Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite osteoporozu önlemeye katkı sağlıyor
Prof. Dr. Gül, sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara ile aşırı alkol tüketiminden kaçınılması ve düzenli fiziksel aktivitenin, osteoporozu (kemik erimesi) önlemeye önemli katkı sağladığını bildirdi
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özen Öz Gül, "Dünya Osteoporoz Günü" dolayısıyla yaptığı konuşmada, osteoporozun kemik dokusunun yoğunluğunun azalması ve mikro yapısının bozulması ile karakterize, kırık riskinin arttığı metabolik bir kemik hastalığı olduğunu belirtti.
Gül, her yaşta olabilen kemik erimesinin genellikle erişkinlerde görüldüğünü, ileri yaşlarda bireylerin karşılaştıkları en önemli sağlık sorunlarından olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Gül, kadınlarda menopoz sonrası dönemde yaygın rastlanan osteoporozun erkekleri de etkileyen bir hastalık olduğunu, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından biri ve her 5 erkekten birinin hayatının bir döneminde kırık yaşayacağının öngörüldüğünü anlattı.
Osteoporoz nedeniyle meydana gelen kemik kırıklarının yaşam kalitesini bozduğunu, bireyin hareket kabiliyetini kısıtlayarak başkalarına bağımlı hale gelmesine yol açtığını vurgulayan Gül, "Kemik erimesi olan birçok hasta küçük bir düşme veya çarpmadan sonra bir kırık gelişinceye kadar hastalıklarından haberdar olamadığı için genellikle 'sessiz hastalık' olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca önceki bir kırık, özellikle ilk iki yılda olmak üzere herhangi bir kırık riskinin yüzde 86 artmasıyla ilişkilidir. Yani bir kırık sonraki kırık için büyük risk yaratmaktadır" diye konuştu.
Çocukluktan itibaren düzenli beslenme ve egzersiz ile osteoporozun önlenebileceğini vurgulayan Gül, sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması, yeterli miktarda kalsiyum, protein ve D vitamini alınmasının yanı sıra düzenli fiziksel aktivite ve açık havada zaman geçirmenin de bu hastalığı önlemede önemli katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özen Öz Gül, "Dünya Osteoporoz Günü" dolayısıyla yaptığı konuşmada, osteoporozun kemik dokusunun yoğunluğunun azalması ve mikro yapısının bozulması ile karakterize, kırık riskinin arttığı metabolik bir kemik hastalığı olduğunu belirtti.
Gül, her yaşta olabilen kemik erimesinin genellikle erişkinlerde görüldüğünü, ileri yaşlarda bireylerin karşılaştıkları en önemli sağlık sorunlarından olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Gül, kadınlarda menopoz sonrası dönemde yaygın rastlanan osteoporozun erkekleri de etkileyen bir hastalık olduğunu, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından biri ve her 5 erkekten birinin hayatının bir döneminde kırık yaşayacağının öngörüldüğünü anlattı.
Osteoporoz nedeniyle meydana gelen kemik kırıklarının yaşam kalitesini bozduğunu, bireyin hareket kabiliyetini kısıtlayarak başkalarına bağımlı hale gelmesine yol açtığını vurgulayan Gül, "Kemik erimesi olan birçok hasta küçük bir düşme veya çarpmadan sonra bir kırık gelişinceye kadar hastalıklarından haberdar olamadığı için genellikle 'sessiz hastalık' olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca önceki bir kırık, özellikle ilk iki yılda olmak üzere herhangi bir kırık riskinin yüzde 86 artmasıyla ilişkilidir. Yani bir kırık sonraki kırık için büyük risk yaratmaktadır" diye konuştu.
Çocukluktan itibaren düzenli beslenme ve egzersiz ile osteoporozun önlenebileceğini vurgulayan Gül, sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması, yeterli miktarda kalsiyum, protein ve D vitamini alınmasının yanı sıra düzenli fiziksel aktivite ve açık havada zaman geçirmenin de bu hastalığı önlemede önemli katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
