Miyom tedavisi nasıl yapılır?

Hormon tedavisi: Östrojen düzeyinin aşağı çekilmesini ve düşmesini sağlayan GnRH agonistleri ilaçlarla menopoza geçiş sağlanmaktadır. Bu sayede miyomlar küçülür ve şikayetler azalır. Bu iyileşme geçicidir ve ilaçlar bırakıldığında tekrar normale dönerek büyüme devam etmektedir. Üstelik ilaçların sürekli kullanılması kemik erimesine ve şiddetli menopoz belirtileri olmasına neden olabilmektedir. Diğer tedavileri istemeyen kişilerde geçici bir uygulama olarak tercih edilmektedir ya da miyomun ameliyat sırasında az kanaması için de kullanılabilmektedir.

Miyomektomi:Doğurganlık halinin bitmemesi açısından uygulanan bu yöntemde miyomların tek tek alınması esası kullanılmaktadır. Karından açık bir şekilde uygulanan bir yöntemdir. MR ile tespit edilen miyomlar bir kaç miyom saptanması halinde yapılabilir ancak sayıların artması bu ameliyatı güçleştirmeye neden olmaktadır. Bu durum fazla kan kaybına ve ameliyat sonrasında bazı komplikasyonların oluşmasına neden oluşturarak ağrı ortaya çıkmaktadır. Durumun güçleşmesi ile de çok sayıda miyomun alınması sorun yaratacağından histeroktami yapılmasına olanak verecektir.

Histerektomi: Rahmin tamamının alınması anlamına gelen bir genel cerrahi uygulamasıdır. Genelde fazla miyom olan ve artık doğurganlığı istemeyen kişilerde bu yöntem uygulanmaktadır.Bu yöntem ile tüm rahim alındığı için miyomda kalmaz ve kanser riski de ortadan kalkmış olur.Yumurtalıkların salgıladığı hormonlar hastaya ameliyattan sonra takviye olarak verilmektedir. Pek tercih edilmeyen histerektomai uygulaması rahim miyomları için en önemli yöntemdir. Ancak bu ameliyatı olan kişilerde bunama, kemik erimesi ve depresyon gibi etkiler çok fazla görülmektedir. Ayrıca, kabızlık, psikoseksüel, idrar tutamama ve şiddetli menopoz belirtileri gibi birçok yaşam kalitesini azaltan durumlar ortaya çıkmaktadır. Ancak mecbur kalınma durumu söz konusu olması açısından histerektomi uygulanması kaçınılmaz olmaktadır.

HAYFU (Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason): Yoğun bir şekilde ultrason dalgalarının MR ve ultrason eşliğinde bir mercek kullanılarak oluşan kötü huylu dokuyu yakma işlemiyle yok etmeyi sağlamaktır. 10 yıldır kullanılan bu yöntem ile bir çok kanser tedavisi için de kullanılması sağlanmaktadır. Prostat, pankreas, yumuşak doku tümörleri ve kemik kanseri tedavisinde kullanılması çalışmaları devam etmektedir. Miyomlar içinde aynı yöntem kullanılarak olumlu sonuçlanması umut verici olmuştur. Bu yöntemin dezavantaj oluşturan kısmı ultrason dalgalarının bir engellemeye takılmadan dokuya ulaşması gereklidir. Kemik yapısı,içinde hava olan organlar(mide, barsak ve akciğer) dalgaların engellemesine neden olabilirler. Eğer uygulanacak alanda bu dokular varsa bu yöntem uygulanması sakıncalı olmaktadır. Ancak bu uygulama miyom tedavisi için sadece iyi huylu olan ve bir kaç miyom olması nedeni ile uygulanabilirliği doğru olacaktır. Çok fazla maliyet ve risk gerektirmesi açısından tercih edilmesi biraz düşündürücü olabilmektedir.

Perkütan Ablasyon: Ultrason ve tomogrofi ile özel bir iğne ile tümörün tahrip edilerek yok edilmesi işlemidir. Kanser tedavisinde kullanılan bir uygulamadır. Miyomun rahat görülebilir durumu oluşturması ve rahim ile ciltten girilmesi nedeni ile sorun oluşturmaması gereklidir. 5cm den büyük tümörlerde etkili olmamakta ve rahim içine yakın olanlarda risk olma olasılığı yaratabilecektir.

Embolizasyon: Kasıktan katater yardımıyla girilerek rahimi besleyen atardamarlara girmek suretiyle damarların tıkanmasını sağlayan tanecikler zirkedilir. Bu sayede miyomlar beslenemez, küçülerek yok olmaya başlarlar. Rahim dokusu da diğer damarlardan beslendiğinden bir sorun yaratmaz. Lokal anestezi olması açısından tercih edilir. Çabuk iyileşme süreci vardır. Sadece ameliyatla alınan miyomların değil diğerlerinin de etkilenmesini açısından avantaj sağlamaktadır. Ancak bu yöntemle tedavi edilen hastaların doğru kişiler olması gerekmektedir.