Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Kasım Süleymani sonrası

        İşte Habertürk yazarlarının Kasım Süleymani sonrası duruma ilişkin bugünkü yazıları:

        IRAK'TA GÖRÜNEN MANZARA

        Nagehan Alçı: Kasım Süleymani ve beraberindekilerin ABD tarafından öldürülmesi Irak ve İran’ı ayağa kaldırdı. Cuma gününden beri izliyorsunuzdur. Önce Irak’ta ardından İran’da Süleymani için milyonların katıldığı cenaze törenleri düzenleniyor. Ardından ağıtlar yakılıyor, adeta bir aziz ölmüş havası yaratılıyor. İran’da duygu yoğunluğu ve tepkiler çok büyük. Irak’ta da görünen manzara bu. Hatta bu yazıyı yazdığım saatlerde televizyon ekranlarından bir son dakika geçiyor: Irak Parlamentosu, ABD güçlerini ülkeden çıkarma kararı aldı.

        Ben parlamentodaki toplantıyı görünce kimlerin katıldığını ve Bağdat’taki genel havayı merak ettim ve Türkiye’nin Irak Büyükelçisi Fatih Yıldız’ı aradım. Sayın Büyükelçi bana parlamentodaki oturumla ilgili çok önemli bir ayrıntıyı hatırlattı. Dedi ki: “Dikkat ettiniz mi? Oturuma katılanların tamamına yakını Şii idi. Kürtler gelmediler. Sünnilerden de gelen çok azdı.”

        Yazının tamamını okumak için tıklayın

        ACITICI SONUÇLARI OLACAK

        Mehmet Akif Ersoy: Uzun zamandır Türkiye’de Ortadoğu bahsinden hareketle kafalar pek karışık. Libya tezkeresini bile Suriye ve Mısır politikaları üzerinden değerlendirir durumdayız. Oysa mesele basit, 3. Bir ülke (ABD) başka bir ülkede (Irak) 1. ülkenin (İran) generaline -resmi bir askeri yetkili olduğunun altını çizelim- suikast düzenliyor. Bu, uluslararası hukuk açısından oldukça sıkıntılı bir durum. ABD’nin Bin Ladin’i, Bağdadi’yi öldürmesine benzemiyor. Veya Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a yönelik bir suikast gibi de değil.

        Pek çok meselede olduğu gibi bu konuda da garip biçimde ayrışacak ve tartışacak alanlar yarattık. ABD bildiğiniz eşkıyalık yaptı. Öldürdüğü adamın kim olduğundan ziyade durum küresel bir güvenlik zaafiyeti oluşturuyor. Ülkeler ne olursa olsun başka devletlerin resmi görevlilerini böyle terörist avlıyor gibi ortadan kaldıramaz. Üzerine bir de Trump’ın; “İran saldırımıza karşılık verirse bazıları üst düzey İran ve İran kültürü açısından çok önemli 52 hedefi vuracağız” açıklaması ayrı felaket. Kültürel mirası “hedef” görmek nedir? Nasıl açıklanır?Belli ki suikastın acıtıcı sonuçları olacak. En büyük tesirini belki de yine Ortadoğu topraklarında hissedeceğiz.

        Yazının tamamını okumak için tıklayın

        3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI?

        Çetiner Çetin: Burada asıl soru İran’ın misilleme yapıp yapmayacağından çok ABD’nin böyle bir misillemeye nasıl karşılık vereceği. Başkanlık seçimi öncesi Trump, kendisini küçük düşürecek durumlara girmek istemeyecektir çünkü İran’ı onurunu kurtarmaktan alıkoyacak derecede büyük bir karşılığı ABD zaten yapamayacaktır.

        Trump, yeniden seçilmesini tehlikeye atacak şekilde Ayetullahlarla bir cesaret sınavına girecek kadar mantıksız bir lider değil. Aynı şekilde İran da bir süper güç karşısında kazanması imkansız bir mücadeleye girmek istemez. Belki de gerginliği artıran bütün bu söylemlere karşın işler beklendiği kadar kızışmayacaktır. ABD de İran da sonu belli olmayan topyekun bir savaşa girerek hiçbir şey kazanamayacaklarının farkında. Süleymani her ne kadar sembolik bir figüre olsa da ölümü, ne ABD ne de İran için, üçüncü dünya savaşını başlatmaya değer değil. İran zaten bu denli ekonomik sıkıntılarla ve rejim değişikliği isteyen, meydanları dolduran sert bir muhalif dalga ile karşı karşıyayken yapabileceği ancak gerilla taktiği vur-kaçlar olacaktır, belki siyasi cinayetler. Ne askeri ne de ekonomik gücü sert bir karşılık vermeye uygun değil.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ