Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Genel Sağlık Ağız ve Diş Sağlığı Aşırı flor kullanımı çocuklarda zeka geriliğine sebep olabilir!, Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Sevgen Eralp, flor, flor kullanımı, aşırı flor kullanımı, çocuklarda zeka geriliği, flor eksikliği, flor içeren gıdalar

        Vücudumuz için gerekli temel maddelerden biri olan florun toprakta, havada ve suda çeşitli miktarlarda ve kompozisyonlarda bulunan bir element olduğunu belirten Eralp, “İçtiğimiz suda, toprakta yetişen sebze ve meyvede hatta hayvansal besinlerde bile flor bulunmaktadır. Flor eksikliğinde ciddi hastalıklar görülmese de, sağlık açısından faydasını gördüğümüz durumlar vardır. Bunlardan biri de ağızve diş sağlığıdır.” dedi.

        Eralp, flor kullanımının diş çürükeri açısından koruyucu etkisi olduğunu, ancak flor alımının yetersiz olduğu durumlarda dahi ağız hijyeni ve sağlıklı beslenmeye dikkat edildiği takdirde dişte çürük oluşmayabileceğini belirtti. Buna bağlı olarak, flor eksikliği flor oluşumunun diş çürüğüne yol aştığını söylemenin yanlış olduğunu ancak kontrollü flor alımıyla çürük riskini minimuma düşürebileceğini hatta ortadan kaldırabileceğini söyledi. Bunu söylerken “kontrollü” flor alımının altını çizen Eralp, fazla flor kullanımının dişler ve insan vücudu açısından zararları olabileceğini de ekledi.

        Deniz suyunda flor bulunması nedeniyle balık ve diğer deniz ürünlerinin flor açısından zengin olduğunu söyleyen Eralp flor içeren diğer besinleri de şu şekilde sıraladı: “ Çay, bitkiler içinde en fazla flor bulundurandır. Bir fincan çay 0,10-0.12mg flor alımı sağlar. Et, sakatat, elma, ıspanak, yumurta, tavuk, pirinç ve yulafta da flor vardır.”

        FAZLA FLOR KULLANIMI ÇOCUKLARDA ZEKA GERİLİĞİNE YOL AÇABİLİR

        Florun vücuttaki etkileri hakkında bilgi veren Eralp, şunları söyledi: “Koruyucu amaçla sistemik olarak flor kullanımının vücutta birikime sebep olduğu görüldüğü için, ABD’de FDA (Food and Drug Administration) kurumu sistemik flor uygulamasına onay vermemektedir. Bunun sebebi flor, vücut için olmazsa olmaz bir element değildir.

        Eksikliğinde bir hastalık oluşmamaktadır. Fakat fazla alındığında vücutta birikime sebep olmaktadır. Hatta florozis dediğimiz rahatsızlık başlamaktadır. Aşırı flor alımına bağlı, akut ve süregelen flor zehirlenmeleri sonucu kusma, mide ve bağırsak sisteminde problemler ve hatta çocuklarda zeka geriliğine bile sebep olabilir. Önceleri, içme sularına belli miktarlarda flor eklenmesi uygun görülmüş ise de sonradan tüketilen sebze, meyve, et ve balık ürünlerinde kontrolsüz bir şekilde flor alımı olduğu için, içme sularına flor ilavesi durdurulmuş. Günümüzde piyasada satılmakta olan içme sularının, flor içeriği 0.025-1.08 mg arasında değişmektedir. Günlük 2 mg ve daha fazla flor alımı florozis oluşumu için yeterlidir.

        Sonuçta Avrupa ülkelerinde de kabul görmüş olan düşünce, florun ağız yoluyla sistemik olarak kullanımı yerine, direk olarak kontrollü bir şekilde lokal uygulanmasıdır. Lokal olarak uygulandığı takdirde dişlerde florozis gelişmeyeceği gibi, ağız yoluyla alınan aşırı flor sebebiyle dental florozis gelişebilir.

        Dental florozis, dişin gelişimi sırasında florun sindirim yoluyla aşırı alımı ile oluşan, geri dönüşü olmayan bir durumdur. Bu durum bir çocuğun yüksek düzeyde flor aldığının ilk ve net belirtisidir. Dental florozis hastalarında, mine tabakasında ince beyaz çizgilerle başlayan tebeşirimsi opak bir görünüm vardır. Bu görünüm zamanla sarı kahverengi şeritler haline dönebilir.”

        Eralp, florun fazla kullanımından kaynaklanan zararları sıralamanın yanı sıra çürük önleyici etkisi görmezden gelinemeyeceği için, bir diş hekimi kontrolünde uygulanmasının bir zararı olmayacağını da şu şekilde belirtti: “Lokal flor uygulamalarının yanı sıra fluorid içeren diş macunu ve gargaralardan da faydalanmak mümkündür. Diş macunu ve gargaralardaki flor içeriği zehirlenmeye sebep olmayacak kadar azdır. Sadece ağız içinde kullanıldığı ve yutulmadığı için sistemik dolaşıma karışma ihtimali çok çok düşüktür ve yediğiniz içtiğiniz gıdalara ek olarak kullanılmasında hiçbir zarar yoktur. Hatta fluoridli ağız gargaralarının okul döneminde kullanıldığı takdirde diş çürüklerinde %20-40 oranlarında azalma olduğu görülmüştür. Sadece 6 yaşından küçük çocuklarda yutma tehlikesi bulunduğundan kullanımı önerilmemektedir.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ