Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı SON DAKİKA! Muammer Güler, Dink davasında ifade verdi

        Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine yönelik olarak yapılan yargılama da dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler tanık olarak dinlendi. Güler, “Cinayetle ilgili Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından 11 ay boyunca bir takibin, teknik dinlemenin yapıldığını biliyoruz. Bununla ilgili benim cinayetten sonra haberim oldu. Bir yazının geldiğini bu yazının ham bilgi olduğunu biliyoruz. Bu yazıdan il emniyet müdürünün, il istihbarat müdürünün haberi olmadı. Normalde bu tür konularda il valiliğine bilgi verilir. Ama bizim haberimiz yok” dedi.

        Habertürk muhabiri Serdar Kulaksız’ın haberine göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Muammer Güler tanık olarak dinlendi. Güler ifadesinde şunları söyledi:

        REKLAM

        "GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI"

        "17 Şubat 2003 ile 1 Haziran 2010 arasında İstanbul Valisi olarak görev yaptım. Daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonunu diğer komisyonlara verdiğim bilgilerde olayın farklı boyutları olduğunu söylemiştim. 2004’te yayınlanan bir yazı nedeniyle kamuoyunda infialin oluştuğu görüldü. Bu olayların hemen akabinde dönemin patriği Mutafyan tarafından Ermeni cemaatine yönelik çeşitli sıkıntıların yaşatıldığı söylendi. Gerekli tedbirler alındı.

        "BİZİM HABERİMİZ YOK"

        Cinayetle ilgili Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından 11 ay boyunca bir takibin, teknik dinlemenin yapıldığını biliyoruz. Bununla ilgili benim cinayetten sonra haberim oldu. Bir yazının geldiğini bu yazının ham bilgi olduğunu biliyoruz. Bu yazıdan il emniyet müdürünün, il istihbarat müdürünün haberi olmadı. Normalde bu tür konularda il valiliğine bilgi verilir. Ama bizim haberimiz yok.

        REKLAM

        "ŞAHSİ BİR TALEBİ OLMADI"

        Niçin korunmadığı meselesi. Kendisinin öyle şahsi bir talebi yok. Kanunların ilgili hükümleri bellidir. İstihbarat birimleri teklif yapmış değil bize. O nedenle koruma prosedürü yasal olarak başlatılmadı. Ölümünden bir hafta önce Agos gazetesinde başlattığı bir yazı dizisi var. 3 sene önce yani tam olarak 2 yıl 10 ay 25 gün öncesinde, vali yardımcısının odasında yapılan bir görüşmeden bahsediliyor. Ve maalesef kamuoyu ölümünden bir hafta önce sanki çağırılmış, görüşülmüş gibi bir algı yaratılıyor. Sabiha Gökçen ile ilgili, hassasiyetin paylaşılması ve kaynağının sorulmasına yönelik bir toplantıdır. Yapan kişi azınlıklardan sorumlu vali yardımcısıdır. Orada tehdit ve baskı söz konusu olmamıştır. Aradan geçen 3 yıl boyunca da kendisinin de baskı gördüğüne dair herhangi bir müracaatı olmamıştır.

        REKLAM

        "HAKKIMDA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ"

        Şahsım hakkında da bir soruşturma yapıldı. 25 Temmuz tarihi itibari ile hakkımda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu karara itiraz etmemiştir.

        "CİNAYETLE HİÇBİR İLLİYET BAĞI OLMAYAN BİR GÖRÜŞMEDİR"

        Dink ailesinin avukat Hakan Bakırcıoğlu’nun soruları üzerine ise Güler, cinayetten 3 yıl önce yapılan ve cinayetle hiçbir illiyet bağı bulunmayan görüşmedir. Konu yayınlanan bir yazıya ilişkindir. Azınlıklardan sorumlu vali yardımcısı bu bilgiyi nereden aldığı, kamuoyunda sıkıntı yarattığı, yanlış anlaşılacağı konusunu kendisine aktarılmıştır. Konu onunla ilgilidir. Haberin kaynağı sorulmuştur o da Erivan’da bir röportajda aldığını söylemiş. Konu bundan ibarettir. Nezaket çerçevesinde yapılmış bir görüşmedir. Hakaret, tehdit, baskı olmamıştır. Kamuoyunda sanki cinayetten bir hafta önce yapılmış, tehdit, baskı yapılmış gibi yansıtılıyor. Vali yardımcısı azınlıklardan sorumlu olduğu için vali yardımcısının odasında yapılması uygun görülmüştür. Resmi bir makamda yapılmasına karar verilmiştir. Bu samimiyeti de göstermektedir. Tekrar ifade etmek istiyorum. Hakaret, tehdit veya aba altından sopa göstermek bir şey yoktur. Önemli olan bu görüşmenin yapılmasıdır. Kendisi telefon edilerek davet edilmiştir. Hüseyin Günay ile yapılan görüşmeyi bilmiyorum. Bu istihbaratın konusu. Hrant Dink tarafından da bize hiçbir şey yansıtılmadı. Bana herhangi bir evrak verilmedi. O da (Ergün Güngör) bir hassasiyet olduğunu söyledi.

        "GEREKLİ TEDBİR ALINIRDI"

        Bu yazılarda sonra zaman zaman çeşitli protestoların olduğunu biliyorum bunlarla ilgili emniyet teşkilatımızda gerekli tedbirleri almıştı. Cinayetten sonra koruma konusu gündeme geldiğinde geçmişe yönelik niçin koruna talebinde bulunmadığı konusunda emniyetle yaptığımız görüşmede kendisinin böyle talepte bulunmak istemediği kanaati ben de oluşmuştu. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün bu konu ile ilgili bilgiler aldığı, bunları İstihbarat Dairesi Başkanlığı ile paylaştığı halde bu bilgiler niçin İstanbul Emniyetine iletilmemiştir? Bu bilgi İstanbul Emniyeti ile paylaşılsaydı gerekli tedbirler alınırdı. İl emniyet müdürünün de bunlardan haberi olmadığı için tarafıma da bilgi verilmiştir. İstanbul İstihbaratı (emniyet istihbarat) 2003’den beri birçok konuda çalışma yapmış, çok önemli olayları aydınlatmış, birçok olayı da önlemiştir. Yeterli bilgi verilseydi gerekli tedbirleri alacaklarını biliyorum, buna inanıyorum.

        "BİR İHMALİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"

        Davanın sanıklarından dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın Mehmet Köksal’ın soruları üzerine ise Güler, "Burada Trabzon Emniyet Müdürlüğünce 11 ay boyunca yürütülen bir soruşturma var. Böyle bir talepte bulunulmamış. Dolayısıyla İstanbul Emniyeti’ne de böyle bir talep gelmemiş. Esasen gelen bu yazı (Yasin Hayal ile ilgili bilgi) istihbarat elemanlarınca değerlendirilmiş, söz konusu yerin iş yeri olduğu şahsın da orada olmadığı belirlenmiştir. Sayın Cerrah’ın eğer böyle bir konuda bilgisi olsaydı benimle istişare ederdi. Burada bir vali sorumluluğu ile görüşümü ifade etmek istiyorum asla en ufak bir ihmali olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde Ahmet İlhan Güler’in de görevini yaptığını düşünüyorum."

        DİNK'E KORUMA SORUSU

        Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Orhan Pamuk’a verilen koruma kararına ilişkin yapılan Emniyet yazışmalarını hatırlatarak Pamuk’un terör örgütlerinin hedefi olmadığı ve can güvenliğinin tehlike altında bulunmadığı tespitine rağmen dönemin Valisi Muammer Güler'in koruma tedbiri alınması talebini onayladığını vurguladı. Bakırcıoğlu, Güler’e “Hrant Dink'in 2004 yılından itibaren hedefe konulmasına rağmen, koruma tedbiri alınmasına yönelik bir görüşme oldu mu” diye sordu.

        Eski Vali Güler bu soruya "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bu konuyla ilgili bir teklif gelmedi. Esasen konunun asıl kaynağı Trabzon'da 11 ay boyunca yapılan soruşturmada Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından veya İsthibarat Daire Başkanlığı tarafından korumaya ilişkin bir taleplerinin bulunmamış olması korunma kararının alınmamasının dayanağıdır” dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ