey beni işim kadar memnun edemez. Maddi tatminlerin insanları mutlu ettiğine inanmıyorum ama maalesef paraya koşan, mutluluğu parayla yakalayacağını düşünenler var.

        Hande Yener, yetenekli gençlere el vererek hayatlarına dokunmak istediğini dile getirdi.
        Hande Yener, yetenekli gençlere el vererek hayatlarına dokunmak istediğini dile getirdi.

        Parayla hiç mi mutlu olunmaz?

        Mümkün değil. En pahalı arabayı alırsınız, kapıda durur. Hayalinizdeki evi alırsınız, oturduğunuz koltuk, duvarlar, size üç gün sonra normal gelmeye başlar. O yüzden benim için maneviyat çok önemli. Çünkü maddi değeri olan şeyi satın aldığınız o an önemi kayboluyor. Bu bizim mesleğimizde de var. Belli bir üne ulaşana kadar değer verip ona ulaştıktan sonra o değeri vermeyen insanları da görüyorum. Benim için öyle değil. Çünkü ben çok zor geldim. Bir şeyi kolay elde ettiğinizde değeri çabuk kayboluyor. 3 - 5 yıl çalışıp para kazanıp, sonra da evlenip piyasadan çekilmeyi düşünen şarkıcılar da oluyor. Onları en fazla 3 - 5 sene görürsünüz. O da bir yaşam biçimi.

        Sizin en büyük alamet-i farikanız nedir? Çalışkanlık mı yoksa yetenek mi daha baskındır?

        Benim ne olduğumdan ziyade şartlar önemli. Bence her zaman % 99 çalışkanlık, % 1 yetenek önemlidir. Çünkü her insanın eğer kendini keşfederse yetenekleri vardır. Bu yeteceği ortaya çıkarıp marka olduktan sonra bunu taşımak çok önemli. Çünkü hepimiz o yoldan geçtik. Gencecik insanlarken hiç hayal edemeyeceğiniz paralara ulaşıyorsunuz. O süreçten sonra çok rahat yan gelip yatabilir en güzel şekilde yaşayabilirsiniz. Ya da paranızı yanlış değerlendirebilir dejenere bir hayat yaşarsınız. Çünkü size bir anda her şey veriliyor. Bunu taşımak da çok zor. İşte bu yüzden şöhret ateşten bir gömlektir.

        Peki o psikolojiye girmemek için özel bir şey yaptınız mı? Paranın insanı bozduğunu söylerler...

        Bende olmadı. Çünkü daha önce tezgahtarlık yapıyordum, bambaşka bir hayatım vardı. Ayaklarım sırılsıklam halde saatler otobüs beklediğim günler, maaşımı beklediğim, istediğim şeyleri aylar sonra alabildiğim dönemler oldu. Zaman zaman kiramı bile zor ödedim. Bunları unutmak kolay değil. Oralardan geçmiş olmak, bana çok fayda sağladı. Ben kazandığım parayı işime yatırıyorum. İnsan kazancını işine harcamalı. Bu dünyada da böyle. Çok büyük markalar, sürekli kendini geliştirmek için dünyanın parasını harcıyorlar. Kalitenizi yükseltmek zorundasınız. Ben de o noktada durmaya çalışıyorum. Az önce bahsettiğim o cahillik sürecini sağ salim atlattım. O çok zor, insanı yoldan çıkarabilecek bir süreç.

        Hiç psikolog yardımı aldınız mı?

        Özel bir destek almadım. Ben zaten farkındalığı olan kendisiyle sık konuşan biriyim. Kendimi çok eleştiririm ve hatalarımı mutlaka yüzüme vururum.

        En büyük hatanız neydi?

        Küçük yaştayken evlenmeyi hata olarak görürdüm. Artık onu da öyle görmüyorum. Çünkü oğlum var. Benim zaten çok büyük hatalarım olmadı. Sadece bazen erken hamlelerim oldu. Onun sebebi de heyecanlı ve enerjisi yüksek biri olmamdan kaynaklanıyor. Onlar da bana zarar getirmedi. Çünkü iyi niyetliyim. Öyle olduğunuz zaman etrafınızda ne olursa olsun Allah sizi koruyor. Gece hayatında çalışıyorum, çok alakasız insanlarla muhatap oluyorum ama Allah koruyor. İnancınız, iyi niyetiniz, işinizi disiplinli yapmanızın karşılığı Allah'ın korumasıdır.

        Hayranları ünlülerin evlenmesinden nefret eder mi?

        İnsanlar, onlara verdiğiniz enerjiyle ilgilenir. Eğer o enerjiyi özel hayatınıza harcar işinize % 20'sini ayırırsanız olmaz. Yani bu durum hayranların ünlüleri kıskanmalarıyla ilgili değil. Onlara verilecek enerjinin azalmasıyla ilgili. Haftanın yedi günü çalışıyorum, her yere gidebiliyorum ama evli olsam... İster istemez işime bir sınır koymak zorunda kalırdım. Erken evlenmem de bu konuda iyi olmuş. Hatam bile güzel. İlk başlarda erken evliliğimi hep sorgulamıştım. Demek hepsinin bir sebebi varmış. Şu anda oğlumla birlikte çalışıyorum. Geçen gün yurt dışındaki pasaport polisi bizi abla - kardeş sandı. Polisi inandırmakta zorluk yaşadık.

        O halde yeniden evlenmeyi düşünmüyorsunuz...

        Beni bir türlü evlendiremediniz. Herkes boşanıyor. Evliliği sürdürmek gerçekten çok zor. Şu anda nişanlı kalmak daha güzel. Cem ile her şey güzel gidiyor. Onun da işleri yoğun, yakında bir diziye başlayacak. Yoğun bir iş hayatımız olduğu için şu an o programları oturtamıyoruz. Şimdi işimize yoğunlaşmamız gerekiyor. Belki bir anda nikah kıyarız. O iş aradan çıksın istiyoruz.

        Yeni projeniz Bayram... Bayram'ı sokakta keşfettiniz?

        Evet sokakta... En güzel şarkıları zaten sokakta buluyorum. Jasmin de belki klipte oynayacak. O da müzisyen çıktı. Birbirimize faydalı olalım istiyorum. Benim kariyerim de o şekilde başlamıştı. İnsanların birbirine faydası olması lazım. Her zaman eşi dostu desteklemek güzel ama tanımadığınız insanlara dokunmak da çok güzel.

        Elinden tutacağınız kişilerde özellikle hangi özelliklerin olması gerekiyor?

        Öncelikle elbette müzik aşkı olmalı. Türk halkını kendine yakışır insanlarla tanıştırmak isterim. Çünkü sadece ünlü olmak isteyen, işine âşık olmayanları gözünden bile anlayıp hemen uzaklaşırım. Bizim sektörümüzde de öyle insanlar var ve ben onlarla hiçbir şekilde bir araya gelmiyorum. Bazen de sokakta gördüğünüz bir insanda o iyi enerjiyi görebiliyorsunuz. Kimseyi tanımadığı için kapıyı açamıyor. Ona sadece bir kapı açılması gerekiyor. Başka bir insanın hayatına dokunmak çok güzel bir şey. Benim hayatıma da dokundular. Ve hayatım değişti. O yüzden yıllardır şükrediyorum. Hem Hülya Avşar'a hem Sezen Aksu'ya teşekkür ediyorum. Bence dış dünyadaki insanlarla iletişimde, yeni insanlara açık olmalıyız. Benim için merhametli ve pozitif olmak çok önemli. Şansa ve tesadüflere inancı diri tutmak, böyle güzel örnekler olması lazım. Ben hayal kuranlar için güzel bir örnektim. Şimdi de Bayram öyle olacak. Çünkü bu işlere başlamak kolay değil. Sektöre nereden başlayacağınızı bilmezseniz yeteneğinizin bir anlamı kalmıyor. Yeteneklerinizi sergileyemediğiniz için de psikolojinizi bozuyor ve pes etmenize neden oluyor.

        HANDE YENER'İN ÇALIŞMALARI

        Senden İbaret (2000)

        Sen Yoluna... Ben Yoluma... (2002)

        Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor (2004)

        Apayrı (2006)

        Nasıl Delirdim? (2007)

        Hipnoz (2008)

        Hayrola? (2009)

        Hande'ye Neler Oluyor? (2010)

        Teşekkürler (2011)

        Kraliçe (2012)

        Mükemmel (2014)

        Hepsi Hit Vol. 1 (2016)

        Hepsi Hit Vol. 2 (2017)

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ