Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Hasta çocuklar ve biyopsikososyal destek

        Hasta çocukların ve ergenlerin biyopsikososyal destek gereksinimleri, tıbbi tedavi süreçlerinin yanı sıra eğitim, beslenme ve duygusal refahlarını içerir. Ayrıca, hastalıkları nedeniyle hastanede yatışları gerekebilir ve bu durum hastaların normal yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırabilir. Bu nedenle, eğitimciler ve okul yöneticileri ile işbirliği yapmak, çocukların eğitimini ve öğrenme süreçlerini desteklemek önemlidir.

        YAŞ GRUPLARI ve TEPKİLER

        Çocuk ve ergenler farklı yaşlarda, hastalıklara farklı tepkiler verir ve bu tepkiler farklı etkilere yol açar. 0-6 yaş grubu genel olarak ayrılık kaygısı ve regresyon yaşar. Bu yaş grubundaki çocuklar, özellikle ilk üç yaş içinde, annelerinden ya da bakım veren kişilerden ayrıldıklarında yoğun sıkıntılar yaşayabilir. Üstelik regresyon da görülebilir. Regresyon çocuğun daha önce kazandığı yetileri geçici olarak kaybetmesidir. Örneğin, tuvalet eğitimini almışken altına kaçırmak ya da kendisi yemek yiyebilirken annesinin yardımını istemek gibi davranışlara geri dönülebilir. Yeme ve uyku düzenindeki değişiklikler, bu yaş grubunda sıkça görülür. Ayrıca, tıbbi işlemler, örneğin iğne uygulamaları ya da ilaç verilmesi, çocuklarda korku yaratabilir ve bu dönemde çocuklar içe kapanabilir. Çocuğun yaşına ve gelişim aşamalarına dayalı olarak, psikolojik ve sosyal destek alınabilir. Oyun terapisi gibi yöntemler kullanılarak çocukların duygusal ifadelerini desteklemek ve ayrılık kaygısını hafifletmek önemlidir.

        REKLAM

        OKUL DÖNEMİ

        6-11 yaş grubundaki çocuklarsa, hastalık dönemlerinde genel olarak korkular yaşar. Bu gruptaki çocuklar okul çağındadır ve okulla ilişkili korku ve kaygıları olur. Akranların kendisini dışlaması, dalga geçilme, onaylanmama, arkadaş bulamama, rekabet edememe, kırık notlar ya da okula devamlılık gibi konularla yüzleşirler. Bunun sonucu olarak yeni etkiler ve tepkiler ortaya çıkabilir. Ayrıca depresyon, umutsuzluk, ölüm korkusu gibi büyük korkular, yalnızlık hissi, uyku ve yeme problemleri de görülebilir. Son araştırmalar, özellikle de okul dönemi çocuklarının ruhsal ve sosyal gelişimlerinin, hastalıkları sırasında yaşadıkları stresle nasıl ilişkilendirildiğini daha iyi anlamamıza yardım etmiştir. Bu dönemdeki çocuklar için, okul psikologları ve sosyologları, sosyal çalışmacıları ya da danışmanlarıyla işbirliği yapmak, akademik ve duygusal destek sağlamak için önemlidir. Ayrıca, ailenin çocuğu yargılamadan okul yaşamını desteklemesi ve onun sosyal ve sportif ilişkilerini güçlendirmesi kritik bir önem taşır.

        ERGENLİK

        Ergenlik dönemindeki çocuklar, bedenleri ve beden imajlarıyla yoğun olarak ilgilendikleri için vücut şekil değişikliklerinden kaynaklanan sıkıntılar yaşayabilirler. Bu değişiklikler, hastalıkları nedeniyle ortaya çıkabilir. Aynı zamanda, bu dönemde bağımsızlıklarını kazanmaları gerektiği halde sağlık ekibine ya da ebeveynlere bağımlı kalmak, ergenleri huzursuz edebilir. Hatta bu yüzden yeni bağımlılıklar geliştirebilirler. Okulda problemler yaşayabilirler ve bazen hastalıkları nedeniyle depresyona girebilir ya da öz zarar verme eğilimi gösterebilirler. Ergenlik dönemindeki çocukların biyopsikososyal destek ihtiyaçlarına odaklanmak, onların duygusal ve fiziksel sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Bu dönemdeki çocuklar için, sağlık profesyonelleri ve psikologlar, vücut imajı konusundaki endişeleri ele almalı ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmelidir. Ayrıca, ergenlerin bağımsızlık kazanma sürecini desteklemek, onların özsaygılarını artırmak için gereklidir.

        AİLELER

        Hasta çocukların aileleri de büyük bir stres altında olabilirler ve bu stres, aile içi ilişkileri etkileyebilir. Aile terapisi ve danışmanlık hizmetleri, aile üyelerinin bu zorlu dönemi daha iyi yönetmelerine yardımcı olur. Hasta çocukların toplumsal destek ağları da büyük önem taşır. Aile dışındaki yakın arkadaşlar, komşular ve topluluk organizasyonları, çocukların ve ailelerinin sosyal izolasyonu önlemelerine yardımcı olabilir. Bu destek ağları, çocukların hastalıklarıyla daha iyi başa çıkmalarını sağlar. Çocuk hastaların psikososyal ihtiyaçlarını karşılamak için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Bu yaklaşım pediatri doktorları, psikologlar, sosyal çalışmacılar, eğitimciler ve diğer sağlık profesyonelleri arasında iş birliği içerir. Böylece çocuklar hem tıbbi tedavi hem de psikososyal destekle daha iyi bir iyileşme süreci geçirebilirler.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ