Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Bilgi Yaşam Kabil nerede, hangi ülkede? Kabil nerenin, hangi ülkenin şehri?

        Bir ulusun tüm etnik ve kültürel çeşitliliğini içinde barındıran, ancak aynı zamanda tüm trajedilerinin de merkezi olan Kabil, karmaşık bir kimliğe sahiptir. Şehrin pastoral geçmişi ile sert bugünü arasındaki karşıtlık, sokaklarında ve insanlarının yüzlerinde okunabilir. Kabil hangi ülkede sorusunun yanıtı bizi Afganistan'a götürürken, şehrin hikayesi, "imparatorluklar mezarlığı" olarak bilinen bir coğrafyanın kalbinde ayakta kalma mücadelesinin tarihini gözler önüne serer.

        KABİL NEREDE?

        Afganistan'ın doğusunda, Hindu Kuş Dağları'nın çevrelediği dar bir vadide yer alan Kabil, yaklaşık 1.800 metre rakımıyla dünyanın en yüksek rakımlı başkentlerinden biridir. Bu yükseklik, şehre sert bir karasal iklim kazandırır; yazları sıcak ve kurak, kışları ise oldukça soğuk ve yoğun kar yağışlı geçer. Şehir, adını içinden geçen ve daha sonra İndus Nehri'ne katılan Kabil Nehri'nden alır. Bu nehir, kurak vadiye hayat veren bir yeşil şerit oluşturur ve tarih boyunca yerleşimin ana ekseni olmuştur.

        REKLAM

        Kabil'in coğrafi konumu, onun tarih boyunca sahip olduğu stratejik önemin ana sebebidir. Şehir, Orta Asya'yı Güney Asya'ya (özellikle Hindistan alt kıtasına) bağlayan en önemli geçitlerden biri olan tarihi Hayber Geçidi'ne giden yolların üzerinde bir kavşak noktasıdır. Bu durum, onu İpek Yolu döneminden başlayarak günümüze kadar büyük güçlerin kontrol etmek istediği askeri, ticari ve kültürel bir merkez haline getirmiştir. Etrafını saran dağlar, şehre doğal bir savunma hattı sunarken, aynı zamanda onu izole de edebilen bir coğrafi yapı oluşturur.

        KABİL HANGİ ÜLKEDE?

        Kabil, Orta ve Güney Asya'nın kesişim noktasında yer alan, denize kıyısı olmayan dağlık bir ülke olan Afganistan'ın başkenti ve en büyük şehridir. Afganistan, tarih boyunca "imparatorluklar mezarlığı" olarak anılmış, Büyük İskender'den İngilizlere, Sovyetler'den ABD ve NATO güçlerine kadar pek çok büyük gücün kontrol altına almaya çalıştığı ancak tam olarak başarılı olamadığı bir coğrafyadır. Peştunlar, Tacikler, Hazaralar ve Özbekler gibi çok sayıda farklı etnik grubun bir arada yaşadığı ülke, bu çeşitliliğiyle zengin ama aynı zamanda siyasi olarak da kırılgan bir yapıya sahiptir.

        Kabil, bu ülkenin idari, siyasi ve demografik merkezidir. Ülkenin kaderini belirleyen tüm önemli olaylar ve güç mücadeleleri tarih boyunca bu şehirde ve çevresinde yaşanmıştır. Yakın tarihe bakıldığında, 2001-2021 yılları arasında uluslararası toplum tarafından tanınan Afganistan İslam Cumhuriyeti'nin başkenti olan Kabil, Ağustos 2021'den bu yana ülke yönetimine hakim olan Taliban'ın de facto kontrolü altındadır ve Afganistan İslam Emirliği'nin başkenti olarak idare edilmektedir. Bu yönetim değişikliği, henüz geniş çaplı bir uluslararası tanınırlığa sahip olmasa da, şehrin ve ülkenin mevcut siyasi gerçeğini oluşturmaktadır.

        REKLAM

        KABİL HANGİ ÜLKENİN ŞEHRİ?

        Kabil'in Afganistan'ın başkenti olma rolü, 18. yüzyılda modern Afgan devletinin temellerinin atılmasıyla başlamış ve tarih boyunca bu statüsünü korumuştur. Ancak şehrin tarihi çok daha eskilere, en az 3.500 yıl öncesine dayanır. Antik çağlarda Zerdüştlük ve Budizmin önemli merkezlerinden biri olan Kabil, İslamiyet'in bölgeye gelmesiyle yeni bir kimliğe bürünmüştür. Şehrin en parlak dönemlerinden biri, 16. yüzyılda Babür İmparatorluğu'nun kurucusu olan Babür Şah'ın şehri fethedip imparatorluğunun ilk başkenti yapmasıyla yaşanmıştır. Babür'ün şehre olan sevgisi o kadar büyüktü ki, öldükten sonra vasiyeti üzerine burada, bugün "Babür'ün Bahçeleri" (Bağ-ı Babür) olarak bilinen, klasik Babür mimarisi tarzında teraslı ve düzenli bir bahçeye defnedilmiştir. Bu bahçe, şehrin daha barışçıl ve müreffeh günlerinin bir sembolü olarak bugün de varlığını sürdürmektedir.

        REKLAM

        1776 yılında, modern Afganistan'ın kurucusu kabul edilen Ahmed Şah Dürrani'nin oğlu Timur Şah Dürrani, başkenti Kandahar'dan Kabil'e taşımıştır. O tarihten bu yana Kabil, monarşi, cumhuriyet, Sovyet işgali, iç savaş ve uluslararası müdahale gibi pek çok farklı yönetim ve dönemde Afganistan'ın başkenti olma özelliğini sürdürmüştür. Özellikle 19. yüzyıldaki İngiliz ve Rus imparatorlukları arasındaki "Büyük Oyun" olarak bilinen stratejik rekabette merkezi bir rol oynamış, defalarca işgale ve savaşa sahne olmuştur. Bu kesintisiz başkentlik rolü, onu ülkenin siyasi ve tarihi hafızasının merkezi haline getirmiştir.

        KABİL NERENİN ŞEHRİ?

        Binlerce yıllık zengin bir geçmişe sahip olmasına rağmen, modern Kabil'in kimliği, son 40 yılı aşkın süredir devam eden savaşların ve istikrarsızlığın derin izlerini taşır. Kabil, her şeyden önce bir "hayatta kalma ve direnç" şehridir. 1979'daki Sovyet işgalinden bu yana şehir, sürekli bir çatışma döngüsünün içinde kalmış, defalarca bombalanmış, büyük yıkımlar yaşamış ve milyonlarca insanını göçe veya ölüme tanıklık etmiştir. Şehrin altyapısı ağır hasar görmüş, sosyal dokusu zedelenmiştir. Bu travmatik geçmişe rağmen Kabil halkı, her defasında hayatı yeniden kurma ve normalleşme çabası göstermiştir. Şehrin kalabalık pazarları, sokak satıcıları ve bitmek bilmeyen trafiği, bu yaşama tutunma arzusunun en somut göstergeleridir.

        Kabil, aynı zamanda Afganistan'ın tüm etnik ve kültürel çeşitliliğinin bir araya geldiği bir "kesişim" şehridir. Pazarlarında, sokaklarında ve mahallelerinde ülkenin dört bir yanından gelen insanların yarattığı kozmopolit bir yapı görülebilir. Tüm yıkıma rağmen şehrin tarihi ruhu, Bala Hissar Kalesi'nin heybetli surlarında, Babür'ün Bahçeleri'nin huzurunda ve bir zamanlar modern Afganistan'ın sembolü olarak inşa edilen ancak savaşta harabeye dönen ve bugünlerde yeniden ayağa kaldırılmaya çalışılan Darül Aman Sarayı'nın hüzünlü duvarlarında yaşamaya devam etmektedir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ