İbrahim Yıldız: Futbolumuzu bir alt lige düşürdüler...

UEFA Uluslar B Ligi maceramız hüsranla bitti…

Avrupa’nın en iyi takımları için de yer alamamıştık. Bir alt ligde oynadık doğal olarak. Futbolumuzun kalitesi bir üst grupta olmamıza yetmiyordu. Avrupa Kupaları ve Avrupa Şampiyonası istatistikleri göze alındığında bize uygun olan bir yerdeydik…

Bir umut ve beklenti oynadığımız gurupta iyi sonuçlar almaktı. Böylece iyiler arasına katılacaktık önemli bir fırsattı. Ülke futbolunun gelişimi açısından değerliydi.

Olmadı. Yapamadık. Bulunduğumuz yerden bile aşağıya düştük. Gerçekten, futbolumuz bu kadar kötü mü? Yoksa, ellerindeki değerleri kullanmasını bilmeyenler yüzünden mi bu haldeyiz?

Teknik direktör Lucescu, ısrarla Milli Takım'ı gençleştireceğini vurguluyordu. Öyle yaptı. Yaşı ilerlemiş, tecrübeli ve performansı iyi olan futbolcuları tercih etmedi…

Ağırlıklı olarak “gurbetçi” oyuncuları kadroya çağırdı. İsveç karşılaşmasının ilk 11’inde Türkiye’de futbol oynayan iki kişi vardı. Hasan Ali ile Mahmut. Öteki 9 oyuncu Avrupa’nın çeşitli takımlarında forma giyiyorlar…

Buna hiç itirazımız yok…

Ancak, şu soruyu sormak gerekiyor, Milli Takım bir deneme tahtası mı?

Gençleştireceğiz diye, bir ülkenin sinirleri ile bu kadar gerilir mi?

Baştan beri yazdığımızı yinelemekten yorulduk. Rumen teknik adamla olmuyor. Futbola gönül verenlerin sabrı taştı artık. Türkiye’nin futbolu bu kadar kötü mü? Kadromuza bakıldığın da çoğu Avrupa’da oynuyor. Tecrübe, deneyim ne derseniz deyin hepsi var…

Israrla gençleşme takıntısı içerisinde olanların yaşattığı bu hezimeti kabul etmek zorunda değiliz…

İsveç maçının tamamına baktığımız da, bir oyun planı olmadığını gördük. Kapanan bir savunma, üstelik hava toplarında oldukça etkili bir takımla oynuyoruz. Uzun boylu oyuncuları ve fizik gücü yüksek bir ekip… Bu tür bir takıma karşı nasıl oynamalıyız? Elimiz de teknik becerisi yüksek oyuncular var. Hakan, Cengiz gibi ayağına hakim iki futbolcuya sahibiz. Fakat, bir oyun planı olmayınca bu oyuncuların mahalle maçı mantığıyla oynamalarından bir sonuç alınabilir mi?

Orta saha hazırlık pasları ile belirlenen bir organizasyon içerisinde değildi. Oyun nasıl başlayacak bilinmiyor. Rakip arkasına sızma, araya kaçma planı düşünülmemişti. Cengiz, Hakan topu sürüp kaleye şut atacaklar. Bu kadar. Ceza alanı içinde bir tek

Cenk’le gol atabilmek mümkün olmadı doğal olarak. Cenk, aldığı topları yanında hiçbir arkadaşı olmayınca ne yapacağını şaşırdı…

Farklı yeneceğimiz bir takıma yenilmek elbette üzücü. Kalite olarak birkaç gömlek üstün olduğumuz İsveç, hiç oynamadan bir penaltı golü ile bizi yendi gitti…Yakaladığımız fırsatları çok cömertçe harcadık. Şutlarla gol aradık. Vuruşlar ya kötüydü, ya da amaçsız…

Hakan ve Yunus biraz becerikli olsalar belki sonuç çok farklı olabilirdi. İsveç’in bunaldığı anlar vardı. O dakikalar oyunu rakip alana yıkmayı, baskı kurmayı yapamadık. Yan paslar rakibin işine geldi… Oyunu çevirecek hamleler yapılamadı. Değişikliklerin zamanlaması yanlıştı…

Ne dersek diyelim boş. Bir kez daha ülke olarak futbol sevincini yaşayamadık. Artık, Uluslar C Ligi’nde oynayacağız. Yani, en kötü takımlar arasındayız…

Takım mı kötü, yönetenler mi? Karar sizin…