"Ergenekon davasına müdahil olmak istiyorum"
İşadamı babasının helikopterden atıldığını iddia etti.
Babasının 1995 yılında JİTEM tarafın kaçırıldığını iddia eden Vanlı işadamı Senar Keremoğlu, JİTEM ilişkilerinin açığa çıktığı Ergenekon davasına müdahil olmak istiyor. Keremoğlu, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kendisine "Babanı Yüksekova'dan Hakkari'ye götürürken helikopterden' attılar dediğini aktararak, vatandaşlarının can güvenliğinden sorumlu olması gereken devlet aleyhine de tazminat davası açmaya hazırlanıyor.
İstanbul'da görülen Ergenekon davasına yeni müdahiller çıkıyor. Doğu ve Güneydoğu illerinde OHAL döneminde işlenen çok sayıda faili meçhul cinayetin aydınlanması için mağdur umutlarını bu davaya bağlamış. Bu mağdurlardan biri de Vanlı İşadamı Senar Keremoğlu. Silivri Kapalı Cezaevi'nde görülen davaya müdahil olmak isteyen Keremoğlu, 750 bin mark fidye için kaçırılan 75 yaşındaki babasının vahşice öldürüldüğü ancak hala cesedine ulaşamadıklarını söylüyor. Keremoğlu, "Babasının öldürüldüğünü bizzat Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım'dan dinledim. Bana, 'Baban Yüksekova'dan Hakkari'ye taşınırken helikopterden atmışlar' dedi. Şimdi bu davayla babamın yıllar sonra cesedine ulaşmak istiyorum" dedi.
Vanlı işadamı bölgede paralı ve zengin olan kişilerin JİTEM tarafından haraca bağlandığını belirterek, kendi babasının da 1995 yılında fidye için kaçırıldığını söyledi.Keremoğlu, 10 Temmuz 1994'te Yeşil'in ekibinden olduğu belirtilen PKK itirafçısı Alaattin Kanat'ın kendisi 'General Zeynel' olarak tanıtarak belirterek, uyuşturucu kaçakçılığı sebebiyle adının ölüm listesinde olduğunu ve silinmesi için 1 milyon bin mark istediğini savundu. Keremoğlu, telefondaki kişi paranın Ziraat Bankası'nın Ankara Heykel Şubesi'ne, Ahmet Demir adına yollanmasını istedi. Ahmet Demir adına gönderilerek, banka dekontunun kimliğinin arkasına yapıştırması halinde kimsenin kendisine karışmayacağını söylediğini kaydetti. Ahmet Demir ismi Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı sahte kimliklerden biri olarak biliniyor. Keremoğlu, parayı yatırmaması halinde ne olacağını sorduğunu ifade ederek, kendi sonunun da Behcet Cantürk ve Savaş Buldan gibi olacağınğ söylediğini vurguladı. Bunun üzerine durumu polise haber verdiğini anlatan Keremoğlu, parayı teslim etmek için 22 Eylül 1994 günü Silivri'deki buluşma adresine gittiğinde baskın düzenleyen polisin Alaattin Kanat'ı yakalayarak gözaltına aldığını vurguladı. Olaydan sonra ifade için emniyette gittiğini ve kendi sorgusuna 18 müfettişin katıldığını anlatan Keremoğlu, "Bir müfettiş bana, sen ne yaptın arayan kalmadı. Tansu çiller, Alparslan Türkeş, Mehmet Ağar'ın da aradığını söylediler" dedi.