Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Satrançla değişen hayatlar!

        Antalya'da 2 bin 636 sporcunun katılımıyla düzenlenen 2019 Türkiye Küçükler Yıldızlar ve Emektarlar Satranç Şampiyonası tamamlandı.

        Bir hafta süren şampiyonada küçükler kategorisinde 1920, yıldızlar kategorisinde 661, emektarlar kategorisinde 82 olmak üzere toplamda 2 bin 663 sporcu mücadele etti.Türkiye İş Bankası’nın ana sponsoru olduğu Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) tarafından düzenlenen şampiyonayasporcu ve aileleri ile birlikte toplam 7 bin kişi katıldı.

        Lisanslı sporcu sayısının en fazla olduğu spor dalının satranç olduğunu vurgulayan Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı ve FIDE (Dünya Satranç Federasyonu) Asbaşkanı Gülkız Tulay, rekor bir katılım olduğunu, turnuvaya 78 ilden katılımın gerçekleştiğini ve köylerden gelen çocuk sayısında da artış olduğunu kaydetti.

        Gülşah Eroltu veCeylan Eroltu

        SATRANÇ HAYATLARA DOKUNUYOR!

        RAKİP BULAMADIĞI İÇİN ZORLA ÖĞRETTİĞİ SATRANÇ ANNESİNİN EKMEK KAPISI OLDU

        Satranç ile hayatı tamamen değişenler de yok değil. Hatay'da yaşayan Ceylan ve annesi Gülşah Eroltu bunun sadece bir örneği...

        Ceylan, 8 yaşında satrancı öğrenmiş ve evde oynayacak rakibi olmadığı için annesine de zorla öğretmiş. Kısa bir süre sonra ise babasını kaybetmiş.15 yaşındaki Ceylan Eroltu, babasını kaybettiği yıl Darüşşafaka'yı kazanmış. 3 çocuk annesi Gülşah Eroltu, aile ve mahalle baskılarına rağmen kızını İstanbul'a yollamaya karar vermiş. Ceylan, durmamış ve Darüşşafaka'da da çalışmalarına devam etmiş.

        Ceylan, satranç oynayacak kimseyi bulamadığı için annesini karşısına oturturken, aslında bilmeden çok büyük bir iyilik etmiş. Anne Eroltu, kendisini satrançta geliştirmiş, antrenörlük belgesi almış. Şimdilerde satranç sayesinde hayatını kazanıyor.

        Anne Eroltu, "İlk maçımızda kızımı mat ettim derken turnuvalar çalışmalarla kızımı destekleyerek kendim de geliştim" dedi.

        Ceylan'ın hayali ise; önce Türkiye'de sonra da dünyada derece yapmak...

        Osman Kaya ve Yusuf Kaya

        TURNUVAYA KUCAKTA GELİYORDU SATRANÇ SAYESİNDE ARTIK YÜRÜYOR

        Artvin Arhavi'de 6 aylıkken doğan (prematüre) ve bu yüzden çeşitli hastalıkları olan Yusuf Kaya ise satrançla hayatı değişen bir başka isim... 14 yaşındaki Yusuf, "Yatağa bağımlıydım, hiçbir şeyden zevk alamıyordum. Arkadaşlarım futbol maçı yaparken ben camdan onları seyrederdim. Babama 'Ben hiçbir işe yarayamayacak mıyım?' diye sorardım. Bir gün dayım eve satranç getirdi, sonra öğrenmeye başladım" dedi.

        Arhavi’de polis memuru Hamza Albayrak’ın satranç projesi ile satranç derslerine başlayan Kaya, "Satrançta başarı kazandıkça özgüvenim geldi, fizik tedaviye de başladım. Arkadaşlarım futbol oynarken ben onları seyrediyordum, şimdi onlar beni seyrediyor. Onların yaptığı şeyi ben satranç tahtasında yapıyorum" dedi.

        Satranca başladığından bu yana yaş grupları turnuvalarında her yıl birinci olan Yusuf, üç yıl önce kucakta geldiği turnuvalara artık yürüyerek geliyor.

        "GURUR KAYNAĞI"

        Yusuf'un babası Osman Kaya ise oğlunun başarısı ile ilgili şunları söyledi: "Yusuf’tan daha iyi durumda olan çocuklar, yaşıtlarının yaptıklarını yapamadıklarını görünce hayata küstüler ama Yusuf satrançta başarılı olunca satranca daha da sarıldı ve 'Benim de başarılı olduğum şeyler var' diyerek hayata daha sıkı tutundu. Yusuf şu anda gerek biz ailesinin gerekse tüm tanıdıklarımızın gurur kaynağı.”

        SATRANCI SEVGİ EVLERİNDE ÖĞRENDİLER

        Onur Çelik ise satrancı Elazığ Sevgi Evlerinde öğrenmiş. 14 yaşındaki Çelik, 6. ÇHGM (Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü) Satranç Şampiyonası’nda Türkiye birinciliği, birçok kez de Elazığ il birinciliği kazandı.

        10 yaşındaki Miraç Melih Topuz satranca Elazığ Sevgi Evleri’nde 10 ay önce başlamış. Satranca yakın zamanda başlamasına rağmen UKD (ulusal kuvvet derecesi)’si ise oldukça yüksek.

        BABA OĞUL YARIŞTILAR

        Turnuvaya baba oğul, dede torun katılanlar da oldu. Emektarlar Şampiyonası’na katılan 52 yaşındaki Özcan Kurular, 15 yaşındaki oğlu Alguhan Kurular'ın da Yıldızlar Şampiyonası'na katıldığını söyledi. Henüz ilkokul çağlarındayken satrançla tanıştığını söyleyen emekli deniz astsubayı Özcan Kurular, "İlkokul sıralarından liseye kadar satranç oynadım. İşim gereği 30 yıl ara verdim. Çocuğumu satranca yönelttim, onunla beraber satranç aşkı tekrar belirdi. Onunla birlikte turnuvalara katıldım. Şu an antenörlük ve hakemlik belgelerim var" diye konuştu.

        Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı ve Dünya Satranç Federasyonu Asbaşkanı Gülkız Tulay

        "SATRANÇ, ÇOCUĞU DONANIMLI BİR BİREY HALİNE GETİRİYOR"

        Satranç, çocukların yeteneklerini, zekalarını geliştirmenin yanı sıra onlara planlama, strateji, analiz ve öngörü gibi becerileri geliştirmeye de yardımcı oluyor.

        Öyle ki; TSF Başkanı Tulay, "Satrançla ilgilenen çocuklar özgüvenleri yüksek çocuklardır. Satranç, çok önemli bir daldır. Satranç oynarken ileriye yönelik hamleler yaparlar, yenilirler, yenildiklerinde bundan ders çıkarırlar, kazandıklarında ise bunu daha da ileriye götürmek isterler. Bu tür düşünceler yerleştiği için özgüvenleri yüksek oluyor. Satrancın temel prensipleri vardır; düşünerek hareket etme, zamanı efektif bir şekilde kullanma, ileriye dönük hamle yaparken, karşınızdaki kişinin hangi hamleyi yapacağını hesap etme gibi çok önemli özellikler vardır. Çocuklar bununla erken yaşlarda tanıştığı zaman çok donanımlı bireyler haline geliyorlar" dedi.

        "SATRANÇ BÜYÜK HAYATIN KÜÇÜK BİR MODELİ"

        Satrançta saygının çok temel esaslardan biri olduğunu vurgulayan TSF Başkanı Tulay, "Satranç masasına otururken mutlaka karşınızdaki kişiyle el sıkışır ve birbirinize başarılar dilersiniz. Bir şeye itiraz edecekseniz bunu rakibe değil; hakeme el kaldırarak söylersiniz. Maç bittiğinde kaybetseniz de, içinizde fırtınalar kopsa da satranç taşlarını yerine dizip, kazananı tebrik edersiniz. 7-8 yaşında bir çocuk düşünün saatlerce masabaşında ter döküyor, belki kaybediyor, ağlıyor ama rakibinin elini sıkarak masadan kalkıyor. Bu da çocukların çok dirençli bir birey olmalarını sağlıyor" diye konuştu.

        Tulay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Satrançta kullanılan çok güzel tanımlamalar vardır. Bana göre en güzeli; 'Satranç büyük hayatın küçük bir modelidir.'

        O satranç tahtasının içinde bir hayat gizli. Yaptığınız hamlelerin sonucundan siz sorumlusunuz. Satranç insana bunu veriyor, bir başkası bunu size söylemiyor. Doğru bir hamle de yanlış bir hamle de yapsanız sonucundan siz sorumlusunuz. Bu durumda belki daha çok düşünmelisiniz, daha iyi bir strateji geliştirmelisiniz, belki de o masaya gelmeden önce daha iyi dinlenmeli, uyumalı ve çalışmalısınız. Çocuk tüm bunları kendi bünyesine katıyor. Örneğin; ilkokula başlayan çocuklar yaramazdır ama ilkokul öğretmenlerinden şunu duyuyoruz: 'Satranç oynayan çocukların yaramazlıklarında bile bir disiplin, bir zeka ürünü var.'"

        SATRANÇ ÖNEMLİ ÜNİVERSİTELERE KAPI ARALIYOR

        Başarılı satranç oyuncularının yetişmesiyle beraber satranca olan algının da değiştiğini sözlerine ekleyen Tulay, "Biz de federasyon olarak kurum ve kuruluşlarla, okullar ve üniversitelerle ciddi bir iletişim halindeyiz. Satranç başarısından dolayı dünyanın en iyi üniversitelerine kabul edilen çocuklarımızın sayısı gittikçe artıyor. Bu da uluslararası anlamda satrancın gittkçe yükselen bir algısı olduğunu gösteriyor."

        "ÇOCUKLAR MÜMKÜN OLDUĞUNCA ERKEN YAŞLARDA SATRANCA BAŞLAMALI"

        Çocukların mümkün olduğunca erken yaşlarda satrançla tanışması gerektiğinin altını çizen Gülkız Tulay, "Çocuklar 4-5 yaşlarından itibaren satranç öğrenmeye başlamalılar. Satranç taşlarına dokunmalılar. Ne kadar erken başlarlarsa satrançta kalma süresi de o kadar uzuyor" diye konuştu.

        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ